ABD, İsrail’den müzakere sürecinde İran’ı hedef almamasını istedi

İsrail Başbakanı Naftali Bennett geçtiğimiz hafta Kudüs'te konuşma yaptı. (Reuters)
İsrail Başbakanı Naftali Bennett geçtiğimiz hafta Kudüs'te konuşma yaptı. (Reuters)
TT

ABD, İsrail’den müzakere sürecinde İran’ı hedef almamasını istedi

İsrail Başbakanı Naftali Bennett geçtiğimiz hafta Kudüs'te konuşma yaptı. (Reuters)
İsrail Başbakanı Naftali Bennett geçtiğimiz hafta Kudüs'te konuşma yaptı. (Reuters)

ABD yönetimi, İsrail Dış İstihbarat Servisi Mossad Başkanı David Barnea’nın “İran’ın asla nükleer silaha sahip olmayacağına söz veriyorum” sözleriyle yönelttiği örtülü tehdidin ardından İsrail Başbakanı Naftali Bennett’ten resmi bir talepte bulundu. Müzakereler sırasında İran’a askeri saldırılar düzenlemesini ve İran topraklarında gizli operasyonlar yapaktan kaçınmasını istedi.
Tel Aviv'den kaynaklar, söz konusu talebin önceki gün Bennett ile telefon görüşmesi gerçekleştiren ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken tarafından iletildiğini aktardı. İsrail medyasında çıkan haberlerde ‘gerginliğin gölgelediği, keskin bir görüşme’ değerlendirmesi yapıldı. ABD yönetimi ile İsrail hükümeti arasındaki ilişkilerin daha da kötüleşmesini beklemesine rağmen Bennet’a yakın bir ismin “Konuşma samimiydi. Ancak her iki taraf da fikrini açık ve sert bir şekilde ifade etti” açıklaması aktarıldı.
ABD Dışişleri Bakanı, ülkesinin İran'la müzakerelerde başarılı olunmasını istediğini ve diplomasiyi tercih ettiğini belirterek İran'ın görüşmelerden çekilmek için herhangi bir mazeret ileri sürmesini engellediklerini bildirdi. Blinken, müzakerelerin başarısız olması halinde bundan yalnızca İran'ın sorumlu tutulabileceğinden emin olunması gerektiğini vurguladı.
Barnea, İsrail Cumhurbaşkanı Isaac Herzog’un konutunda düzenlenen törende şu açıklamada bulundu:
“İran'ın asla nükleer silaha sahip olmayacağına söz veriyorum. Zenginleştirilmiş uranyumun yüzde 60'ının sivil amaçlar için gerekli olmadığı açık. Nükleer silah geliştirme niyeti olmadıkça binlerce aktif santrifüjlü üç bölgeye ihtiyaç yok.”
2015 nükleer anlaşmasını ‘kötü bir anlaşma’ olarak nitelendiren Barnea sözlerini şöyle sürdürdü:
“İran'ın güçlü bir şekilde nükleer silahlanmaya doğru ilerlediği inancındayız. Şimdi benzer bir anlaşmaya varmayacaklarını umuyoruz. Bilakis İrn bununla yetinmeyip bölgesel hegemonya projesini hayata geçirmeye çalışıyor, her gün dünyanın her yerinde bastırdığımız teröre ortak oluyor ve Ortadoğu'nun istikrarını sürekli tehdit ediyor. Gözlerimiz açık. Teyakkuzdayız ve savunma teşkilatındaki meslektaşlarımızla birlikte tehdidi İsrail'den uzaklaştırmak ve engellemek için gereken her şeyi yapacağız.”
Siyasi kaynaklar, Barnea'nın ortak iş birliği konulu görüşmelerde bulunmak amacıyla önümüzdeki hafta ABD'ye davet edildiğini ve açıklamalarının gündeminde de bu konu olacağını doğruladı.
Londra merkezli İsrailli Yahudi gazetesi Jewish Chronicle son sayısında, Mossad’ın geçtiğimiz nisan ayında İran’ın Natanz Nükleer Tesisi’ndeki patlama için tesiste çalışan İranlı bilim adamlarını kullandığını iddia etti.
Haberde, Mossad ve İsrail için çalıştıklarını bilmeden işe alınan İranlı bilim adamlarının sayısının 10 olduğunu ve çalışmaların İran nükleer programına karşı çıkan uluslararası grupların yararına olduğuna inandıkları kaydedildi.
Gazeteye göre Mossad, nükleer tesisi harap etmeden kullanılacak patlayıcıyı İranlı bilim adamlarına hava araçlarıyla telim etti. İnsansız hava araçları patlayıcıları belirlenen bir bölgeye bıraktı. Bilim adamları da söz konusu patlayıcıları tesise yemek kutularına koyarak götürdü. İran'ın nükleer silah edinme sürecini sekteye uğratan saldırı üst kademelerde kaosa neden oldu.
Gazete, Mossad ajanlarının patlayıcıları 2019'un başlarında Natanz tesisindeki santrifüjlerde kullanıldığını bildirdi. Üç operasyonun, bin İsrailli teknisyen ve analistten oluşan bir ekip tarafından 18 aylık bir sürede planlandığına dikkat çekildi.
Gazete ayrıca İran'ın nükleer tesislerine 11 ay boyunca üç askeri operasyon gerçekleştirildiğini aktardı. Bunlardan ilkinin Temmuz 2020’de, ikincisinin Nisan 2021’de Natanz’da ve üçüncünün de Haziran 2021’de başkent Tahran’ın batısındaki Kerec’da gerçekleştirildiğini bildirdi.
Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgilere göre Tel Aviv'deki askeri kaynaklar geçtiğimiz haftalarda İsrail ordusunun Genelkurmay Başkanı Aviv Kochavi'nin İran'ın nükleer tesislerini bombalamaya yönelik pratik planların büyük bölümünü onayladığını kaydetti. Walla internet sitesine göre de söz konusu planların uygulanmasına iki aydan önce başlamayacak. Haberde, Kochavi’nin, İsrail Hava Kuvvetleri Komutanı Amikan Norkin’e İsrail ordusunun İran'da belirlenen noktaları bombalamak için kuvvetlerine eğitim planını anlattığı bildirildi. İnternet sitesi, güvenlik servislerinin, tatbikatların seyrinin ‘düzenli ve profesyonel’ bir biçimde ilerleyeceğini ve planlamanın önceden belirlenmiş programa göre yürütüldüğünü söylediğini aktardı. İsrail ordu birimlerine önümüzdeki mayıs ayında İran, Irak ve Yemen'i de kapsayan ‘üç yönden’ tehditler de dahil olmak üzere çok cepheli bir savaş senaryosu üzerinde eğitim alması için kapsamlı bir eğitim verilmesi planlanıyor. Yapılan açıklamalar eğitimin bu yıl yapılmasının planlandığı ancak Gazze Şeridi'ndeki savaş nedeniyle ertelendiği yönünde.



Trump'ın Rusya-Ukrayna Barış Planı Witkoff'a güvenmeyen Cumhuriyetçileri kızdırdı

ABD Başkanı Donald Trump, New York'ta düzenlenen bir tenis maçı sırasında Özel Temsilcisi Steve Witkoff ile yan yana (Arşiv - Reuters)
ABD Başkanı Donald Trump, New York'ta düzenlenen bir tenis maçı sırasında Özel Temsilcisi Steve Witkoff ile yan yana (Arşiv - Reuters)
TT

Trump'ın Rusya-Ukrayna Barış Planı Witkoff'a güvenmeyen Cumhuriyetçileri kızdırdı

ABD Başkanı Donald Trump, New York'ta düzenlenen bir tenis maçı sırasında Özel Temsilcisi Steve Witkoff ile yan yana (Arşiv - Reuters)
ABD Başkanı Donald Trump, New York'ta düzenlenen bir tenis maçı sırasında Özel Temsilcisi Steve Witkoff ile yan yana (Arşiv - Reuters)

ABD Kongresi'ndeki bazı Cumhuriyetçiler, Başkan Donald Trump’ın Rusya-Ukrayna Barış Planı nedeniyle Beyaz Saray'ı sert bir şekilde eleştirirken planın Rusya'nın lehine olduğunu söylediler. Ancak bu durum, Trump'ın neredeyse tüm girişimlerini güçlü bir şekilde destekleyen bir parti için nadir görülen bir çıkıştı. Ukrayna’yı destekleyen Cumhuriyetçiler, Ukrayna'daki savaşı sona erdirmek amacıyla ilk kez geçtiğimiz hafta açıklanan 28 maddelik planın, Trump yönetiminin Kiev'i büyük ölçüde Moskova lehine olan bir barış anlaşması imzalamaya zorlayabileceği endişesini dile getirdiler.

ABD Senatosu Silahlı Kuvvetler Komitesi Başkanı Cumhuriyetçi Senatör Roger Wicker, cuma günü yaptığı açıklamada, “Bu sözde 'barış planının’ gerçek sorunları var ve barış getireceğinden oldukça şüpheliyim” dedi.

Bu endişeler, Bloomberg News'in salı günü, Trump’ın Özel Temsilcisi Steve Witkoff’un 14 Ekim'de Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in Siyasi İşler Danışmanı Yuri Ushakov ile yaptığı telefon görüşmesinde, barış planı üzerinde birlikte çalışılması ve Putin'in bu planı Trump'a sunması gerektiğini söylediğini bildirmesiyle daha da arttı.

Senato üyesi: Witkoff'a güvenemezsiniz

Ukrayna'nın egemen, demokratik bir ülke olmasını isteyen Rusya’nın işgaline karşı çıkanlara göre Witkoff'un tamamen Rus yanlısı olduğu aşikar. Cumhuriyetçi Parti Temsilcisi Don Bacon, sosyal medya platformu X'te “Bu müzakereleri yürütmesi için ona güvenilemez. Ücretli bir Rus ajanı başka ne yapabilir ki? Görevinden alınması gerekir” diye yazdı.

Cumhuriyetçi Parti halen Trump'ı ezici bir çoğunlukla destekliyor olsa da bu ayki seçimlerde Demokratların zaferi ve Kongre'nin reşit olmayan kız çocuklarına yönelik fuhuş ağı oluşturduğu iddiasıyla yargılandığı sırada hapishanede ölü bulunan Jeffrey Epstein ile ilgili Adalet Bakanlığı dosyalarının yayınlanmasını desteklemesi gibi Trump’ın son zamanlarda yaşadığı aksilikler göz önüne alındığında, Cumhuriyetçi milletvekillerinin eleştirileri göz ardı edilemez.

Cumhuriyetçi Temsilci Brian Fitzpatrick, Witkoff'un çağrısını büyük bir sorun olarak nitelendirdi ve bu yaklaşımda bir değişiklik yapılması çağrısında bulunarak “Bu saçma yan konuların ve gizli toplantıların sona ermesi gereken birçok nedenden biri de bu” dedi.

Senato'nun eski Cumhuriyetçi lideri Senatör Mitch McConnell, Trump'ın yeni danışmanlara ihtiyacı olduğunu belirterek “Rusya’nın katliamını ödüllendirmek ABD’nin çıkarları için felaket olur” ifadelerini kullandı.

Trump'ın yakın çevresinden savunma

Trump'ın yakın çevresindeki Senato üyeleri onu eleştiren Senato üyelerine karşı çıktı. Ukrayna'ya yardımları eleştiren Başkan Yardımcısı J.D. Vance, McConnell'ı savaşı sona erdirme planına karşı ‘saçma bir saldırı’ başlatmakla suçladı.

Başkan Trump’ın oğlu Donald Trump Jr. İse sosyal medya üzerinden McConnell'ın ‘sadece babasını eleştiren kıskanç biri’ olduğunu söyledi.

Ancak analistler, Cumhuriyetçi Parti’nin muhalif üyelerinin eleştirilerinin, son zamanlarda yaşanan siyasi rüzgarlarla birleşerek Trump yönetimi için daha büyük bir soruna işaret edebileceğini söyledi. Brookings Enstitüsü’nden araştırmacı Scott Anderson, “Tüm bunlar, onun son dokuz veya on ayda göründüğünden daha politik olarak savunmasız olduğunu gösteriyor” yorumunda bulundu.

Anketler, Amerikalıların çoğunun Ukrayna'nın Rusya tarafından işgal edilmesine karşı mücadelesini desteklediğine işaret ederken Cumhuriyetçiler muhtemelen Kongre'nin kontrolü için kıyasıya bir rekabetin yaşanacağı 2026 yılındaki ara seçimlere odaklanacaklar. Bu yarışa aktif olarak katılan Cumhuriyetçi adaylar, bağımsız seçmenlere hitap etmek zorunda kalacak.

En sert eleştiriler, seçimlerde yeniden aday olmayan Bacon ve McConnell gibi Cumhuriyetçilerden geldi. Ancak Anderson’a göre bu iki isim başkalarının özel olarak söylediklerini kamuoyuna açıklıyor.


Yeni Delhi, Şanghay havaalanında bir Hintli vatandaşın gözaltına alınmasının ardından Çin'e sert protestolarda bulundu

Çin ve Hindistan bayrakları Çin'in Tianjin kentinde dalgalanıyor (Reuters)
Çin ve Hindistan bayrakları Çin'in Tianjin kentinde dalgalanıyor (Reuters)
TT

Yeni Delhi, Şanghay havaalanında bir Hintli vatandaşın gözaltına alınmasının ardından Çin'e sert protestolarda bulundu

Çin ve Hindistan bayrakları Çin'in Tianjin kentinde dalgalanıyor (Reuters)
Çin ve Hindistan bayrakları Çin'in Tianjin kentinde dalgalanıyor (Reuters)

Reuters'ın haberine göre Hindistan, Şanghay Havalimanı'nda bir Hint vatandaşının keyfi olarak gözaltına alınmasına sert bir itirazda bulunduğunu duyurdu ve bu tür olayların ilişkileri yeniden kurma çabalarına "tamamen yardımcı olmadığını" belirtti.

Hindistan medyası, Çin yetkililerinin 21 Kasım'da Şanghay Havalimanı'nda beklerken İngiltere'de yaşayan bir Hintli kadını gözaltına aldığını ve kendisine, doğu eyaleti Arunachal Pradesh'te doğduğu için Hindistan pasaportunun geçersiz olduğunu bildirdiğini yazdı.

Pekin, Zhannan olarak adlandırdığı Arunachal Pradesh'i kendi topraklarının bir parçası olduğunu iddia ederken, Yeni Delhi bu iddiayı sürekli olarak reddetti.

Hint medyası, Hintli kadın Prema Wanjum Thongdoke'nin Japonya'ya giden uçağa binmesinin engellendiğini ve 18 saat boyunca gözaltında tutulduğunu söylediğini belirtti.

Hindistan Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Randhir Jaiswal, Hindistan'ın olayı Çin'e "kesin bir şekilde" ilettiğini söyledi.

Jaiswal, düzenlediği basın toplantısında, "Çin'in keyfi eylemleri... Arunachal Pradesh'li bir Hintlinin gözaltına alınması da dahil olmak üzere, her iki tarafın karşılıklı güven ve anlayış inşa etme ve iki ülke arasındaki ilişkileri kademeli olarak normalleştirme çabalarına zarar veriyor" dedi.

Jaiswal daha önce Çin'in eylemlerinin "küresel hava yolculuğunu düzenleyen bir dizi anlaşmayı ihlal ettiğini" ileri sürmüştü.

Çin Dışişleri Bakanlığı sözcüsü salı günü yaptığı açıklamada, denetimlerin yasa ve yönetmeliklere uygun olarak gerçekleştirildiğini belirtti.

ABD Başkanı Donald Trump'ın öngörülemeyen dış politikaları nedeniyle dört yıldır süren anlaşmazlıkların ardından iki Asya devi, bir dizi üst düzey ikili ziyaret düzenleyerek ilişkileri temkinli bir şekilde onarmaya çalışıyor.


Avrupa’da sosyal medya için 16 yaş sınırı önerisi

Avrupa Parlamentosu üyeleri, küçüklerin sosyal medyaya bağımlı olmasına yol açan teknoloji ve içeriklerin yasaklanmasını talep etti (AFP)
Avrupa Parlamentosu üyeleri, küçüklerin sosyal medyaya bağımlı olmasına yol açan teknoloji ve içeriklerin yasaklanmasını talep etti (AFP)
TT

Avrupa’da sosyal medya için 16 yaş sınırı önerisi

Avrupa Parlamentosu üyeleri, küçüklerin sosyal medyaya bağımlı olmasına yol açan teknoloji ve içeriklerin yasaklanmasını talep etti (AFP)
Avrupa Parlamentosu üyeleri, küçüklerin sosyal medyaya bağımlı olmasına yol açan teknoloji ve içeriklerin yasaklanmasını talep etti (AFP)

Avrupa Parlamentosu dün, AB ülkelerinde 16 yaşın altındakilerin sosyal medyayı sınırsız kullanmasını yasaklayan bir teklif sundu. Bu teklif, sosyal medyanın çocuk ve ergenler üzerindeki "fiziksel ve psikolojik risklerini" azaltmak amacıyla önerildi.

Avrupa Parlamentosu üyeleri, Strazburg'da (Doğu Fransa) düzenlenen genel kurul toplantısında büyük çoğunlukla kabul edilen bağlayıcı olmayan bir raporda, "Avrupa Birliği'nde sosyal ağlar, video yayın platformları ve yapay zeka tabanlı sohbet programlarının kullanımı için asgari yaş sınırının 16 olarak belirlenmesi ve ebeveynlerinin onayıyla 13-16 yaş arasındakilerin kullanımına izin verilmesi şartının getirilmesi" çağrısında bulundu.

Ayrıca, küçük yaştakilerin sosyal medyaya bağımlı olmasına yol açan teknoloji ve içeriklerin, sayfayı yenilemek için ekranı aşağı çekme veya "yenilemek için çekme" olarak bilinen yöntemin ve ödül sistemlerinin yasaklanması çağrısında bulundular.

Avrupa Parlamentosu üyeleri, Avrupa düzenlemelerine uymayan web sitelerinin yasaklanmasını önerdi.

Uzmanlardan oluşan bir komitenin, yasağı bizzat destekleyen Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen'e önerilerini yıl sonuna kadar sunması bekleniyor.