Libya: Ölüm tehditleri seçmeni sandıktan uzaklaştırıyor

Adaylardan Süleyman el-Beyudi ölüm tehdidi alırken Seyfulislam Kaddafi’nin adaylığının reddedilmesine karşı yaptığı temyiz başvurusuyla ilgili duruşma hakim olmadığı için yapılamadı

Hakim olmadığı için Seyfülislam Kaddafi'nin temyiz başvurusu davası görülemedi (AFP)
Hakim olmadığı için Seyfülislam Kaddafi'nin temyiz başvurusu davası görülemedi (AFP)
TT

Libya: Ölüm tehditleri seçmeni sandıktan uzaklaştırıyor

Hakim olmadığı için Seyfülislam Kaddafi'nin temyiz başvurusu davası görülemedi (AFP)
Hakim olmadığı için Seyfülislam Kaddafi'nin temyiz başvurusu davası görülemedi (AFP)

Zayed Hediyye
Libya, tuhaf bir kısırdöngü tarafından rehin alınmış halde. Cumhurbaşkanlığı ve parlamento seçimlerinin yapılması planlanan tarih yaklaştıkça her gün ortaya çıkan yeni olaylar ve sorunların artmasıyla, seçimlerin planlandığı gibi 24 Aralık'ta yapılmasının önündeki zorluklarda artıyor. Tüm bunlar Libyalıları, ülkenin bağımsızlığından bu yana ilk kez kendi oylarıyla bir cumhurbaşkanı seçmek için sandık başına gitmekten uzaklaştırıyor.
Seyfülislam Kaddafi'nin adaylık başvurusunun reddedilmesi kararına karşı yaptığı itirazı değerlendirmeye yetkili mahkemede yaşanan hakim krizinin yanı sıra cumhurbaşkanı adaylarından Süleyman el-Beyudi, kimliği belirsiz kişilerce ölümle tehdit edildiğini açıkladı. Diğer yandan seçim sürecindeki gerginliğin artması ve geçtiğimiz günlerde cumhurbaşkanı aday adayları arasında yoğunlaşan siyasi tartışmalar devam ediyor.

Kaddafi’nin temyiz başvurusuyla ilgili karışıklık devam ediyor
Herkes, Seyfülislam Kaddafi'nin avukatlarının, Kaddafi'nin cumhurbaşkanlığı seçimlerinde aday olmak için yaptığı başvurunun, adaylığının seçim kanunlarına uygun olmadığı gerekçesiyle reddedilmesine karşı yaptıkları itirazın sonucunu beklerken hem halkın hem de yerel ve uluslararası basının tüm dikkati üç gündür Libya'nın güneyinde Sebha kenti üzerinde toplanmış durumda. Sebha Adliyesi çevresinde konuşlanan askeri güçlerin çekilmesine rağmen, mahkeme, üç asıl ve bir yedek olmak üzere dört hakimden oluşan mahkeme heyetinin bir kısmının duruşmaya katılmaması nedeniyle itiraz başvurusunu değerlendirme davasına bakamadı.
Seyfülislam Kaddafi ve avukatları, Pazartesi günü, adliye binasına konuşlandırılan askerler çekilmeden önce yaptıkları açıklamada, duruşmanın silah zoruyla engellendiği suçlamasında bulundular.  Askerlerin çekilmesinin ardından binanın güvenliği polise devredildi. Ancak tüm bu gelişmelerin, mahkeme heyetini davayı karara bağlaması beklenen duruşmaya katılmaya ikna etmediği anlaşılıyor.

Endişeye neden olan gelişmeler
Ulusal Birlik Hükümeti (UMH) İçişleri Bakanı Halid Mazin, mahkemenin Seyfulislam Kaddafi'nin  Sebha'daki temyiz başvurusu davasındaki başarısızlığıyla ilgili açıklamasında şunları söyledi:
 “Bu artık kabul edilebilir bir durum değil. Bu, güvenlik planını tehdit eden faktörler nedeniyle güvenlik durumunda yaşanan kaos çerçevesinde, Sebha Mahkemesi'nin oluşturulan mahkeme heyetinin temyiz başvurularını dikkate almadığından ikinci kez özür dilemesinin ardından seçim sürecinin normal şekilde ilerlemediği anlamına geliyor. Seçim süreçlerinde yaşanan saldırılar bugüne mahsus değil. Geçmişte de kurumlarımıza ve kadrolarımıza karşı bir takım saldırılar yapıldı, baskılar uygulandı. Ama biz mümkün olduğunca uzlaşmaya, sakinleşmeye çalışan ve seçim sürecinin başarısı için baskı yapan UBH’nin her zaman yaptığı açıklamalara uygun olarak basında gerilimi tırmandırmayı değil, azaltmayı tercih ettik.”
Bakan Mazin, Trablus kentinde seçimlerle ilgili bir eğitim kampına katılan bazı güvenlik görevlilerine yönelik doğrudan tehditlerin yanı sıra Ecdebiye kentinde seçimler için gerekli ekipmanların alıkonulması olayının ardından ekipmanların sandık merkezlerine dağıtılmak üzere yola çıktıklarını da sözlerine ekledi.
Güvenlik birimlerinin, güvenlik durumundaki gelişmeleri an be an takip ettiğine işaret eden Mazin, güvenlik birimlerinin bu doğrultuda Libya halkını ve seçim sürecine bakan kurumları mevcut durumla ilgili bilgilendirme ve hile yapılmasını engelleme konusunda yasal ve ulusal sorumluluğunu eksiksiz bir şekilde yerine getirme gayreti içerisinde olduğunun altını çizdi.
Bakan Mazin, Seçimler için güvenlik planının sürekli olarak engellenmesinin yanı sıra sürece yönelik ihlallerin ve saldırıların her geçen gün artması, güvenlik güçlerinin tüm çabalarına zarar verebileceği ve işlerin, seçim sürecinin yürütülmesine doğrudan yansıyan, seçimlerin zamanında yapılmasındaki kararlılığı kıran, güvenlik durumunun bozulmasına ve kontrolden çıkmasına neden olan, ulusal güvenliği, ülke ve halkın güvenliğini tehdit eden bir yola girmesine karşı uyardı.

Muhalefet ve hükümet
Öte yandan Libyalı siyaset analisti Muhammed el-Esmer, “Sebha'da olanlardan, seçimleri korumakla yükümlü olan, ancak seçimleri organize etmek yerine Başbakan’ın seçimlere katılmasıyla rakip haline gelen hükümettir. Başbakan, seçimlerde aday olduktan sonra, örgütsel açıdan rakiplerinin güvenliğini takip etmeyecektir. Sebha’daki resmi kurum çalışanları ve yargı mensupları tehditler nedeniyle kendisine (Başbakan’a) ulaşamıyorlar” yorumunda bulundu. Esmer, bu çerçevede Müsteşar Abdullah Sel’um’un Vaddan’da ailesine yönelik tehditler aldığına dair resmi bir şikayette bulunduğunu da sözlerine ekledi.

Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde aday olan isme ölüm tehdidi
Seçim sürecinin kaderini daha büyük bir gizemle gölgeleyen bir diğer olay ise cumhurbaşkanlığına adaylığını koyan Süleyman el-Beyudi'nin adaylığının engellenmesi amacıyla kendisinin ve seçim ekibinin açıkça ölümle tehdit edilmesi oldu. Beyudi’nin kampanya ekibinden yapılan açıklamada, kendilerine gönderilen tehdit içerikli mesajda, adayın cumhurbaşkanlığı seçimlerine katılması durumunda ‘yolsuzluk yapanların öldürülmesine izin veren bağlayıcı bir ceza’ ile cezalandırılacağının belirtildiği aktarıldı.
Açıklamada, şu ifadelere yer verildi:
“Siyaset arenasını güvence altına alan kanunlar ve anayasa çerçevesinde resmi evraklarını tamamlayan adayımız, başvurusu kabul edilenler adaylar ve Yüksek Seçim Kurulu tarafından açıklanan listedeki isimler arasında yer aldı. Seçim kampanyasını başlatmak için nihai listeleri bekliyoruz. Ancak Beyudi'yi ve siyasi ekibini, tehdit mesajındaki ifadeyle ‘yolsuzluk yapanların öldürülmesine izin veren bağlayıcı bir ceza’ olarak açık ve net bir şekilde ölümle tehdit edenler var.”

Gergin atmosfer
Diğer taraftan Yüksek Ulusal Seçim Komisyonu, başta güvenlik sorunları olmak üzere seçim sürecinin önünde duran tüm bu zorluklara rağmen genel seçimlerle ilgili kararlar yayınlayarak bu zor koşullarla mücadele etmeye devam ediyor. Komisyon son olarak, cumhurbaşkanlığı ve parlamento seçimleri için bir seçim propagandası yönetmeliğinin kabul edildiğini duyurdu.
Yönetmelikte, seçim kanunlarına göre cumhurbaşkanlığı ve parlamento seçimlerinde aday olanların seçim kampanyalarını düzenleyen usul, esas ve denetimlere açıklık getiren 31 madde yer aldı.
Birleşmiş Milletler Libya Destek Misyonu da (UNSMIL), Libya Siyasi Diyalog Forumu tarafından onaylanan yol haritasına ve BM Güvenlik Konseyi'nin (BMGK) 2021 tarihli ve 2750 sayılı kararında öngörüldüğü şekilde cumhurbaşkanlığı ve parlamento seçimlerinin düzenlenmesi taahhüdünü teyit etti.
Diğer taraftan bazı kesimler, cumhurbaşkanlığı seçimleri yoluyla iktidara gelmek için verilen çetin siyasi mücadelenin ve son günlerde yoğunlaşan anlaşmazlıkların hukuk ve güvenlik kurumları üzerindeki yansımaları ve ülkenin istikrarı üzerindeki olası olumsuz etkileri konusunda uyarılarda bulundular.
Temsilciler Meclisi (TM) Üyesi İbrahim ed-Dersi, Libya'daki çatışmaların devam etmesi ve siyasi tarafların bir çözüm üzerinde anlaşmaya varamaması çerçevesinde, şuan seçimlerin gerçekleştirilmesinin güç olduğunu söyledi.
Uluslararası toplum tarafından seçimlerin 24 Aralık'ta gerçekleştirilmesi için bir yol haritası dayatılmasının çözüm olmadığını düşünen Dersi, seçimlerin istikrar sağlanana kadar bir süreliğine ertelenmesi ve daha sonra yapılması çağrısında bulundu. Dersi, mevcut çatışma halinin devam etmesinin, seçimlerin hiç yapılamaması ve ülkenin yeniden kendisini şiddetli çatışmaların ortasında bulmasına yol açacağını öne sürdü.



Abdulati, Gazze Şeridi'nin altyapısının yeniden inşa edilmesi çağrısında bulundu

Mısır Dışişleri Bakanı Bedr Abdulati (EPA)
Mısır Dışişleri Bakanı Bedr Abdulati (EPA)
TT

Abdulati, Gazze Şeridi'nin altyapısının yeniden inşa edilmesi çağrısında bulundu

Mısır Dışişleri Bakanı Bedr Abdulati (EPA)
Mısır Dışişleri Bakanı Bedr Abdulati (EPA)

Mısır Dışişleri Bakanı Bedr Abdulati bugün yaptığı açıklamada, Gazze Şeridi’nin altyapısının yeniden inşa edilmesinin ve insani yardımların bölgeye güvenli, hızlı ve engelsiz şekilde ulaşmasının önemini vurguladı.

Açıklama, Abdulati’nin Avrupa Birliği (AB) Komisyonu Eşitlik, Hazırlık ve Kriz Yönetimi Komiseri Hadja Lahbib ile gerçekleştirdiği görüşme sonrasında Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Temim Hallaf tarafından duyuruldu.

Hallaf’ın açıklamasına göre Abdulati, mart ayında yayımlanan ortak bildiriyle Mısır-AB ilişkilerinin kapsamlı ve stratejik bir ortaklığa yükseltilmesinden bu yana yaşanan olumlu gelişmeleri memnuniyetle karşıladı. Bakan, ortaklığın altı ana ekseninin uygulanması çerçevesinde karşılıklı çıkar alanlarında iş birliğini güçlendirmeye kararlı olduklarını belirtti. Ayrıca uluslararası toplumun bölgedeki jeopolitik krizler ile mülteci ve göçmen sorunlarının yükünü paylaşma sorumluluğunu hatırlatarak, komşu ülkelerdeki krizler nedeniyle milyonlarca yabancıya ev sahipliği yapan Mısır’ın ağır bir yük taşıdığını ifade etti.

Abdulati, Lahbib’i Gazze Şeridi’ndeki son duruma ve ateşkesin Şarm eş-Şeyh Barış Anlaşması doğrultusunda kalıcı hâle getirilmesine yönelik yürütülen çabalara dair bilgilendirdi. Ayrıca Mısır’ın, erken toparlanma, yeniden inşa ve Gazze’nin kalkınmasını ele alacak uluslararası konferansa yönelik hazırlıklarını sürdürdüğünü aktardı.

Mısır Dışişleri Bakanı, 20 Kasım’da Brüksel’de yapılan Filistin Bağışçılar Grubu’nun ilk toplantısını da memnuniyetle karşıladı. AB ve üye ülkelerden yeniden imar sürecinin finansmanına etkin katılım beklediklerini belirten Abdulati, Filistin halkına ve Filistin Yönetimi’ne destek sağlayan Avrupa mekanizmalarının etkinleştirilmesi ve bütçelerinin güçlendirilmesinin önemini vurguladı.

Suriye dosyasına ilişkin değerlendirmelerde bulunan Abdulati, Mısır’ın Suriye’nin birliğine ve toprak bütünlüğüne saygı gösterilmesini savunan kararlı tutumunu yineledi. Abdulati, ülkenin istikrarını zayıflatabilecek her türlü girişim ve müdahaleye karşı olduklarını belirterek, Suriye halkının beklentilerini karşılayacak kapsamlı bir siyasi sürecin hayata geçirilmesi çağrısında bulundu.

Açıklamaya göre Lahbib, Mısır’ın bölge barışı ve istikrarı için yürüttüğü çabaları ve Gazze Şeridi’nde ateşkesin sağlanması ile insani yardımların ulaştırılmasındaki kritik rolünü takdir etti. AB’nin Mısır’ın bu yöndeki çalışmalarını desteklediğini ve stratejik ortaklığı güçlendirmeye önem verdiğini ifade etti.

Hallaf, görüşmede Sudan’daki gelişmelerin de ele alındığını aktardı. Abdulati’nin, özellikle el-Faşir bölgesinde işlenen ağır ihlalleri kınadığı ve Sudan’daki çatışmaların durdurulması ile devletin birliği ve bütünlüğünün korunması için Mısır’ın dörtlü mekanizma kapsamında yürüttüğü çabaları anlattığı belirtildi.

Abdulati, insani yardımların Sudan’a ulaştırılmasının önemine dikkat çekerek, ülkenin egemenliğine saygı duyulması ve uluslararası kuruluşlarla iş birliği içinde yardım akışının kolaylaştırılması yönündeki kararlılıklarını vurguladı.

Görüşmede ayrıca Lübnan’daki gelişmeler ele alındı. Abdulati, Mısır’ın Lübnan’ın birliği, egemenliği, güvenliği ve istikrarına verdiği desteğin değişmez olduğunu ifade etti.


Stockholm ve Şam, hüküm giymiş Suriyelilerin sınır dışı edilmesini artırmak için iş birliği yapacak

İsveç Göç ve İltica Bakanı Johan Forssell (Arşiv- AP)
İsveç Göç ve İltica Bakanı Johan Forssell (Arşiv- AP)
TT

Stockholm ve Şam, hüküm giymiş Suriyelilerin sınır dışı edilmesini artırmak için iş birliği yapacak

İsveç Göç ve İltica Bakanı Johan Forssell (Arşiv- AP)
İsveç Göç ve İltica Bakanı Johan Forssell (Arşiv- AP)

İsveç Göç Bakanı Johan Forssell, bugün yaptığı açıklamada, Stockholm ve Şam'ın, İsveç'te işlenen suçlardan hüküm giymiş Suriyelilerin sınır dışı edilmesini artırmak için iş birliği yapacağını duyurdu. Bu, Stockholm'ün Suriye'ye yaptığı yardımların bir kısmını dağıtmaya devam edebilmesi için koyduğu bir koşuldu.

Forssell, İsveç kamu yayın kuruluşu SR'de yaptığı açıklamada, söz konusu kişilerin "İsveç'te bulunan ve orada suç işlemiş Suriye vatandaşı kişiler olduğunu ve sınır dışı edilmeleri gerektiğini, ancak bunun çeşitli nedenlerle bazen çok zor olduğunu" belirtti.

Forssell ve Uluslararası Kalkınma Bakanı Benjamin Dossa, bu hafta Suriye'yi ziyaret ederek Suriye Devlet Başkanı Ahmed eş-Şara ile görüştü. Bu, İsveçli bakanların 2011'den bu yana Şam'a yaptığı ilk ziyaretti.

2015 yılında savaştan kaçan birçok Suriyeliye İsveç'te sığınma hakkı tanıyan büyük göçmen akınının ardından, ardışık sol ve sağ hükümetler sığınma kurallarını sıkılaştırdı.

Forssell, "İsveç'in en önemli önceliklerinden biri konusunda iş birliği yapmayı kabul ettik," diyerek, "İsveç'e gelenlerin büyük çoğunluğu dürüst ve yasalara saygılı, ancak suç işleyenler de var" ifadeleriini kullandı.

Forssell, "Bu insanları sınır dışı edebilmeliyiz; İsveç'te onlara yer yok" dedi.

İsveç kalkınma yardımlarını düzenleyen ve artık göçü azaltmayı ve sınır dışı işlemlerini hızlandırmayı da içeren yeni ilkeye işaret etti; bu iki hükümet önceliği var.

"İsveç çıkarlarımız tehlikede... Kalkınma yardımı sağladığımızda, bu ülkelerin bizimle iş birliği yapmalarını ve vatandaşlarını, özellikle de İsveç'te suç işleyenleri geri almalarını bekliyoruz. Benzer adımlar atılmazsa, kalkınma yardımı sağlamayacağız" dedi.

İki bakan, Suriyelilerin geri dönüşü konusunu eş-Şara ile genel olarak görüştü. Şarku’l Avsat’ın aldığı bilgiye göre ülkelerine dönmek isteyen Suriyelilere, seyahat masrafları ve diğer lojistik giderlerini karşılamak üzere mali yardım alma hakkı tanınıyor.


Putin, Kolektif Güvenlik Anlaşması Örgütü toplantısında: Rus silahlarının etkili olduğu kanıtlandı

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Kolektif Güvenlik Anlaşması Örgütü'nün (KGAÖ) genişletilmiş zirve toplantısı öncesinde Kremlin sözcüsü Dmitriy Peskov'u dinliyor, (EPA)
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Kolektif Güvenlik Anlaşması Örgütü'nün (KGAÖ) genişletilmiş zirve toplantısı öncesinde Kremlin sözcüsü Dmitriy Peskov'u dinliyor, (EPA)
TT

Putin, Kolektif Güvenlik Anlaşması Örgütü toplantısında: Rus silahlarının etkili olduğu kanıtlandı

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Kolektif Güvenlik Anlaşması Örgütü'nün (KGAÖ) genişletilmiş zirve toplantısı öncesinde Kremlin sözcüsü Dmitriy Peskov'u dinliyor, (EPA)
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Kolektif Güvenlik Anlaşması Örgütü'nün (KGAÖ) genişletilmiş zirve toplantısı öncesinde Kremlin sözcüsü Dmitriy Peskov'u dinliyor, (EPA)

Alman Haber Ajansı'nın (DPA) haberine göre, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Kolektif Güvenlik Anlaşması Örgütü (KGAÖ) toplantısında Rus silahlarının etkinliği hakkında konuştu.

Rus haber ajansı Interfax'ın aktardığına göre Putin, bugün Kırgızistan'da düzenlenen askeri ittifak toplantısında, "Gerçek muharebe operasyonlarında etkili olduğu kanıtlanmış modern Rus silahları ve teknolojisiyle birleşik silahlı kuvvetleri donatmak için geniş çaplı bir program başlatmayı öneriyoruz" dedi.

Rusya, Ukrayna'ya karşı yürüttüğü savaşta düzenli olarak yeni silah sistemleri test ediyor.

Kırgızistan'ın başkenti Bişkek'te konuşan Putin, hava ve savunma kabiliyetlerine odaklanan ortak askeri tatbikatların planlandığını söyledi.

 KGAÖ, Rusya'nın hakim olduğu bir askeri ittifaktır.

Şu anda eski Sovyet cumhuriyetleri olan Tacikistan, Kırgızistan, Kazakistan ve Belarus'u kapsamaktadır.

Ermenistan, Dağlık Karabağ bölgesindeki anlaşmazlıkta Azerbaycan'a yenilmesinin ardından Rusya ile gerginliğin artması üzerine Şubat 2024'te ittifak üyeliğini dondurdu.