Macron, Fransa’nın Körfez’deki varlığını güçlendiriyor

Fransa Cumhurbaşkanı Macron bugün Suudi Arabistan ziyaretini tamamlayacak.

Cumhurbaşkanı Macron ve Abu Dabi Veliaht Prensi Şeyh Muhammed bin Zayed başkanlığındaki heyetler, 3 Aralık’ta düzenlenen Expo 2020 Dubai etkinliklerinde hatıra fotoğrafı çektirdi. (AFP)
Cumhurbaşkanı Macron ve Abu Dabi Veliaht Prensi Şeyh Muhammed bin Zayed başkanlığındaki heyetler, 3 Aralık’ta düzenlenen Expo 2020 Dubai etkinliklerinde hatıra fotoğrafı çektirdi. (AFP)
TT

Macron, Fransa’nın Körfez’deki varlığını güçlendiriyor

Cumhurbaşkanı Macron ve Abu Dabi Veliaht Prensi Şeyh Muhammed bin Zayed başkanlığındaki heyetler, 3 Aralık’ta düzenlenen Expo 2020 Dubai etkinliklerinde hatıra fotoğrafı çektirdi. (AFP)
Cumhurbaşkanı Macron ve Abu Dabi Veliaht Prensi Şeyh Muhammed bin Zayed başkanlığındaki heyetler, 3 Aralık’ta düzenlenen Expo 2020 Dubai etkinliklerinde hatıra fotoğrafı çektirdi. (AFP)

Fransa, Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un Birleşik Arap Emirlikleri’nde (BAE) yaptığı bir dizi anlaşma ile Körfez’deki varlığını güçlendirdi. Macron daha sonra Körfez turu kapsamında, 3 Aralık’ta Katar’da yöneldi. Fransa Cumhurbaşkanı turunu bugün Suudi Arabistan ziyareti ile tamamlıyor. BAE’de Rafale uçakları ve Caracal helikopterleri satın alınması da dahil olmak üzere bir dizi anlaşma ve mutabakat zaptı imzalandı.
Macron’un Körfez turunun terörizm ve radikalizmle mücadele, Lübnan krizi, Libya’daki seçimler, İran nükleer anlaşması ve diğer başlıklarda, bölgedeki temel stratejik konularını ele alması bekleniyordu. Elysee Sarayı, Macron’un başkanlık döneminin başlangıcından, 2017’den bu yana Akdeniz’den Körfez’e uzanan bölgenin ‘istikrarına katkıda bulunma’ konusundaki taahhüdünü sürdürdüğünü belirtti.
Fransa Cumhurbaşkanlığı, 3 Aralık’ta BAE ve Fransa’nın, Fransız Dassault Aviation şirketi tarafından üretilen 80 Rafale savaş uçağı ve 12 helikopter satın almasını içeren bir dizi anlaşma ve mutabakat anlaşması imzaladığını duyurdu. İki uçak anlaşmasının değerinin, 17 milyar Euro (19,20 milyar dolar) olduğu tahmin ediliyor. Bunun 14 milyar eurosu yalnızca Rafale anlaşmasına ayrılmış durumda. AFP’nin aktardığına göre Rafale savaş uçakları, 2027 ile 2031 yılları arasında teslim edilecek. BAE tarafından 1998’de satın alınan 60 Mirage 2000-9 uçağının yerini almayı hedefliyor.
Anlaşmalar ve mutabakat muhtıraları, Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un Expo 2020 Dubai’de Abu Dabi Veliaht Prensi ve Silahlı Kuvvetler Yüksek Komutan Yardımcısı Şeyh Muhammed bin Zayed Al Nahyan ile görüştüğü oturum aralarında gündeme geldi.
Abu Dabi Veliath Prensi, Fransa Cumhurbaşkanı’nın ziyaretini memnuniyetle karşıladı. Aynı şekilde Fransa Cumhurbaşkanı da ülkenin 50. Ulusal Günü kutlamaları münasebetiyle Şeyh Muhammed bin Zayed’i, BAE hükümetini ve halkını tebrik etti. Ayrıca ülkesinin, iki ülkenin çıkarlarına hizmet eden ve bölgedeki barış çabalarını destekleyen, yeni ve umut verici iş birliği ve ortak eylem ufuklarına olan özlemini dile getirdi.
İki taraf, ‘karşılıklı çıkarlar kapsamında kültürel ve eğitimsel meselelerin yanı sıra yatırım, ekonomi, ileri teknoloji, enerji ve gıda güvenliği’ de dahil iki ülkeyi bir araya getiren stratejik ortaklık çerçevesindeki dostluk ilişkilerini, ortak iş birliği yollarını ve çeşitli alanlarda gelişme fırsatlarını görüştü.
Görüşmede ayrıca ortak öneme sahip konular ile bölgesel ve uluslararası arenadaki gelişmeler ele alındı, Ortadoğu bölgesindeki gelişmelere ilişkin görüş alışverişinde bulundu.
Taraflar, BAE ve Fransa arasındaki stratejik ortaklığın çeşitli yönlerini güçlendirmenin önemine ilişkin açıklamalarda bulundular.  Halklarının barış ve kalkınma özlemlerini gerçekleştirmek için bölgede güvenlik ve istikrarın temel direklerini sağlamlaştırmayı amaçlayan barışçıl çözümlerin ve girişimlerin desteklenmesinin gerekliliğine dair vizyonlarını ortaya koydular.
Şeyh Muhammed bin Zayed Al Nahyan ve Cumhurbaşkanı Macron, bir dizi iş birliği anlaşması ve mutabakat zaptı imzaladılar. Anlaşmaların, aralarındaki stratejik ortaklık beklentilerinin geliştirilmesine ve karşılıklı çıkarlarına hizmet eden yeni iş birliği alanlarının açılmasına katkıda bulunacağı belirtildi.
Expo 2020 Dubai’de imzalanan anlaşmalar ve muhtıralar arasında ‘Mubadala’ şirketi ve Fransa Ekonomi, Maliye ve Kalkınma Bakanlığı, ‘Mubadala Yatırım’ şirketi ile Fransa yatırım şirketi ‘BPI’ ve BAE’deki Sanayi ve İleri Teknoloji Bakanlığı ile Fransa’daki Ekonomi ve Maliye Bakanlığı arasında mutabakat zaptları da yer aldı. Aynı şekilde ADNOC ve Total Energy arasında bir iş birliği anlaşması, BAE merkezli Borouge ile Fransa merkezli Technip arasında ‘Borouge 4’ projesini genişletmek için birinci sınıf bir etan kraker inşa etme sözleşmesi, ‘Masdar’ ve ‘Engie’ arasında stratejik ittifak amaçlı bir mutabakat zaptı imzalandı. BAE Savunma Bakanlığı ile Dassault Havacılık arasında uçak, ilgili ürün ve hizmetleri satın alma anlaşmasına da imza atıldı.
Bunun yanı sıra BAE Savunma Bakanlığı ile MBDA şirketi arasında Rafale silah teçhizatı tedarikine ilişkin bir anlaşma ve BAE Savunma Bakanlığı ile ‘Airbus Helicopters’ arasında H225M helikopterleri ve ilgili hizmetleri satın alma anlaşması da imzalandı.
Bunların yanı sıra BAE ve Fransa hükümetleri arasında Louvre- Abu Dabi Müzesi ile ilgili olarak 6 Mart 2007 tarihinde imzalanan bir anlaşma, ‘Muhammed bin Raşid Uzay Merkezi’ ve Fransa’daki Ulusal Uzay Araştırmaları Merkezi arasında ayın keşfi alanında iş birliğine ilişkin ‘niyet mektubu’ ve ‘Emirates Nükleer Enerji Şirketi’ ve ‘Electricite de France’ arasında nükleer enerji alanında bir mutabakat zaptı ile değiştirildi.

Stratejik ortaklık
Fransa cumhurbaşkanlığı yaptığı açıklamada, BAE ile yapılan anlaşmaların ‘iki müttefik ülke arasındaki stratejik ortaklık için büyük bir başarı’ olduğu ifade edildi. Macron, Dubai’de gazetecilere şu açıklamada bulundu:
 “Fransa’nın bölgedeki bu taahhüdü, terörle mücadelede ortaya koyulan bu aktif iş birliği ve aldığımız net tavırlar, BAE’ye olan yakınlığımızı artırdığımız anlamına geliyor. BAE’nin şüphesiz diğer tarihi ortaklara ilişkin soruları olduğu bir zamanda gerçekleşen bu anlaşmanın, Fransa’nın konumunu güçlendirdiğine inanıyorum.”
Abu Dabi’nin Fransa’yı ‘güçlü bir ortak’ olarak gördüğünü belirten Macron, Paris’in de ‘taahhütlerini yerine getiren ve güvenilir olabilecek bir ortak’ olduğunu vurguladı.
Macron, Dubai’deki açıklamalarında İran nükleer müzakerelerinin yeniden başlama olasılığına ilişkin çekincelerini de dile getirirken, bölge ülkeleri ile ‘daha geniş bir dinamizm’ çağrısında bulundu. ‘Müzakere kapılarının açılmama’ olasılığını uzak görmemek gerektiğini söyleyen Emmanuel Macron, “İster nükleer ister bölgesel konularda olsun, herkesin bir çerçeve bulmaya çalışma gerekliliğinin farkında olduğunu düşünüyorum. Zira bunun aksi herkesi zayıflatır ve çatışmayı körükleyen bir faktör oluşturur.”
Macron, AFP’ye de ‘beş daimi üyenin tamamının bu tartışmaya dahil olmasının’ önemli olduğunu açıkladı. Özellikle de Çin’e atıf yaptı. Fransa Cumhurbaşkanı, ‘daha ​​geniş bir dinamiğe’ yeniden dahil olmanın ve bölgesel güçleri buna dahil etmenin ‘önemli’ olduğunu belirttiği açıklamasını şöyle sürdürdü:
“Çünkü Körfez ülkeleri, İsrail ve kendi güvenliğinden endişe duyan herkes bunun bir parçası olmazsa anlaşmaya varmak çok zor olur. Herkes, İranlıların nükleer çalışmalarına devam ettiğini biliyor. Bu da bölgesel güvenlik için iyi değil.”
Macron ayrıca Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı (UAEA) müfettişlerinin İran’daki görevlerini yerine getirmelerine izin verilmesi gerektiğini vurguladı.
Fransa Cumhurbaşkanı, Dubai’de yaptığı açıklamalarda Lübnan krizinde ilerleme yaşanmasına yönelik umudunu da dile getirdi:
 “Lübnan’ın iyiliği için Körfez bölgesinin yeniden bir araya getirilmesi konusunda elimizden gelen her şeyi yapacağız. Umarım önümüzdeki saatlerde ilerlemeye şahit oluruz.”

Macron’un Suudi Arabistan ziyareti
Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, 3 Aralık akşamı Katar Emiri Şeyh Tamim bin Hamad Al Sani ile bir araya geldiği Doha’ya yönelmişti. Bugün de Suudi Arabistan’a hareket edecek. Fransız Senatör Nathalie Goulet, Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada, Fransa Cumhurbaşkanı’nın Krallığa ziyaretinin bölgede barış ve istikrarı teşvik etmek üzere, iki ülke arasında kapsamlı stratejik iş birliğinin yeni bir aşamasını oluşturduğunu söyledi. Görüşmelerde terör ve radikalizmle mücadelenin yollarını geliştirmenin yanı sıra yapay zeka ve sürdürülebilir kalkınma alanlarında iş birliğini derinleştirmek için ortak öneme sahip acil konuların ele alınacağını belirten Goulet, İran ve Lübnan meselelerinin de gündemde olacağı bilgisini verdi.
Goulet, ziyareti ‘kısa da olsa her açıdan önemli’ olarak nitelendirdi. Suudi Arabistan toplumunda yaşanan muazzam değişiklikleri ve Vizyon 2030’daki ilerlemeyi kendi gözleriyle gördüklerini dile getiren Senatör, “Bölgede barış ve istikrarı teşvik eden siyasi pozisyonların yanı sıra, Lübnan ve İran meseleleri de masaya yatırılmalıdır. Çünkü bunlar barış ve güvenlik açısından oldukça önemlidir” dedi.
Nathalie Goulet açıklamalarını şöyle sürdürdü:
“Fransa’da genel olarak Suudi Arabistan ile aynı hattayız. Koronavirüs meselesine de değinileceğini düşünüyorum. Belki de Suudi Arabistan, örneğin Afrika’nın yoksul bölgelerinde salgınla mücadele için küresel bir projeyi finanse etmeye yardımcı olabilir.”
Senatör ayrıca, iki ülkenin dışişleri bakanlıklarının olumlu tavrının, Paris ve Riyad arasındaki çok iyi ilişkiden kaynaklandığını vurguladı.
İki ülkenin Yatırım ve Ticaret Bakanlarının katılımıyla bugün Suudi Arabistan’ın batısındaki Cidde’de bir Suudi- Fransız yatırım forumu düzenlenmesi planlanıyor. Ayrıca bu ziyaretin, Suudi Arabistan’ın yakın zamanda başlattığı girişimler ışığında ticari borsaların genişlemesine, yatırım projelerinin kurulmasına ve ticaret alışverişini geliştirmek için ortak sergiler ve ilgili forumların düzenlenmesine yatırımda bulunmasına katkı sağlaması bekleniyor.
Ortak yatırım forumunun, petrokimya, gıda, gübre, demir ve çimento sektörlerinde ‘her iki ülkedeki özel sektör arasında etkin bir ortam yaratılması, mevcut fırsatların değerlendirilmesi ve iki ülke ekonomilerinin desteklenmesine ve ihracatının geliştirilmesine katkıda bulunması’ ile sonuçlanması beklentisi de hakim.
Paris, Riyad’ın en önemli ve en büyük ticaret ortaklarından biri olarak ön plana çıkıyor. Fransa, Suudi Arabistan’ın ithalat yaptığı en büyük on ülke arasında yer alıyor. Pandemi öncesi ticaret borsası hacmi 52 milyar riyali (13,8 milyar dolar) aşmıştı. Bunun 32 milyar riyalini (8,5 milyar dolar) Suudi Arabistan’dan Fransa’ya ihracat, yaklaşık 17 milyar riyalini de (4,5 milyar dolar) Fransa’dan ithalat oluşturuyordu.



Suudi Arabistan Veliaht Prensi Selman: Katar'ın güvenliğini korumak için aldığı önlemleri destekliyoruz

Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman (SPA) ve Katar Emiri Şeyh Tamim bin Hamad (QNA)
Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman (SPA) ve Katar Emiri Şeyh Tamim bin Hamad (QNA)
TT

Suudi Arabistan Veliaht Prensi Selman: Katar'ın güvenliğini korumak için aldığı önlemleri destekliyoruz

Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman (SPA) ve Katar Emiri Şeyh Tamim bin Hamad (QNA)
Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman (SPA) ve Katar Emiri Şeyh Tamim bin Hamad (QNA)

Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman, ülkesinin Katar'ın güvenliğini korumak ve egemenliğini muhafaza etmek için aldığı önlemleri tüm imkanlarıyla desteklediğini açıkladı.

Bu açıklama, Salı günü Prens Muhammed bin Selman ile Katar Emiri Şeyh Temim bin Hamed Al Sani arasında yapılan telefon görüşmesi sırasında geldi. Veliaht Prens, görüşmede ülkesinin Katar'a tam destek verdiğini ve Doha'ya yönelik İsrail'in aleni saldırısını kınayarak, bunu suç eylemi ve uluslararası hukuk ve normların açık ihlali olarak nitelendirdi.

Suudi Arabistan Dışişleri Bakanlığı tarafından yayınlanan açıklamada, Suudi Arabistan, İsrail'in acımasız saldırısını ve Katar'ın egemenliğine yönelik açık ihlali en şiddetli şekilde kınayarak Doha'ya tam dayanışma ve desteğini yineleyerek alacağı her türlü önlemi desteklemek için tüm imkanlarını kullanacağına söz verdi.

 İsrail işgalinin suç teşkil eden ihlallerine ve uluslararası hukuk ilkelerine ve tüm uluslararası normlara açıkça aykırı davranışlarına devam etmesinin vahim sonuçları konusunda uyarıda bulunan açıklamada, uluslararası topluma bu saldırıyı kınaması, bölgenin güvenliğini ve istikrarını baltalayan İsrail ihlallerine son vermesi çağrısında bulunuldu.


Suudi Arabistan Veliaht Prensi, İki Kutsal Caminin Hizmetkârı adına Şura Meclisi'nde yıllık kraliyet konuşmasını yapacak

İki Kutsal Caminin Hizmetkârı Kral Selman bin Abdulaziz ve Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman (Şarku’l Avsat)
İki Kutsal Caminin Hizmetkârı Kral Selman bin Abdulaziz ve Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman (Şarku’l Avsat)
TT

Suudi Arabistan Veliaht Prensi, İki Kutsal Caminin Hizmetkârı adına Şura Meclisi'nde yıllık kraliyet konuşmasını yapacak

İki Kutsal Caminin Hizmetkârı Kral Selman bin Abdulaziz ve Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman (Şarku’l Avsat)
İki Kutsal Caminin Hizmetkârı Kral Selman bin Abdulaziz ve Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman (Şarku’l Avsat)

Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Muhammed bin Selman, İki Kutsal Caminin Hizmetkârı Kral Selman bin Abdulaziz adına, yarın Şura Meclisi'nin dokuzuncu döneminin ikinci yılını açmak üzere yıllık kraliyet konuşmasını yapacak.

Suudi Arabistan Şura Meclisi Başkanı Şeyh Dr. Abdullah bin Muhammed bin İbrahim Al Şeyh, Şura Meclisi’nin, meclisin yasama ve denetim görevlerini en iyi şekilde yerine getirmesini sağlayan bilge liderliğin sürekli desteği ve ilgisi ile sağlam rehberliğinden duyduğu büyük takdir ve gururu dile getirdi.

Veliaht Prens Muhammed bin Selman'ın İki Kutsal Caminin Hizmetkârı adına yıllık konuşmayı yapma nezaketini takdir ettiğini belirten Al Şeyh, yıllık kraliyet konuşmasının herkesin büyük ilgiyle beklediği önemli bir ulusal olay olduğunu vurguladı.

Şura Meclisi Başkanı, yıllık kraliyet konuşmasının ‘Suudi Arabistan’ın iç ve dış politikasını özetlediğini ve bilge liderliğin inşa ve kalkınma sürecini sürdürme konusundaki kararlılığını yansıtan vizyon ve talimatlar içerdiğini, Krallığın bölgesel ve uluslararası düzeydeki statüsünü ve önemli rolünü vurguladığını, siyasi ve ekonomik ağırlığını ve insanlık ilkelerini yayma misyonunu yansıttığını’ belirtti.

Al Şeyh, “Şura Meclisi, Suudi Arabistan’ın 2030 Vizyonu'nun hedefleri doğrultusunda, kraliyet konuşmasının kalkınma ve büyüme temellerinden ilham almayı sabırsızlıkla bekliyor. Meclis, çalışmaları ve kararlarıyla, Krallıkta çeşitli alanlarda gerçekleşen büyük dönüşümlere ciddi ve etkili bir şekilde katkıda bulunmayı amaçlıyor” ifadelerini kullandı.

Al Şeyh, Şura Meclisi'nin dokuzuncu döneminin ilk yılında gerçekleştirilen verimli çalışmalara da değindi. Şura Meclisi, bu dönemde 41 oturumda 462 karar alarak ulusal öneme sahip çeşitli konuları görüştü. Bu, kapsamlı kalkınma sürecini desteklemek için gösterilen çabaların boyutunu yansıtıyor. Al Şeyh, Şura Meclisi'nin uzman komitelerinin geçtiğimiz yılda toplam 315 oturumdan oluşan bir dizi yoğun toplantı düzenlediğini ve bu toplantılarda, 248 yetkilinin katılımıyla, hükümet kurumlarının yıllık raporları da dahil olmak üzere gündemlerindeki bir dizi konuyu tartıştıklarını, böylece şeffaflık ilkesini pekiştirdiklerini kaydetti.

Şura Meclisi Başkanı, meclisin parlamento diplomasisinin geçtiğimiz yıl çeşitli biçimlerde farklı faaliyetlerini sürdürdüğünü, 146 iç ve dış parlamento diplomasi faaliyeti kaydedildiğini ve aktif bir varlık gösterdiğini belirtti. Al Şeyh, bu katılımların ve toplantıların parlamento ilişkilerinin güçlendirilmesine ve deneyimlerin paylaşılmasına katkıda bulunduğunu ifade etti.

Al Şeyh, Suudi Arabistan’ın her düzeydeki hızlı gelişiminin (ekonomik çeşitlilik, teknolojik ilerleme, büyük projelerde rönesans ve insani kalkınma) Krallığın çeşitli düzeylerdeki varlığını güçlendiren ve haklı davaların yanında durma, stratejik ortaklıklar kurma ve bölgede ve dünyada istikrar ve kalkınmaya doğru ilerleme konusundaki tam kararlılığını teyit eden dengeli ve etkili bir dış politika ile birleştiğini bildirdi.

Al Şeyh, bu başarıların, bilge liderliğin sürekli ve devam eden desteğinin doğrudan bir yansıması olduğunu ve Şura Meclisi’nin, devletin genel politikasını özetleyen kraliyet konuşmasında yer alan direktifler rehberliğinde, önümüzdeki dönemde rolünü güçlendirmesi için bir teşvik olduğunu açıkladı.

Şura Meclisi Başkanı Al Şeyh, açıklamasının sonunda, Yüce Allah'tan, İki Kutsal Caminin Hizmetkârı Kral Selman bin Abdulaziz ve Veliaht Prens Muhammed bin Selman'a ülke ve onun ilerlemesi için iyi olan her adımda başarı vermesini diledi.


İsrail, Trump'ın önerisinin görüşüldüğü sırada Katar'daki Hamas liderlerini hedef aldı

İsrail, Trump'ın önerisinin görüşüldüğü sırada Katar'daki Hamas liderlerini hedef aldı
TT

İsrail, Trump'ın önerisinin görüşüldüğü sırada Katar'daki Hamas liderlerini hedef aldı

İsrail, Trump'ın önerisinin görüşüldüğü sırada Katar'daki Hamas liderlerini hedef aldı

İsrail Hava Kuvvetleri, Katar'ın başkenti Doha'da Trump'ın Gazze Şeridi ile ilgili önerisinin görüşüldüğü sırada Hamas'ın üst düzey liderlerini hedef alan bir saldırı gerçekleştirdi. İsrail ordusu, saldırıda hassas mühimmat kullanıldığını açıkladı.

İsrail ordusu, ilk bilgilere göre Filistinli lider Halil el-Hayye'nin öldürüldüğünü belirtti.

Şarku’l Avsat’ın ulaştığı Reuters muhabiri, bugün Doha'da birkaç patlama sesi duyduğunu ifade etti. Muhabir, Katar'ın başkenti Doha'nın Katara semtinin üzerinde dumanların yükseldiğini gördüğünü bildirdi.

Axios internet sitesinin muhabiri ise üst düzey bir İsrailli yetkiliye atıfta bulunarak, ‘Doha'daki patlamanın Hamas liderlerini hedef alan bir suikast operasyonu olduğunu’ açıkladı. Bir diğer İsrailli yetkili, Hamas’ın önde gelen isimlerini hedef alan bir suikast operasyonunun Katar'ın başkenti Doha'da gerçekleştirildiğini doğruladı.

İsrail Ordu Sözcüsü Avichay Adraee, ordunun Doha'da Hamas liderlerini hedef alan bir suikast operasyonu gerçekleştirdiğini açıkladı.

Adraee, X platformunda yaptığı paylaşımda, “İsrail ordusu ve Şin-Bet, hava kuvvetleri aracılığıyla terör örgütü Hamas'ın liderlerine karşı hassas bir saldırı gerçekleştirdi. Hedef alınan Hamas liderleri, yıllardır Hamas'ın terörist faaliyetlerini yönetmiş isimler; Bunlar 7 Ekim katliamından ve İsrail'e karşı savaş açmaktan doğrudan sorumlu kişiler” ifadelerini kullandı.

Adraee sözlerine şöyle devam etti: “Saldırı öncesinde, hassas mühimmat kullanımı ve ek istihbarat bilgileri dahil olmak üzere sivil kayıpları önlemek için gerekli önlemler alındı. İsrail ordusu ve Şin-Bet, 7 Ekim katliamından sorumlu olan Hamas'a karşı kararlı adımlar atmaya devam edecek.”