Gelmiş geçmiş en büyük kartalın sıradışı beslenme şekli ortaya çıktı

Dev yırtıcı, yaşayan en büyük kartal olan Harpia Kartalı'ndan yüzde 30 ila 40 oranında daha ağırdı (Katrina Kenny)
Dev yırtıcı, yaşayan en büyük kartal olan Harpia Kartalı'ndan yüzde 30 ila 40 oranında daha ağırdı (Katrina Kenny)
TT

Gelmiş geçmiş en büyük kartalın sıradışı beslenme şekli ortaya çıktı

Dev yırtıcı, yaşayan en büyük kartal olan Harpia Kartalı'ndan yüzde 30 ila 40 oranında daha ağırdı (Katrina Kenny)
Dev yırtıcı, yaşayan en büyük kartal olan Harpia Kartalı'ndan yüzde 30 ila 40 oranında daha ağırdı (Katrina Kenny)

Yeni bilimsel araştırma, şimdiye kadar yaşamış en büyük kartalın modern akrabaları gibi avlandığını ama daha çok akbaba gibi ziyafet çektiğini gösterdi.
"Haast Kartalı" diye bilinen soyu tükenmiş dev hayvanın, avını keskin pençeleri ve gagasıyla canlıyken yakaladığı ve tıpkı diğer kartallar gibi kendisinin öldürdüğü kaydedildi.
Ancak bu ürkütücü kartal, yakaladığı avın leşini yarıyor ve derinliklerdeki iç organları bile yiyebilmek için kafasını vücut boşluğunun içine daldırıyordu. Bilim insanları bu beslenme biçiminin akbabalarla özdeşleştirildiğini ifade etti.
Latince adı Hieraaetus moorei olan hayvanın modern kartallar gibi yırtıcı mı yoksa akbaba gibi leşçi mi olduğu aslında uzun süredir tartışılıyordu.
Bu nedenle araştırmacılar, 600 yıl önce nesli tükenene dek Yeni Zelanda'nın Güney Adası'nda yaşayan bu dev kartalın fizyolojik özelliklerinin 3 boyutlu dijital modellerini oluşturdu ve bunları yaşayan üç kartal türü ve iki akbaba türüyle karşılaştırdı.
Kafatası ve pençe analizleri, dev yırtıcının hangi davranışlarının kartallara, hangisinin akbabalara benzediğini nihayet ortaya çıkardı.

Kafatası ve pençeler
Yeni Zelanda’daki Canterbury Müzesi’nde görev alan Dr. Paul Scofield ve meslektaşları, analizlerin sonucunda ayakların ve pençelerin kartallara, kafatasının ise akbabalara benzediğini tespit etti.
Pençeler ve gaga yırtıcı kuşun avını kaparak tek darbede öldürmesi için elverişliydi. Ancak kafatasının yapısı, cesedin bağırsak gibi yumuşak iç organlarıyla beslenmeye uygundu.
Hakemli bilimsel dergi Proceedings of the Royal Society B: Biological Sciences'ta yayımlanan araştırmanın başyazarı Anneke van Heteren, "'Ölüm ısırığı' verme potansiyeline sahip gagası kartal gibiydi ama boyun kaslarının bağlandığı nörokranyum akbabalara çok daha benziyordu" diye konuştu.

Dev kuşları avlayabiliyor
Bu dev kartallar, çoğunlukla moa adı verilen ve yaklaşık 800 yıl önce nesli tükenen kanatsız bir kuşu avlıyordu.
Koşucu kuşlar takımına ait olan moaların ağırlığı 200 kilogramı buluyordu.
İlk olarak 1871'de Gezgin Julius von Haast tarafından tanımlanan ve adını o gezginden alan dev kartalın kilosu ise yaklaşık 15 kilogramdı.
Araştırmacılar, yırtıcının kendinden çok daha ağır avların peşine düşmesini de akbabaların davranışlarına benzetti.
Scofield, "Çoğu kartal kendilerinden daha küçük avları avlar ama Haast Kartalı 200 kilogramlık, yani kendi vücut ağırlığının 13 katından daha ağır olan moaların peşindeydi" ifadelerini kullandı:
"Akbabalarsa genellikle kendilerinden çok daha büyük hayvanları yerler, bu nedenle benzer beslenme alışkanlıklarına sahip olmaları mantıklı."
Öte yandan Heteren, bu yırtıcıların yalnızca ölü moa kuşlarıyla beslenmediğini, aynı zamanda onları canlıyken avlayabildiğini vurguladı:
"Kendisinden çok daha büyük olan dev moaları avlıyordu. Bu da onu bir akbabanın bir fil leşiyle beslendiği gibi beslenmeye zorladı."
Independent Türkçe, Livecience, SciNews



Yapay zekaya yöneltilince çevreye en çok zarar veren sorular belirlendi

Tablet ekranında ChatGPT ve DeepSeek sohbet botlarının logoları görülüyor (AFP)
Tablet ekranında ChatGPT ve DeepSeek sohbet botlarının logoları görülüyor (AFP)
TT

Yapay zekaya yöneltilince çevreye en çok zarar veren sorular belirlendi

Tablet ekranında ChatGPT ve DeepSeek sohbet botlarının logoları görülüyor (AFP)
Tablet ekranında ChatGPT ve DeepSeek sohbet botlarının logoları görülüyor (AFP)

Yeni bir araştırmaya göre OpenAI'ın ChatGPT'si gibi yapay zeka sohbet botlarının mantıklı düşünmesini ve akıl yürütmesini gerektiren sorgular, diğer soru türlerine göre daha fazla karbon salımına yol açıyor.

ChatGPT gibi geniş dil modellerine (GDM) yazılan her sorgu enerji gerektiriyor ve karbondioksit salımına yol açıyor. Almanya'daki Münih Uygulamalı Bilimler Üniversitesi'nden araştırmacılar bu emisyon seviyelerinin sohbet botuna, kullanıcıya ve konuya bağlı olarak değiştiğini söylüyor.

Hakemli dergi Frontiers'ta yayımlanan araştırma, 14 yapay zeka modelini karşılaştırarak karmaşık akıl yürütme gerektiren cevapların, basit cevaplara göre daha fazla karbon salımı yaptığını ortaya koydu.

Soyut cebir veya felsefe gibi uzun uzun muhakeme gerektiren sorgular, lise tarih dersi gibi daha dolambaçsız konulara göre 6 kat daha fazla emisyon üretiyor.

Araştırmacılar yapay zeka sohbet botlarını sık kullananların, karbon emisyonlarını sınırlamak için sordukları soruların türünü ayarlamasını öneriyor.

Çalışma, farklı konularda bin standart soru üzerinden 14 GDM'yi değerlendirerek karbon salımlarını karşılaştırdı.

Çalışmanın yazarı Maximilian Dauner, "Eğitimli GDM'lere sorulan soruların çevresel etkisi, bunların muhakeme yaklaşımına büyük ölçüde bağlı ve doğrudan akıl yürütme süreçleri, enerji tüketimini ve karbon salımlarını önemli ölçüde artırıyor" diyor.

Akıl yürütme özelliğine sahip modellerin, yalın yanıt veren modellere kıyasla 50 kata kadar daha fazla karbondioksit salımına yol açtığını gördük.

Bir kullanıcı yapay zeka sohbet botuna soru sorduğunda, sorgudaki kelimeler veya kelime parçaları bir dizi sayıya dönüştürülerek model tarafından işleniyor. Bu dönüştürme ve yapay zekanın diğer hesaplama süreçleri karbon salımlarına neden oluyor.

Çalışma muhakeme becerisine sahip modellerin soru başına ortalama 543,5 jeton (token) oluştururken, yalın modellerin sadece 40 jeton gerektirdiğini belirtiyor.

Makalede "Daha yüksek jeton ayak izi, her zaman daha yüksek CO2 emisyonu anlamına gelir" ifadeleri kullanılıyor.

Örneğin yaklaşık yüze 85 doğruluk oranına ulaşan Cogito, en isabetli modellerden biri. Yalın cevaplar veren benzer boyutlardaki modellere göre üç kat daha fazla karbon emisyonu üretiyor.

Dr. Dauner, "Şu anda GDM teknolojilerinin doğasında, doğruluk ve sürdürülebilirlik arasında bir taviz verme ilişkisi görüyoruz" diyor. 

Emisyonları 500 gram karbondioksit eşdeğerinin altında tutan modellerin hiçbiri, bin soruyu doğru cevaplamada yüzde 80'in üzerinde doğruluk oranına ulaşamadı.

Karbondioksit eşdeğeri, çeşitli sera gazlarının iklim değişikliği üzerindeki etkisini ölçmek için kullanılan bir birim.

Araştırmacılar yeni bulguların, insanların yapay zeka kullanımı hakkında daha bilinçli kararlar almasını sağlayacağını umuyor.

Araştırmacılar bir örnek vererek DeepSeek R1 sohbet botundan 600 bin soruyu yanıtlamasını isteyen sorguların, Londra'dan New York'a gidiş-dönüş uçuşuna eşdeğer karbon emisyonu yaratabileceğini söylüyor.

Buna karşılık Alibaba Cloud'ın Qwen 2.5'i, benzer doğruluk oranlarıyla üç kat daha fazla soruya cevap verirken aynı emisyon seviyelerine ulaşıyor.

Dr. Dauner, "Kullanıcılar, yapay zekadan yalın cevaplar vermesini isteyerek veya yüksek kapasiteli modellerin kullanımını, gerçekten bu gücü gerektiren görevlerle sınırlayarak emisyonları önemli ölçüde azaltabilir" diyor.

Independent Türkçe