Tarım, gıda ve içecek sektöründen 10 ayda 18,1 milyar dolar ihracat

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA
TT

Tarım, gıda ve içecek sektöründen 10 ayda 18,1 milyar dolar ihracat

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA

Türkiye Gıda ve İçecek Sanayii Dernekleri Federasyonu (TGDF) Dijital Veri Paneli'ne göre, bu yılın 10 ayında tarım, gıda ve içecek sektörü 18,1 milyar dolar ihracat, 13,5 milyar dolar ithalat gerçekleştirdi.
TGDF'den yapılan açıklamaya göre, Türkiye İstatistik Kurumu'nun açıkladığı Dış Ticaret Verileri baz alınarak Agrimetre tarafından hazırlanan TGDF Dijital Veri Paneli verileri paylaşıldı.
Buna göre, 01 ile 24 fasılları arasındaki tüm GTIP kalemleri ile 29. ve 35. fasıllardan seçili ürünlerin dahil edildiği hesaplamalara bakıldığında, 2021’nin 10 ayında sektörün dış ticaret fazlası önceki yılın aynı dönemine kıyasla yüzde 20,3 arttı.
Özet Ticaret Sistemi (ÖTS) çerçevesinde yayınlanan dış ticaret verilerine göre, 2021’in 10 ayında ihracat, önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 19,6 artarak 18,1 milyar dolara, ithalat yüzde 19,4 artarak 13,5 milyar dolara ulaştı.
Aylık bazda bakıldığında Ekim 2021’de ihracat, önceki yılın aynı ayına göre yüzde 22,6 artarak 2,2 milyar dolar, aylık ithalat ise yüzde 33,1 artarak 1,3 milyar dolar olarak gerçekleşti. Aylık ithalat ağustos ve eylül aylarına oranla biraz gerilese de ekim ayında da önceki yılın aynı dönemine kıyasla belirgin bir artış kaydedildi.
İthalat, 2021 yılının ilk aylarında belirgin bir artış eğilimi sergiledi. Nisan ayında, önceki yılın aynı ayına göre yüzde 25 artan aylık ihracat ve ithalat artış hızının yavaşlaması ile bu trendde değişim görüldü.
İhracat mayıs ayında da belirgin şekilde artarken, 2021 yılında ilk kez mayıs ayında ithalatın önceki yılın aynı ayına kıyasla gerilemesi, yılın başından bu yana devam eden yüksek ithalat trendini değiştirdi. İhracatın artması, ithalatın yavaşlaması yönündeki olumlu trend, haziranda güçlenerek devam etti. Temmuz, ağustos, eylül ve ekim aylarında ise bu trend değişti ve ithalatta yine önemli artışlar kaydedildi.

Dış ticaret fazlası yıl sonuna güçlü girdi
2021 yılının başlarında ithalatın artış eğiliminde olmasından olumsuz etkilenen dış ticaret dengesi, yılın ilk dört ayında önceki yılın aynı döneminin gerisinde kalmıştı.
Mayıs verilerinin gelmesiyle birlikte 2021’de ilk kez dış ticaret fazlası, önceki yılın aynı döneminin üzerine çıktı, 2021’in ilk 5 ayında, önceki yılın aynı dönemine kıyasla yüzde 32,1 artarak 1,63 milyar dolar olarak gerçekleşmişti. Bu yılın 10 ayında dış ticaret fazlası önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 20,3 artışla 4,66 milyar dolar oldu.
Birim ihracat değeri 2021’in 10 ayında, önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 2,8 artarak 1.099 dolar/ton olarak gerçekleşti. İthalat birim değeri ise önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 31 artışla 604 dolar/tona yükseldi. Birim ithalat değerinin 2021’in başından beri yüksek seviyede devam etmesi olumsuz bir gelişme olarak değerlendirildi.

Dış ticarette en yüksek hacimli ürünler fındık, un ve makarna
Bu yılın 10 ayında ihracatta öne çıkan ürünler sırasıyla fındık içi (0,95 milyar dolar), un (0,93 milyar dolar) ve makarna (0,63 milyar dolar) olurken bu ürünler toplam ihracatın yaklaşık yüzde 13,8’ini oluşturdu.
Aynı dönemde en çok ithal edilen ürünler ise sırasıyla buğday (1,7 milyar dolar), soya fasulyesi (1,3 milyar dolar) ve ham ayçiçeği yağı (0,7 milyar dolar) oldu. Bu 3 ürün, toplam ithalatın yaklaşık yüzde 27,5’ini, yani 4’te 1’inden fazlasını oluşturdu.
1 yıldan fazla süredir yurt içinde fiyat artışları ile sıkça gündeme gelen ve 760 milyon dolarlık ithalat ile 2020’de en fazla ithal edilen 3. ürün olan ayçiçek yağında ithalat trendi 2021’de de devam etti. Ayçiçek ve ayçiçek yağı 2021 yılında da en çok ithal edilen ürünler arasında yer aldı. Ham ayçiçeği yağı 2021 yılının daha 10. ayında, 2020 yılının tamamında ulaşılan seviyeyi yakaladı.
Ağustos (263 milyon dolar), eylül (367 milyon dolar) ve ekim (237 milyon dolar) aylarındaki yüksek buğday ithalatı rakamları dikkati çekti.
Büyük ölçüde yem sektörü tarafından kullanılan soya fasulyesinin haziran (246,9 milyon dolar), temmuz (150,6 milyon dolar) ve ağustos (158,1 milyon dolar) aylarındaki yüksek seviyedeki ithalatı dikkati çekmişti. Bu üründe, mayıs-ağustos aylarında 800 milyon doların, yıl toplamında ise 1,3 milyar doların üzerinde ithalat yapıldı. Eylül ve ekim ayında ise önceki aylar kadar yüksek ithalat gerçekleştirilmedi.

En çok ihracat yapan sektörler
2021’in 10 ayına ait dış ticaret verileri sektörlere göre incelendiğinde sert kabuklu meyveler (1 milyar 850 milyon dolar), şeker ve şekerli mamuller (1 milyar 816 milyon dolar), yaş meyve (1 milyar 697 milyon dolar), bitkisel yağ (1 milyar 396 milyon dolar) ve balıkçılık ve su ürünleri (1 milyar33 milyon dolar) sektörleri en fazla ihracat yapan sektörler olarak sıralandı. Toplam ihracatın yüzde 43’ü bu 5 sektör tarafından gerçekleştirildi.
Aynı dönemde hayvan yemi (3 milyar 676 milyon dolar), bitkisel yağ (2 milyar 250 milyon dolar), un (2 milyar 18 milyon dolar), kakao-çikolata (610 milyon dolar) ile tütün ve mamulleri (422 milyon dolar) sektörleri ise en çok ithalat yapan sektörler olarak sıralandı. Toplam ithalatın yüzde 66,6’sı, yani 3’te 2’si bu 5 sektör tarafından gerçekleştirildi. Bu oranın yüksek olması, ithalatın az sayıda sektörde yoğunlaştığını gösterdi.
Tek başına hayvan yemi sektörü, 2021’in 10 ayında 3,7 milyar dolara yaklaşan hacim ile toplam ithalatın yüzde 27,3’ünü, yani 4’te 1’inden fazlasını oluşturdu.
Fiyat artışları ile gündemde yer bulan bitkisel yağ sektörü, 2021’in 10 ayında 2 milyar doları aşan ithalat ile toplam ithalatın yüzde 16,7’sini oluşturdu. Küresel piyasalardaki fiyatın Mart 2020 – Mart 2021 döneminde 2 katından fazla artması ve döviz fiyatlarındaki yukarı yönlü hareketlilik, ithalata bağlı bu sektörde ülke içi fiyatların belirgin bir biçimde artması ile sonuçlandı.

İhracatın arttığı ve azaldığı sektörler
2021 yılının ilk 10 ayında önceki yılın aynı dönemine göre ihracatını değer olarak en fazla arttıran sektörler bitkisel yağ sektörü (470 milyon dolar artış), şeker ve şekerli mamuller sektörü (373 milyon dolar artış), beyaz et sektörü (273 milyon dolar artış), balıkçılık ve su ürünleri sektörü (259 milyon dolar artış) ve yaş meyve sektörü (199 milyon dolar artış) oldu.
Aynı dönemde ihracatın gerilediği sektörler tütün ve mamulleri sektörü (93 milyon dolar düşüş) ve makarna sektörü (6 milyon dolar düşüş) oldu. Kuru meyve/sebze ve un sektörleri ihracatı yılın ilk 4 ayında önceki yıla kıyasla gerideydi. Bu sektörlerdeki ihracatın toparlanması dikkati çekti.
2021 yılının 10 ayında önceki yılın aynı ayına göre ithalatı değer olarak en çok artan sektörler hayvan yemi sektörü (834 milyon dolar artış), bitkisel yağ sektörü (510 milyon dolar artış), un sektörü (283 milyon dolar artış), kakao ve çikolata sektörü (103 milyon dolar artış) ve bakliyat sektörü (47 milyon dolar artış) oldu.
İthalatın en çok düştüğü 5 sektör makarna (178 milyon dolar düşüş), şeker ve şekerli mamuller (73 milyon dolar düşüş), sert kabuklu meyveler sektörü (45 milyon dolar düşüş), tütün ve tütün mamulleri (39 milyon dolar düşüş) ve canlı hayvan ticareti sektörü (26 milyon dolar düşüş) oldu.

Dış ticarette öne çıkan ülkeler
2021’in ilk 10 ayında dış ticaret verileri ülkeler bazında incelendiğinde en çok ihracat yaptığımız 5 ülke Irak (2 milyar 208 milyon dolar), Almanya (1 milyar 449 milyon dolar), Rusya (1 milyar 140 milyon dolar), ABD (962 milyon dolar) ve İtalya (737 milyon dolar) oldu. Bu 5 ülkeye yapılan ihracat, toplam ihracatımızın yüzde 35,8’ini oluşturdu.
Ülkelere göre en çok ihraç ettiğimiz ürünler Irak için un, tavuk eti, gofret ve konserve domates, Almanya için ambalajlı fındık, fındık içi ve kiraz, Rusya içinse alabalık, şeftali ve üzüm oldu.
Ülke bazında ithalat verileri incelendiğinde, 2021 yılının ilk 10 ayında en fazla ithalat yaptığımız ülkeler Rusya (2 milyar 861 milyon dolar), Brezilya (1 milyar 408 milyon dolar), Ukrayna (908 milyon dolar), ABD (705 milyon dolar) ve Malezya (650 milyon dolar) oldu. Bu 5 ülkeden yapılan ithalat, toplam ithalatın yüzde 48,5’ini oluşturdu.
Rusya’dan yapılan ithalatta öne çıkan ürünler buğday, ham ayçiçeği yağı ve dane mısır, Brezilya’dan yapılan ithalatta soya fasulyesi, kahve, tütün, Ukrayna’dan yapılan ithalatta buğday, arpa ve dane mısır oldu.



ABD neden Venezuela’nın petrol kaynaklarına göz dikti?

ABD, Venezuela devletine ait petrol ve doğalgaz şirketi PDVSA'yı da yaptırım listesine almıştı (Reuters)
ABD, Venezuela devletine ait petrol ve doğalgaz şirketi PDVSA'yı da yaptırım listesine almıştı (Reuters)
TT

ABD neden Venezuela’nın petrol kaynaklarına göz dikti?

ABD, Venezuela devletine ait petrol ve doğalgaz şirketi PDVSA'yı da yaptırım listesine almıştı (Reuters)
ABD, Venezuela devletine ait petrol ve doğalgaz şirketi PDVSA'yı da yaptırım listesine almıştı (Reuters)

ABD uyuşturucu kaçakçılığını önleme gerekçesiyle Venezuela’ya baskıyı artırırken, Donald Trump’ın asıl hedefinin ülkedeki petrol yatakları olduğu belirtiliyor. 

Venezuela Devlet Başkanı Nicolas Maduro, Petrol İhraç Eden Ülkeler Örgütü (OPEC+) üyelerine ve Genel Sekreter Heysem el-Gays’a pazar günü gönderdiği mektupta, ABD’nin petrol kaynaklarını ele geçirmek istediğini söylemişti. 

Maduro yönetimi, ABD’nin eylemlerinin ülkeyi "istikrarsızlaştırmayı" ve ihracat kapasitesini zayıflatmayı amaçladığını savunuyor. 

Mektupta, bu gerilimin devam etmesi halinde Venezuela’nın petrol üretiminin ve dünya piyasasının istikrarının "ciddi şekilde tehlikeye girebileceği" belirtilerek OPEC+ üyelerine dayanışma çağrısı yapılmıştı.

Kolombiya lideri Gustavo Petro da Trump’ın "uyuşturucuyla mücadeleyi bahane ederek Venezuela’daki petrol kaynaklarını ele geçirmeye çalıştığını" söylemişti. 

ABD Dışişleri Bakanlığı ise Karayipler’deki askeri yığınağın uyuşturucu kaçakçılığını ve düzensiz göçmen akışını engelleme amacı taşıdığını, Venezuela’nın petrol kaynaklarıyla ilgisi olmadığını savunmuştu. 

ABD Enerji Enformasyon Dairesi’ne göre Venezuela, dünyadaki ham petrol rezervlerinin neredeyse beşte birine sahip. Yaklaşık 303 milyar varil ham petrole denk gelen bu miktar, dünyadaki en büyük ham petrol rezervini oluşturuyor. 

Diğer yandan Karakas yönetimi gerek ABD’nin uyguladığı yaptırımlar gerek de ekipman eksikliği nedeniyle bu potansiyeli gerçek anlamda kullanamıyor. Latin Amerika ülkesi günde yaklaşık 1 milyon varil petrol üretiyor. Bu yüksek bir rakam olmasına rağmen küresel ham petrol üretiminin sadece yüzde 0,8'ini oluşturuyor.

CNN’in analizinde, ABD’nin benzin üretimine uygun hafif ham petrol çıkardığına ancak Venezuela’daki gibi ağır ham petrole sahip olmadığına dikkat çekiliyor. Ağır ham petrol üretimi dizel, asfalt ya da fabrikalarla diğer ağır ekipmanlarda kullanılıyor. 

Trump yönetiminin, bu petrol kaynaklarına ulaşmak için Maduro’yu devirip yerine "Batı yanlısı" bir lider getirmeyi deneyebileceği yorumu yapılıyor. Böyle bir senaryoda Karakas yönetimine uygulanan ağır ekonomik yaptırımları hafifletilebileceği ve Amerikan petrol şirketlerinin ülkede daha yoğun faaliyet gösterebileceği belirtiliyor.

ABD'nin Karayipler'deki askeri yığınağı

Trump yönetimi uyuşturucu kaçakçılığıyla mücadele gerekçesiyle Güney Mızrağı Operasyonu'nu başlattığını bu ay duyurmuştu. Amerikan ordusu, dünyanın en büyük uçak gemisi USS Gerald R. Ford'un da aralarında bulunduğu çok sayıda savaş gemisiyle birlikte 15 bin askerini bölgeye sevk etmişti.

ABD Dışişleri Bakanlığı, uyuşturucu kaçakçılığından sorumlu tuttuğu Güneşler Karteli'ni (Cartel de los Soles) terör örgütü ilan etmiş, liderinin Maduro'nun olduğunu öne sürmüştü.

Bölgede eylülden bu yana en az 21 operasyon düzenleyen Amerikan ordusu, uyuşturucu kaçakçılığına karıştığını iddia ettiği 83 kişiyi öldürdü. 

Independent Türkçe, CNN, Fox News


Bitcoin, kripto para birimlerinin düşüşüyle 85 bin doların altına geriledi

Hong Kong'daki bir kripto para borsasının dışındaki Bitcoin logosu (AFP)
Hong Kong'daki bir kripto para borsasının dışındaki Bitcoin logosu (AFP)
TT

Bitcoin, kripto para birimlerinin düşüşüyle 85 bin doların altına geriledi

Hong Kong'daki bir kripto para borsasının dışındaki Bitcoin logosu (AFP)
Hong Kong'daki bir kripto para borsasının dışındaki Bitcoin logosu (AFP)

Bitcoin, kripto para piyasasında yaklaşık iki aydır süren düşüş eğiliminin derinleşmesiyle, kısa süreliğine 85 bin doların altına indi. Teknoloji şirketlerinin aşırı değerli olduğu yönündeki görüşlerin yayılmasıyla dün kripto varlıklarda geniş kapsamlı bir satış dalgası yaşandı.

Bitcoin, gün içinde yüzde 12’ye varan kayıp yaşadıktan sonra yüzde 5,6 düşüşle 86 bin doların biraz üzerinde dengelendi. Bu sabah erken saatlerde ise fiyatın 86 bin 650 dolar civarında seyrettiği bildirildi.

Coinbase platformuna göre bu kayıplar, 6 Ekim’de kaydedilen 126 bin 210 dolar seviyesinden bu yana yaklaşık yüzde 33’lük bir değer kaybına işaret ediyor. Nisan ayından itibaren hisse senedi piyasalarıyla paralel bir şekilde yükseliş gösteren Bitcoin, kısmen Washington’daki daha destekleyici söylemlerden güç almıştı. Ancak dünkü sert satış dalgası, kripto para alım satım hizmeti veren şirketleri ve iş modelini Bitcoin yatırımına dayandıran firmaları ciddi biçimde etkiledi.

Coinbase Global hisseleri yüzde 4,8 gerilerken, Robinhood Markets yüzde 4,1 değer kaybetti. Bitcoin madencisi Riot Platforms’un hisseleri yüzde 4 düştü. Yalnızca Bitcoin satın almak için fon toplayan en büyük ‘kripto hazine’ şirketi olarak bilinen Strategy’nin hisselerinde de yüzde 3,3’lük bir gerileme yaşandı. Şirketin elinde 649 bin 870 adet Bitcoin bulunduğu ve bu varlıkların pazartesi günü ABD doğu saatiyle saat 16.00 itibarıyla yaklaşık 55,7 milyar dolar değerinde olduğu belirtildi.

Strategy’nin önceki tahminleri, Bitcoin’in yılı 85 bin ile 110 bin dolar arasında kapatacağı yönündeydi. Bu beklenti, 30 Ekim’de açıklanan 150 bin dolarlık öngörünün altında kaldı.

ABD Başkanı Donald Trump’ın oğulları Eric ve Donald Trump Jr.’ın da pay sahibi olduğu Amerikan Bitcoin’inin değeri yüzde 15,6 gerileyerek, 30 Eylül’den bu yana yaklaşık yüzde 47’lik bir düşüş kaydetti. Trump ile bağlantılı diğer kripto projelerinde de benzer kayıplar yaşandı. World Liberty Financial adlı tokenin piyasa değeri, eylül ortasında 6 milyar doları aşmasının ardından yaklaşık 4,14 milyar dolara indi. Trump’ın adıyla çıkarılan TRUMP tokeninin fiyatı ise 5,70 dolar seviyesine gerileyerek, göreve başlama öncesi 45 dolarlık talep fiyatının oldukça altında kaldı.

Bitcoin’e yatırım yapmanın yaygın yollarından biri olan spot Bitcoin borsa yatırım fonları (ETF), yatırımcılara kripto paraya doğrudan sahip olmadan pay edinme imkânı sunuyor. Morningstar Direct verilerine göre yatırımcılar, kasım ayında Bitcoin ETF’lerinden 3,6 milyar dolar çekti. Bu rakam, ocak 2024’te işlem görmeye başlamalarından bu yana görülen en büyük aylık çıkış oldu.

Bitcoin vadeli işlemleri de son bir ayda yaklaşık yüzde 24 değer kaybederken, altın vadeli işlemleri yüzde 7 artış gösterdi. Analistler, yoğun satış dalgasını sonbaharda artan riskten kaçınma eğilimine bağlıyor. Bu durum, yatırımcıları tahvil ve altın gibi güvenli limanlara yönlendirirken, kurumsal satışlar, uzun vadeli yatırımcıların kâr realizasyonu, ABD Merkez Bankası’nın (FED) daha sıkı duruşu ve kripto para düzenlemelerindeki yavaşlamanın yarattığı belirsizliğin etkili olduğu ifade ediliyor.

Deutsche Bank analistleri, mevcut koşulların Bitcoin portföylerinin dayanıklılığını test ettiğini ve yaşananların geçici bir düzeltme mi yoksa uzun vadeli bir uyarlama mı olduğu konusunda soru işaretleri yarattığını belirtiyor.

Düzenleyici açıdan bakıldığında, temmuz ayında Trump’ın imzaladığı yasa, kripto sektörüne destek sağlamıştı. Yasa, stabil kripto paraları (dolar gibi varlıklara bağlı olanları) koruma altına alarak fiyat dalgalanmalarını diğer kripto paralara göre sınırlamayı amaçlıyordu. Ancak, kripto piyasası için yeni bir piyasa yapısı oluşturmayı hedefleyen yasa tasarısı Senato’da hâlâ ilerleyemedi. Bu tasarı, sektörde Trump’ın seçim sürecini destekleyen ve Washington’daki müttefiklerinin göreve gelmesini sağlayan yatırımcılar için öncelikli bir konu olarak görülüyor.


Moody's, güçlü petrol dışı büyümenin desteğiyle Suudi Arabistan'ın Aa3 notunu teyit etti

Suudi Arabistan’ın başkenti Riyad (SPA)
Suudi Arabistan’ın başkenti Riyad (SPA)
TT

Moody's, güçlü petrol dışı büyümenin desteğiyle Suudi Arabistan'ın Aa3 notunu teyit etti

Suudi Arabistan’ın başkenti Riyad (SPA)
Suudi Arabistan’ın başkenti Riyad (SPA)

Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Moody’s, Suudi Arabistan’ın kredi notunu ‘Aa3’ olarak teyit etti ve görünümünü ‘durağan’ olarak belirledi. Kuruluş, Suudi ekonomisinin önümüzdeki yıl güçlü ekonomik büyüme göstermesine olumlu bakıyor; özellikle ekonomik çeşitlendirme çabaları sayesinde petrol dışı sektörlerdeki güçlü büyümeyi destekliyor.

Moody’s, Suudi Arabistan’a yönelik düzenli not gözden geçirmesinde, ülke ekonomisinin gücüne ve mali politikalarının istikrarına dikkat çekerek, Aa3 notunun büyük ekonomik hacim, yüksek gelir düzeyi ve güçlü kamu bütçesi ile desteklendiğini vurguladı. Kuruluş ayrıca, ülkenin ekonomik çeşitlendirme programlarında kaydettiği ilerlemeyi de öne çıkardı.

Moody’s’in Aa3 notunu teyit etmesi ve durağan görünümü, Suudi Arabistan’ın kredi değerliliğinin istikrarlı olduğunu gösteriyor. Bu durum, kuruluşun Kasım 2024’te ülke notunu A1’den Aa3’e yükseltmesinin ardından geldi; yükseltme, ekonomik reformlarda sağlanan ilerlemeye dayanıyordu. Diğer büyük uluslararası derecelendirme kuruluşları da Suudi Arabistan’ın güçlü kredi profilini onaylıyor. Standard & Poor’s ve Fitch, ülkeye A+ notu ve durağan görünüm verirken, bu yüksek dereceler ülkenin mali ve dış pozisyonunun gücünü ve artan ekonomik esnekliğini teyit ediyor.

Ekonomik ivme ve beklenen büyüme

Ekonomik momentum güçlü seyrini sürdürüyor; özellikle petrol dışı sektörler güçlü büyüme oranları yakalamaya devam ediyor. Moody’s, Suudi Arabistan’ın gayri safi yurtiçi hasılasının (GSYİH) 2025’te yaklaşık yüzde 4 oranında büyümesini bekliyor; bu oran, 2024’teki yüzde 2’lik büyümenin üzerine çıkıyor. 2026 yılında ise büyümenin yüzde 4,5’e ulaşması öngörülüyor. Bu dönemde petrol sektörü, OPEC+ ittifakının üretimi artırmaya başlamasıyla birlikte yeniden büyüme eğilimine girecek.

frg
Riyad'da açık havada futbol maçı izleyen insanlar (Reuters)

Suudi Arabistan hükümeti, gelecek yıl için ekonomik büyüme tahminini önceki yüzde 3,5 seviyesinden yüzde 4,6’ya yükseltmişti. Bu artış, büyük ölçüde petrol dışı sektörlerin beklenen büyümesine dayanıyor. Moody’s de açıklamasında, petrol dışı faaliyetlerin büyük projelerin kesintisiz şekilde yürütülmesini desteklediğine dikkat çekti.

Uluslararası Para Fonu (IMF) ise Suudi ekonomisinin 2025 ve 2026 büyüme tahminlerini yüzde 4’e yükseltti. IMF, bu büyümenin arkasında petrol dışı sektörlerdeki önemli genişleme ve OPEC+ çerçevesinde kademeli petrol üretim kesintilerinin bulunduğunu belirtti. Kuruluş, Suudi Arabistan ekonomisinin şoklara karşı güçlü bir dayanıklılık gösterdiğini vurguladı ve enflasyonun yaklaşık yüzde 2 seviyesinde istikrarlı kalacağını öngördü.

Kredi derecelendirme gücü

Suudi Arabistan’ın ekonomik gücü, büyük ekonomik hacmi, yüksek kişi başı gelir seviyesi ve düşük üretim maliyetleriyle birlikte bol hidrokarbon kaynaklarına dayandırılıyor. Moody’s’in açıklamasına göre, ülkenin güçlü kurumları ve iyi yönetim yapısı, 2016’dan bu yana uygulanan kapsamlı reform ajandasındaki önemli ilerlemeyi destekliyor. Mali gücü ise nispeten düşük kamu borç yükü, borçlanma maliyetlerini karşılayabilme kapasitesi ve güçlü devlet mali varlıklarına dayanıyor.

frg
Kral Abdullah Finans Bölgesi'ndeki (KAFD) Riyad tren istasyonu dışında yürüyen insanlar (Reuters)

Buna karşın, Suudi Arabistan’ın risklere maruz kalabilirliği, daha çok siyasi risklerden kaynaklanıyor; bu riskler, bölgesel jeopolitik dinamiklerin zorluklarını yansıtıyor.

Moody’s, petrol fiyatlarının yüksek harcamaları destekleme kapasitesinin azaldığını belirtmesine rağmen, hükümetin ekonomik dönüşüm sürecini desteklemek amacıyla ekonomik dalgalanmalara karşı mali politika uyguladığını vurguladı.

Durağan görünüm

Moody’s, durağan görünümün, ülkenin kredi notunu etkileyen risklerin dengede olduğunu gösterdiğini belirtti. Kuruluş, büyük ölçekli çeşitlendirme projelerinin daha fazla ilerlemesinin, özel sektörü çekebileceğini ve petrol dışı ekonominin mevcut tahminlerden daha hızlı şekilde gelişmesini teşvik edebileceğini kaydetti.

Suudi Arabistan Ekonomi ve Planlama Bakanı Faysal el-İbrahim geçen ay yaptığı açıklamada, ülkenin doğrudan ve dolaylı olarak petrol bağımlılığının yüzde 90’dan yüzde 68’e gerilediğini, bugün petrol dışı faaliyetlerin ise GSYİH’nin yüzde 56’sını oluşturduğunu duyurmuştu.