Sudan’ın birçok kentinde sivil yönetim talebiyle gösteriler düzenlendi

Batı Darfur eyaletindeki kabile çatışmalarında 48 kişi öldü.

Hartum’daki Sittin Caddesi’nde düzenlenen gösteriler (AFP)
Hartum’daki Sittin Caddesi’nde düzenlenen gösteriler (AFP)
TT

Sudan’ın birçok kentinde sivil yönetim talebiyle gösteriler düzenlendi

Hartum’daki Sittin Caddesi’nde düzenlenen gösteriler (AFP)
Hartum’daki Sittin Caddesi’nde düzenlenen gösteriler (AFP)

Sudan’da Ordu Komutanı Orgeneral Abdulfettah el-Burhan ile Başbakan Abdullah Hamduk arasında imzalanan siyasi anlaşmaya tepki olarak başkenti Hartum’un üç önemli bölgesinde gösteri düzenlemek ve şehir merkezindeki Cumhurbaşkanlığı Sarayı’na yürümek isteyen binlerce sivil göstericiyi polis güçleri yaşartıcı gaz kullanarak dağıttı. Polisin müdahalesi sonrası Hartum’daki göstericiler ile askeri güçler arasında başlayan vur-kaç olayları saatlerce sürdü.
Hartum’un en büyük caddelerinden biri olan Sittin Caddesi’ne büyük bir otobüsle gelen sivil görünümlü bir grup, barışçıl göstericileri dağıtmak için delici ve kesici aletlerle saldırdı ancak göstericiler bu grubu geri püskürttü ve bölgeyi terk etmeye zorladı. Bu yöntem İslamcı rejim döneminde kullanılırdı. Nitekim İslamcı rejim bu tür durumlarda kaos çıkaracak grupları -ki bunlara halk arasında Niggers (zenciler) adı veriliyor- barışçıl göstericilere saldırmaları için görevlendiriyor ve böylece göstericilere yönelik saldırılarda suçu ‘üçüncü taraf’a atıyordu. Fakat Nisan 2019’da bu gruplara son verildi. Sittin Caddesi, Burhan’ın yönetime el koyduğu 25 Ekim tarihinden bu yana en önemli toplanma yerlerinden biri haline geldi.
25 Ekim’den bu yana ülkede düzenleyen Halk Direniş Komiteleri, siyasi partiler ve sivil toplum kuruluşları, yeni bir gösteri düzenleme şekline başvurdu. Zira söz konusu taraflar Hartum’un üç önemli bölgesinde (Bahri bölgesi, kentin doğusundaki Sittin Caddesi, kentin güneyindeki Seba bölgesi) on binlerce kişiyle gösteri düzenledi.
On binlerce kişi dün öğlen saat 13.00’ten bu yana daha önce belirlenen yerlere akın etti. Dim, Seccane ve Cabra bölgelerinden gelen ‘devrimciler’ Cumhurbaşkanlığı Sarayı’na yürüdü. Ancak polis güçleri göstericileri dağıtmak için büyük miktarda göz yaşartıcı gaz kullandı. Hartum’un güneyindeki Es-Sehafe, Şecare, Kelakele, Ez-Zuhur ve El-İmarat mahallelerinden gelen on binlerce kişi de Seba bölgesinde gösteriler düzenledi. Göstericiler tamamen sivil bir hükümet kurulması yönünde sloganlar atarken, askerin kışlalarına dönmesini ve ‘Sudan devrimi şehitlerinin katillerini ve darbecilerin yargılanmasını’ talep etti. Nitekim ordunun yönetime el koyduğu 25 Ekim’den bu yana 43 kişi hayatını kaybetti.
Nil Nehri'nin karşı yakasında yer alan ve 25 Ekim’den bu yana en fazla ‘şehit veren’ Bahri bölgesinin binlerce sakini, Şembat Köprüsü üzerinden gösteri alanına gelen Umdurman bölgesi sakinleriyle birleşerek devasa bir kalabalık meydana getirdi. Göstericiler Burhan ve Hamduk arasındaki anlaşmayı reddettiklerini belirterek, tamamen sivil bir yönetim istediklerini ifade ettiler. Göstericiler ayrıca askerlerin kışlalarına dönmesi ve ordunun siyasetten uzaklaştırılması çağrısında bulundu.
Göstericiler bir konuşma platformu kurdu. Platformda söz alan bazı ‘devrim’ liderleri ve siyasetçiler konuştu. Umdurman Direniş Komiteleri Temsilcisi, bu gösterilerin 2018’de gerçekleşen Sudan Devrimi ile aynı aya denk geldiğine dikkat çekerek, bu ay boyunca devam edecek gösterilerin programını açıkladı. Temsilci, kalabalığa hitaben yaptığı konuşmada, “6 Aralık’ta çıktı. Bu ayın 13’ü, 19’u, 25’i ve 30’unda da çıkacağız” dedi. Temsilci, sözde darbeye son verene kadar gösterilerin devam edeceğini ima ederek, “Hatta ayın 35’inde de sokaklara çıkacağız” ifadesini kullandı.
Cumhurbaşkanlığı Sarayı yakınlarındaki gösterilere katılan Muhammed Musa, Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada, sarayda oturanlara devrimcilerin ‘kışlanıza dönün’ mesajını vermek için geldiklerini ve askeri makamların saraya giden yolu kontrol noktaları, araçlar ve bir tabur polis gücü ile kapattıklarını söyledi. Musa, “Polis memurlarının ördüğü etten duvara birkaç metre kala durduk. Onlara saldırmadık. Devrim sloganlarını atmaya devam ettik. Fakat onlar bizi kışkırttılar ve üzerimize büyük miktarda göz yaşartıcı gaz bombası attılar” dedi.
Protesto yürüyüşleri sadece Hartum ile sınırlı kalmadı. Aynı zamanda Sudan’ın birçok kentinde de binlerce kişinin katıldığı ve benzer sloganların atıldığı gösteriler düzenlendi. Zira ülkenin doğu, batı, güney ve kuzeyindeki şehirlerde darbenin ve Hamduk ile Burhan arasındaki anlaşmanın protesto edildiği gösteriler yapıldı. Ülke genelinde gösterilerin düzenlendiği şehir ve bölgelerden bazıları şunlar: Atbara, Ed-Damir, Şendi, kuzeydeki Dankla, Hılful Cedide, Kesla, El-Kadarif, doğudaki Port Sudan, Nyala, Ed-Dain, El-Cuneyne, El-Faşır, Wad Madani, Sennar, Rabak, Kosti, El-Manakıl, Ed-Devim, El-Ebyad, El-Fula, Magerno ve Ed-Damazin.
Bahri bölgesindeki gösterilerde ‘darbe şehitlerini’ fotoğraflarının yer aldığı beyaz renkli bayrakların yanı sıra 3 Aralık Dünya Engelliler Günü’nü kutlayan engelli bireyler de sivil bir yönetim talep etmek için mor renkli bayraklarla gösterilere katıldı.
Ordu Komutanı Burhan’ın olağanüstü hal ilan etme, Egemenlik Konseyi ve Bakanlar Kurulu’nu feshetme, eyaletlerdeki valileri görevden alma, Anayasal Belge’nin yürütmesini durdurma gibi kararlar almasından bu yana direniş komiteleri, siyasi ve sivil topluluklar protesto yürüyüşlerine ve gösterilere ara vermeden devam etti.
Öte yandan Sudan Doktorlar Komitesi, Batı Darfur eyaletine bağlı Kiranik kentinde Arap ve Afrikalı kabileler arasında dün (pazartesi) çıkan çatışmalarda en az 48 kişinin hayatını kaybettiğini bildirdi. Batı Darfur eyaleti Valisi Hamis Abdullah Ebker, AFP’ye yaptığı açıklamada, “Olaylar Eyaletin başkenti El-Cuneyne’nin doğusundaki Kiranik bölgesi çarşısında önceki gün kavgayla başladı. Olay büyüdü ve 6 kişi öldürüldü. Arap gruplar Kiranik kentindeki mahallelere saldırdı, hükümet güçleriyle çatıştı ve 40’tan fazla kişi öldürdüler” dedi. Sudan Doktorlar Komitesi, 48 kişinin silahla vurularak öldürüldüğünü açıkladı.



Esed'in devrilmesinin yıldönümü kutlanıyor... ve destekçileri iki ayaklanma planlıyor

Beşşar Esed rejiminin devrilmesinin birinci yıl dönümü dün Hama'daki el-Asi Meydanı'nda büyük bir kalabalık tarafından kutlandı
Beşşar Esed rejiminin devrilmesinin birinci yıl dönümü dün Hama'daki el-Asi Meydanı'nda büyük bir kalabalık tarafından kutlandı
TT

Esed'in devrilmesinin yıldönümü kutlanıyor... ve destekçileri iki ayaklanma planlıyor

Beşşar Esed rejiminin devrilmesinin birinci yıl dönümü dün Hama'daki el-Asi Meydanı'nda büyük bir kalabalık tarafından kutlandı
Beşşar Esed rejiminin devrilmesinin birinci yıl dönümü dün Hama'daki el-Asi Meydanı'nda büyük bir kalabalık tarafından kutlandı

Suriye'de devrik Devlet Başkanı Beşşar Esed'in devrilmesinin yaklaşık 1. yıl dönümünü anma etkinlikleri devam ederken, dün Suriye'nin eski istihbarat şefi ve Esed’in kuzeni tarafından, Devlet Başkanı Ahmed eş-Şara yönetimine karşı Suriye kıyılarında iki ayaklanma başlatma planları hakkında bilgi sızdırıldı.

Bu bilgi, dün Hama'daki el-Asi Meydanı'nda, Esed güçlerinden kurtuluşunun birinci yıl dönümü dolayısıyla düzenlenen büyük bir miting sırasında geldi. Resmi SANA haber ajansının haberine göre, etkinliğe katılanlar, meydanın ortasına 500 metre uzunluğunda ve 4 metre genişliğinde bir Suriye bayrağı asarak "toprak ve halkın birliğini sembolik bir şekilde vurguladılar."

Bu kutlamalarla eş zamanlı olarak Reuters, Suriye'nin eski istihbarat yetkilisi Tümgeneral Kemal Hasan ile Esed'in milyarder kuzeni Rami Mahluf'un, yeni hükümete karşı iki ayaklanma başlatma umuduyla on binlerce potansiyel savaşçıya milyonlarca dolar harcadığını belirten bir araştırma yayınladı.

Aileye yakın dört kişi, Aralık 2024'te Rusya'ya kaçan Esed'in Moskova'da sürgünde yaşama fikrine büyük ölçüde alıştığını söyledi.


Kanada, Suriye'yi terörü destekleyen devletler listesinden çıkardı

Suriye Devlet Başkanı Ahmed el-Şara, geçen Eylül ayında Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nda konuşuyor (Arşiv-Reuters)
Suriye Devlet Başkanı Ahmed el-Şara, geçen Eylül ayında Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nda konuşuyor (Arşiv-Reuters)
TT

Kanada, Suriye'yi terörü destekleyen devletler listesinden çıkardı

Suriye Devlet Başkanı Ahmed el-Şara, geçen Eylül ayında Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nda konuşuyor (Arşiv-Reuters)
Suriye Devlet Başkanı Ahmed el-Şara, geçen Eylül ayında Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nda konuşuyor (Arşiv-Reuters)

Kanada hükümeti, dün yaptığı açıklamada, Suriye'yi terörü destekleyen yabancı devletler listesinden çıkardığını ve Cumhurbaşkanı Beşşar Esed'in devrilmesine yardımcı olan muhalif ittifakın lideri olan Heyet Tahrir el-Şam'ı da terör örgütleri listesinden çıkardığını bildirdi.

Hükümet yaptığı açıklamada, "Bu önlemler, Birleşik Krallık ve ABD de dahil olmak üzere müttefiklerimiz tarafından yakın zamanda alınan kararlarla uyumlu olup, Suriye geçiş hükümetinin Suriye'de istikrarı teşvik etme ve vatandaşları için kapsayıcı ve güvenli bir gelecek inşa etme, bölgesel istikrarı teşvik etmek ve terörizmle mücadele etmek için küresel ortaklarla çalışma çabalarını takip etmektedir" ifadelerine yer verdi.


Trump’ın açıklaması ateşkesi tehlikeye mi attı? 17. Maddeyle Gazze'de fiili bölünme ihtimali masada mı?

Filistinliler, Gazze Şeridi'nin merkezindeki Nuseyrat mülteci kampında kaplarını suyla dolduruyor (AFP)
Filistinliler, Gazze Şeridi'nin merkezindeki Nuseyrat mülteci kampında kaplarını suyla dolduruyor (AFP)
TT

Trump’ın açıklaması ateşkesi tehlikeye mi attı? 17. Maddeyle Gazze'de fiili bölünme ihtimali masada mı?

Filistinliler, Gazze Şeridi'nin merkezindeki Nuseyrat mülteci kampında kaplarını suyla dolduruyor (AFP)
Filistinliler, Gazze Şeridi'nin merkezindeki Nuseyrat mülteci kampında kaplarını suyla dolduruyor (AFP)

ABD Başkanı Donald Trump’ın, Gazze’deki ateşkes anlaşmasının “ikinci aşamasının değiştirileceği” yönündeki kısa ve belirsiz açıklaması, bu değişikliğin ne anlama geldiğine ilişkin soruları gündeme taşıdı.

Uzmanlara göre Trump’ın işaret ettiği değişiklik, anlaşmanın uygulanma biçiminde bir revizyon anlamına geliyor. Buna göre, İsrail’in hâlihazırda yüzde 55’ini kontrol ettiği Gazze’den çekilmesi ve Hamas’ın silahsızlandırılmasına geçilmesi yerine, 17. maddenin devreye alınması söz konusu olabilir. Bu madde, barış planının taraflardan biri kabul etmese bile tek taraflı olarak ilerletilmesine imkân tanıyor.

10 Ekim’de yürürlüğe giren ateşkes anlaşmasındaki 17. madde, Hamas’ın öneriyi geciktirmesi veya reddetmesi halinde, “yardımların genişletilmesi dahil, planın belirtilen unsurlarının, İsrail ordusunun terörden arındırılmış olarak uluslararası istikrar gücüne devrettiği bölgelerde uygulanacağını” düzenliyor.

Geçen ekim ayında Hamas ile İsrail arasında imzalanan “barış belgesi” sadece birinci aşamayla ilgili maddeleri içeriyordu. Bu aşama; ilk ateşkes, İsrail güçlerinin geri çekilmesi, esir takası ve insani yardım girişlerinin kolaylaştırılmasını kapsıyor. Ancak savaş sonrası Gazze’nin yönetimine ilişkin “ikinci aşama” konusunda resmî bir mutabakat sağlanmış değil.

Perşembe günü yaptığı açıklamada Trump, planın ikinci aşamasının “çok yakında değiştirileceğini” söyledi. Açıklama, sürecin tıkanması ve sahadaki ilerlemenin sınırlı kalması nedeniyle endişelerin arttığı bir döneme denk geldi; ancak Trump değişikliğin içeriğine dair ayrıntı vermedi.

Görsel kaldırıldı.
Filistinli bir kadın, İsrail'in Han Yunus'ta düzenlediği bir baskın sonucu akrabalarından birinin öldürülmesine tepki gösteriyor (AFP)

Ahram Siyaset ve Strateji Merkezi İsrail Çalışmaları uzmanı Dr. Said Okaşa, (Saeed Okasha) Trump’ın sözünü ettiği değişikliğin büyük olasılıkla 17. maddeye dayanacağını belirtiyor. Okaşa’ya göre bu adım, “eski Gazze” ve “yeni Gazze” ayrımını güçlendirecek bir fiili bölünmeye kapı aralayabilir. Bu yaklaşımı geçen ay ABD’nin bölge özel temsilcisi Steve Witkoff’un da çeşitli görüşmelerde dile getirdiğini hatırlattı.

Okkaşa, anlaşmanın geçen ay Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi tarafından onaylandığını anımsatarak, Hamas’ın silahsızlanma sürecine yanıt vermemesi gibi gerekçelerle 17. maddenin yeniden devreye sokulmasının mümkün olduğunu söyledi. Uzman, böyle bir senaryonun Gazze’de “ne savaş ne barış” şeklinde sürecek bir çıkmaz yaratabileceğini ifade etti.

Görsel kaldırıldı.
Filistinliler, Cebaliye'de yıkılan binaların enkazı arasında sokaklara kurulmuş çadırların yanından geçiyor (AFP)

Filistinli siyaset analisti Dr. Ayman el-Rakkab da, Trump’ın değişiklik açıklamasının içeriğinin belirsizliğine işaret ederek, “İsrail’in bölgede kalma isteğiyle birleştiğinde, Gazze’nin fiilen ikiye bölünmesi ihtimali güçleniyor” değerlendirmesinde bulundu.

Bu belirsizlik sürerken, Axios haber sitesi Trump’ın 25 Aralık’tan önce Gazze’de barış sürecinin ikinci aşamasına geçileceğini açıklamayı planladığını duyurdu. Habere göre Washington, Gazze’de oluşturulacak yeni yönetim yapısı ve uluslararası istikrar gücünün son hazırlıklarını tamamlıyor. ABD Başkanı’nın, bu adımları görüşmek üzere İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile ay sonundan önce bir araya gelmesi bekleniyor.

İkinci aşamanın önünde ciddi engellerin olduğunu ifade eden Rakkab: “Barış Konseyi ile teknokrat hükümet henüz kurulmadı. Güvenliği devralacak polis gücü ve uluslararası istikrar kuvveti oluşturulmadı. Bu nedenle somut bir hareketin en erken ocak ayında mümkün olabileceğini düşünüyorum” dedi.

Okaşa, yakın vadede İsrail’in kontrolde tuttuğu bölgeyi yüzde 60 seviyesine çıkarmaya çalışabileceğini, ancak anlaşmanın genel çerçevesinde büyük bir tırmanış beklemediğini belirtti.

Geçtiğimiz günlerde Yedioth Ahronoth, İsrail’in yaklaşık iki milyon Filistinliyi sarı çizginin doğusunda İsrail kontrolündeki yeni bölgelere yeniden yerleştirmeyi, Hamas kontrolündeki bölgeleri tamamen sivillerden boşaltmayı ve Hamas unsurlarını bu bölgelerde aşamalı şekilde takip etmeyi içeren bir plan hazırladığını yazmıştı. Şarku’l Avsat’ın  Telegraph gazetesinin Batılı diplomatlara dayandırdığı haberinden aktardığı bilgilere göre ABD planının Gazze’nin kalıcı biçimde ikiye ayrılması riskini barındırdığını bildirmişti.

Mısır Dışişleri Bakanı Bedr Abdulati ise geçtiğimiz günlerde Barselona’da AB Dış Politika Yüksek Temsilcisi Kaja Kallas ile yaptığı görüşmede, Gazze ile Batı Şeria’nın birliğinin korunması gerektiğini vurgulayarak, ayrıntıları tartışılan hiçbir adımın “bölünmeyi pekiştirmesine” izin verilemeyeceğini söyledi. Abdulati, çarşamba günü yaptığı başka bir açıklamada da, “Gazze’nin bölünmesini konuşmak dahi mümkün değildir. Gazze, Doğu Kudüs dâhil olmak üzere, kurulacak Filistin devletinin ayrılmaz bir parçasıdır” dedi.

Uzman Okaşa’ya göre Mısır, hem Gazze’nin bölünmesini hem de anlaşmayı zayıflatacak her türlü değişikliği engellemek için diplomatik çabalarını sürdürecek. Buna karşın, Trump’ın planı etrafındaki belirsizlik nedeniyle önümüzdeki döneme ilişkin tüm senaryolar hâlâ masada.