131 gündür açlık grevinde olan Filistinli tutuklu serbest bırakıldı

Filistinli tutuklu Fesfus, köyünde kendisi için düzenlenen büyük şenlikte annesiyle birlikte (WAFA)
Filistinli tutuklu Fesfus, köyünde kendisi için düzenlenen büyük şenlikte annesiyle birlikte (WAFA)
TT

131 gündür açlık grevinde olan Filistinli tutuklu serbest bırakıldı

Filistinli tutuklu Fesfus, köyünde kendisi için düzenlenen büyük şenlikte annesiyle birlikte (WAFA)
Filistinli tutuklu Fesfus, köyünde kendisi için düzenlenen büyük şenlikte annesiyle birlikte (WAFA)

İsrail, dün, mahkumiyetini protesto etmek amacıyla 131 gündür açlık grevinde olan Batı Şeria'nın El-Halil kentindeki Dura beldesinden Filistinli tutuklu Kayid el-Fesfus'u (32) bir buçuk yıllık tutukluğun ardından serbest bıraktı.
El-Halil kentinin güneyindeki Ez-Zahiriyye beldesindeki Vadi el-Halil Askeri Kontrol Noktası’ndan Filistin Yönetimi’ne ait bir ambulansla memleketi Dura’ya götürülen Fesfus, Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas’ı temsilen Fetih Merkez Komite üyesi Sabri Saydam ve diğer komite üyeleri, Fetih Hareketi Devrim Konseyi üyeleri, güvenlik birimlerinin yöneticilerin yanı sıra Filistinli gruplar ve ulusal güçlerin temsilcileri tarafından karşılandı. Filistin Esirler Cemiyeti Başkanı Emced en-Neccar, yaptığı açıklamada, “Tutuklu Fesfus, Filistin Yönetimi’nin onun serbest bırakılması, açlık grevi nedeniyle durumunun kötüleşmesi sonucu Filistin Yönetimi’ne bağlı hastanelerde tedavi görmesi ve hayatının kurtarılması çabalarının ardından bu ayın 14’ü olarak belirlenen tarihten önce serbest bırakıldı” ifadelerini kullandı.
Fesfus, 22 Kasım 2021 tarihinde kadar 131 gün süren uzun bir açlık grevi yapmıştı.  Bu tarihinden 23 gün sonra serbest bırakılması kararlaştırıldı. 23 günlük süreç dolmadan Fesfus serbest bırakıldı.  Dura halkı Fesfus’un serbest bırakılmasını büyük bir sevinçle karşıladı. Filistinli tutuklunun kardeşi Halid el-Fesfus, Kayed el-Fesfus’u bekleyenler arasındaki bayram havasındaki bu sevincin, kardeşinin özgürlüğünü gasp edenlere karşı kazandığı bir zafer ve özgürlüğüne kavuşması adına bir kutlama olduğunu söyledi. Kardeşinin Ramallah'taki İstishari Hastanesi’ndeki sağlık kontrollerinin ardından Dura’ya getirileceğini söyleyen Halid el-Fesfus, “Kayed'in sağlık durumu düzelse de halen kansızlıkla ve pankreasında bir takım sorunlarla karşı karşıya ve yürümekte zorlanıyor” dedi.
Bu arada Fesfus’un açlık grevi sona bulsa da bir diğer Filistinli tutuklu Hişam Ebu Havaş 111 gündür açlık grevini sürdürüyor.
İslami Cihad Hareketi, Fesfus’u ‘131 gün boyunca kesintisiz olarak açlık grevi yaptıktan sonra işgalci İsrail’in hapishanelerinden serbest bırakılarak kazandığı zaferi’ kutladı.
İslami Cihad Hareketi’nden yapılan açıklamada, Fesfus’un zaferinin, kendisinden öncekilerin ayak izlerini takip ederek, gardiyanlara karşı savaş yolunda elde edilen başarılara eklenen ulusal bir başarı olduğu vurgulandı. Açıklamada, Fesfus ‘işgalci İsrail’e karşı direnişi temsil ederken gösterdiği kararlılıktan’ ötürü tebrik edildi.



Devlete ve Hizbullah'a karşı artan kızgınlık

Lübnan'ın güneyindeki Mecdal kasabasına perşembe günü İsrail tarafından düzenlenen saldırının ardından kasabadan dumanlar yükseldi (AFP)
Lübnan'ın güneyindeki Mecdal kasabasına perşembe günü İsrail tarafından düzenlenen saldırının ardından kasabadan dumanlar yükseldi (AFP)
TT

Devlete ve Hizbullah'a karşı artan kızgınlık

Lübnan'ın güneyindeki Mecdal kasabasına perşembe günü İsrail tarafından düzenlenen saldırının ardından kasabadan dumanlar yükseldi (AFP)
Lübnan'ın güneyindeki Mecdal kasabasına perşembe günü İsrail tarafından düzenlenen saldırının ardından kasabadan dumanlar yükseldi (AFP)

Güney Lübnan'ın cephe hattındaki köylerinde düzenlenen protesto ve gösteriler, etkilenenlere tazminat ödenmesindeki gecikme nedeniyle devlete ve Hizbullah'a karşı halkın duyduğu öfkeyi yansıtıyor. Bu durum, birçok kişinin köylerini terk ederek köylerinin dışında yeni bir hayat kurmasına neden oldu.

Bu hamleler, evlerini ve mülklerini kaybettikten sonra hala yerinden edilme deneyimini yaşayan ve İsrail'in neredeyse her gün oraları hedef aldığını ve zamanla hasarın daha da artacağını bilerek henüz yeniden inşa tazminatı alamayan sınır kasabalarındaki sakinlerin trajik yaşamının başlamasından iki yıldan fazla bir süre sonra geliyor.

Bu bağlamda siyasi analist Ali el-Emin, Şarku'l Avsat'a yaptığı açıklamada, bu tür hareketlerin ortaya çıkmasının "normal olduğunu, çünkü köylerin neredeyse terk edildiğini" söylüyor. Emin, "Bu protestoların, halka sırt çevirenlere karşı yapıldığını ve protestocuların, onun (Hizbullah'ın) tutumlarının, meselenin ele alınmasına yönelik her türlü olasılığın ufkunu kapatmaya katkıda bulunduğuna inandıklarını" vurguluyor.


Şara: İsrail'e şiddeti ihraç etmeyeceğiz

Şara: İsrail'e şiddeti ihraç etmeyeceğiz
TT

Şara: İsrail'e şiddeti ihraç etmeyeceğiz

Şara: İsrail'e şiddeti ihraç etmeyeceğiz

Suriye Devlet Başkanı Ahmed eş-Şara, dün İsrail'in güney Suriye'de silahsızlandırılmış bölge kurulması talebini, ülkesini "tehlikeli bir duruma" sokacağı gerekçesiyle reddetti ve "(Biz) İsrail de dahil olmak üzere şiddet ihraç eden bir ülke olmakla ilgilenmiyoruz" dedi.

Eş-Şara, Doha Forumu'na katılımı sırasında verdiği röportajda, bu yılın başlarında Dürzi ve Alevilerin yaşadığı bölgelerde yaşanan kanlı çatışmalara atıfta bulunarak, "Sahilde ve Süveyda'da işlenen suçların faillerini yargılayacağız" sözü verdi.

Eski Cumhurbaşkanı Beşşar Esed'in devrilme yıldönümü arifesinde, El-Arabiya/El-Hadath kanalı, devrik cumhurbaşkanını, 2024 yılında gizemli bir şekilde öldürülen danışmanı Luna eş-Şibl ile bir arada olduğu video kayıtları yayınladı. Danışmanıyla birlikte yapılan "Esed kayıtları", güçlerinde savaşan Suriye askerleriyle alay etme, devrik cumhurbaşkanının Şam Guta'sına yönelttiği hakaretler (Guta'ya lanetler yağdırma) ve "Kaplan" lakaplı askeri komutan Süheyl el-Hasan ile Lübnan "Hizbullahı"nı eleştirme gibi ifadeler içeriyor.

Suriyeliler, sızdırılan ses kayıtlarının Esed'in, bir yıl önce muhalif grupların Şam'a girmesi ve rejiminin devrilmesiyle askeri olarak ilk kez düşüş yaşamasının ardından, destekçileri ve Suriye'de ve komşu ülkelerde onunla birlikte savaşanların gözünde ikinci kez düşüş yaşadığına işaret ettiğini düşünüyor.


Arapların kaygısı Gazzelilerin Refah üzerinden göç etmesinin önlenmesine odaklandı

Gazze Şehri'ndeki İslam Üniversitesi'nde yerinden edilmiş Filistinliler için kurulan kampın genel görünümü (AFP)
Gazze Şehri'ndeki İslam Üniversitesi'nde yerinden edilmiş Filistinliler için kurulan kampın genel görünümü (AFP)
TT

Arapların kaygısı Gazzelilerin Refah üzerinden göç etmesinin önlenmesine odaklandı

Gazze Şehri'ndeki İslam Üniversitesi'nde yerinden edilmiş Filistinliler için kurulan kampın genel görünümü (AFP)
Gazze Şehri'ndeki İslam Üniversitesi'nde yerinden edilmiş Filistinliler için kurulan kampın genel görünümü (AFP)

İsrail, ateşkes anlaşmasının ikinci aşaması beklentisiyle ve belirsiz bir durum ortasında, Gazze Şeridi'nde kontrolü altındaki bölgelerin geri kalanını tahrip etmeye devam ederken, Arap ve İslam ülkeleri Gazzelilerin Refah üzerinden yerinden edilme tehlikesine karşı önleyici tedbirler almakla meşgul.

Mısır Dışişleri Bakanı Bedr Abdulati, dün Doha Forumu'nda yaptığı açıklamada, "Refah Sınır Kapısı, Filistinlilerin yerinden edilmesi için bir geçit olmayacak, sadece Gazze'ye insani ve tıbbi yardım ulaştırmak için kullanılacak" ifadelerini kullandı.

Filistin Toprakları Hükümet Faaliyetleri Koordinatörlüğü Ofisi, çarşamba günü yaptığı açıklamada, Refah sınır kapısının "önümüzdeki günlerde Kahire ile koordinasyon halinde yalnızca Gazze Şeridi sakinlerinin Mısır'a çıkışı için açılacağını" duyurdu.

Ayrıca Suudi Arabistan, Mısır, Ürdün, BAE, Endonezya, Pakistan, Türkiye ve Katar dışişleri bakanları cuma akşamı yaptıkları açıklamada, "Filistin halkını topraklarından çıkarmaya yönelik her türlü girişimi tamamen reddettiklerini" vurguladılar.