Heniyye, İsrail ile normalleşmeye son verilmesi ve direnişin desteklenmesi çağrısı yaptı

AA
AA
TT

Heniyye, İsrail ile normalleşmeye son verilmesi ve direnişin desteklenmesi çağrısı yaptı

AA
AA

Hamas Siyasi Büro Başkanı İsmail Haniyye, İsrail ile normalleşmeye son verilmesi de dahil Filistin davası için 3 konuyu önceleme çağrısında bulundu.
İstanbul'da düzenlenen 12. Kudüs'ün Öncüleri Konferansı'nın açılışında yaptığı konuşmada Heniyye, "Kadim bir ülke ve köklü bir Müslüman halk, ümmetin vicdanına kazınmış Türkiye topraklarında bu konferansa katılmaktan onur ve gurur duyuyoruz." dedi.
Hamas'ın (1987) kuruluş yıl dönümünde konferansın düzenlenmesinden duyduğu memnuniyeti dile getiren Heniyye, "Bölge, ümmet ve Filistin davası düzeyinde bizi kuşatan 3 önemli değişken var." dedi.
Heniyye bu değişkenlerden ilkinin İsrail'in Gazze Şeridi'ne saldırması ile başlayan "Kudüs'ün Kılıcı" operasyonu olduğunu belirterek, "Her yönde hala yankılanan atmosferler yaratan Kudüs'ün Kılıcı Operasyonu. Kudüs'ün Kılıcı insanlar Kudüs topraklarından Allah'a ve direnişe seslendiğinde direniş çağrıyı yanıtladı ve kılıcı kınından çekti." diye konuştu.

"Kudüs'ün kılıcı, Kudüs'ün tüm toprakları kurtarılmadan kınına girmeyecektir"
Heniyye, "Kudüs'ün Kılıcı, Tel Aviv'de sokağa çıkma yasağı getirdi ve direnişin füzeleri işgal topraklarının her karışına ulaştı. Kudüs'ün kılıcı, Kudüs'ün tüm toprakları kurtarılmadan kınına girmeyecektir."
İkinci değişkenin ise ABD'nin 20 yıllık işgalin ardından Afganistan'dan çekilmesi olduğunu belirten Heniyye, ABD'nin artık dünyanın polisi olmadığını, bu durumun başta İsrail olmak üzere müttefiklikleri zayıflatacağını vurguladı.
Heniyye 3'üncü değişkenin ise, Kudüs'ün Öncüleri Konferansı olduğuna işaret ederek, "Çünkü düşman güçler bölgeyi ümmetin düşmanlarına hizmet edecek şekilde tasarlamaya çalışıyor. Bilinci işgal ederek, halkın düşünce ve vicdanını hedef alıyor." diye konuştu.
Heniyye, siyasi, güvenlik, askeri, entelektüel ve ekonomik olarak etki etme ve bölge halklarına diz çöktürme girişimleri karşısında söz konusu konferansın, Kudüs, Mescid-i Aksa, Filistin ve direniş akımı ile birlikte akıntıya karşı mücadele verdiğini belirtti.

"Kudüs bugün gerçek bir tehlike altındadır"
"Filistin bir ulusun, dünyanın özgür insanlarının davasıdır ve bu açıdan 3 öncelik sayıyorum" diyen Heniyye, şöyle devam etti:
"Birincisi, Kudüs'ümüzün ve Mescid-i Aksa'mızın statüsünü yeniden yükseltmektir. Kudüs 100 yıldan beri çatışmaların merkezi, devrimlerin ve ayaklanmaların tetikleyicisi durumunda. "
Heniyye, ikinci olarak Filistin direnişinin güç biriktirmeye devam ettiğini ve stratejik seçim dahilinde bir yapı inşa etmeye, araçlara ve yeteneklere sahip olmaya devam ettiğini belirterek, direnişin desteklenmesini istedi.
Direnişe siyasi ve finansal desteğin yanı sıra, Kudüs ve Mescid-i Aksa'yı özgürleştirmek için düşman karşısında cephelerin birbiri ile bağlı olmasının da masaya konulması gerektiğine işaret eden Heniyye, acilen düşman karşısında durmak ve bir atılım yapmak için ümmetin bileşenleriyle bir cephe inşa edilmesinin zamanı geldiğini söyledi.
Heniyye, "Üçüncü öncelik olarak, bazı Arap hükümetleriyle askeri ve güvenlik ittifakları haline gelen ve bazılarının da hayatta kalmanın yolu olarak görmesinden dolayı meylettiği İsrail ile normalleşmeyi sona erdirmek için kapsamlı bir planımız olmalıdır." ifadelerini kullandı.
İstanbul'da 3 gün sürecek olan 12. Kudüs'ün Öncüleri konferansına 40 kadar ülkeden 400'e yakın kişi katılıyor.



Katz: Suriye'deki silahlı gruplar Golan Tepeleri'ni işgal etmeyi düşünüyor

Golan Tepeleri (Reuters)
Golan Tepeleri (Reuters)
TT

Katz: Suriye'deki silahlı gruplar Golan Tepeleri'ni işgal etmeyi düşünüyor

Golan Tepeleri (Reuters)
Golan Tepeleri (Reuters)

Times of Israel'in haberine göre, İsrail Savunma Bakanı Yisrael Katz, dün Knesset Dışişleri ve Savunma Komitesi'nde yaptığı toplantıda, Suriye'de Golan Tepeleri'ni işgal etmeyi düşünen silahlı grupların bulunduğunu söyledi.

Katz, İsrail'in Şam ile bir güvenlik anlaşmasına veya normalleşmeye ulaşma yolunda olmadığını ve ülke içindeki Suriye güçlerinin veya çeşitli milislerin İsrail yerleşimlerine saldırmaya çalışabileceği veya Suriye Dürzi toplumunu yeniden tehdit edebileceği senaryolara hazırlandığını sözlerine ekledi.

Şarku’l Avsat’ın Times of Israel'den aktardığı habere göre Husilerin Golan Tepeleri'ne kara harekâtı düzenlemeyi düşündükleri belirtildi.

İsrail güçleri ise Beşşar Esed rejiminin Aralık 2014'te devrilmesinden bu yana Güney Suriye'de dokuz noktaya konuşlandı. Bunların çoğu, iki ülke sınırında Birleşmiş Milletler tarafından izlenen tampon bölge içinde yer alıyor. Bu noktalardan ikisi Hermon Dağı'nın Suriye tarafında bulunuyor.

İsrail, İsrail yerleşimlerini korumak ve Lübnan Hizbullahı veya diğer İran destekli milisler de dahil olmak üzere düşman güçlerin eline geçmesi durumunda tehdit oluşturabilecek silahları güvence altına almak için Suriye topraklarının 15 kilometreye kadar uzanan bölgelerinde faaliyet gösterdiğini açıkladı.

Golan Tepeleri, Suriye'nin güneybatı köşesinde, Şam'ın 60 kilometre batısında yer almakta ve yaklaşık bin 860 kilometrekarelik bir alanı kaplamaktadır.

İsrail, Haziran 1967'deki "Haziran Gerilemesi" olarak bilinen savaş sırasında Golan Tepeleri'nin yaklaşık bin 250 kilometrekarelik bir alanını işgal etti ve ardından 1981'de fiilen ilhak etti; ancak bu hamle Birleşmiş Milletler tarafından tanınmadı ve burası işgal edilmiş Suriye toprağı olarak görülmeye devam edildi.


İsrail Savunma Bakanı Katz: Suriye’deki silahlı gruplar Golan Tepeleri’ni ele geçirmeyi düşünüyor

Golan Tepeleri (Reuters)
Golan Tepeleri (Reuters)
TT

İsrail Savunma Bakanı Katz: Suriye’deki silahlı gruplar Golan Tepeleri’ni ele geçirmeyi düşünüyor

Golan Tepeleri (Reuters)
Golan Tepeleri (Reuters)

İsrail Savunma Bakanı Yisrael Katz, Knesset Dışişleri ve Savunma Komitesi toplantısında yaptığı açıklamada, Suriye’deki bazı silahlı grupların Golan Tepeleri’ni ele geçirmeyi düşündüğünü söyledi. Şarku’l Avsat’ın Times of Israel’den aktardığına göre Katz, İsrail’in Şam ile güvenlik anlaşması ya da normalleşme yolunda olmadığını belirterek, Suriye ordusu ya da ülkedeki farklı milislerin İsrail yerleşimlerine saldırma veya Suriye’deki Dürzi toplumunu yeniden tehdit etme ihtimaline karşı hazırlık yapıldığını ifade etti.

Katz, Husilerin de Golan Tepeleri’ne yönelik olası bir kara harekâtını değerlendirdiğini söyledi.

Öte yandan, İsrail güçleri Aralık 2024’te Beşşar Esad rejiminin çöküşünün ardından Suriye’nin güneyinde dokuz noktada konuşlandı. Bu noktaların büyük bölümü, iki ülke arasındaki sınırda Birleşmiş Milletler tarafından izlenen tampon bölgede yer alırken, konuşlanma alanları arasında Cebel Hermon’un (Şeyh Dağı) Suriye tarafındaki iki nokta da bulunuyor.

İsrail, bu birliklerin İsrail yerleşimlerini korumak ve düşman unsurların eline geçtiğinde tehdit oluşturabilecek silahları güvence altına almak amacıyla Suriye topraklarında yaklaşık 15 kilometre derinliğe kadar faaliyet yürüttüğünü açıkladı. Bu potansiyel tehdit unsurları arasında Lübnan Hizbullahı ile İran destekli diğer milis gruplar da yer alıyor.

Suriye’nin güneybatısında bulunan Golan Tepeleri, başkent Şam’ın yaklaşık 60 kilometre batısında yer alıyor ve toplamda 1.860 kilometrekarelik bir alanı kaplıyor. İsrail, Haziran 1967 Savaşı sırasında bölgenin yaklaşık 1.250 kilometrekarelik kısmını işgal etmiş, 1981’de ise fiilen ilhak etmişti. Ancak bu ilhak, bölgeyi hâlen işgal altındaki Suriye toprağı olarak kabul eden Birleşmiş Milletler tarafından tanınmıyor.


BM: İsrail–Hizbullah ateşkesi kırılgan, belirsizlik devam ediyor

İsrail askerleri, Güney Lübnan'daki Mays el-Cebel köyünde yıkılmış evler arasında hareket ediyor (EPA)
İsrail askerleri, Güney Lübnan'daki Mays el-Cebel köyünde yıkılmış evler arasında hareket ediyor (EPA)
TT

BM: İsrail–Hizbullah ateşkesi kırılgan, belirsizlik devam ediyor

İsrail askerleri, Güney Lübnan'daki Mays el-Cebel köyünde yıkılmış evler arasında hareket ediyor (EPA)
İsrail askerleri, Güney Lübnan'daki Mays el-Cebel köyünde yıkılmış evler arasında hareket ediyor (EPA)

Birleşmiş Milletler’in Lübnan Özel Koordinatörü Jeanine Hennis-Plasschaert, Perşembe günü yaptığı açıklamada, hükümetin aldığı önemli kararlar ve Lübnan Silahlı Kuvvetleri’nin güçlendirilmiş varlığına rağmen ülkenin güneyindeki belirsizlik ortamının devam ettiğini belirtti. Hennis-Plasschaert, bu iki unsurun “normalleşme yolunda temel bir zemin oluşturduğunu” söyledi.

Hennis-Plasschaert, “Birçok Lübnanlı için çatışma düşük yoğunlukla da olsa sürüyor. Mevcut durum devam ettiği sürece, düşmanlıkların yeniden tırmanma ihtimali ortadan kalkmış değil” ifadelerini kullandı.

BM yetkilisi, mevcut fırsatın değerlendirilmesi gerektiğini vurgulayarak, “Diyalog ve müzakereler tüm sorunları çözemeyebilir; ancak taraflar arasında karşılıklı anlayışın oluşmasına katkı sağlar ve en önemlisi, istenen güvenlik ve istikrara giden yolu açar” dedi.

İsrail ile Hizbullah arasında geçen yıl Kasım ayında, Gazze’deki savaşın yol açtığı bir yılı aşkın karşılıklı bombardımanın ardından ABD arabuluculuğunda ateşkes sağlanmıştı. Ancak İsrail, anlaşmaya rağmen Güney Lübnan’daki bazı noktalarda varlığını sürdürürken, ülkenin güneyi ve doğusuna yönelik saldırılarına devam ediyor.