Yemenli aşiretlerden iç savaşın taraflarına "ülkede akan kanı durdurun" çağrısı

AA
AA
TT

Yemenli aşiretlerden iç savaşın taraflarına "ülkede akan kanı durdurun" çağrısı

AA
AA

Yemenli aşiretler, iç savaşın taraflarına ülkede akan kanın durması için Stockholm ve Riyad anlaşmalarına bağlı kalınması gerektiğini bildirdi.
Sana Stratejik Araştırmalar Merkezi ve Uluslararası Krizleri Önleme Girişimi tarafından düzenlenen Yemenli Aşiretler Forumu, 40'tan fazla aşiretten temsilcilerin katılımıyla Ürdün'ün başkenti Amman'da yapıldı.
Forumun sonunda yayımlanan yazılı açıklamada, Yemen'de insan ve mal geçişlerinin önündeki engellerin kaldırılarak tüm insani koridorların açılması çağrısında bulunuldu.
İç savaşın taraflarına "tutuklu ve esirleri serbest bırakma" çağrısı yapan Yemenli aşiretler, ülkede sivil yerleşim bölgelerine ve mülteci kamplarına yönelik saldırıların durması gerektiğini ifade etti.
Yemenli aşiretler, çatışmanın taraflarından Birleşmiş Milletler Yemen Özel Temsilcisi Hans Grundberg ve ara bulucular ile iş birliği yapmalarını talep ederek, "çözüm için fikirlerini ortaya koymalarını" istedi.
Ülkede akan kanın durması için Stockholm ve Riyad anlaşmalarına bağlı kalınması gerektiğini vurgulayan Yemenli aşiretler, halkın mağduriyetinin giderilmesi için ülke çapında "mali birlik sağlanması" ve "devlet memurlarının maaşlarının ödenmesi" gerektiğine işaret etti.

Yemen'deki iç savaş
İran destekli Husiler, Yemen'de Eylül 2014'ten bu yana başkent Sana ve bazı bölgelerin denetimini elinde bulunduruyor. Suudi Arabistan öncülüğündeki koalisyon güçleri ise Mart 2015'ten bu yana Husilere karşı Yemen hükümetine destek veriyor.
Uzun süredir siyasi istikrarsızlık ve çatışmaların sürdüğü Yemen'de Husiler ile hükümet arasında 2018'de esir değişimi, Hudeyde'de ateşkes, limanlar ve Taiz'in durumuyla ilgili Stockholm Anlaşması imzalanmıştı.
Aradan geçen 3 yıla rağmen yapılan esir takasları dışında anlaşmanın sahada tamamıyla uygulanması mümkün olmadı.
Suudi Arabistan'ın başkenti Riyad'da ise 5 Kasım 2019'da Yemen hükümeti ile Birleşik Arap Emirlikleri'nin desteklediği Güney Geçiş Konseyi arasında, "hükümetin Aden'e dönmesi, siyasi bir hükümet kurulması, tüm askeri teşkilatların savunma ve içişleri bakanlıklarına bağlanmasına başlanması, tarafların ellerinde bulunan esirlerin karşılıklı değişimi" gibi temeller üzerine bir anlaşmaya imza atılmıştı.
Riyad Anlaşması'nın özellikle güvenlikle ilgili maddeleri hayata geçirilemezken, taraflar söz konusu anlaşmanın uygulanmaması konusunda birbirlerini suçluyor.



Yaser Ebu Şebab İsrail ordusuyla iş birliği yaptığını açıkladı

Ebu Şebab ve bir grup silahlı kişi, Refah'ın doğusunda görüldü (Yaser Ebu Şebab adlı Facebook hesabı)
Ebu Şebab ve bir grup silahlı kişi, Refah'ın doğusunda görüldü (Yaser Ebu Şebab adlı Facebook hesabı)
TT

Yaser Ebu Şebab İsrail ordusuyla iş birliği yaptığını açıkladı

Ebu Şebab ve bir grup silahlı kişi, Refah'ın doğusunda görüldü (Yaser Ebu Şebab adlı Facebook hesabı)
Ebu Şebab ve bir grup silahlı kişi, Refah'ın doğusunda görüldü (Yaser Ebu Şebab adlı Facebook hesabı)

Gazze'de Hamas hareketine karşı çıkan Halk Güçleri’nin lideri Yaser Ebu Şebab, İsrail'in Arapça yayın yapan resmi radyo kanalı Makan'a verdiği röportajda, İsrail ordusuyla Gazze'nin güneyinde iş birliği yaptığını teyit etti.

Halk Güçleri’nin İsrail ordusunun kontrolündeki bölgelerde rahatlıkla hareket ettiğini belirten Ebu Şebab, iki taraf arasında koordinasyon olduğunu vurguladı.

Halk Güçleri’nin İsrail ordusuna, tek başına gerçekleştirdiği askeri faaliyetleri bildirdiğini açıklayan Ebu Şebab, herhangi bir ayrıntıya girmeden ‘dışarıdan destek aldıklarını’ belirtti. Ebu Şebab, bazı konuların açıkça konuşulamayacağını ifade etti.

İsrailli yetkililer, geçtiğimiz haziran ayında Hamas'a muhalif bir Filistinli grubu desteklediğini ve silahlandırdığını kabul etmiş, ancak bu grubun Ebu Şebab liderliğindeki Halk Güçleri olduğunu açıklamamıştı.

İsrail Ordu Sözcüsü Effie Defrin, konuyla ilgili bir soruya “Hamas yönetimi karşısında farklı yöntemler kullandığımızı söyleyebilirim” yanıtını verdi, ancak ayrıntılara girmedi.

Bir araştırma merkezi olan Avrupa Dış İlişkiler Konseyi, Ebu Şebab’ı ‘Refah bölgesinde faaliyet gösteren ve yardım tırlarını yağmalamakla suçlanan bir suç çetesinin lideri’ olarak tanımladı.

Röportajda, Halk Güçleri’nin herhangi bir ideoloji veya siyasi örgüte bağlı olmadığını belirten Ebu Şebab, lideri olduğu grubun 2007 yılında Gazze'de iktidara gelen Hamas'a atıfla ‘adaletsizlik ve yolsuzlukla mücadele ettiğini’ vurguladı. Şarku’l Avsat’ın Independnet Arabia’dan aktardığı habere göre Halk Güçleri’nin ne kadar büyük fedakarlıklar yaparsa yapsın mücadelesine devam edeceğini vurgulayan Ebu Şebab, Hamas’ın şu anda iç çatışmalar yaşadığını ve sonunun yaklaştığını bildiğini söyledi.

Hamas'ın askeri yargı organı geçtiğimiz çarşamba günü, Ebu Şebab’a silahlı çete kurmak ve İsrail ile iş birliği yapmakla suçlandığı gerekçesiyle 10 gün içinde teslim olması için süre tanıdığını açıkladı.

Filistinli birçok grubu bir araya getiren ‘Filistinli Gruplar Ortak Odası’ pazar günü, Halk Güçleri'ni ‘işgalci İsrail’in maşası olmakla’ suçladı. Filistinli Gruplar Ortak Odası tarafından yapılan açıklamada, “Ebu Şebab ve onunla birlikte olanlar ulusal kimliklerinden mahrumdurlar, Filistin ulusal saflarının dışındadırlar ve direniş gruplarının oybirliği ile kanları dökülmüştür” denildi.

Gazze Şeridi'nin güneyindeki Refah'ta yaşayan 1990 doğumlu Yaser Ebu Şebab, İsrail ordusunun kontrolü altındaki Refah'ın güneydoğu bölgesinde faaliyet gösteren Halk Güçleri adında bir silahlı grup kurdu.

Ebu Şebab liderliğindeki Halk Güçleri’nin silahlı üyeleri geçtiğimiz haftalarda, Refah'taki bir yardım merkezinin yakınlarında hafif makineli tüfeklerle görüldüler.