Analistler: Biden ülkesindeki demokrasi çökerken ‘demokrasi zirvesi’ düzenliyor

Gözlemciler Biden'ın bir ‘demokrasi zirvesi’ne ev sahipliği yapmasını eleştiriyor (Reuters)
Gözlemciler Biden'ın bir ‘demokrasi zirvesi’ne ev sahipliği yapmasını eleştiriyor (Reuters)
TT

Analistler: Biden ülkesindeki demokrasi çökerken ‘demokrasi zirvesi’ düzenliyor

Gözlemciler Biden'ın bir ‘demokrasi zirvesi’ne ev sahipliği yapmasını eleştiriyor (Reuters)
Gözlemciler Biden'ın bir ‘demokrasi zirvesi’ne ev sahipliği yapmasını eleştiriyor (Reuters)

ABD Başkanı Joe Biden, 110 ülkeyi 'Demokrasi Zirvesi'ne katılmaya davet etti. Davetler, davet edilen ülkeler ve onların demokrasiye olan gerçek bağlılıklarının yanı sıra ABD demokrasisi ve ülke içerisinde yaşananlarla ilgili pek çok tartışmaya yol açtı. ABD Merkezi İstihbarat Teşkilatı’nın (CIA) eski Yakın Doğu ve Güney Asya Ulusal İstihbarat Sorumlusu analist Paul R. Beller, The National Interest tarafından yayınlanan bir yazısında 9-10 Aralık tarihlerinde düzenlenmesi planlanan sanal zirvenin, bu temel siyasi değere desteğin gösterilmesi için tam zamanında geldiğini belirtti. Paul’ün ifadelerine göre; vatandaşların adil bir yarış içerisinde özgürce ve barışçıl bir şekilde yöneticilerini seçebilmeleri veya reddedebilmeleri, bir hükümetin yönetilenlerin çıkarları doğrultusunda hareket edip etmediğini belirleyen hemen hemen her şeyi gösterir. Son15 yılda dünya çapında demokrasinin gerilemesi, bu değere uluslararası desteğin yeniden teyit edilmesini daha da önemli kılıyor. Paul, ABD'nin geniş tabanlı diplomasi yoluyla öncülük etmesinin iyi bir şey olduğunu düşünüyor. ABD'nin demokrasiyi savunması yeni bir şey değil, ancak dünyanın geri kalanının algıları büyük ölçüde, ABD politikaları ile ABD söylemi arasındaki tutarsızlıklar ve ABD'nin diğer ülkelere silah zoruyla demokrasiyi empoze etmeye yönelik hatalı çabaları ile şekillendi. Demokrasi Zirvesi, ABD hedefleri hakkındaki yaygın kinizmi, en azından marjinal olarak azaltmaya yardımcı olabilir.
Zirveye davet edilenlerin yer aldığı uzun liste kaçınılmaz bir şekilde tepkiye yol açtı. Zira davetlilerin çoğundaki demokratik eksiklikler bariz bir şekilde görülüyor. Katılımcı ülkeler arasında Freedom House kuruluşunun sınıflandırmasına göre en alt kategoride -özgür olmayanlar kategorisi- yer alan bazı ülkeler (Angola, Irak ve Demokratik Kongo Cumhuriyeti) de var. Ayrıca listede ‘kısmen özgür olanlar’ kategorisinde yer alan, bazı demokratik yapılar ve prosedürler kullanmalarına rağmen etnik köken veya inançları yüzünden ezilmiş grupların siyasi haklarını vermeyi reddeden ülkeler de bulunuyor. Bu zirve gibi herhangi bir diplomatik faaliyet, davet edilmeyen ülkelerin ayrıştırıldıklarını gösteren çizgiler çiziyor. Çin ve Rusya'nın ABD büyükelçilerinin ülkelerini demokratik ülkeler olarak resmetmek için yaptıkları zorlu girişimler kolaylıkla çürütülebilmesine rağmen, iki büyükelçi tarafından yakın zamanda yapılan bir açıklama bu düşünceleri açık bir şekilde dile getirdi.
Demokrasi konusuna ABD’nin dış politikasıyla ilgili büyük strateji tartışmalarında ciddi bir şekilde yer verildi. Genellikle bu tür tartışmalar, aşırı basitleştirilmiş bir şekilde daha çok gerçekçi olarak tanımlanan güç merkezli yaklaşımlar ile liberal demokrasiyi vurgulayan değer merkezli bir yaklaşımı karşı karşıya getirir. Aşırı basitleştirmek bir yana, George W. Bush gibi pragmatik olarak görülenler de dahil olmak üzere neredeyse tüm ABD yönetimleri, dünya çapında demokrasinin önemini ve ABD politikalarının bunu nasıl etkileyebileceğini kabul etti. Hatırda kalan ABD başkanlarına kıyasla siyasi ilkelerden daha yoksun olan Donald Trump, otoriter yöneticilere açık bir zafiyeti ve köklü batı demokrasilerini küçümsemesiyle bir istisnaydı. Başkan Biden'ın zirve daveti çerçevesinde göze en çok batan şey, ev sahibi ülkenin bizzat kendi demokrasisinde ciddi bir bozulmaya tanık oluyor olması. ABD siyasi sistemindeki diğer kusurların yanı sıra, ülkedeki iki ana siyasi partiden biri artık demokrasiye inanmıyor. Bu parti bir süre vatandaşların oy kullanma hakkını baskılamaya çalıştı. Şimdi ise demokrasinin temel ilkelerinden biri olan şeffaf seçimlerin sonucuna saygı duyma ilkesine sırtını dönüyor. Bu parti, seçimleri kaybeden eski bir ABD başkanı tarafından yönetiliyor ve kendisi hala ülkede yapılan son seçimlerin sonuçlarını reddedip yalan yanlış bir şekilde sahtekarlık yapıldığını iddia ediyor. Aynı şekilde partinin Temsilciler Meclisi'ndeki üyelerinin çoğu da sonuçları reddediyor.
Freedom House tarafından hazırlanan liste, kısmen ABD demokrasisinin utanç verici durumunu yansıtıyor. Zira ABD, siyasi haklar açısından 69 ülkenin gerisinde kalıyor. Buna ilaveten, Trump'ın iktidara gelmesinden bu yana yaşanan birçok gelişme çerçevesinde ABD demokrasisinin yolunun karanlık görünmesi, ABD demokrasisinin ölmekte olduğuna dair bir uyarı niteliğinde.
Bu arka plan doğrultusunda Başkan Biden’ın son derece dikkatli olması ve ABD iç politikalarının uluslararası sahneye ihraç edilmesi şeklinde algılanabilecek herhangi bir şey söylemekten kaçınması gerekiyor. Biden kendi ülkesindeki demokrasi ile ilgili sorunlar konusunda da tamamen dürüst olmalı. Bunun aksi yönünde hareket ederse kimseyi kandıramaz. ABD siyasi sistemindeki sorunlara bu şekilde doğrudan değinilmesi, köklü demokrasilerin yanı sıra demokrasi için mücadele eden ülkelerin dünya çapında demokrasiyi genişletmek ve korumak konusunda oynaması gereken rolleri olduğunu gösterecektir. Aynı zamanda bu, demokratik ölçütlerin herkese uygulanması gerektiğinin ve yalnızca güçlülerin zayıflara ders vermek için kullandığı bir kelime dağarcığı olmadığının altını çizmiş olacak. ABD dış ilişkilerinde demokrasinin rolü, genellikle diğer ülkelerde demokrasiyi tesis etmek veya korumak için mücadele edenlere ilham ve destek sağlamak olarak görülmüştür.
Paul yazısının sonunda, Demokrasi Zirvesi'nin buna katkıda bulunabileceğini, ancak bunun somut ve ölçülebilir bir şekilde yapılmasının tercih edildiğini söyledi. Amerikalılara gelince, eğer bu ilham ve desteğin bir kısmı ters yöne akabilirse -yurtdışındaki gerçek demokratlardan, ABD’de demokrasiyi korumak için mücadele edenlere- bu zirve daha faydalı olacaktır. ABD’de demokrasiyi devirmeye en kararlı olanlar bundan etkilenmeyecek, ancak yurtdışından gelen ilkelere dayalı destek, demokrasinin yıkılmasını önlemek için mücadele edenlere moral olabilir.



Amerikan-Rus uzay mürettebatı Uluslararası Uzay İstasyonu’nda sekiz aylık göreve başladı

Rusya Federal Uzay Ajansı (Roscosmos) tarafından yayınlanan videodan alınan ekran görüntüsünde, Soyuz MS-28 uzay aracıyla Uluslararası Uzay İstasyonu'na fırlatılan görev ekibi görülüyor. (AP)
Rusya Federal Uzay Ajansı (Roscosmos) tarafından yayınlanan videodan alınan ekran görüntüsünde, Soyuz MS-28 uzay aracıyla Uluslararası Uzay İstasyonu'na fırlatılan görev ekibi görülüyor. (AP)
TT

Amerikan-Rus uzay mürettebatı Uluslararası Uzay İstasyonu’nda sekiz aylık göreve başladı

Rusya Federal Uzay Ajansı (Roscosmos) tarafından yayınlanan videodan alınan ekran görüntüsünde, Soyuz MS-28 uzay aracıyla Uluslararası Uzay İstasyonu'na fırlatılan görev ekibi görülüyor. (AP)
Rusya Federal Uzay Ajansı (Roscosmos) tarafından yayınlanan videodan alınan ekran görüntüsünde, Soyuz MS-28 uzay aracıyla Uluslararası Uzay İstasyonu'na fırlatılan görev ekibi görülüyor. (AP)

Üç kişilik Amerikan-Rus mürettebat, dün bir Rus uzay aracıyla Uluslararası Uzay İstasyonu'na fırlatıldıktan sonra görevlerine başladı.

Rus Soyuz MS-28 uzay aracı Kazakistan'daki Baykonur Uzay Üssü'nden saat 04:27'de fırlatıldı.

Uzay aracında NASA astronotu Chris Williams ve iki Rus meslektaşı Sergey Mikaev ve Sergey Kud-Sverchkov bulunuyordu. Şarku’l Avsat’ın AP’den aktardığına göre uzay aracı Uluslararası Uzay İstasyonu'na başarıyla kenetlendi.

Jcjc
Soyuz MS-28 uzay aracı, Rusya'nın Kazakistan'daki Baykonur Uzay Üssü'nden Uluslararası Uzay İstasyonu'na bir keşif gezisi için fırlatılırken... 27 Kasım 2025 (Reuters)

Üç astronotun yörünge istasyonunda yaklaşık sekiz ay geçirmesi bekleniyor. NASA, fizikçi Williams ve askeri pilot Mikayev için bunun ilk uzay uçuşu olduğunu açıkladı. Kud-Sverchkov için ise bu, uzaya ikinci yolculuğu olacak.

Uluslararası Uzay İstasyonu’nda mürettebat, NASA astronotları Mike Fincke, Zena Cardman ve Johnny Kim, Japon Uzay Ajansı astronotu Kimiya Yui ve Rus kozmonotlar Sergey Ryzhikov, Alexey Zubritsky ve Oleg Platonov'a katılacak.

NASA, Williams'ın insan uzay keşiflerini ilerletmek ve dünyadaki yaşamın iyileştirilmesine katkıda bulunmak amacıyla istasyonda bilimsel araştırmalar ve teknik deneyler yürüteceğini duyurdu.


Rusya, uzaktan kumanda için beyin çipleriyle donatılmış "biyo-dronlar" sürdü piyasaya

Göğsünde casus kamera taşıyan bir güvercin (CIA web sitesi)
Göğsünde casus kamera taşıyan bir güvercin (CIA web sitesi)
TT

Rusya, uzaktan kumanda için beyin çipleriyle donatılmış "biyo-dronlar" sürdü piyasaya

Göğsünde casus kamera taşıyan bir güvercin (CIA web sitesi)
Göğsünde casus kamera taşıyan bir güvercin (CIA web sitesi)

Devlet kurumları tarafından desteklenen önde gelen bir Rus nöroteknoloji şirketi, beyinlerine yerleştirilen sinir çipleri kullanılarak uzaktan kontrol edilebilen güvercin sürüsü geliştirmek için yeni bir proje açıkladı. GB News'e göre bu hamle Batılı istihbarat teşkilatları arasında yaban hayatının modern casusluk amacıyla kullanılma potansiyeli konusunda endişelere yol açtı.

Ulusal Teknoloji Girişimi ve Rusya Doğrudan Yatırım Fonu'ndan fon alan şirket, PJN-1 veya "Biyo-Drone" adlı prototipinin, kuşun beynindeki belirli bölgeleri uyararak operatörlerden uçuş komutları alabildiğini belirtti.

Şirket, sistemin elektronik aksamlar ve bir GPS takip ünitesi içeren küçük, güneş enerjisiyle çalışan sırt çantasına bağlı bir mikroçipe dayandığını açıklıyor. Teknisyenler, kuşun içgüdülerini etkileyen ve sanki kendi kararını veriyormuş gibi sağa veya sola doğru yön değiştirmesini sağlayan darbeler göndererek ona rehberlik ediyor.

Şirketin kurucusu Alexander Panov, bu teknolojinin diğer büyük kuşlara da uygulanabileceğini belirterek, "Şu anda güvercin kullanıyoruz, ancak sistemler daha ağır yükleri taşımak için kargaları, kıyı gözetimi için martıları veya geniş okyanus alanlarında uçuş yapmak için albatrosları kullanacak şekilde geliştirilebilir" dedi.

Şirket, tek bir kuşun önceden eğitim almadan günde 310 mil, haftada ise bin 800 milden fazla yol kat edebileceğini iddia ediyor. Ancak, beyne mikro elektrot yerleştirilmesinden kaynaklanabilecek herhangi bir ölüm oranı açıklanmadı. Bu işlem, yalnızca birkaç milimetrelik hata payına sahip, oldukça hassas bir cerrahi müdahale gerektiriyor.

Şirket tanıtım açıklamasında, "Biyodronik güvercin, kafasından çıkan ince bir tel ve elektronik bileşenleri içeren küçük bir sırt çantası dışında, sıradan bir güvercinden hiçbir farkı yok" diyerek, temel amacının sivil ve endüstriyel gözetim, arama kurtarma ve güvenliği artırmak olduğunu vurguladı.

Açıklamada, bu kuşların düşme olasılığının "doğal kuş düşme olasılığından farklı olmadığı, düşük" olduğu ve bu nedenle kullanımlarının "şehir içinde güvenli" olduğu belirtildi. Ayrıca, özellikle Moskova gibi büyük güvercin popülasyonlarına sahip Rus şehirlerinde, bu kuşların doğal ortamlarına kolayca uyum sağladıkları ve bu nedenle tespit edilmelerinin "neredeyse imkansız" olduğu belirtildi.

Ancak güvenlik uzmanları, bu teknolojinin, minyatür kameralar veya gelişmiş sensörler yerleştirilerek veya hatta ulaşılması zor yerlerde hassas bilgileri toplamak için platformlara dönüştürülerek gelişmiş casusluk operasyonları için kullanılma potansiyeli konusunda uyardı.

Şirketin projelerinin tartışmalara yol açması ilk kez olmuyor. Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgiye göre daha önce de süt üretimini artırmak için ineklerin sinir sistemini manipüle etmeye çalıştığı iddialarıyla karşı karşıya kalmıştı. Rusya'nın ayrıca, deniz yollarını devriye gezmek, mayın döşemek ve su altı keşif görevleri yürütmek için yunusları eğitmek de dahil olmak üzere, hayvanları askeri amaçlarla kullanma konusunda uzun bir geçmişi var.


Kremlin: ABD, Ukrayna ile mutabık kalınan planın kriterlerini Moskova’ya iletti

24 Kasım 2025'te Moskova'daki Kremlin'deki Spasskaya Kulesi ve Kızıl Meydan'daki Aziz Vasil Katedrali (EPA)
24 Kasım 2025'te Moskova'daki Kremlin'deki Spasskaya Kulesi ve Kızıl Meydan'daki Aziz Vasil Katedrali (EPA)
TT

Kremlin: ABD, Ukrayna ile mutabık kalınan planın kriterlerini Moskova’ya iletti

24 Kasım 2025'te Moskova'daki Kremlin'deki Spasskaya Kulesi ve Kızıl Meydan'daki Aziz Vasil Katedrali (EPA)
24 Kasım 2025'te Moskova'daki Kremlin'deki Spasskaya Kulesi ve Kızıl Meydan'daki Aziz Vasil Katedrali (EPA)

Kremlin Sözcüsü Dmitriy Peskov, ABD’nin Cenevre’de Ukrayna ile üzerinde anlaşılan planın kriterlerini Rusya’ya teslim ettiğini açıkladı. Peskov, bu kriterlerin gelecek hafta Rus yetkililer tarafından değerlendirileceğini belirterek, Moskova’nın Ukrayna çözüm sürecine ilişkin görüşmeleri kamuoyu önünde yürütme niyetinde olmadığını söyledi.

Rusya’nın resmî kanalı RT’ye konuşan Peskov, ABD’nin özel elçisi Steve Whitkoff’un Rusya’yı ne zaman ziyaret edeceğine dair bilginin “uygun zamanda” açıklanacağını ifade etti ancak ayrıntıya girmedi.

ABD’li ve Ukraynalı müzakereciler geçtiğimiz pazar günü Cenevre’de, Washington’ın desteklediği yeni barış planı üzerine görüşmeler gerçekleştirmişti. Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy de salı günü, plan metninin Cenevre’de ABD ile birlikte hazırlandığını ve müzakere ekibiyle üzerinde çalıştığını belirtmişti.

Rusya’nın TASS haber ajansı çarşamba günü, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in önümüzdeki hafta Whitkoff ile görüşeceğini bildirdi. ABD Başkanı Donald Trump ise salı günü yaptığı açıklamada, özel elçisini Moskova’ya göndererek barış planı üzerinde son düzenlemeleri yapma umudu taşıdığını söylemişti.

Putin, dün yaptığı açıklamada, Ukrayna konusunda ortada resmî bir barış anlaşması taslağının bulunmadığını, sadece tartışılmak üzere sunulmuş bir dizi başlık olduğunu ifade etti. Ancak Rusya’nın ABD’nin ilk taslak niteliğindeki planını incelediğini belirten Putin, bu planın “ileride yapılacak anlaşmalar için bir temel oluşturabileceğini” söyledi.