Suriye’nin buğday bölgesinde kıtlık tehlikesi

Buğday stoklarının yüzde 80’ini içeren bölgede ekmek kuyrukları oluştu. Un değirmenleri grevi, Özerk Yönetim bölgelerinde onuncu gününe giriyor.

Kamışlı’da bir halk fırınının önünde ekmek almak üzere oluşan bir kalabalık (Şarku’l Avsat)
Kamışlı’da bir halk fırınının önünde ekmek almak üzere oluşan bir kalabalık (Şarku’l Avsat)
TT

Suriye’nin buğday bölgesinde kıtlık tehlikesi

Kamışlı’da bir halk fırınının önünde ekmek almak üzere oluşan bir kalabalık (Şarku’l Avsat)
Kamışlı’da bir halk fırınının önünde ekmek almak üzere oluşan bir kalabalık (Şarku’l Avsat)

Demokratik Suriye Güçleri’nin (SDG) kontrolündeki Deyr-i Zor’un doğu kırsalındaki ı-un değirmenlerine yönelik grevler devam ederken, ekmek ve sübvansiyonlu un ödeneklerinin dağıtımı krizi, fırıncıların onuncu gününe giren açık grevinin ardından yeniden gündeme geldi. Bölge sakinleri, tahsis edilen miktarın azaltılmasını ve sübvansiyon kesesinin fiyatının artmasını reddederek, protestolar düzenledi. Bu koşullar, ‘bölgedeki kuraklığın ikinci yılında’ insani durumu daha da kötüleştirdi.
Özel fırın sahipleri ve un dağıtıcıları, Özerk Yönetim’deki sorumlu yetkililerin, fırınlara verilen sübvansiyonlu un tahsislerinde bölge payını yüzde 25 oranında düşürme kararı aldıklarını belirtti. Bu çerçevede kararın, iptal edilene kadar grev yapılmasına neden olduğu ifade edildi. Bir yanda nüfus yoğunluğu, diğer yanda rastgele kampların yaygınlaşması göz önüne alındığında, tahsis edilen un miktarının bölgenin ekmek ihtiyacını karşılamaya yetmediği biliniyor.
Deyr-i Zor’un doğu kırsalındaki el-Basire, Abariha ve es-Sabha kasabalarında ve bölgedeki bazı köylerde gösteriler ve protesto hareketleri gerçekleşti. Yerel kaynaklar ve el-Busira’daki yerel meclisten bir yetkili, sanayi okulunun kasaba halkı tarafından saldırıya uğradığını ve fırıncıların grevinin devam etmesi nedeniyle meclis binası kapatılmadan önce tüm çalışanların kaçtığını söyledi. Ayrıca Deyrizor’un kuzey kırsalındaki ‘el-Hariciyye’ köyü sakinleri de benzer bir gösteri düzenleyerek, ekmek krizini protesto etmek için ana yolu trafiğe kapattı.
Aynı kaynak, el-Busira ve çevre köylerdeki fırıncılar ile görüştüklerini açıkladı. Kaynak, fırıncıların grevlerini sürdürmeye kararlı olduklarını söylerken, ‘ertelenen faturaların ödenmesi ve Deyrizor bölgesinin un tahsislerinin artırılması’ başta olmak üzere, yönetime sundukları bir dizi talep uygulanana kadar fırınların kapalı kalacağını vurguladı.
Protestolara ve halkın un miktarının artırılması taleplerine yanıt olarak Özerk Yönetim Sözcüsü Lokman Ahmi, Özerk Yönetim’in gelecek yıl için taslak genel bütçesini onayladığını söylerken, “Önerilen bütçenin büyük bir yüzdesi, elektrik hatlarının bakımı ve yeni enerji projeleri bulmanın yanı sıra, ekmek ve yakıtı desteklemeye, bunları sübvanse edilmiş bir fiyatla vatandaşa sağlamaya gidecektir” dedi. Kürt yetkili, yönetimin cari yıl bütçesinin 498 milyar 772 milyon 350 bin Suriye lirası olduğunu açıkladı.
Buğday stokunun yüzde 80’ini barındıran ve aynı zamanda en büyük petrol ve doğal gaz üreticisi olan bölgede (Suriye’nin kuzey doğusunda) fırınların ve dağıtım merkezlerinin kapılarının önünde vatandaşların kuyruk oluşturması olağan hale geldi. Suriye, 2011’den önce yaklaşık 4 milyon ton buğday üretiyordu. Ancak bu sayı, savaş yıllarından sonra azaldı. Geçen yıl üretimi bir milyon tonun altındaydı ve ülkenin ihtiyacının 2,5 milyon ton olduğu tahmin ediliyor.
Özerk Yönetim Ekonomi ve Tarım Kurumu’nun cari yıla ilişkin rakamlarına göre bölge halkının ihtiyacını karşılamak için geçen dönem yaklaşık yarım milyon ton buğday satın alındı. Yönetim ayrıca, üretiminin ‘300 bin olduğu tahmin edilen’ bir kısmını Suriye hükümetiyle bağlantılı isim ve ticari gruplara sattı.
Ülkenin kuzeydoğusunda yer alan Deyr-i Zor ve Rahha vilayetleri buğday ekimi açısından Suriye’nin en önemli bölgeleri arasında yer alsa da yağış azlığı ve kuraklık, kamu ve özel değirmenlerde sübvanse edilen un kıtlığını daha da kötüleştirdi. Ekonomist Dr. Şevki Muhammed, buğday ve benzin fiyatlarına göre un maliyetini hesaplamanın yanı sıra, piyasayı ve un fiyatlarını kontrol etmek için Özerk Yönetim yetkililerini Türk ve İran unu ithal etmekten kaçınmaya çağırdı. Dr. Muhammed, önemli olan şeyin, ekonomik kaynakların mevcudiyeti değil, daha ziyade bu kaynakların sağlam bilimsel temellere ve entegre bir ekonomik yasalar sistemine göre yönetimi olduğunu ifade etti.
Öte yandan Deyr-i Zor’un doğu kırsalındaki ‘Darnac’ kasabası, halkın ‘SDG’nin su geçişlerine baskın yapıp buraları kapatmasını’ reddettiği ve eylemcilerin ana yolu kestiği gösterilere tanık oldu. Eylemciler ayrıca araç lastiklerini de ateşe verdi. Yerel sayfalar ve aktivistler, gösterilerin SDG’nin nehir yataklarına düzenlediği baskın sonrasında geliştiğini söyledi.
SDG, geçen cuma ve cumartesi günleri geniş bir güvenlik kampanyası başlattı. Bu kampanyalar, Fırat Nehri’nin kuzey kıyısında yer alan Bakare ve Darnac kasabalarındaki nehir geçişlerine kadar uzanıyor.



Lübnan Ordusu: Güneyde bir UNIFIL devriyesine saldıran altı kişi yakalandı

Birleşmiş Milletler barış gücü güçleri, Marjeyoun'un Bouayda bölgesinde UNIFIL gücüne ait araçlarla devriye geziyor (AFP)
Birleşmiş Milletler barış gücü güçleri, Marjeyoun'un Bouayda bölgesinde UNIFIL gücüne ait araçlarla devriye geziyor (AFP)
TT

Lübnan Ordusu: Güneyde bir UNIFIL devriyesine saldıran altı kişi yakalandı

Birleşmiş Milletler barış gücü güçleri, Marjeyoun'un Bouayda bölgesinde UNIFIL gücüne ait araçlarla devriye geziyor (AFP)
Birleşmiş Milletler barış gücü güçleri, Marjeyoun'un Bouayda bölgesinde UNIFIL gücüne ait araçlarla devriye geziyor (AFP)

Lübnan Ordusu bugün, Lübnan'ın güneyindeki el-Tayri-Bint Cebeli yolunda Birleşmiş Milletler Lübnan Geçici Gücü'ne (UNIFIL) ait bir devriyeye saldıran altı kişinin yakalandığını duyurdu.

Ordu "X" platformunda yayınlanan bir açıklamasında, UNIFIL gücüne yönelik saldırıda bir UNIFIL aracının hasar gördüğünü, ancak personel arasında herhangi bir yaralanma bildirilmediğini ifade etti.

Ordu, UNIFIL'e yönelik herhangi bir saldırının ciddiyetini vurgulayarak, olaya karışanların cezalandırılmasında hiçbir hoşgörü ve müsamaha gösterilmeyeceğini belirtti.

Ayrıca, UNIFIL'in Litani Nehri'nin güneyinde bulunan bölgedeki temel rolünü, ordu ile yakın koordinasyonunu ve istikrarın yeniden sağlanmasına aktif katkısını vurguladı.

UNIFIL dün yaptığı açıklamada, Güney Lübnan'daki devriyelerinden birine ateş açıldığını, ancak herhangi bir yaralanma bildirilmediğini duyurdu.

Bint Cubeyl yakınlarında devriye gezen üç motosikletli altı kişinin barış gücüne yaklaştığını ve içlerinden birinin aracın arkasına yaklaşık üç el ateş ettiğini açıkladı. Olayda yaralanan olmadı.


Arap ve İslam dünyası, İsrail'in Gazzelileri Mısır'a sürme niyetinden endişe duyuyor

Mısır ile Filistin toprakları arasındaki Refah sınır kapısı (Arşiv- Reuters)
Mısır ile Filistin toprakları arasındaki Refah sınır kapısı (Arşiv- Reuters)
TT

Arap ve İslam dünyası, İsrail'in Gazzelileri Mısır'a sürme niyetinden endişe duyuyor

Mısır ile Filistin toprakları arasındaki Refah sınır kapısı (Arşiv- Reuters)
Mısır ile Filistin toprakları arasındaki Refah sınır kapısı (Arşiv- Reuters)

Suudi Arabistan, Mısır, Ürdün, Birleşik Arap Emirlikleri, Endonezya, Pakistan, Türkiye ve Katar, İsrail'in Gazze Şeridi sakinlerinin Mısır'a geçişine olanak sağlamak için Refah sınır kapısını tek yönlü açacağı yönündeki açıklamalarından derin endişe duyduklarını belirtti.

Sekiz ülkenin dışişleri bakanları yaptıkları açıklamada, Filistin halkını topraklarından çıkarma girişimlerini tamamen reddettiklerini vurgulayarak, ABD Başkanı Donald Trump'ın Refah sınır kapısının her iki yönde de açılması, bölge sakinlerine hareket özgürlüğünün garanti altına alınması, Gazze Şeridi halkından hiçbirinin ayrılmaya zorlanmaması, aksine topraklarında kalmaları ve vatanlarının inşasına katılmaları için uygun koşulların yaratılması, istikrarın yeniden sağlanması ve insani koşulların iyileştirilmesine yönelik bütünleşik bir vizyonun oluşturulması planına tam bağlılık gösterilmesi gerektiğini vurguladı.

Bakanlar, Başkan Trump'ın bölgede barışı sağlama konusundaki kararlılığına ilişkin takdirlerini yineleyerek, güvenlik ve barışın sağlanması ve bölgesel istikrarın temellerinin sağlamlaştırılması amacıyla, planının tüm yönleriyle, gecikme veya aksama olmaksızın uygulanmasının önemini vurguladılar.

Ateşkesin tam olarak sağlanması, sivillerin çektiği acılara son verilmesi, Gazze'ye insani yardımların kısıtlama veya engel olmaksızın ulaştırılmasının sağlanması, iyileştirme ve yeniden yapılanma çalışmalarına erken başlanması ve Filistin Yönetimi'nin sektördeki sorumluluklarını yeniden üstlenmesi için gerekli koşulların oluşturulması ve böylece bölgede yeni bir güvenlik ve istikrar aşamasının başlatılması gerektiğini vurguladılar.

Bakanlar, ülkelerinin, Güvenlik Konseyi'nin 2803 sayılı Kararı ve ilgili tüm Konsey kararlarının tam olarak uygulanmasını sağlamak ve uluslararası hukuk kararları ve iki devletli çözüm ilkesi uyarınca adil, kapsamlı ve sürdürülebilir bir barışa ulaşmak için elverişli bir ortam sağlamak amacıyla Amerika ve tüm ilgili bölgesel ve uluslararası taraflarla çalışmaya ve eşgüdüm sağlamaya hazır olduğunu teyit ettiler. Bu, işgal altındaki Gazze ve Batı Şeria toprakları da dahil olmak üzere 4 Haziran 1967 sınırlarında, başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız bir Filistin devletinin kurulmasıyla sonuçlanacaktır.


Katar: Gazze savaşını sona erdirme müzakereleri kritik bir aşamada

Katar Başbakanı Şeyh Muhammed bin Abdurrahman el Sani, 23. Doha Forumu'nun ilk gününde konuşuyor (Reuters)
Katar Başbakanı Şeyh Muhammed bin Abdurrahman el Sani, 23. Doha Forumu'nun ilk gününde konuşuyor (Reuters)
TT

Katar: Gazze savaşını sona erdirme müzakereleri kritik bir aşamada

Katar Başbakanı Şeyh Muhammed bin Abdurrahman el Sani, 23. Doha Forumu'nun ilk gününde konuşuyor (Reuters)
Katar Başbakanı Şeyh Muhammed bin Abdurrahman el Sani, 23. Doha Forumu'nun ilk gününde konuşuyor (Reuters)

Katar Başbakanı Şeyh Muhammed bin Abdurrahman el Sani bugün yaptığı açıklamada, Gazze savaşıyla ilgili müzakerelerin kritik bir aşamada olduğunu açıkladı.

Şarku'l Avsat'ın Reuters'ten aktardığına göre Katar'daki Doha Forumu'nda düzenlenen bir panelde konuşan el Sani, arabulucuların ateşkesin bir sonraki aşamasına geçmek için birlikte çalıştıklarını ifade etti.

Başbakan, Gazze'de ateşkesin, İsrail'in Gazze Şeridi'nden tamamen çekilmesi olmadan tamamlanmayacağını açıkladı.

"Şu anda kritik bir noktadayız... Ateşkes olduğunu düşünemeyiz; ateşkes ancak İsrail'in tamamen çekilmesi ve Gazze'ye istikrarın geri dönmesiyle tamamlanır" ifadelerini kullandı.

Türkiye Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Gazze'ye istikrar gücü kurulmasına ilişkin müzakerelerin sürdüğünü, gücün yetki ve angajman kurallarının da ele alındığını açıkladı.

Katar'daki Doha Forumu'nda konuşan Fidan, gücün temel amacının sınır boyunca İsrailliler ve Filistinliler arasında ayrım yapmak olduğunu belirtti.

Bugün Gazze'nin kuzeyinde, İsrail İHA'sının hedef alması sonucu bir Filistinli hayatını kaybetti, üç kişi de yaralandı. Filistin Bilgi Merkezi yerel kaynaklara dayanarak, "Gazze'nin kuzeyindeki el Atatra kavşağında İsrail'e ait bir İHA tarafından hedef alınanlardan bir şehit ve üç yaralının eş Şifa Hastanesi'ne getirildiğini" bildirdi.

Merkezden yapılan açıklamada, "10 Ekim'de ateşkes anlaşmasının başlamasından bu yana çoğunluğu çocuk, kadın ve yaşlılardan oluşan 369 vatandaşımız hayatını kaybetti, 920'den fazla kişi de yaralandı" denildi.