İsrail'in "halasına iade" kararı verdiği "teleferik kazasından kurtulan çocuk" İtalya'ya döndü

Eitan Biran'ın halası Aya Biran, Eylül ayında Tel Aviv'deki mahkeme duruşmasına katıldı (Reuters)
Eitan Biran'ın halası Aya Biran, Eylül ayında Tel Aviv'deki mahkeme duruşmasına katıldı (Reuters)
TT

İsrail'in "halasına iade" kararı verdiği "teleferik kazasından kurtulan çocuk" İtalya'ya döndü

Eitan Biran'ın halası Aya Biran, Eylül ayında Tel Aviv'deki mahkeme duruşmasına katıldı (Reuters)
Eitan Biran'ın halası Aya Biran, Eylül ayında Tel Aviv'deki mahkeme duruşmasına katıldı (Reuters)

İtalya'da, 14 kişinin öldüğü teleferik kazasında ailesini kaybeden ve kazadan canlı çıkan tek yolcu olan 6 yaşındaki çocuk, dedesi tarafından eylül ayında götürüldüğü İsrail'den İtalya'ya döndü.
İsrail Yüksek Mahkemesi'nin 29 Kasım'da, 6 yaşındaki Eitan'ı İtalya'dan gizlice İsrail'e getiren dede Shmuel Peleg'in velayet başvurusunu reddederek, çocuğun velayetinin halası Aya Biran'da olduğunu teyit eden kararı uyarınca, çocuk ve halası, bu gece İsrail'den İtalya'ya geldi.
İtalyan ANSA ajansının haberine göre Eitan Biran, Ryanair'in Tel Aviv-Bergamo Orio al Serio seferini gerçekleştiren uçakla yerel saatle 22.00 civarında, yaklaşık üç ay ayrı kaldığı ülkeye döndü.
Eitan'ın İtalya'ya dönmesini sağlayanlardan, hala Aya Biran'ın avukatları Cristina Pagni ve Grazia Cesaro, yaptıkları açıklamada, Eitan'ın İtalya'ya geri dönüşünün, uluslararası kaçırma hadiselerinde çocukları koruyan yasaların devletler tarafından iyi uygulanmasıyla elde edilebildiğini, bunun örnek teşkil ettiğini belirtti.
Avukatlar, bundan sonra Eitan'ın, 6 yaşındaki çocukların sürdüğü gibi bir hayat sürdürmesi gerektiğini ifade etti.

Mottarone'deki teleferik kazası
İtalya'nın kuzeyinde, Maggiore gölü kıyısındaki Stresa kasabası ile yaklaşık bin 500 metre yükseklikteki Mottarone kasabasını bağlayan teleferik hattındaki kabinin, 23 Mayıs'ta seyir halindeyken düşmesi neticesinde, kabinde bulunan 15 kişiden 14'ü hayatını kaybetmişti.
Kazada annesi, babası, kardeşi, babaannesi ve dedesini kaybeden Eitan, olayın ardından İtalyan makamları tarafından İtalya'da yaşayan halası Aya Biran'a emanet edilmişti.
Çocuğun İsrail'de yaşayan anne tarafından dedesi Peleg, eylül ayında torununu İsviçre üzerinden özel uçakla İsrail'e getirmişti.
Bunun üzerine İtalya'da, dede Peleg hakkında "insan kaçırma" suçlamasıyla soruşturma başlatılmıştı. İtalya'daki savcılık, Peleg ve ona yardım eden şoförü hakkında uluslararası yakalama emri çıkarmıştı.
İsrail'deki Aile Mahkemesi de hala Aya Biran'ın açtığı davada, 25 Ekim'de aldığı kararla, kazadan sonra dedesi Shmuel Peleg tarafından İsrail'e getirilen 6 yaşındaki çocuğun İtalya'ya gönderilmesine karar vermişti.
Peleg, alt mahkemenin kararına itiraz etmiş ancak başvurusu, İsrail Yüksek Mahkemesi tarafından 29 Kasım'da reddedilmiş, çocuğun velayetinin halasında olduğuna ve İtalya'ya dönmesine hükmedilmişti.



İsrail-İran çatışmaları: Tahran siyasi mahkumlara baskıyı artırdı

İsrail'in saldırısı sonucunda Evin Hapishanesi'nin bir kısmı çökmüştü (AP)
İsrail'in saldırısı sonucunda Evin Hapishanesi'nin bir kısmı çökmüştü (AP)
TT

İsrail-İran çatışmaları: Tahran siyasi mahkumlara baskıyı artırdı

İsrail'in saldırısı sonucunda Evin Hapishanesi'nin bir kısmı çökmüştü (AP)
İsrail'in saldırısı sonucunda Evin Hapishanesi'nin bir kısmı çökmüştü (AP)

İsrail'le 12 günlük çatışmanın ardından İran ülke içindeki baskıyı artırıyor.

Guardian'ın haberinde, 13 Haziran'da İsrail'in saldırısıyla başlayan ve İran'ın misillemesinin ardından 24 Haziran'da ABD'nin arabuluculuğunda ateşkes ilan edilen çatışmaların, İran'da "geniş çaplı bir iç baskı dalgasını" tetiklediği belirtiliyor.

İsrail'in 23 Haziran'da Evin Hapishanesi'ne düzenlediği saldırıda 71 kişinin hayatını kaybettiği anımsatılıyor. Hayatta kalan bazı mahkumların da daha kötü koşullardaki cezaevlerine nakledildiği yazılıyor.

Mahsa Emini protestolarına katıldığı gerekçesiyle hapse atılan aktivist Rıza Handan'ın, bombalamadan sonra daha kötü şartlardaki bir hapishaneye gönderildiği belirtiliyor. 60 yaşındaki aktivistin kızı şunları söylüyor:

Ne babamın ne de diğer mahkumların yatağı var, yerde uyumak zorunda kalıyorlar. Bir keresinde uyandığında battaniyesinin içinde 6 ya da 7 tahtakurusu bulmuştu.

Kadın mahkumların da yanlarına kişisel eşyalarını bile alamadan Karçak Hapishanesi'ne gönderildiği belirtiliyor. İdam cezasına çarptırılan Kürt yardım çalışanı Pakşan Azizi'den en az iki gündür haber alınamadığı aktarılıyor. Af Örgütü'ne göre Azizi, "barışçıl insani yardım ve insan hakları faaliyetleri" nedeniyle cezalandırıldı. Tahran yönetimiyse kendisini "devlete karşı silahlı isyanla" suçluyor.

Savaş sonrası İran genelinde bir güvenlik baskısı dalgası başlatıldığı da ifade ediliyor. Kolluk kuvvetlerinin kontrol noktaları oluşturduğu ve sosyal medya paylaşımları nedeniyle birçok kişinin tutuklandığı aktarılıyor.

İsrail-İran çatışmalarında Mossad'ın Tahran'da gizli bir drone üssü kurduğu ortaya çıkmıştı. Ayrıca istihbarat teşkilatına bağlı komandoların saldırıdan aylar önce başkente sızarak operasyon sırasında İran'ın hava savunma sistemlerini imha ettiği belirlenmişti. Mossad da casusların saldırılarda yer aldığını doğrulamıştı.

İran devlet medyasında geçen ay çıkan haberlerde, İsrail istihbaratı adına çalıştığı iddia edilen 700 kişinin yakalandığını duyurulmuştu. ABD merkezli İran İnsan Hakları Merkezi'nin (CHRI) verilerine göre 6 kişi casusluk iddiasıyla idam edildi. CHRI'dan Hadi Gayemi şu iddiaları paylaşıyor:

İranlı yetkililer, insanları hiçbir gerekçe göstermeden ve avukatlarına erişim hakkı vermeden gözaltına alıyor, ardından ‘ulusal güvenlik' suçlamalarıyla idam ederek halkı sindirmeye ve kontrolü yeniden kurmaya çalışıyor.

New York Times'ın analizinde de Evin Hapishanesi'nin "insan hakları ihlalleriyle" gündem olduğu hatırlatılıyor. Haberde, 12 günlük çatışmaların ardından Tahran yönetiminin tarihsel bir kavşakta olduğu yazılıyor. İran'ın ileride içerideki baskıyı artırmakla ülkenin dönüşümüne yönelik politikaları uygulamak arasında bocalayabileceği ifade ediliyor.

Independent Türkçe, Guardian, New York Times