Fransa'da ilk mitinginde darbedilen cumhurbaşkanı adayı Zemmour'a iş göremezlik raporu verildi

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA
TT

Fransa'da ilk mitinginde darbedilen cumhurbaşkanı adayı Zemmour'a iş göremezlik raporu verildi

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA

Fransa'da Nisan 2022'de düzenlenecek cumhurbaşkanı seçiminde yarışacak aşırı sağcı aday Eric Zemmour, yaptığı ilk mitingde darbedilmesinin ardından iş göremezlik raporu aldı.
Zemmour'un kampanya ekibi, cumhurbaşkanı adayının başkent Paris yakınlarındaki Villepinte fuar merkezinde düzenlediği ilk mitingde sahneye çıkmadan hemen önce bir kişi tarafından bileğinden tutularak çekilmesi sonucu yaralandığını açıkladı.
Bu kişinin hemen etkisiz hala getirildiğini, ardından polis tarafından gözaltına alındığını aktaran ekip, Zemmour'a 9 gün iş göremezlik raporu verildiğini bildirdi.
Aşırı sağcı cumhurbaşkanı adayının adını "Reconquete" olarak açıkladığı partisinin sözcüsü Antoine Diers, olayı adli makamlara taşımayı değerlendirdiklerini kaydetti.

Zemmour taraftarları ırkçılık karşıtlarını darbetti
Diğer yandan, mitinge "ırkçılığa hayır" tişörtleriyle katılan SOS RACISM adlı gruptan 5 aktivist kameralar önünde Zemmour taraftarları tarafından darbedildi.
SOS RACISM'den yapılan açıklamada, 2 aktiviste ilk müdahalenin itfaiye ekiplerince yapıldığı kaydedildi.
Ayrıca mitingde yuhalanan ve fiziksel saldırıya uğrayan çok sayıda basın mensubu, alandan ayrılmak zorunda kaldı.
Zemmour'un ilk mitingine şiddet olaylarının hakim olması, sol ve sağdan birçok siyasetçi tarafından eleştirildi.
Sosyalist Partinin cumhurbaşkanı adayı Anne Hidalgo, Twitter'da yayımladığı mesajda, saldırıya uğrayan aktivistlere desteklerini ileterek şiddet olaylarını kınadığını belirtti.
İktidarın büyük ortağı LREM üyesi ve Ulusal Meclis Başkan Yardımcısı Hugues Renson, Twitter'dan yaptığı açıklamada, Zemmour'un mitingine kaos ve şiddetin hakim olduğunu, bu olayların ulusal birliği bozduğunu ifade etti. Renson, Zemmour'un, temsil etmek istediği Fransa'yı tehdit ettiğini vurguladı.
Cumhurbaşkanlığı seçiminde yarışacak isimlerden Komünist Parti (PCF) Genel Sekreteri Fabien Roussel, mitingdeki olayların Fransa'yı Zemmour'un yönetmesi halinde yaşanacakları yansıttığını kaydederek şiddete maruz kalanlarla dayanışma içinde olduğunu belirtti.

Zemmour'a "insanlığın düşmanı" nitelemesi
Aşırı sol partilerden Boyun Eğmeyen Fransa Hareketinin (LFI) lideri ve cumhurbaşkanı adayı Jean-Luc Melenchon da düzenlediği mitingde, aşırı sağcı cumhurbaşkanı adayının "evrensel bir insanlık" anlayışı olmadığını belirterek Zemmour'un insanlığın düşmanı olduğunu söyledi.
İslam ve göçmen karşıtı fikirleriyle öne çıkan aşırı sağcı aday Zemmour, 30 Kasım'da yayımladığı videoyla cumhurbaşkanı seçimi için adaylığını resmen açıklamıştı.
Fransa'da seçimin ilk turu, 10 Nisan 2022'de yapılacak. Adaylardan herhangi biri ilk turda salt çoğunluğu sağlayamazsa en fazla oyu alan iki aday 24 Nisan'da düzenlenecek ikinci turda yarışacak.



ABD elçisi Tom Barrack Lübnan konusunda konuştu: Trump'ın sabrının da bir sınırı var

ABD'nin Ankara Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack (AFP)
ABD'nin Ankara Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack (AFP)
TT

ABD elçisi Tom Barrack Lübnan konusunda konuştu: Trump'ın sabrının da bir sınırı var

ABD'nin Ankara Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack (AFP)
ABD'nin Ankara Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack (AFP)

ABD'nin Ankara Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack, Lübnan'da kendi ifadesiyle ‘Başkan Trump'ın sabrına bağlı’ sınırlı bir zaman dilimi olduğunu vurguladı.

Barrack, New York'ta düzenlediği ve Şarku’l Avsat'ın da davet edildiği basın toplantısında şunları söyledi: “Trump sabrıyla tanınsa da bu sabır sınırsız değil. Lübnan'ı çok seviyor ve belki de Dwight Eisenhower'dan bu yana hiçbir ABD başkanı bu sevgiyi göstermemiştir. Bu ülkeye yönelik samimi takdirlerini ifade etti. Ancak Lübnanlılar harekete geçmeli. Bu fırsatı değerlendirmek zorundalar. Aramızda bir etkileşim var, bu nedenle zaman zaman biraz hayal kırıklığına uğrasam da iyimserim.”

Hizbullah'ın silahları konusunda Barrack, kabine içinde ve üç başkan (Cumhurbaşkanı, Başbakan ve Meclis Başkanı) arasında bir uzlaşmaya varılırsa ve Hizbullah ağır silahlarını yavaş yavaş bırakmayı kabul ederse bunun bir başlangıç olacağını söyledi. Barrack sözlerini şöyle sürdürdü: “Lübnan'da herkes hafif silahlar taşıyor ama burada söz konusu olan İsrail'i etkileyebilecek silahlar. Bu desteklenmesi gereken bir süreç ve Lübnan ordusunun silah toplama işini yapabilmesi için güçlendirilmesi gerekiyor. Sorun şu ki orduya bir süredir ödeme yapılmıyor ve bu da engellerden biri. Tüm bu unsurların aynı anda gerçekleşmesi gerekiyor. Lübnanlılar arasında büyük saygı gören Lübnan ordusunun silahların nasıl iade edileceği ve bir iç savaşa yol açmadan nasıl toplanacağı konusunda Hizbullah ile yumuşak bir müzakere yürütmesi için güçlendirilmesi lazım. Çünkü bu silahlar yeraltı garajlarında, mahzenlerde ve evlerin altında saklanıyor.”

Barrack, Lübnan hükümetinin Hizbullah'ın silahlarıyla ilgili olarak gecikmesinin sebebinin iç savaş korkusu olduğuna inanıyor.

ABD elçisi, Suriye ile İsrail arasındaki herhangi bir normalleşmenin doğal olarak Lübnan, İsrail, Irak ve nihayetinde İsrail arasında da normalleşmeyi gerektireceğini belirtti. Barrack, “Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şera, İsrail'in düşman olmadığını ve mevcut sorunlara çözüm bulmak için İsrail'le görüşmeye ve müzakereye açık olduğunu söylerken tutumunda netti. Bu süreç diğer komşu ülkelerde olduğu gibi kademeli adımlarla başlayacak” ifadelerini kullandı.

Barrack, “Başkan Trump'ın İran'ın bombalanmasına verdiği destek gibi attığı cesur adımlar kısa vadeli de olsa bir fırsatı temsil ediyor. Çünkü İran, Hamas, Hizbullah ve Husiler şu anda geçici bir geri çekilme durumunda. Geri kalan ülkelerin kendilerini yeniden tanımlama şansı var” dedi ve kararın kendilerine bağlı olduğunu vurguladı. Barrack, “Bu adımların zaten atılmakta olduğuna ve herkesin bu yönde ilerlemek için sorumlulukla hareket ettiğine inanıyorum” diyerek sözlerini noktaladı.