İsrail Savunma Bakanı Gantz ‘araçla saldırı girişimleriyle mücadele’ için kontrol noktalarını güçlendirme talimatı verdi

Filistinli bir genç İsrail’e ait kontrol noktasına saldırdı ve bir askeri yaraladı. İsrail Bölgesel İşbirliği Bakanı Issawi Frej Filistin barış sürecini canlandırma talebinde bulundu.

Aktivistlerin sosyal medya platformlarında paylaştığı fotoğrafta Filistinli gencin aracıyla kontrol noktasına çarptığı görülüyor.
Aktivistlerin sosyal medya platformlarında paylaştığı fotoğrafta Filistinli gencin aracıyla kontrol noktasına çarptığı görülüyor.
TT

İsrail Savunma Bakanı Gantz ‘araçla saldırı girişimleriyle mücadele’ için kontrol noktalarını güçlendirme talimatı verdi

Aktivistlerin sosyal medya platformlarında paylaştığı fotoğrafta Filistinli gencin aracıyla kontrol noktasına çarptığı görülüyor.
Aktivistlerin sosyal medya platformlarında paylaştığı fotoğrafta Filistinli gencin aracıyla kontrol noktasına çarptığı görülüyor.

İsrail Bölgesel İşbirliği Bakanı Issawi Frej, Filistin barış sürecindeki donukluğun devam etmesinin risklerine ve bunun sebep olacağı ümitsizliğe karşı uyararak, süreci canlandırma talebinde bulunurken, İsrail Savunma Bakanı Benny Gantz ise ordu güçlerine ‘yarı intihar’ saldırısı anlamına gelen araçla ezme girişimleriyle mücadele için askeri noktaları güçlendirme talimatı verdi.
Gantz’ın talimatı, Nablus kentinde ikamet eden 16 yaşındaki bir Filistinli gencin Tulkarem kentinin güneyindeki askeri kontrol noktasına saldırması ve bir askeri ezerek yaralamasının ardından geldi. Askerlerin olay sırasında ateş açması sonucu aracı süren Muhammed Nidal Yunus isimli Filistinli genç şehit düştü. Gencin babası Nidal Yunus, İsrail’in olayla ilgili aktardığı bilgileri yalanlayarak, oğlunun gecikmesi üzerine gece yarısı geç saatlerde (01.00 ila 02.00 arasında) onu aramak için dışarı çıktığını ve o sırada onu telefonla arayan ‘işgal ordusunun’ bir subayının kendisinden eve dönmesini istediğini söyledi. Baba Yunus, “Ona (İsrailli subaya) oğlumu aradığımı ve hemen eve dönmemin mümkün olmadığını söyledim. O da bana Muhammed’in yanlarında olduğunu belirtti ve şehit olduğuna dair hiçbir şey söylemedi. İşgal ordusundan bir gücün evimi işgal etmesi ve ciddi bir arama yapması ihtimaline karşı eve döndüm” dedi.
İsrail ordusu, ön soruşturma raporuna göre gencin babasına ait Kia marka aracı sınır kapısının üzerine saatte 90 kilometre hızla sürdüğünü söylüyor. Savunma Bakanlığı Genel Müdürü Amir Eshel, sınır kapısına giderek, oradaki muhafızlarını övdü. Eshel, “Muhafızlar, tıpkı onları eğittiğimiz gibi hızlı hareket etti ve olaya saniyeler içinde son verdiler. Olayın koşullarını araştırıyoruz ve muhafızların güvenliğini iyileştirmek için diğer adımları inceleyeceğiz” dedi.
Bu girişim, son iki hafta içinde Filistinlilerin düzenlediği beşinci ezme girişimi olarak biliniyor. İsrail ordusu ve istihbarat yetkililerinden biri konuyla ilgili değerlendirmesinde, gencin ailesiyle kavga ettiğini, babasının otomobilini aldığını, en yakın askeri noktaya yöneldiğini ve eylemini gerçekleştirdiğini ifade etti. Fakat son günlerde bu türden eylemlerin sayısının artması tesadüf olarak görülmüyor. Batı Şeria ve Doğu Kudüs'te İsrail ordusuna karşı Filistin operasyonları dalgası riski söz konusu. Bu nedenle Savunma Bakanı Gantz Batı Şeria'daki tüm askeri geçiş ve kontrol noktalarında alarm seviyesin yükseltme talimatı verdi.
Öte yandan İsrail Meclisi (Knesset) Dışişleri ve Güvenlik Komitesi Başkanı Ram Ben Barak, dün sabah İsrail Radyosu’na yaptığı açıklamada, “Hamas ve İslami Cihad'ın Yahuda ve Samarra’da (Batı Şeria) operasyonları teşvik ettiği bir sürecin ortasındayız” dedi. Daha önce Mossad Başkan Yardımcılığı görevini yürüten Barak, “Şabak (İsrail istihbarat servisi) yerel silahlı örgütlerin büyük altyapısını bozguna uğratmayı başardı ancak bireysel bir operasyon dalgası mevcut ve bu kontrol altına alınmalıdır. Gerçek şu ki, şu anda böyle bir dalga var. İmkanlarımız var ama bireysel operasyonları engellemek zor. Yöntem ise istihbarat toplamak, engellemek ve olay yerinde olmaktır” ifadelerini kullandı.
İsrail hükümetinin Arap kökenli Bölgesel İşbirliği Bakanı Issawi Frej, yaptığı açıklamada, “Filistinlilerle barış sürecindeki donukluk hiç kimsenin işine yaramaz. Bu donukluğun yaptığı tek şey insanlar arasında umutsuzluk yaymaktır. Kötüleşen ekonomik durum işleri daha da kötüleştiriyor. Umudu yok ediyor ve hayal kırıklığı oluşturuyor. Barış sürecinin canlandırılmalı. Güvenlik ve cezai tedbirlerle yetinilmelidir” ifadesini kullandı. İki devletli çözüm temeline dayalı barış sürecini canlandırmanın gerekliliğini vurgulayan Bakan Frej, bunun umudu canlandırmada, ümitsizlikle ve ümitsiz girişimlerle mücadelede en iyi yol olduğunu ifade etti.



Hindistan ve Pakistan neden diğer ülkeler gibi savaşmıyor?

Hindistan ile Pakistan arasındaki Wagah Sınır Kapısı yakınlarında duran Hindistan Sınır Güvenlik Güçleri (AFP)
Hindistan ile Pakistan arasındaki Wagah Sınır Kapısı yakınlarında duran Hindistan Sınır Güvenlik Güçleri (AFP)
TT

Hindistan ve Pakistan neden diğer ülkeler gibi savaşmıyor?

Hindistan ile Pakistan arasındaki Wagah Sınır Kapısı yakınlarında duran Hindistan Sınır Güvenlik Güçleri (AFP)
Hindistan ile Pakistan arasındaki Wagah Sınır Kapısı yakınlarında duran Hindistan Sınır Güvenlik Güçleri (AFP)

AP, Hindistan ve Pakistan arasındaki gerilime dikkat çekerek, iki ülkenin 1947'de İngiltere'den bağımsızlıklarını kazanmalarından bu yana üç büyük çaplı savaşa sahne olduğunu belirtti. İki komşu ayrıca, dünyanın en soğuk ve en yüksek rakımlı savaş alanı olarak tanımlanan bir buzulun tepesindeki çatışma da dahil olmak üzere onlarca çatışmaya tanık oldular.

Son gerginlik, Hindistan'ın Pakistan'ı suçladığı, İslamabad'ın ise herhangi bir dahli olduğunu reddettiği, turistlere yönelik ölümcül bir silahlı saldırının ardından yaşandı.

Hindistan ve Pakistan diğer ülkeler gibi savaşmıyor. Buradaki başat faktör, büyük saldırıları caydırmanın ayırt edici bir aracı ve durum kötüleşse bile çatışmanın kontrolden çıkmayacağının garantisi olan nükleer cephanelikleri.

Ncjxj
 Keşmir'in Pakistan tarafından yönetilen kısmının başkenti Muzafferabad'da Hindistan saldırıları sonucu yıkılan bir caminin yakınında nöbet tutan askerler (AFP)

Hindistan ve Pakistan neden bu şekilde savaşıyor? Çünkü nükleer cephanelikleri birbirlerini yok edebilecek kapasitede.

Şarku’l Avsat’ın AP’den aktardığına göre konuyla ilgili açıklamalarda bulunan Pakistanlı güvenlik analisti Seyyid Muhammed Ali şu ifadeleri kullandı: “Pakistan ve Hindistan diğer tarafı defalarca yok etmeye yetecek kadar nükleer silaha sahip. Nükleer silahları, Karşılıklı Garantili İmha (MAD) senaryosu yaratıyor. Her iki ülke de stoklarının boyutunu ve kapsamını diğerine MAD garantisini hatırlatacak şekilde bilinçli olarak geliştirdi.”

Her iki ülke de nükleer kapasitelerini açıklamıyor, ancak her birinin 170 ila 180 arasında kısa, uzun ve orta menzilli savaş başlığına sahip olduğuna inanılıyor. Her iki ülke de bu silahları hedeflerine ulaştırmak için farklı sistemlere sahip.

Ali, cephaneliklerin daha fazla çatışmayı önlemek ve caydırmak için savunma amaçlı bir hamle olduğunu, çünkü ‘iki tarafın da böyle bir savaşı başlatmayı göze alamayacağını ya da bundan bir şey elde etmeyi umamayacağını’ söylüyor.

İlk bakışta öyle gelmeyebilir ama nükleer silahlar karşı tarafa aşırı tepki veremeyeceğini hatırlatır. Ancak cephaneliklerini çevreleyen gizlilik, Pakistan ya da Hindistan'ın nükleer bir ilk saldırıda hayatta kalıp kalamayacağının ve ‘ikinci saldırı kabiliyeti’ olarak adlandırılan misilleme yapıp yapamayacağının belirsiz olduğu anlamına geliyor.

Jfjfj
Pakistan'ın Lahor kenti yakınlarında Hindistan saldırısında hasar gören hükümet sağlık ve eğitim kompleksinin yönetim binası önünde duran arama kurtarma görevlileri (Reuters)

Bu kabiliyet, nükleer gerilime yol açabilecek saldırganlığı önleyerek bir düşmanın ilk saldırı yoluyla nükleer bir savaşı kazanmaya çalışmasını engeller. Bu kabiliyet olmadan, teoride, bir tarafın diğerine savaş başlığı fırlatmasını engelleyecek hiçbir şey yoktur.

Keşmir anlaşmazlığın merkezinde

Hindistan ve Pakistan, her birinin bağımsızlığını kazandığı 1947'den bu yana Keşmir üzerinde hak iddia ediyor ve sınır çatışmaları on yıllardır bölgeyi istikrarsızlaştırıyor.

Keşmir, Hindistan yönetimine karşı direnen silahlı isyancıların bulunduğu, iki ülke arasında bölünmüş tartışmalı bir Himalaya bölgesidir.

Her iki ülke de Keşmir'in bir bölümünü kontrol ediyor. Bölge yoğun bir şekilde askerileştirilmiş bir sınırla bölünmüş durumda.

Ezeli rakipler üç savaşlarından ikisini de Keşmir için yapmışlardır.

Birçok Keşmirli Müslüman, isyancıların bölgeyi Pakistan yönetimi altında ya da bağımsız bir devlet olarak birleştirme hedefini destekliyor.

Hindistan kontrolündeki Keşmir'de yaşanan sınır çatışmaları ve militan saldırıları Yeni Delhi'nin İslamabad'a karşı giderek daha sert bir tutum takınmasına ve onu ‘terörizmle’ suçlamasına neden oldu.

Son çatışmada Hindistan, geçen ay gerçekleşen silahlı katliamla bağlantılı olarak Pakistan destekli militanlar tarafından kullanılan yerleri vurarak Pakistan'ı cezalandırdı.

Geleneksel askeri dengesizlik

Uluslararası Stratejik Araştırmalar Enstitüsü'nün (IISS) Askeri Denge Raporu'na göre Hindistan 2025 yılında 74,4 milyar dolar harcamayla dünyanın en büyük savunma harcaması yapan ülkesi ve dünyanın en büyük silah ithalatçılarından biri.

Pakistan ise geçen yıl 10 milyar dolar harcadı. Pakistan, komşusuna kıyasla iki kat daha fazla aktif silahlı kuvvete sahip olan zengin Hindistan'la asla boy ölçüşemez.

Hindistan'ın silahlı kuvvetleri geleneksel olarak Pakistan'a odaklanmış olsa da, mücadele etmesi gereken bir başka nükleer komşusu da Çin. Hindistan, Hint Okyanusu'ndaki deniz güvenliği konusunda giderek daha fazla endişe duyuyor.

Bunlar Pakistan'ın güvenlik modelinde dikkate almak zorunda olmadığı iki faktör.

Pakistan'ın uzun ve dar yapısı, ordunun dış politikadaki büyük rolü ile birleşince silahlı kuvvetlerin hareketli olmasını ve savunmaya öncelik vermesini kolaylaştırıyor.

Tırmanma ve gerilimi azaltma modeli

Ne Pakistan ne de Hindistan diğerine karşı askeri hamlelerini duyurmak için acele etmiyor. Mevcut düşmanlıkların alevlenmesinden de anlaşılacağı üzere, saldırıların ve misillemelerin teyit edilmesi biraz zaman alabilir.

Ancak her ikisi de diğerinin kontrolündeki topraklarda ve hava sahasında operasyonlar yürütüyor.

Bu operasyonlar bazen kontrol noktalarına, tesislere ya da militanlar tarafından kullanıldığı iddia edilen yerlere zarar vermeyi amaçlıyor. Aynı zamanda liderleri kamuoyunun baskısına boyun eğmeye ve yanlış hesaplama potansiyeline sahip bir şekilde karşılık vermeye zorlamak, onları utandırmak veya kışkırtmak da amaçlanıyor.

Bu faaliyetlerin çoğu Keşmir'i Hindistan ve Pakistan arasında bölen Kontrol Hattı boyunca gerçekleşiyor.

Jfjdj
Hindistan ile Pakistan arasındaki Wagah Sınır Kapısı yakınlarında duran Hindistan Sınır Güvenlik Güçleri (AFP)

Bu hattın medya ve kamuoyundan büyük ölçüde izole edilmiş olması, saldırı veya misilleme iddialarının bağımsız olarak doğrulanmasını zorlaştırıyor.

Bu tür olaylar, iki ülkenin nükleer kapasiteleri göz önüne alındığında uluslararası endişeleri arttırmakta, dikkatleri Hindistan ve Pakistan'a ve nihayetinde Keşmir üzerindeki rekabet eden iddialarına geri çekmektedir.

Her iki ülkenin de kaynaklar için rekabet etmesini gerektirecek bir durum söz konusu değil

Pakistan'ın muazzam bir maden zenginliği var, ancak Hindistan'ın bundan faydalanmak gibi bir arzusu yok. Hinduların çoğunlukta olduğu Hindistan ile Müslümanların çoğunlukta olduğu Pakistan arasında temel ideolojik farklılıklar olsa da birbirlerine hükmetmek ya da birbirlerini etkilemek gibi bir amaçları yok.

Keşmir dışında birbirlerinin topraklarında hak iddia etmek ya da hegemonya kurmak gibi bir niyetleri de yok.