Omikron varyantının yayıldığı Güney Afrika salgının dördüncü dalgasına giriyor

Küresel çapta aşılama yüzde 44 seviyesinde seyrederken Afrika Kıtası’nda bu oran yüzde 7.

Güney Afrika yeni varyantın yayılması sebebiyle aşı kampanyasına hız verdi. (AP/AFP)
Güney Afrika yeni varyantın yayılması sebebiyle aşı kampanyasına hız verdi. (AP/AFP)
TT

Omikron varyantının yayıldığı Güney Afrika salgının dördüncü dalgasına giriyor

Güney Afrika yeni varyantın yayılması sebebiyle aşı kampanyasına hız verdi. (AP/AFP)
Güney Afrika yeni varyantın yayılması sebebiyle aşı kampanyasına hız verdi. (AP/AFP)

Güney Afrika Sağlık Bakanlığı, özellikle Omikron varyantı sebebiyle vaka sayılarının artmaya devam ettiğini ve ülkenin salgının dördüncü dalgasına girdiğini açıkladı. Sağlık Bakanı Yardımcısı Sibongisieni Dhlomo da ülkesinin dördüncü dalgaya girdiğini doğruladığı açıklamasında geçen hafta içerisinde hastaneye yatan vaka sayısına ilişkin verileri paylaştı. Söz konusu vakaların sadece yüzde 2’sinin aşılı olduğunu bildirdi.

WHO
Dünya Sağlık Örgütü’ne (WHO) küresel çapta aşılama oranı yüzde 44 seviyesindeyken Afrika’da bu yüzde 7’yi geçmiyor. Örgüt Kıta’daki düşük aşılama oranına dikkat çekti.
Resmi verilere göre koronavirüs nedeniyle şu ana kadar 5,2 milyon kişinin yaşamını yitirdi. Ancak uzmanlar bu sayının gerçek can kaybının sadece üçte biri olduğunu savunuyor. Kovid-19 pandemisine karşı devam eden mücadelede, dünyanın karşı karşıya olduğu en büyük zorluğun aşılar olduğu belirtiliyor.
Söz konusu sorunlar ve karşılaşılan engeller konusunda görüş birliği hakim. Durumun ana sebebi olarak zengin ülkelerin çok büyük miktarlarda aşıyı tekelinde bulundurmaları ve aşıların küresel olarak adil bir şekilde dağıtılmaması görülüyor.
WHO uzmanlarına göre sorunun başka nedenleri de var. Bu nedenler arasında aşı kampanyalarını düzenlemek konusunda gerekli imkanlara sahip olmayan zayıf sağlık sistemlerinde lojistik koordinasyon olmaması ve aşıların geç bir şekilde ulaşması sebebiyle yaşanan zorluklar yer alıyor. Ayrıca kampanyaları net bir şekilde uygulayacak bir stratejinin bulunmaması ve Kovid-19’un şiddetinin Afrika Kıtası’nda görülen diğer salgın ve hastalıklara kıyasla daha düşük olduğuna yönelik halk arasında geniş çapta görülen inanç da nedenler arasında yer alıyor.

Kaynağın belirsizliği
Kovid-19 pandemisinden öğrenilen temel dersin pandeminin tüm boyutları ve yansımaları ile küresel bir sorun olduğu belirtiliyor. Yeni varyantların ortaya çıkmasına engel olmanın ve krizi nihai bir şekilde kontrol altına almanın ilk şartının tüm ülkelerde yüksek aşılama oranlarının gerçekleştirilmeis olduğuna dikkat çekiliyor.  Buna rağmen WHO’nu verilerine göre Afrika ülkeleri aldığı aşı doz sayısı, 241 milyonu geçmiyor. Bu sayının dünya genelinde 8 milyar doz olduğunun altı çziliyor.  
Londra Üniversite’ne bağlı Halk Sağlığı ve Tropikal Tıp Enstitüsü’nde epidemiyolog olarak görev yapan WHO danışmanı Anna Roca duruma dair şu açıklamayı yaptı:
“Güney Afrika bu varyantı ilk keşfeden ülke olsa da Omikron’un kaynağının tam olarak neresi olduğunu bilmiyoruz. Bununla birlikte varyantın Delta’nın bulaşma hızını 2 veya 3’e katlayan yayılma hızı dikkate alındığında, birkaç hafta içerisinde dünya genelinde yayılması muhtemeldir.” 
WHO uzmanları, küresel sağlık otoriteleri ve bilim insanları, yeterli aşı satın alacak maddi kaynağa ve aşıları nüfusa dağıtma imkanlara sahip olmayan yoksul ülkelerin bu mücadelede yalnız bırakılmaması gerektiğini savunuyorlar. Zira son derece büyük miktarlarda aşılar alan ülkelerin bu durumun tehliksesini artırdığı uyarısı aylardır tekrarlanıyor.
WHO tarafından dün yapılan açıklamada Genel Direktör Tedros Adhanom Ghebreyesus’un şu ifadelerine yer verildi:
“Bir yıl önce bazı ülkelerin, ilaç şirketleriyle ikili anlaşmalar imzaladıklarını fark ettiğimizde, aşılara yönelik bu küresel hücumda yoksul ülkelerin kurban haline geleceği konusunda uyarıda bulunmuştuk. Durum tam olarak da böyle oldu. Şu an pandeminin kontrol altına alınmasının, aşı krizinin çözülmesine ve aşıların istisnasız bir şekilde tüm ülkelere dağıtılmasına bağlı olduğunu herkes biliyor.” 
UNICEF’ten dün yapılan açıklamada da zengin ülkelerin aldığı dozların, yoksul ve düşük gelirli ülkelere kıyasla 15 kat daha fazla olduğuna dikkat çekildi.

Boşa giden aşılar
Uzmanlar, Afrika ülkelerine aşı dağıtımındaki en büyük zorluğun aşıların başkentlerin havalimanlarına ulaştırılmasında değil, dozların bölgelere dağıtılmasında ve insanlara uygulanması noktasında yaşandığı görüşünde. WHO tarafından yönetilen COVAX programı, yıl sonuna kadar yoksul ülkelere iki milyar aşı dozu dağıtma hedefini gerçekleştiremedi. Afrika'da dağıtılması planlanan yüz binlerce aşı, son kullanma tarihlerine kısa bir süre kalması sebebiyle imha edilmek zorunda kaldı. WHO, COVAX programının ilk aşamada belirlenen hedeflere ulaşılmadığını kabul ederken epidemiyologlar, aşı dağıtımındaki başarısızlığın yalnızca dozların yetersizliğinden değil, net bir stratejinin olmamasından da kaynaklandığını savunuyor.
WHO verileri Afrika’ya ulaşan aşıların yüzde 25’inin halka dağıtılmadığını gösteriyor. Fransızca konuşulan Afrika ülkelerindeki programların faaliyetlerini denetleyen Montpellier Üniversitesi’nden epidemiyolog Eric Delaporte konuya dair şu değerlendirmelerde bulundu:
“Aşılar için soğuk zincirin korunması ve dozların başkentlerin dışındaki bölgelere ulaştırılması, zorluklarla ve çeşitli lojistik engellerle dolu, neredeyse imkansız bir görevdi. Net tarihsel planlar olmadan doğaçlama olarak aşı dağıtımı yapılması şüphesiz epidemiyolojik sahnedeki gelişmelerin incelenmesi ve aşı kampanyalarının stok miktarından kaynaklanıyor. Geçen yaz Senegal’de salgın zirveye ulaştığında insanlar kitlesel olarak aşı talep etmişler ancak aşılar bulunmamıştı. Daha sonra ise aşı kampanyasına katılım gösterilmemesi nedeniyle 200 binden fazla aşının kullanım tarihi geçti ve söz konusu dozlar imha edilmişti. Bu örnekte de görüldüğü gibi vatandaşların göüşlerindeki istikrarsızlık da bu duruma katkıda bulunuyor.”

Veriler
Senegal’deki Kalkınma Araştırmaları Enstitüsü'nden tıbbi antropolog Alice Desclaux da açıklamasında “Bu aşamada en büyük zorluk, Afrika’ya aşıların ulaştırılmasında düzenin korunmasına ve ülkelerin aşı dozlarını zamanında, gerekli koşullar altında halka dağıtma kapasitelerini geliştirmelerine yardımcı olmaktır” dedi. Desclaux ayrıca aşı bağışçıları ve üretici şirketlerin geçtiğimiz günlerde, aşı sevkiyatları ve teslimat tarihlerine yönelik doğru veriler sağlamaya başladığını vurguladı.
Bir yıldan uzun bir süredir bu türden veriler sağlanamıyordu. COVAX programı uzmanları Afrika ülkelerinin benzeri görülmemiş bir zorlukla karşı karşıya olduğuna dikkat çekiyorlar. Zira salgının yayıldığı koşullardakinden 5 katını dağıtmak durumunda kaldıklarını vurguluyorlar.
Epidemiyologlar ve istatistik alanında çalışmalar yürüten uzmanlar, Afrika’daki vakaların ve ölümlerin (8,7 milyon vaka ve 223 bin ölüm) sayısına ilişkin resmi verilerin, nüfusu 1,3 milyardan fazla olan  Kıta için gerçeklikten uzak olduğu görüşündeler. Batı ve Orta Afrika’da yapılan son araştırmalara göre uzmanlar bu durumun nedenini, test imkanların yetersizliğine, semptomların zayıf olmasına ve virüsün genç nüfus arasında artması nedeniyşle tespit edilememesine bağlıyor.



Gençlerdeki sindirim sistemi kanserlerinde çarpıcı artış

Yeni bir incelemeye göre, 50 yaşın altındaki kişilerdeki gastrointestinal kanserlerde çarpıcı bir artış var (Unsplash)
Yeni bir incelemeye göre, 50 yaşın altındaki kişilerdeki gastrointestinal kanserlerde çarpıcı bir artış var (Unsplash)
TT

Gençlerdeki sindirim sistemi kanserlerinde çarpıcı artış

Yeni bir incelemeye göre, 50 yaşın altındaki kişilerdeki gastrointestinal kanserlerde çarpıcı bir artış var (Unsplash)
Yeni bir incelemeye göre, 50 yaşın altındaki kişilerdeki gastrointestinal kanserlerde çarpıcı bir artış var (Unsplash)

Yeni bir incelemeye göre, 50 yaşın altındaki kişilerdeki gastrointestinal (GI) kanserlerde çarpıcı bir artış yaşanıyor.

Araştırmacılar perşembe günü The Journal of the American Medical Association'da (JAMA) yayımlanan incelemede, kalınbağırsak veya pankreas kanseri gibi gastrointestinal kanserlerin "ABD'de erken yaşta ortaya çıkan kanserler arasında en hızlı artış gösterenler" olduğunu belirtiyor.

Erken yaşta ortaya çıkan gastrointestinal kanserler arasında ABD birinciliğini, kolon veya rektumda gelişen kalınbağırsak kanseri 2022'de aldı ve 20 bin 800'ü aşkın kişiye teşhis kondu.

Mide zarında gelişen mide kanseri o yıl 2 bin 689 kişide teşhis edilirken, onu 2 bin 657'yle pankreas kanseri ve 875'le yemek borusu kanseri izledi.

Erken yaşta görülen gastrointestinal kanserlerin çoğu obezite, kötü beslenme ve orta derecede hareketsiz bir yaşam tarzı gibi, değiştirilebilecek risk faktörleriyle bağlantılı. Sigara ve içki içmek de diğer risk faktörleri arasında.

Dana-Farber Kanser Enstitüsü Genç Yaşta Ortaya Çıkan Kalınbağırsak Kanseri Merkezi Direktörü Dr. Kimmie Ng, ortak yazarlarından olduğu inceleme hakkında NBC News'a yaptığı açıklamada, "İnsanların bebekken, çocukken ve ergenlik çağındayken yaptıkları ya da maruz kaldıkları şeyler, muhtemelen genç yetişkinlikte kansere yakalanma risklerine katkı sağlıyor" diyor.

Aile geçmişi ve kalıtsal sendromlar gibi, hastaların üzerinde kontrol sahibi olmadığı risk faktörleri de var. Erken yaşta görülen kalınbağırsak kanserinden muzdarip kişilerde bağırsak iltihabı olabilir.

Araştırmacılar incelemede şöyle yazıyor:

Erken yaşta ortaya çıkan GI kanser hastalarının durumu, daha geç yaşta ortaya çıkan GI kanser hastalarına benzer veya daha kötü seyrediyor. Bu da gelişmiş önleme ve erken teşhis yöntemlerine duyulan ihtiyacı vurguluyor.

Amerikan Kanser Derneği (American Cancer Society/ACS), kalınbağısak kanseri riski ortalama düzeyde olan kişilerin 45 yaşında düzenli taramaya başlamasını öneriyor. ACS, 2018'den önce taramaların 50 yaşında başlamasını tavsiye ediyordu.

Kâr amacı gütmeyen Kalınbağırsak Kanseri Birliği'nin baş tıbbi danışmanı Dr. John Marshall, yer almadığı inceleme hakkında NBC News'a "Eskiden bu yaş grubunda hiç görülmezdi ama şimdi 20, 30 ve 40'lı yaşlarında kolon kanserine yakalananların sayısında kayda değer bir artış var" diyor.

Gastrointestinal kanseri olan genç hastaların hayatta kalma oranlarının, neden yaşlılardan daha kötü olduğu belirsizliğini koruyor.

New Jersey'deki Rutgers Kanser Enstitüsü ve RWJBarnabas Health'ten gastrointestinal onkoloji direktörü Dr. Howard Hochster, NBC News'a, dahil olmadığı inceleme hakkında şu ifadeleri kullanıyor: 

Bana göre bu, hastalığı daha ileri bir aşamada saptamamızdan kaynaklanıyor çünkü spesifik olmayan bu şikayetlerde bulunan genç bir kişiyi görünce, gerçekten kolon veya diğer GI kanserler akla gelmiyor.

Ancak Ng, kanserin evresi hesaba katıldığında bile genç hastaların hayatta kalma oranlarının daha kötü göründüğünü söyleyerek bunun biyolojik bir nedeni olup olmadığını sorguluyor.

Independent Türkçe