Dr. Mehmet Öz, ABD siyasetinde tartışmalara neden oldu

Sahte tıbbi iddialar yaymakla suçlanan Öz’ün televizyonda yayınlanan şovu geniş bir izleyici kitlesi tarafından takip ediliyor.

Dr. Öz'ün adaylığı Cumhuriyetçi adaylar arasında siyasi ve tıbbi çatışmalara neden olacak (AFP)
Dr. Öz'ün adaylığı Cumhuriyetçi adaylar arasında siyasi ve tıbbi çatışmalara neden olacak (AFP)
TT

Dr. Mehmet Öz, ABD siyasetinde tartışmalara neden oldu

Dr. Öz'ün adaylığı Cumhuriyetçi adaylar arasında siyasi ve tıbbi çatışmalara neden olacak (AFP)
Dr. Öz'ün adaylığı Cumhuriyetçi adaylar arasında siyasi ve tıbbi çatışmalara neden olacak (AFP)

Tarık eş-Şami
ABD ve dünyanın birçok ülkesinde oldukça popüler olan ‘Dr. Öz Show (The Dr.Oz Show)’ programının sunucusu Mehmet Öz, Pensilvanya Senatosu’nda koltuk elde etmek için Cumhuriyetçi Parti’den ön seçimlere aday olacağını açıkladı. Bu durum televizyon ekranlarında, ‘Talk Show’ programlarında, ABD menşeli internet sitelerinde ve gazetelerin sayfalarında ve siyaset arenasında tartışmaya neden oldu.  Peki, tüm bu tartışmaların ardındaki sebep ne?

Devam eden tartışmalar
Ünlü televizyon programı Dr. Öz Show’un sunucusu olan Türk asıllı Kalp Cerrahı  Mehmet Öz'ün adaylığını açıklaması, 2022 yılında gerçekleştirilecek olan Senato ara seçimlerine katılmak için kampanya ekibini toplaması nedeniyle beklendik bir durum. Ancak geçtiğimiz salı günü Fox News'daki resmi açıklaması, Amerikan medyasında sonu gelmeyen bir tartışmaya yol açtı. Zira bazı Amerikalılar onu, kendi adını taşıyan ve şimdiye kadar dünya çapında 100'den fazla ülkede düzenli olarak yayınlanan programı aracılığıyla verdiği tıbbi bilgiler hakkında uzun süredir olumsuz yorumlar yapılması nedeniyle tartışmalı bir figür olarak görüyor.
Şarku’l Avsat’ın Independent Arabia’dan aktardığı habere göre Dr. Öz’ün siyasi görüşleri, bir süredir ABD toplumunda bölünmeye neden oluyor. Bu da adaylığını, çarkları şimdiden dönmeye başlayan ön seçimlerde Cumhuriyetçi adaylar arasındaki siyasi ve tıbbi savaşların sebebi haline getirecek. Kesin olan şu ki tartışma, özellikle de Senato yarışı, Demokratların Senato'daki küçük çoğunluğunu koruyup korumayacağını veya Cumhuriyetçilerin önceki çoğunluğunu geri kazanıp kazanmayacağını belirleyeceği göz önünde bulundurulduğunda, Dr. Öz’ün bu istikrarsız eyalette Demokrat adayın karşısına çıkabilmek için ön seçimleri kazanması halinde devam edecek.

Ünlülerin fırsatları
61 yaşındaki Dr. Öz'ün bu kadar ilgi görmesinin bir başka nedeni de seçimlere ‘ufukları dolduran bir ünle’ donanmış olarak girmesi. Bazıları, Ünlü yayıncı Oprah Winfrey onu büyük şov izleyicisiyle tanıştırdığı 2004 yılından beri ABD'de ulusal çapta ilgi toplaması ve uzun süredir devam eden televizyon programı sayesinde ona ‘Amerika'nın Doktoru’ diyor. Ayrıca Dr. Öz, 100 milyon dolar olarak tahmin edilen servetiyle Senato kampanyasını kendisi finanse edebilecek.
Öz, adaylığını çevreleyen tüm bu fırtınaya rağmen şansının yüksek oluğunu düşünüyor. Eski Hollywood yıldızlarından Arnold Schwarzenegger'i rol modeli olarak görüyor. Schwarzenegger, 2003'te Cumhuriyetçi Parti'nin adayı olarak Kaliforniya gibi büyük bir demokrat eyaletin valiliğini kazandı. Aynı durum, ABD'de ve dünyada en önemli konumda bir politikacı olmadan önce ünlü bir aktör olan eski Cumhuriyetçi ABD Başkanı Ronald Reagan için de geçerli.
Fox kanalı, ‘Dr. Öz Show’u Philadelphia ve New York'taki yayınlardan kaldırma kararı aldı. Seçim kurallarına göre bu, seçmenleri etkilememek için alınması beklenen bir önlem. Aynı önlem daha önce Schwarzenegger için de alınmıştı.

Ağır saldırılar
Ancak Senatör Pat Toomey'in boşalttığı koltuk için yarışacak olan Dr. Öz'e yönelik saldırılar, erkenden medya sahnesinde görünmeye başladı bile.CBS kanalında yayınlanan Stephen Colbert ile The Late Show (The Late Show with Stephen Colbert) gibi en popüler talk showlar’da Öz'e yönelik sert eleştirilerde bulunuluyor. Colbert’in programında Öz’ün bir yalancı olarak kazançlı bir kariyeri olduğunu söylemek gibi esprilerle alay edildi. Televizyonda şüpheli sağlık tavsiyeleri satmakla itham edildi. Ayrıca devam eden sahte kilo verme ürünlerinden koronavirüs (Kovid-19) salgını sırasında tekrar tekrar hidroksiklorokinin teşvik edilmesine kadar ‘sorumsuzluk’ iddiaları da mevcut.
ABD’nin önde gelen gazetelerinin ve internet sitelerinin Öz’ü hedef alan saldırıları da yukarıda bahsedilenlerden aşağı kalır değil. ‘Daily Beast’ internet sitesi, Harvard mezunu olmasına, Pensilvanya Üniversitesi'nden tıp doktorasına sahip bulunmasına ve Columbia Üniversitesi'nde Kalp Cerrahisi Profesörü görevi yürütmesine rağmen Dr. Öz'ü yıllardır programında sahte ve kanıtlanmamış obezite tedavilerini teşvik etmekle suçladı. Ayrıca ülke genelinde okulların yeniden açılmasıyla koronavirüs temelli ölümler arasında yaptığı kıyaslama nedeniyle de doktorların yüz karası olarak niteledi. Site bunun yanı sıra Öz’ün, Cumhuriyetçi Parti'nin salgın hastalık politikasındaki en katı yanlış bilgi kaynaklarının saflarına katılmasının ABD'deki tıp mesleğine ve halk sağlığına zarar verebileceğini öne sürdü.

Geçmişi peşini bırakmıyor
Politico internet sitesi, Dr. Öz'ün 2014 yılında altı kişiyle birlikte katıldığı Tüketicinin Korunması ve Ürün Güvenliği Senato Alt Komitesi'nde bir duruşmanın içeriğini yayınlayarak geçmişin kötü anılarını canlandırdı. Öz, söz konusu duruşmada diyet ve kilo verme sektöründeki sahte reklamlara ilişkin tanıklığıyla dikkat çekmişti. Yeşil kahve özünün mucizevi güçleri ve ahududu ketonun yağ yakma mucizesinin yanı sıra kelimenin tam anlamıyla vücuttan yağ atabilen doğum kontrol haplarına destek vermesi ile öne çıkmıştı.
Ohio eyaletine bağlı Cleveland’de dünyaya gelen Dr. Öz, çoğu zaman iddialarının herhangi bir bilimsel kanıtı olmadığının farkındaydı. Programdaki işinin izleyicilerin umutlarını destekleyen alternatif gerçekler vaat etmek olduğunu itiraf etti. Ancak Kongre’de yöneltilen eleştiriler ve Öz’ün ana akım tıp çevrelerinde defalarca kınanması, kazançlı bir imparatorluğa sahip olan ünlü cerrahı desteksiz iddialarda bulunmaktan caydırmadı.
Politico, Öz'ün siyasi güvenilirliğine meydan okumak şöyle dursun, Kovid-19 salgınının yayılmasından kaynaklanan sahte bilim ve yanlış bilgi selinin, Amerikalıların Dr. Öz'ün sattıklarını satın almaya her zamankinden daha istekli olduğunu kanıtladığı konusunda uyardı. Ülkenin büyük bir bölümü tıbbi olarak etkili aşılardan uzaklaşıyor, sevdikleri politikacılar tarafından teşvik edilen rastgele tedavileri benimsiyor. Tehlikeli olan durum ise Öz'ün kendisini ülkenin siyasi hastalıklarını tedavi edebilecek biri olarak sunması olarak gösteriliyor.

Trump’ın desteğini alacak mı?
Eski ABD Başkanı Donald Trump’ın desteğini kazanan Sean Parnell, eski eşiyle çocukları için yaptığı velayet savaşını kaybettikten sonra kasım ayı sonlarında yarıştan çekildi. Dr. Öz de dahil olmak üzere diğer adaylar, Parnell'in yarıştan erken çıkışından sonra Trump'ın başka bir adayı destekleyip desteklemediğini görmek için bekliyorlar.
Eski Başkanı 2016 yılında bir TV programında ağırlayan ve daha sonra Beyaz Saray Spor ve Beslenme Danışma Kurulu'na atanan Dr. Öz, Trump'ın desteğini kazanacağını düşünüyor. Pensilvanya Senatörü, Eski Başkan için en önemli öncelik olmaya devam ediyor. Trump'ın Sözcüsü, Twitter hesabından yaptığı paylaşımda, ‘Hareketimizi Amerika'nın en iyi adayının arkasında toplamak halen büyük bir önem taşımaya devam ediyor” ifadelerini kullandı.
Çoğu Cumhuriyetçi aday, eski başkanı güçlü bir şekilde destekleyen bir parti tabanını kazanmak için Trump ile bağlarını güçlendirme eğilimindeyken Dr. Öz, kendisini açıkça ABD’deki siyasi, kültürel ve kurumsal seçkinlerin bir rakibi olarak konumlandırdı. Seçkinlerin Amerika'nın ruhunu değiştirmek istediğini ve onların zehirli ideolojilerine karşı yeni bir anlayışın geliştirilmesi gerektiğini düşünüyor. Öz ayrıca Trump ile uyumlu olarak pandeminin muhalif görüşleri bastıran, politikaları uygulayan, parkları, okulları ve işyerlerini kapatan ve Amerikalıların özgürlüğünü soyan seçkinler tarafından yanlış yönetildiğini yazdı.

Zorlu rekabet
Birçok Cumhuriyetçi, Pensilvanya koltuğunun 2022 yılına kadar Cumhuriyetçilerin elinde tutulması gerektiğine inanırken Dr. Öz'ün yarışa girmesi bunu yapmaları için kendilerine büyük bir fırsat sağlıyor. Bununla birlikte, Cumhuriyetçi Parti’de yarışan yaklaşık on kişilik bir grup var. Söz konusu adaylar arasında 2018 yılında vali yardımcılığına aday olan bir emlak geliştiricisi Jeff Bartos, Trump yönetimi sırasında ABD'nin Danimarka büyükelçisi olan Carla Sands, Başkan George W. Bush yönetiminde eski bir Hazine Bakanlığı yetkilisi olan David McCormick de bulunuyor. McCormick, özellikle Mısır asıllı eşi Dina Paul McCormick, Trump yönetiminde Ulusal Güvenlik Danışman Yardımcısı olarak çalıştığı ve kızı Ivanka'nın arkadaşı olduğu için aday olma konusunda ciddi.
Diğer yandan Demokrat Senatörler Kampanya Komitesi (DSCC), Öz’ün kampanya duyurusunun Cumhuriyetçi Parti'yi Pensilvanya ön seçimlerinde ortalığı kasıp kavuran kaosu gösterdiğini savunuyor. Bu yarışta denenmemiş ve zengin Cumhuriyetçi adayların akını, parti içindeki savaşların şiddetini artıracağını öne sürüyor. Nihai adayını Pensilvanya genel seçim seçmenlerinden çok uzakta bırakacak ve Cumhuriyetçi Parti, Öz’ün programında uzun zamandır bahsettiği mucize tedaviyi sunmadığını keşfedecek.
Yedi Demokrat, Başkan Biden'ın 2020'de kazandığı bir eyalette, 2022 seçimlerinde tek açık koltuk olduğu göz önüne alındığında partilerinin mevcut sayıya bir Senato koltuğu eklemek için en iyi şanslarını temsil ettiği Pensilvanya'daki Senato adaylığı için yarışıyor.



İsrail: Bütçe, Batı Şeria’daki yerleşimleri destekleyecek şekilde onaylandı

Batı Şeria'nın Kalkilya kasabasında düzenlenen operasyon sırasında İsrail askerleri, 4 Aralık 2025 (DPA)
Batı Şeria'nın Kalkilya kasabasında düzenlenen operasyon sırasında İsrail askerleri, 4 Aralık 2025 (DPA)
TT

İsrail: Bütçe, Batı Şeria’daki yerleşimleri destekleyecek şekilde onaylandı

Batı Şeria'nın Kalkilya kasabasında düzenlenen operasyon sırasında İsrail askerleri, 4 Aralık 2025 (DPA)
Batı Şeria'nın Kalkilya kasabasında düzenlenen operasyon sırasında İsrail askerleri, 4 Aralık 2025 (DPA)

İsrail’de Maliye ve Savunma bakanları, 2026 genel bütçesi hazırlıkları kapsamında Savunma Bakanlığı’nın talep ettiği ödeneğin 144 milyar şekelden 112 milyar şekele düşürülmesi konusunda anlaşmaya vardı. Buna rağmen yeni bütçe, 2025 yılına kıyasla yaklaşık 20 milyar şekellik bir artış gösterdi. Artışın büyük bölümünün, Batı Şeria’daki yerleşim projelerini desteklemeye yönlendirileceği belirtildi.

Perşembeyi cumaya bağlayan gece, Maliye Bakanı Bezalel Smotrich ile Savunma Bakanı Yisrael Katz arasında uzun bir toplantı gerçekleştirildi. Katz’ın, bütçeyi İsrail ordusu komutanlığıyla koordineli şekilde hazırladığı ve ordunun 7 Ekim 2023’ten bu yana karşı karşıya kaldığı güvenlik tehditleri nedeniyle acil bir bütçe artışına ihtiyaç duyulduğunu vurguladığı bildirildi.

ty
İsrail Savunma Bakanı Yisrael Katz, zorluklarla başa çıkmak için bakanlığının bütçesinde artış talep etti. (DPA)

Bugün öğle saatlerinde İsrail hükümeti, 2026 yılına ilişkin 662 milyar şekellik yeni bütçeyi ezici çoğunlukla onayladı. Buna göre bütçe açığı, gayrisafi yurt içi hasılanın yüzde 3,9’u olarak belirlendi. Bütçe, nihai onay için ilerleyen dönemde Knesset Genel Kurulu’na sunulacak.

Şarku’l Avsat’ın Yedioth Ahronoth’tan aktardığına göre, Savunma Bakanlığı’nın talep ettiği ödeneğin düşürülmesi, kamu hazinesi açısından bir kazanım olarak değerlendiriliyor. Ancak bütçenin yine de yaklaşık 20 milyar şekel artırılması, hazırlanan bütçedeki açığın ek yüzde 1 artmasına yol açarak toplamda yaklaşık yüzde 4’e ulaşmasına neden olacak.

Savunma Bakanı Yisrael Katz, Maliye Bakanı Bezalel Smotrich ile yapılan anlaşmanın ardından yaptığı açıklamada, üzerinde uzlaşılan bütçenin gelecek yıl ortalamasında yaklaşık 40 bin yedek askerin göreve çağrılmasını temel aldığını söyledi. Katz, bu adımın, çok cepheli savaş koşullarında yedek askerlerin üzerindeki yükü hafifletmeyi amaçladığını belirtti.

İsrail ordusu ise bütçe hazırlıkları sırasında 60 bin yedek askerin göreve çağrılması yönünde talepte bulunmuştu.

Gazetenin aktardığına göre taraflar ayrıca, Batı Şeria’daki güvenliği artırmayı hedefleyen toplam 725 milyon şekellik bir bütçe paketinde uzlaştı. Üç yıla yayılan bu paketin; ulaşım yollarının korunması, yeni yolların yapımı, bölgede askeri üslerin inşası ve Ürdün sınır hattındaki projeleri kapsadığı bildirildi. Bu durum, özellikle doğu sınırı boyunca Batı Şeria’daki asker sayısının azaltılmasına yönelik örtülü bir mutabakat olduğu yorumlarına yol açıyor. Aynı zamanda, yeni yerleşim birimlerinin inşası, mevcutların güçlendirilmesi ve bu yerleşimlere hizmet edecek yolların açılması için çok daha fazla kaynağın ayrıldığı belirtiliyor.

xsdfrg
İsrail Maliye Bakanı Bezalel Smotrich, Savunma Bakanlığı'na bütçenin azaltılması sürecindeki iş birliğinden dolayı teşekkür etti. (Reuters)

İsrail gazetesi Yedioth Ahronoth, Knesset’te yakında oylamaya sunulması beklenen askerlik yasasının, 2026 yılına kadar bütçeye milyarlarca şekellik ek yük getireceğini yazdı. Gazeteye göre, Haredi gençlerin askerlikten muaf tutulması, yedek askerler üzerindeki yükü ve Savunma Bakanlığı bütçesini daha da artıracak.

Haberde, düzenli birliklerin faaliyet maliyetlerinin yedek birliklerin maliyetinin yarısından fazla olduğu vurgulandı. Savunma Bakanı Yisrael Katz’ın bu açığı kapatma yöntemi olarak zorunlu askerlik süresini üç yıla uzatmayı planladığı, Knesset’in ise Haredi gençleri zorunlu askerlikten muaf tutacak yasa tasarısını onaylayacağı belirtildi.

Gazete, düzenli birlikler ile yedek birlikler arasındaki maliyet farkının çok büyük olduğunu, bazı hesaplamalara göre farkın yaklaşık yüzde 50 civarında bulunduğunu aktardı. Hesaplamalara göre bir yedek asker İsrail’e aylık 48 bin şekel maliyet getirirken, zorunlu hizmetteki bir düzenli askerin maliyeti bunun ortalama yarısı kadar. Ayrıca Maliye Bakanlığı’nın hesaplamalarına göre, herhangi bir zamanda 60 bin yedek askerin maliyeti, savaş dönemi dışındaki yıllara göre çok daha yüksek olacak; 2026 yılı için yaklaşık 13-14 milyar şekel civarında öngörülüyor.

fth
Gazze Şeridi'ndeki İsrail askerleri (Arşiv – Reuters)

Smotrich, büyümeyi yeniden canlandıracağını, İsraillilere ekonomik faydalar sağlayacağını ve genel bütçe içinde vergi indirimi yapılmasına olanak tanıyacağını düşünerek, bütçesini azaltma konusunda iş birliği yaptığı için İsrail Savunma Bakanlığı'na teşekkür etti.

İsrail hükümeti dün sabah, 2026 yılında İsrail ekonomisinin gidişatını belirleyecek olan bütçenin onaylanmasını görüşmek üzere bir toplantı düzenledi; Smotrich, geçirmeyi hedeflediği birçok reformu sundu.

Smotrich, yıllık bütçe açığının yüzde 3,2 ile 3,6 arasında olacağını, Savunma Bakanlığı ile yapılan anlaşma sonrasında ise yüzde 4'e ulaşacağını bildirerek İsrail hükümeti bakanlarını şaşırttı.

Gazze çevresindeki bazı yerleşim yerleri ve kasabaların belediye başkanları, 7 Ekim 2023'teki saldırının ardından yeniden inşa için ayrılan bütçenin azaltılmasına karar verilmesi üzerine İsrail hükümeti binası önünde protesto düzenledi.


Rapor: Netanyahu'nun Roman Goffman'ı kurumun başına getirmesi Mossad'da ‘hayal kırıklığı’ yarattı

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, askeri sekreteri Roman Goffman ile istişarelerde bulunuyor. (DPA)
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, askeri sekreteri Roman Goffman ile istişarelerde bulunuyor. (DPA)
TT

Rapor: Netanyahu'nun Roman Goffman'ı kurumun başına getirmesi Mossad'da ‘hayal kırıklığı’ yarattı

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, askeri sekreteri Roman Goffman ile istişarelerde bulunuyor. (DPA)
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, askeri sekreteri Roman Goffman ile istişarelerde bulunuyor. (DPA)

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun askeri sekreteri Roman Goffman’ı yeni Mossad başkanı olarak atama kararı, kurum içinde hayal kırıklığıyla karşılandı. Şarku’l Avsat’ın İsrail gazetesi Yediot Aharonot’tan aktardığına göre, mevcut ve eski yetkililer bu değerlendirmeyi yaparken, birçok isim seçimin ‘sürpriz olmadığını’ belirtti.

Yetkililer, Netanyahu’nun Mossad içinden desteklediği adayları geri planda bırakarak Goffman’ı tercih etmesinin, onun istihbarat deneyiminin yetersizliği ve görevi erken bırakma ihtimali konusunda endişe yarattığını bildirdi. Buna karşılık Netanyahu’ya yakın çevreler, Goffman’ın ‘sadakati, sağduyusu ve agresif düşünme tarzının’ göreve uygun olduğunu savunuyor.

Netanyahu’nun bu yılın başlarında Şin-Bet’in (Şabak) başına kurum dışından David Zini’yi getirmesinin ardından, üst düzey Mossad yetkilileri benzer bir yaklaşımın tekrarlanmasını bekliyordu. Yetkililere göre Netanyahu, kendisine agresif, sadık ve ideolojik olarak uyumlu gördüğü isimleri kurum dışından seçmeyi tercih ediyor.

Eleştirmenler, bu adımın Netanyahu’nun ‘elitler’ ve ‘derin devlet’ olarak nitelendirdiği kesimlere karşı yürüttüğü daha geniş mücadelenin bir yansıması olduğunu savunuyor. Destekçileri ise Goffman’ın ‘güvenilir, ketum ve sadık’ bir isim olduğunu belirtiyor.

Bazı kaynaklar, atama sürecine ilişkin olarak Goffman’ın karar alınmadan önce Netanyahu’nun eşi Sara Netanyahu ile gayriresmi bir ‘görüşmeye’ çıktığını iddia etti. Başbakanlık Ofisi ise bu iddiayı “tamamen asılsız” diyerek reddetti.

frgt
Soldan sağa: Savunma Bakanı Yisrael Katz, Netanyahu’nun askeri sekreteri Roman Goffman, Başbakan Binyamin Netanyahu ve Netanyahu’nun Özel Kalem Müdürü Tzachi Braverman, Katar'daki saldırılar sırasında bir komuta merkezinde istişare ediyor. (Şin-Bet)

Bazı yetkililer, Goffman’ın akıcı Rusça konuşmasına karşın İngilizcesinin sınırlı olmasının, özellikle diplomatik temaslarda zorluk yaratabileceğini belirtiyor. Buna karşılık destekçileri, İngilizce hâkimiyetinin Mossad’ın temel görevleri açısından kritik bir gereklilik olmadığını savunuyor. Öte yandan, birçok üst düzey savunma yetkilisinin atamanın ardından kurum içinde bir istifa dalgası beklediği bildirildi.

Netanyahu’nun, görev süresi sona eren Mossad Başkanı David Barnea’nın önerdiği adayları göz ardı ederek, istihbarat çevrelerinde yükselmemiş olan Goffman’ı tercih ettiği belirtildi. Başbakan’ın kararını yakından takip eden kaynaklar, tercihin ‘sadakat’ ve ‘temkinli muhakeme’ ile şekillendiğini aktarırken, eski bir üst düzey savunma yetkilisi Goffman’ı ‘Netanyahu’ya son derece bağlı bir isim’ olarak tanımladı ve atamayı ‘şaşırtıcı’ olarak nitelendirdi.

Goffman’ın meslektaşları, onu ‘disiplinli bir subay’ olarak tanımlıyor; ayrıca tarih ve askeri strateji üzerine çokça okuduğu ifade ediliyor.

dfrgt
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve Mossad Başkanı David Barnea Kudüs'te (DPA)

Askeri istihbaratta görev yapmış üst düzey bir yetkili, Goffman’ın ‘kurnaz ve cesur bir isim’ olduğunu söylemekle birlikte, bir Mossad başkanından beklenen operasyonel istihbarat geçmişine sahip olmadığını ifade etti.

Yetkili, “Sadece Rusça ve İbranice konuşuyor; İngilizce tek kelime bilmiyor. General rütbesini sadece bir yıl taşıdı ve bu büyüklükte bir kurumu hiç yönetmedi” dedi.

Buna karşılık, Netanyahu’ya yakın kaynaklar eleştirileri kesin bir dille reddederek Goffman’ın atanmasını ‘mükemmel bir tercih’ olarak nitelendirdi. Aynı kaynaklar, Goffman’ın Rusça bilgisi ve bölgesel hâkimiyetinin, Moskova’daki hassas görevlerde onu ‘eşsiz kıldığını’ savundu. Ayrıca askeri sekreter olarak Netanyahu’nun en yakın güvenlik danışmanı hâline geldiğini ve Hizbullah’ın üst düzey isimlerine yönelik suikastlar ile bu yıl İran’a karşı yürütülen operasyonlar da dahil olmak üzere önemli gizli faaliyetlerde rol aldığını belirttiler.

Goffman’la yakın çalışan bazı yetkililer ise onu ‘agresif ve alışılmışın dışında düşünen biri’ olarak tanımlıyor. Goffman’ın söz konusu özelliklerinin Mossad için kritik değer taşıdığı düşünülüyor. Bir yetkili, “Başbakan’ın en güvendiği güvenlik yardımcısı oydu; ne Genelkurmay Başkanı ne de Savunma Bakanı, her şeyde Goffman vardı” dedi.

Goffman’ın İngilizce eksikliğini sorun görenler olsa da, destekçileri Mossad’ın ana ilgi sahalarının (İran, Suriye ve Lübnan) İngilizce gerektirmediğini, buna karşın Rusça bilgisinin Moskova’nın İran ve diğer düşman aktörlerle olan ilişkileri nedeniyle önemli bir avantaj sağladığını vurguluyor.

Genelkurmay Başkanı Eyal Zamir’in bu hafta Goffman’la görüşerek kendisini tebrik ettiği ve ordu olarak görev değişiminde destek vereceklerini söylediği açıklandı. Mossad’ın görevden ayrılan başkanı David Barnea’nın da Goffman’la konuşup başarı dilediği belirtildi. Netanyahu ise birçok adayla görüştüğünü, Goffman’ı ‘olağanüstü mesleki yetenekleri’ nedeniyle seçtiğini söyledi. Başbakan ayrıca Goffman’ın, 7 Ekim 2023’te Hamas saldırısı sırasında evinden çıkarak çatışmaya katıldığını ve ağır yaralandığını hatırlatarak rolünü övdü.


İran, Hürmüz Boğazı yakınlarında düzenlediği deniz tatbikatında füze fırlattı

İran, 20 Ağustos 2025'te İran'ın açıklanmayan bir yerinde askeri tatbikat sırasında füze fırlattı (Reuters)
İran, 20 Ağustos 2025'te İran'ın açıklanmayan bir yerinde askeri tatbikat sırasında füze fırlattı (Reuters)
TT

İran, Hürmüz Boğazı yakınlarında düzenlediği deniz tatbikatında füze fırlattı

İran, 20 Ağustos 2025'te İran'ın açıklanmayan bir yerinde askeri tatbikat sırasında füze fırlattı (Reuters)
İran, 20 Ağustos 2025'te İran'ın açıklanmayan bir yerinde askeri tatbikat sırasında füze fırlattı (Reuters)

İran devlet televizyonu, İran'ın deniz tatbikatının ikinci gününde Umman Denizi'ne ve stratejik Hürmüz Boğazı yakınlarına büyük füzeler fırlattığını bildirdi.

AP’nin haberine göre İran anakarasının derinliklerinden füze fırlatan paramiliter "Devrim Muhafızları"nın, dün başlayan tatbikatlarda Umman Denizi ve Hürmüz Boğazı yakınlarında bulunan komşu bölgedeki hedefleri vurduğu belirtildi.

Devrim Muhafızları'nın 5 Aralık 2025'te yayınladığı fotoğrafta, Güney İran kıyılarında askeri tatbikata katılan bir bot (EPA)Devrim Muhafızları'nın 5 Aralık 2025'te yayınladığı fotoğrafta, Güney İran kıyılarında askeri tatbikata katılan bir bot (EPA)

Füzelerin, menzili 2 bin kilometreye kadar ulaşan Qadr-110, Qadr-380 ve Kadir seyir füzeleri olduğunu belirten yetkili, Devrim Muhafızları'nın ayrıca 303 adlı bir balistik füze fırlattığını da belirtti, ancak daha fazla ayrıntı vermedi.

Televizyon görüntülerinde, füzelerin fırlatıldığı ve hedeflerini vurduğu görülüyor.

İran Devrim Muhafızları tarafından 5 Aralık 2025'te paylaşılan bir fotoğrafta, İran'ın güney kıyılarındaki sularda yapılan askeri tatbikat sırasında bir füzenin fırlatıldığı görülüyor.İran Devrim Muhafızları tarafından 5 Aralık 2025'te paylaşılan bir fotoğrafta, İran'ın güney kıyılarındaki sularda yapılan askeri tatbikat sırasında bir füzenin fırlatıldığı görülüyor.

Tatbikat, haziran ayında İsrail ile İran arasında yaşanan ve aralarında askeri liderler ve nükleer bilimcilerin de bulunduğu yaklaşık bin 100 kişinin ölümüne yol açan savaştan bu yana düzenlenen ikinci tatbikat. İran'ın füze saldırıları ise İsrail'de 28 kişinin ölümüne neden oldu.