Etiyopya kuvvetleri ilerlerken, savaş belirsiz bir aşamaya giriyor

Tigray Halk Kurtuluş Cephesi’nin gerilemesinin ne getireceği henüz belli değil

Gönüllüler, Tigray Halk Kurtuluş Cephesi’nin silahlı güçleri ile savaşan hükümet güçlerine yiyecek taşıyor (AFP)
Gönüllüler, Tigray Halk Kurtuluş Cephesi’nin silahlı güçleri ile savaşan hükümet güçlerine yiyecek taşıyor (AFP)
TT

Etiyopya kuvvetleri ilerlerken, savaş belirsiz bir aşamaya giriyor

Gönüllüler, Tigray Halk Kurtuluş Cephesi’nin silahlı güçleri ile savaşan hükümet güçlerine yiyecek taşıyor (AFP)
Gönüllüler, Tigray Halk Kurtuluş Cephesi’nin silahlı güçleri ile savaşan hükümet güçlerine yiyecek taşıyor (AFP)

Etiyopya ordusu bu hafta Tigray isyancıları tarafından ele geçirilen topraklarda nihayet kontrolü tekrar sağlayabildi. Bu, Başbakan Abiy Ahmed'in çatışma bölgelerinde askerleri ile birlikte savaşmasının bir yansıması gibi görünüyor.
Ordunun son hamlesine rağmen, savaşın yeni bir belirsizlik aşamasına girmesiyle bu zaferin ne anlama geldiği ve bir yıl süren çatışma üzerindeki etkileri hala tam olarak netleşmiş değil.
Sadece bir ay önce Tigray Halk Kurtuluş Cephesi (TPLF) üyeleri, başkent Addis Ababa'ya giden ana otoyol üzerindeki Dessie ve Kombolcha şehirlerini ele geçirdiklerini duyurmalarıyla birlikte daha da hızlı ilerlemeye başlamışlardı. Daha sonra Addis Ababa'nın yaklaşık 220 kilometre kuzeydoğusunda kalan Şiva Robet'e ulaştıkları bilgisi gelmişti.
Ancak Başbakan Ahmed geçen hafta saha operasyonlarının iplerini eline aldığını duyurduktan sonra hükümet bir dizi zafer ilan ederken, isyancılar stratejilerini değiştirmek zorunda kaldıklarını itiraf ettiler.
 Zafer söylemleri devletin medya kuruluşlarında duyulmaya başlandı. Şarku'l Avsat'ın Etiyopya Yayın Kurumu’ndan aktardığı habere göre Başbakan Ahmed perşembe günü yaptığı açıklamada “Düşman yerle yeksan edilip parçalandı” ifadelerini kullandı.
Kanada'daki Queen's Üniversitesi'nde Afrika Boynuzu Güvenlik Meseleleri Uzmanı Awet T. Weldemichael konuya ilişkin yaptığı açıklamada, şüphesiz hükümetin belli bölgelerde ‘avantaj’ elde etme iddiasında bulunabileceğini söyledi. Weldemichael “Bunun savaşta avantaj olarak yorumlanıp yorumlanmayacağına sadece zaman karar verecek” dedi.

Çatışmaların patlak vermesi
2020 yılının Kasım ayında Başbakan Ahmed’in ordu kışlalarına yönelik saldırılara misilleme olarak TPLF’yi devirmek için hükümet güçlerini harekete geçirmesiyle Etiyopya'nın kuzeyinde çatışmalar patlak verdi.
2019 Nobel Barış Ödülü'nün sahibi Başbakan Ahmed, hızla zafer kazanılacağına dair söz vermiş olmasına rağmen TPLF haziran ayı sonunda Tigray bölgesinin çoğunu yeniden ele geçirdi. Çok geçmeden komşu Afar ve Amhara bölgelerine saldırılar başladı.
İsyancıların Addis Ababa'ya doğru ilerlemesi, uluslararası bir alarm verilmesini gerektirdi. Zira birçok büyükelçilik, vatandaşlarına mümkün olan en kısa sürede Etiyopya’yı terk etmeleri çağrısında bulundu.
Bütün bu olaylar sırasında TPLF’nin ilerlemesinin tam niteliğine ilişkin tartışmalar başladı.
Batılı bir güvenlik yetkilisi kasım ayının ortalarında Fransız haber ajansına (AFP) verdiği demeçte “Bunu bir ilerleme olarak adlandırmalı mıyız bilemiyorum. Addis Ababa'ya giden yolda büyük bir tank ve zırhlı araç konvoyu yok. Mesele bundan daha karışık. Dağlara doğru giden, ateş eden ve belirli bölgeleri kuşatan piyadeler var. Ancak il ve ilçeleri tamamen kontrol altına almış gibi durmuyorlar” şeklinde konuştu.
TPLF, Addis Ababa'ya girme niyetini reddetmese de bunu hiçbir zaman açıkça ilan da etmedi.

Kontrolün tekrar sağlanması
Savaş alanı birden değişti. Hükümet önce başkentin tedariklerini güvence altına almak için lojistik açıdan önemli sayılan stratejik bir otoyolun yakınında bulunan Afar'daki kasabaların kontrolünü yeniden ele geçirdiğini duyurdu. Sonra çarşamba günü bir açıklama daha yaparak ağustos ayında isyancıların ele geçirdiği Birleşmiş Milletler (BM) Bilim, Eğitim ve Kültür Teşkilatı (UNESCO) Dünya Mirası Listesi'nde yer alan Lalibela'da zafer kazandıklarını duyurdu.
Cuma günü devlete bağlı medya kuruluşları, kuzeyde Dessie ve Kombolcha’ya giden yol üzerindeki kasabaların ‘kurtarıldığını’ duyurdular.
Etiyopya'da toprak anlaşmazlıkları ve savaş idaresi sanatı üzerine çalışan sosyoloji uzmanı Mehdi Labzayi konuya ilişkin yaptığı açıklamada “Hükümetin en sonki karşı atağı beni oldukça şaşırttı. Silah altına alınan bütün insanları gördüm. Ancak eğitildiklerine inanmıyordum, yok edileceklerini düşünüyordum” ifadelerini kullandı.
Afrika Birliği (AfB), daha fazla kan dökülmesinin önüne geçmek üzere bir ateşkes anlaşmasına varılması için aracılık etmeye çalışıyor. Ancak şu ana kadar kayda değer bir ilerleme olmadı.

Silahlı insansız hava araçları (SİHA) ile hava üstünlüğü
TPLF, gelecek herhangi bir savaşta avantajlı olduğu konusunda ısrar ediyor.
TPLF lideri Tadis Vuridi, cuma günü yayınlanan bir röportajında “Savaşlarda değişiklikler, sınırlı geri çekilmeler ancak daha sonra ileriye doğru büyük bir ilerleme olduğu bilinen bir gerçek. Ulaştığımız bazı bölgelerdeki sorunları ve zayıf noktaları azaltmak için buralardan gönüllü olarak ayrılmamız gerektiğine karar verdik” şeklinde konuştu.
Labzayi’ye göre bu tür açıklamalar, hükümetin haziran ayı sonlarında Tigray'ın çoğu kısmından geri çekilme kararını açıkladığı anı akıllara getiriyor. O zamanlar Tigray eyaletinin başkenti Mekele’nin sokaklarında TPLF üyeleri kutlama yapsa da bu, askeri gerilemeleri önlemek içindi.
Labzayi TPLF hakkındaki konuşmalarının başında “Addis Ababa'ya çok yakındılar. Neden şimdi geri dönüyorlar? Bu, bir şeyin onları endişelendirdiği veya onlar için hayra alamet olmadığını düşündüklerini gösteriyor” dedi.
Awet T. Weldemichael'e göre en azından şimdilik hükümetin hava üstünlüğünün dengeleri alt üst etmiş olabileceği ihtimali var.
Weldemichael açıklamasının devamında şu ifadeleri kullandı: “SİHA’ların aktif savaşta belirleyici bir rol oynadığına dair iddialar var. Ne var ki, bunun boyutu henüz tam olarak netleşmiş değil. Ancak şu ana kadar bu, Tigray’in karşı saldırısını ve ilerlemesini durdurmaya yardımcı olmuşa benziyor.”



Muhammedi, İranlı yetkililerin kendisine ülkeyi terk etme konusunda "kalıcı yasak" getirdiğini söyledi

Nergis Muhammedi (Reuters)
Nergis Muhammedi (Reuters)
TT

Muhammedi, İranlı yetkililerin kendisine ülkeyi terk etme konusunda "kalıcı yasak" getirdiğini söyledi

Nergis Muhammedi (Reuters)
Nergis Muhammedi (Reuters)

İnsan hakları aktivisti ve Nobel Barış Ödülü sahibi Nergis Muhammedi, ikiz oğullarına gönderdiği doğum günü mesajında, dün İranlı yetkililerin kendisine ülkeyi terk etmesini kalıcı olarak yasakladığını duyurdu.

53 yaşındaki Muhammedi, geçen aralık ayında sınırlı sağlık izniyle serbest bırakılmadan önce üç yıldan fazla hapis yattı. Hukuk ekibi, Muhammedi'nin her an tekrar tutuklanıp cezaevine geri dönebileceği ve ülkeden ayrılamayacağı konusunda uyardı.

İkiz oğulları Kiana ve Ali Rahmani'ye 19. doğum günlerinde yazdığı mektupta, "Size gelebilmek için pasaport başvurusunda bulundum" diye yazmıştı. Ancak, on yıldan uzun süredir görmediği oğullarına yazdığı mektupta, "İslam Cumhuriyeti iki tür seyahat yasağı çıkardı ve uyguladı; bunlardan biri kalıcı seyahat yasağı" diye ilave etti.

Kiana ve Ali, hapiste uzun süre kalmış, tanınmış bir İranlı aktivist olan babaları Taghi Rahmani ile birlikte Paris'te yaşıyor.

Muhammedi, İslam Cumhuriyeti'nde insan hakları mücadelesi nedeniyle 2023 Nobel Barış Ödülü'ne layık görüldü. Ayrıca, genç kadın Mahsa Amini'nin ahlak polisi gözetiminde iken hayatını kaybetmesinin ardından patlak veren protestoları da güçlü bir şekilde destekledi.

Mektubunda, "İran yetkilileri belgelerimize 'kalıcı' damgasını vururken, kendileri her gün İran halkının eliyle gelecek kaçınılmaz çöküş korkusuyla yaşıyorlar" ifadelerini kullandı. Muhammedi'ye yönelik yasağın ne zaman ve hangi koşullar altında uygulandığı henüz netlik kazanmadı.

İki oğlu 2023'te Oslo'da onun adına Nobel Barış Ödülü'nü kabul etti ve çocuklarını 11 yıldır görmedi. En son Kasım 2021'de tutuklanan Muhammedi, son on yılın çoğunu parmaklıklar ardında geçirdi. Ancak serbest bırakıldıktan sonra da yetkililere meydan okumaya devam etti ve uluslararası etkinliklerde zorunlu başörtüsü takmayı reddetti.


Tacikistan-Afganistan sınırında düzenlenen saldırıda 3 Çin vatandaşı hayatını kaybetti

Çin Dışişleri Bakanı Wang Yi (Reuters)
Çin Dışişleri Bakanı Wang Yi (Reuters)
TT

Tacikistan-Afganistan sınırında düzenlenen saldırıda 3 Çin vatandaşı hayatını kaybetti

Çin Dışişleri Bakanı Wang Yi (Reuters)
Çin Dışişleri Bakanı Wang Yi (Reuters)

Tacikistan'daki Çin Büyükelçiliği, bugün yaptığı açıklamada, Orta Asya ülkesinin Afganistan sınırında düzenlenen silahlı saldırıda 3 Çin vatandaşının hayatını kaybettiğini bildirdi.

Çarşamba akşamı Tacikistan'ın güneybatısındaki Hatlon bölgesinde meydana gelen saldırıda bir Çin vatandaşının da yaralandığını belirten Büyükelçilik, vatandaşlarını sınır bölgesinden uzak durmaya çağırdı.

Saldırının faillerinin ismini vermedi, ancak Çin'in Tacikistan'ı olayı soruşturmaya çağırdığını söyledi.

Tacikistan Dışişleri Bakanlığı dün yaptığı açıklamada, saldırının LLC' Shahin SM adlı şirketi hedef aldığını ve Afganistan'dan bomba yüklü bir SİHA kullanılarak gerçekleştirildiğini belirtti. Ölen üç kişinin de şirket çalışanları olduğu ifade edildi.


Trump, Venezuelalı uyuşturucu kaçakçılarını "çok yakında" karadan hedef almaya başlayacağını söyledi

Başkan Donald Trump, Şükran Günü'nde Mar-a-Lago tatil beldesinden orduya video bağlantısıyla konuşurken bir fotoğraf tutuyor (AP)
Başkan Donald Trump, Şükran Günü'nde Mar-a-Lago tatil beldesinden orduya video bağlantısıyla konuşurken bir fotoğraf tutuyor (AP)
TT

Trump, Venezuelalı uyuşturucu kaçakçılarını "çok yakında" karadan hedef almaya başlayacağını söyledi

Başkan Donald Trump, Şükran Günü'nde Mar-a-Lago tatil beldesinden orduya video bağlantısıyla konuşurken bir fotoğraf tutuyor (AP)
Başkan Donald Trump, Şükran Günü'nde Mar-a-Lago tatil beldesinden orduya video bağlantısıyla konuşurken bir fotoğraf tutuyor (AP)

ABD Başkanı Donald Trump, Washington ile Karakas arasındaki ilişkilerin giderek gerginleşmesiyle birlikte, ABD'nin sadece denizde değil, "çok yakında" kara operasyonlarıyla da Venezuelalı uyuşturucu kaçakçılarını hedef almaya başlayacağını duyurdu.

ABD Başkanı, Şükran Günü'nde silahlı kuvvetlere yaptığı televizyon konuşmasında, "Muhtemelen insanların artık uyuşturucuyu deniz yoluyla taşımak istemediğini fark etmişsinizdir. Kara yoluyla da bunu yapmalarını engellemeye başlayacağız" dedi. "Kara yolu daha kolay, ancak bu çok yakında başlayacak" ifadesini kullandı.