İsrailli Bedevilerin çok eşlilik formülü ‘müsakene nikahı’

İsrail’in Negev bölgesinde yaşayan Bedeviler, çok eşliliği yasaklayan yasadan kaçmak için ‘müsakene nikahı’na başvuruyor. Feminist örgütler İslam düşmanlığı ile suçlanarak farkındalık yaratmak için okullara girmeleri yasaklandı

İsrail nüfus kayıt verilerine göre, ‘Güney Bölgesi’ yani Negev (Necef) çölünde 6 bin 680 çok eşli erkek var (AFP)
İsrail nüfus kayıt verilerine göre, ‘Güney Bölgesi’ yani Negev (Necef) çölünde 6 bin 680 çok eşli erkek var (AFP)
TT

İsrailli Bedevilerin çok eşlilik formülü ‘müsakene nikahı’

İsrail nüfus kayıt verilerine göre, ‘Güney Bölgesi’ yani Negev (Necef) çölünde 6 bin 680 çok eşli erkek var (AFP)
İsrail nüfus kayıt verilerine göre, ‘Güney Bölgesi’ yani Negev (Necef) çölünde 6 bin 680 çok eşli erkek var (AFP)

Rağde Atme
Yola saçılan eşyalarını toplayan Fatıma, ağlayarak İsrail’in güneyindeki Rahat şehrindeki evine komsu sokakta yaşayan ailesinin evine koşuyor. Eşi, 30’uncu doğum gününde kutlama ve partiler yapıp hediyeler almak yerine kendi deyimiyle, ‘ayır ayarlı’ bir hediyeyle ona sürpriz yapmayı tercih ederek, bir evlilik yapıp Fatıma’dan daha genç bir gelinle evine geldi. Ortaöğrenimini tamamlamak için yıllarca uğraşan ve hukuk okumaya can atan Fatıma, bu korkunç şoka katlanamayıp, yeni evli çifte hakaretler ve tokatlar yağdırdı. Ancak dakikalar sonra kendini yolun kenarında, burnundan ve dudaklarından kan sızarken buldu. 40 yaşındaki kocası onu 15 dakika boyunca şiddet uygulayarak vücudunda morluklar oluşmasına neden oldu. Onu ve kıyafetlerini sokağa atarak ona “Bu gece benim gecem. Balayım sona erdikten sonra kendi kendine geri döneceksin” dedi.

Hapis ve para cezası
Fatıma'nın aşağılanma duygusundan dolayı yüreğini yakan hüzün, ailesinin; eşinin başka bir kadınla ilişki kurmasının ‘kendisinin hatası olduğunu’ ifade ederek boşanma fikrini kesin olarak reddetmesi üzerine bir öfkeye dönüştü. Babası, erkeklerinin çoğunluğunun çok eşli olduğu bir Bedevi kabilesinde dünyaya gelmiş ve yetişmişken, aksi nasıl düşünülebilirdi? Bu, İsrail'de çok eşliliğin 1977'den beri yasadışı olmasına rağmen gerçekleşti. Bu gelenek, yasalarca cezalandırılabilir bir suç haline getirildi. Çok eşliliğe 5 yıla kadar hapis ve para cezası uygulanıyor.
Kendisi ve ailesini korumak için soyadını paylaşmayan Fatıma, Şarku’l Avsat’ın Independent Arabia’dan aktardığı açıklamada, ilk eşin ayıplama kültürü yüzünden boşanamadığını, yine aynı sebepten yeniden evlenemediğini ifade etti. Hakaret veya şiddete maruz kalabilen ilk eşin, erkeğin ona geri dönme kararı ihtimaline karşı, ulaşılabilir durumda kalması gerektiğini söyledi. Fatıma, “Bedevi toplumlarında, bir adam evlenir ve çocukları olur. Sonra başka bir eş getirmeye karar verir, ilk eşini parasız, diplomasız veya kendini ve çocuklarını geçindirmek için geçim kaynağı olmadan bırakır. Tüm suç, Bedevi kadınlarının içinde bulunduğu kötü durumu gören ve kanun yaptırımlarını katı bir güçle görmezden gelmeye son vermeyen toplumda. Bedevi kadınlar, Bedevi toplumunda yaygın olan çok eşlilikten muzdarip durumda” şeklinde konuştu.


Feminist ve insan hakları dernekleri, Bedevi toplumunda çok eşlilik olgusunu sınırlamaya öncelik veriyor (Independent Arabia)

Sahte boşanma
Çok eşliliği yasaklayan yasa, 1977 yılında kabul edilmesine rağmen Hükümetin Yargı Danışmanı’nın, yasanın uygulanmasını ve ihlal edenler için cezaların sıkılaştırılmasını gerektiren talimatlarının ardından 2017 yılında yürürlüğe girdi. İsrail Polisi ve Savcılık Ofisi temsilcileri, geçtiğimiz Mayıs ayında Adalet Bakanlığı'nda düzenlenen bir oturumda çokeşli erkeklerin, bu tür evlilikleri ‘sahte boşanmaya’ ek olarak ‘müsakene nikahı (birlikte yaşama)’ olarak kayıt ettirmek dahil olmak üzere, yasayı çeşitli şekillerde manipüle ederek cezadan kurtulmayı başardıklarını söyledi. Hükümetin Yargı Danışmanı’ndan yasayı uygulamak için katı talimatların yayınlanmasının üzerinden üç ve daha fazla yıl geçmesine rağmen hem polis hem de savcılık, Bedevi toplumunda çok eşliliği yasaklayan yasayı henüz uygulayamadıklarını itiraf etti.
Tel Aviv merkezli Haaretz gazetesine göre Polis Teşkilatı’nda Soruşturma ve İstihbarat Dairesi Temsilcisi “Çok eşli erkekler bu tür bir evliliği şeriat mahkemelerine kaydettirmemekte, bunun yerine birlikte yaşadıklarına dair bir avukat tarafından tasdikli bir belge ile sorumlu makamlara gitmekte. Böylece, devletin evli çiftlere sunduğu resmi tanınma ve mali ayrıcalıklara sahip olurlar. Bu ihlalle ilgili dosya sayısında gözle görülür bir azalma kaydedildi. Çünkü ihlalin tanımı sınırlı ve evliliğin gerçekleşmiş olmasına bağlı. Ancak birçok evli çift, ilişkilerini birlikte yaşama olarak tanımlamaya başvuruyor, çünkü bu suç değil” şeklinde konuştu.

Toplumsal utanç
Öte yandan Feminizm ve insan hakları dernekleri, kadınların, çocukların, ailenin ve bir bütün olarak toplumun statüsü üzerindeki olumsuz sonuçları nedeniyle, Bedevi toplumunda çokeşlilik olgusunun sınırlandırılmasına öncelik veriyor. Bu olgunun tehlikeleri konusunda farkındalık yaratmak amacıyla birçok kamu girişimi başlattı. Bedevi kadınlar ve uzmanlarla yüzlerce toplantı ve konferans gerçekleştirdi. Sürekli olarak yasanın uygulanması, ihlal edenler ve buna katkıda bulunanların cezalandırılması talebinin yanı sıra bu konuda medya kampanyaları düzenledi. Bu dernekler, ‘mevcut durum ışığında, kolluk kuvvetlerinin, ya polisin birlikte yaşayan çiftlerin zaten evli olduğunu ve yasayı ihlal ettiğini kanıtlayan deliller toplamasını istemesi ya da çok eşliliği yasaklayan yasayı değiştirmesi gerektiğini’ ileri sürüyorlar.
Negev’deki Bedevi topluluklarından bir feminist aktivist olan Safa Şehade, ise konuyla ilgili şunları söyledi: “Bedevi toplumu çok muhafazakar bir toplumdur. İsrail ‘müsakene nikahını’ din ve gelenekten ayrılma olarak görür. Bedevi toplumunda hükümetten habersiz, yasal bir evlilik olmaksızın birlikte yaşamak imkansızdır. Buna karşılık polis, çok eşli erkeklerin ortaklarıyla ilişkilerinin doğası hakkında yalan söylediğinden ve aldattığından emin durumda. İslam hukukundaki çok eşlilik, erkeğin, kadının hasta, kısır veya doğum yapamadığı durumlarda dört kadınla evlenmesine izin verir. Ancak Bedevi toplumunda yaygın olan çok eşlilik olgusu artık dinle değil, miras alınan toplumsal gelenekler ve onlarca yıldır hüküm süren ataerkil kültürle ilgilidir. Sosyal hizmet uzmanları ve diğer yetkililer tarafından tekrarlanan ev ziyaretleri yoluyla, bilinen bölgelerdeki (12 şehir ve kasaba) Bedevi ailelerinin yaklaşık yüzde 30'unun çok eşli olduğunu tespit ettik. Öte yandan İsrail Devleti'nin yasal olarak tanınmadığı köylerde (39 köy) bu oran yüzde 50'ye yakın. Yasanın ciddi bir şekilde uygulanması, belirgin olmasa bile önemli bir etkiye sahip olacaktır. Bu olgunun tehlikeleri ve yükselişi hakkında okullarda genç nesil üzerinde farkındalık yaratmak için çalışmalar yapılmalıdır. Ne yazık ki oradaki camilerde feminizm dernekleri dine karşı provokasyon gerçekleştirmekle suçlanıyor. Öğrenciler için kültürel farkındalık programları uygulamak için okullara girmemiz bile engellendi, çünkü bu okulların müdürleri de çok eşli.”
Şehade ayrıca “Bedevi kadınlar arasında erken yaşta (18 yaş altı) evlilik oranları yüzde 35'e ulaşıyor ve bu yasal bir ihlaldir. Bedevi aileler ayrıca kızları yedinci veya sekizinci sınıfta okulu bırakmaya zorluyor. Bedevi kadınlar arasındaki işsizlik oranları ise yüzde 70'in üzerine çıkıyor. Çok azı iş fırsatı yakalayabiliyor. Tüm bu faktörler, onları sessizliğe ve ‘Kocaya minnet, ele minnetten yeğdir’ demeye itiyor. Ayrıca boşanmaya neredeyse imkansız gözüyle bakıyorlar. Çünkü bu, Bedeviler için büyük bir utanç. Boşanan kadınlar, aileleri tarafından sonsuz kadar dışlanmaya maruz kalırlar. Tamamen yalnız kalacaklar ve çocuklarını görmekten mahrum kalacaklar. Kanunları çiğnemekten tutuklanacakları için kocalarını polise ihbar etmeye cesaret edemiyorlar. Çünkü bunun sonuçları onlar için çok vahim olacaktır” dedi.

İddianameler
İsrail’in nüfus kayıt verilerine göre, Güney Bölgesi'nde (Negev Çölü, bölgenin büyük bölümünü bir oluşturuyor ve İsrail bölgeleri arasında en büyük ve en az nüfuslu olanı) 6 bin 680 çok eşli erkek var. O bölgedeki bu erkeklerin sayısı, 2017 ile 2019 arasında yaklaşık 834 kişi arttı.
Verilere göre, 2018 yılından bu yana, Hükümetin Yargı Danışmanı’nın 2017 yılında verdiği talimatın ardından evlenen çok az sayıda çok eşli erkek hakkında iddianame hazırlandı.
Barışçıl Yönetim ve Sivil Hakları için ‘Lavih’ Örgütü tarafından hazırlanan bir rapora göre Savcılık, soruşturma dosyalarının büyük bir kısmını davanın devamını gerektiren hal ve delillerin yetersizliğinden dolayı kapattı. Polis, 2018 yılında 133 çok eşlilik ihlalini Savcılığa havale etti. Savcılık ise sadece 16 kişi hakkında iddianame hazırlamış, 2019 yılında polis 44 dosyayı sevk etmiş, Savcılık ise sadece 5 kişi hakkında iddianame hazırladı. 2020 yılında polis 58 dosyayı Savcılığa havale ederken, Savcılık sadece 13 kişi hakkında iddianame hazırladı.
Güney Bölge Milletvekili Alon Altman, Lavih'in verilerini doğrulayarak, "Yasanın manipüle edilmesi ve ceza kanununun çiğnenmesi sayesinde çok eşlilik olgusu devam ediyor. Çok eşlilik suçunun cezası beş yıl hapis olmasına rağmen mahkemeler, suçlulara en fazla bir yıla kadar hapis cezaları veriyor" dedi. Altman, Adalet Bakanlığı'nın geçtiğimiz Mayıs ayında yaptığı oturumda, ‘sadece dokuz çok eşlilik davasının cezalandırılmasına karar verildiğini’ belirtti. Altman, “Sanıklara, sadece iki davada beş ay, dört davada yedi ay, iki davada sekiz ay ve sadece bir davada 11 ay hapis cezası verildi” şeklinde konuştu.


​​​İsrail Ulusal Sigorta Enstitüsü, çok eşli ailelere, tüm eşler dahil olmak üzere yalnızca bir aile birimiymiş gibi muamele ediyor (Independent Arabia)

Bekar anneler
İsrail Ulusal Sigorta Enstitüsü ise, ‘çok eşli ailelere tüm eşler dahil olmak üzere tek bir aile birimi (geniş bir aile) gibi muamele ettiğini’ belirtiyor. Her aile farklı olabilir, ancak ailenin durumuyla ilgili karar, banka hesap özetlerini, gelir raporlarını ve ortak mülkiyeti içeren destekleyici belgelere dayanır. Yeni evli bir çift, düşük gelirli ailelere verilen sosyal yardımların yüksek meblağını elde ediyor. Bu, çok eşli bir erkek, yeni eşi ve çocuklarının, çocukların yaşına bağlı olarak ayda 900 ila bin 400 dolar arasında yardım elde ettiği anlamına geliyor. Bu, maddi sıkıntı yaşayan tek eşli bir ailenin alabileceği miktarla aynıdır. Ancak kalan eşlerin her biri, yaşlarına ve çocuklarının yaşlarına bağlı olarak yalnızca 200 ila 350 dolar arasında yardım elde ediyor. Diğer eşler, bekar anneler olarak kabul edilirse, ayda 800 ila bin dolar arasında değişen bekar anne yardımı alma kriterlerini karşılayabilirler.
Haaretz’in haberine göre Bağımsız İsrail Regavim Derneği, Bedevi toplumunda yasal birlikte yaşama denilen şey altındaki evlilik olgusu, çok eşliliği yasaklayan yasayı aşmak için bir mekanizmadır. Ulusal Sigorta yardımlarını elde etmek için uygulanan bir dolandırıcılık planının ayrılmaz bir parçasıdır. Sigorta tahsisatları, devletin yasayı uygulamadaki isteksizliği ve yenilikçi dolandırıcılık yöntemleri ışığında, olgunun ekonomik motorunu oluşturuyor.
İsrail Dışişleri Bakanlığı'na göre, İsrail'de tamamı Sünni Müslüman olan yaklaşık 367 bin Bedevi var ve bunların 317 bini Negev (Necef) Çölü’nde yaşıyor. Çölde yaşam, Bedevilerin geleneksel yaşam tarzlarını, kentleşmenin etkilerinden uzakta yaşamalarına olanak tanıyor.



Kafasının üstünde diş olan balık, bilim insanlarını şaşırttı

Hydrolagus colliei türündeki balıklar, kafalarındaki dişler sayesinde çiftleşiyor (Gareth Fraser/Florida Üniversitesi)
Hydrolagus colliei türündeki balıklar, kafalarındaki dişler sayesinde çiftleşiyor (Gareth Fraser/Florida Üniversitesi)
TT

Kafasının üstünde diş olan balık, bilim insanlarını şaşırttı

Hydrolagus colliei türündeki balıklar, kafalarındaki dişler sayesinde çiftleşiyor (Gareth Fraser/Florida Üniversitesi)
Hydrolagus colliei türündeki balıklar, kafalarındaki dişler sayesinde çiftleşiyor (Gareth Fraser/Florida Üniversitesi)

Hayalet köpekbalığı diye bilinen balıkların alınlarında dişleri olduğu tespit edildi. Bilim insanları bunun çene dışında diş gelişiminin ilk net örneğini sunduğunu söylüyor.

Kıkırdaklı balıklar sınıfında yer alan sıçansılar (Chimaeriformes) veya hayalet köpekbalıklarının kafasında çubuk benzeri bir çıkıntı bulunuyor. 

Sadece erkeklerde görülen tenakulum adlı bu yapı, hayvanın çiftleşme sırasında dişiyi kavramasını sağlıyor. 

Köpekbalıklarının atasal soyundan milyonlarca yıl önce ayrılan bu canlılar aynı zamanda köpekbalıklarından farklı olarak pul ve keskin dişlere de sahip değil. Bunun yerine kabukları kırmak ve avlarını öğütmek için diş plakaları kullanıyorlar.

Tenakulum kullanılmadığı zaman kapalı duruyor ama açıldığında içindeki diş benzeri yapılar açığa çıkıyor. Öte yandan bunların gerçekten diş mi, yoksa birçok köpekbalığı ve vatozun derisinde görülen sertleşmiş çıkıntılar mı olduğu bilinmiyordu.

Florida Üniversitesi'nden Dr. Gareth Fraser ve ekip arkadaşları bu belirsizliği gidermek için sıçansılar grubunda yer alan Hydrolagus colliei türündeki balıkları analiz etti. 

Araştırmacılar Puget Boğazı'ndaki San Juan Adası çevresinden topladıkları 40 Hydrolagus colliei balığını inceledi. Hayvanların boyu 25 santimetre ila 1 metre arasında değişiyordu.

Bilim insanları bilgisayarlı mikro tomografi ve doku örnekleri kullanarak tenakulumun gelişimini anlamaya çalıştı. 

Bulguları hakemli dergi PNAS'te 4 Eylül Perşembe yayımlanan çalışmaya göre bu balığın hem erkek hem dişileri tenakulum oluşturmaya başlıyor ancak yapı sadece erkeklerde gelişimini tamamlıyor.

Araştırmacılar ayrıca bu diş benzeri yapının gerçekten diş olduğunu da tespit etti. 

Makalenin yazarlarından Karly Cohen "Dental laminayı (diş tabakası) ilk gördüğümüzde gözlerimiz yuvalarından fırladı" diyerek ekliyor:

Bu kritik yapıyı çenenin dışında görmek çok heyecan vericiydi.

Yeni dişlerin oluşumundan sorumlu doku tabakası olan dental lamina, genellikle sadece ağızda bulunuyor.

Ekip ayrıca sıçansıların 315 milyon yıl önce yaşamış akrabalarının fosillerini de inceledi. Helodus simplex türündeki balığın burnunun üstünden, üst çenesinin önüne kadar uzanan tenakulum benzeri bir yapı saptandı. Araştırmacılar yapının, hayvanın ağzındaki dişlere benzediğini belirtiyor.

Dr. Fraser, tenakulum milyonlarca yıl içinde çeneden uzaklaşsa bile, sıçansıların köpekbalığı benzeri dişler oluşturma yeteneğini koruduğunu söylüyor.

Bugünkü örnekler üzerinde yapılan DNA analizleri de köpekbalıklarının ağzının içindeki dişlerin büyüme sürecinin, sıçansılardaki tenakulumun gelişme sürecine benzediğini ortaya koydu.

Cohen "Bu çılgınca, son derece sıra dışı özellik, evrimsel biyolojide dişlerin sadece oral yapılar olduğuna dair uzun süredir var olan varsayımı tersine çeviriyor" diyerek ekliyor:

Tenakulum bir defaya mahsus tuhaf bir yapı değil, evrimsel bir kalıntı ve çene dışındaki bir diş yapısının ilk net örneği.

Araştırmacılar bu yapının temelinin dişi balıklarda da bulunmasından dolayı sadece çiftleşmek için değil, bir zamanlar düşmanları uzaklaştırmak için de kullanıldığından şüpheleniyor.

Independent Türkçe, BBC Discover Wildlife, New York Times, IFLScience, PNAS


Akdeniz'de "olağanüstü" Roma miğferi bulundu

"Montefortino" miğferi, Aegadian Adaları açıklarındaki deniz tabanında bulundu (Sicilya Bölgesi)
"Montefortino" miğferi, Aegadian Adaları açıklarındaki deniz tabanında bulundu (Sicilya Bölgesi)
TT

Akdeniz'de "olağanüstü" Roma miğferi bulundu

"Montefortino" miğferi, Aegadian Adaları açıklarındaki deniz tabanında bulundu (Sicilya Bölgesi)
"Montefortino" miğferi, Aegadian Adaları açıklarındaki deniz tabanında bulundu (Sicilya Bölgesi)

Deniz arkeologları, MÖ 241'deki antik bir deniz savaşında Akdeniz'in dibinde kaybolan nadir bir Roma dönemi miğferi ortaya çıkardı.

"Olağanüstü biçimde iyi korunmuş" askeri miğfer, Batık Alanların Belgelenmesi Derneği üyesi derin deniz dalgıçları tarafından Aegadian Adaları sularında bulundu.

Araştırmacılar, miğferin o dönemde yaygın kullanılan "Montefortino" miğfer tipinin neredeyse eksiksiz bir örneği olduğunu ve iyi korunmuş yanak korumalarıyla öne çıktığını söylüyor.

Kültürel Miras Bölge Konseyi Üyesi Francesco Paolo Scarpinato, "'Montefortino' miğferi, şimdiye kadar bulunan en güzel ve eksiksiz miğferlerden biri" dedi.

Araştırmacılar, bu miğfer tipinin Romalılara Keltler tarafından tanıtıldığını ve MÖ 4. yüzyıldan MS 1. yüzyıla kadar yaygın bir tercih haline geldiğini söylüyor.

Arkeologlar, miğferin muhtemelen MÖ 241'de Roma ve Kartaca arasındaki Birinci Pön Savaşı'nda gerçekleşen Aegates Muharebesi sırasında kaybolduğunu tahmin ediyor.

Tarihi kaynaklar, Kartacalıların bu savaşta Roma ordusundan sayıca üstün olduğunu ancak daha iyi eğitimli Romalıların onları yendiğini gösteriyor.

Bu durum, Kartaca'nın Sicilya'yı teslim etmesine ve 20 yıldan uzun süre sonra Birinci Pön Savaşı'nın sona ermesine yol açtı.

Uzun ve maliyetli savaşın sona ermesi, Roma'yı Batı Akdeniz'de baskın güç haline getirdi.

Scarpinato, "Bu buluntular, MÖ 241 savaşının tarihsel bilgisini zenginleştirmekle kalmıyor, aynı zamanda adamızın dünyada eşsiz bir kültürel mirasın koruyucusu olduğu imajını da güçlendiriyor" dedi.

Aynı deniz arkeolojik alanında dalgıçlar, MS 5. yüzyıla tarihlenen "kullanımı belirsiz" büyük bir bronz kulp da ortaya çıkardı.

Ayrıca daha önce bölgede bulunan ve üzeri kabuklarla kaplı yaklaşık 30 metal eser üzerinde Bilgisayarlı Tomografi'yle (BT) X ışını taraması yaptılar.

Bu eserler arasında MÖ 241'deki savaşta kullanılan ve yüzyıllardır deniz tabanında korunan kılıç, mızrak ve cirit gibi silahlar da var.

Arkeologlar, savaş sırasında bir Roma gemisinin Kartacalılar tarafından ele geçirilmesinin ardından bu eserlerin denize düşmüş olabileceklerinden şüpheleniyor.

Daha önceki bir sefer sırasında ele geçirilen eşyalardan biri de temizlenmiş ve üzerinde "Ser.Solpicio C.F. Quaestor Probavi(t)" ifadesine rastlanmıştı. Arkeologlar bunun Birinci Pön Savaşı'nın ortaları da dahil MÖ 243'ten beri Roma hakimi olan Gaius Sulpicius'a işaret ettiğini düşünüyor.

Independent Türkçe


Küresel diyabet araştırması: Hastaların yarısı farkında değil

Yeni bir araştırmaya göre, diyabet hastalarının neredeyse yarısı diyabet hastası olduğunu bilmiyor (Unsplash)
Yeni bir araştırmaya göre, diyabet hastalarının neredeyse yarısı diyabet hastası olduğunu bilmiyor (Unsplash)
TT

Küresel diyabet araştırması: Hastaların yarısı farkında değil

Yeni bir araştırmaya göre, diyabet hastalarının neredeyse yarısı diyabet hastası olduğunu bilmiyor (Unsplash)
Yeni bir araştırmaya göre, diyabet hastalarının neredeyse yarısı diyabet hastası olduğunu bilmiyor (Unsplash)

Yeni bir araştırmaya göre diyabeti olan kişilerin neredeyse yarısı bu hastalıktan muzdarip olduğunu bilmiyor.

The Lancet Diabetes & Endocrinology adlı hakemli dergide pazartesi günü yayımlanan çalışmaya göre araştırmacılar, bu kronik hastalığa sahip 15 yaş ve üzeri kişilerin yüzde 44'üne tanı konmadığını tespit etti.

2000-2023 döneminde 204 ülke ve bölgeden elde edilen veriler, son çalışmada analiz edildi.

Yazarlar, "Son 20 yıldaki gelişmelere rağmen, diyabette yetersiz tanı ve yetersiz glisemik yönetim, özellikle düşük ve orta gelirli ülkelerde olmak üzere küresel çapta büyük sorunlar teşkil etmeyi sürdürüyor" diye yazıyor.

Çalışmanın başyazarı Lauryn Stafford, CNN'e yaptığı açıklamada analiz ettikleri diyabet hastalarının çoğunun tip 2 diyabet hastası olduğunu söyledi.

"Diyabeti olan kişilerin yüzde 56'sının bu hastalığı taşıdığının farkında olduğunu tespit ettik" diyen Stafford, diyabet hastası genç yetişkinlerin sadece yüzde 20'sinin bu hastalığı taşıdığını bildiğini ekledi.

ABD Hastalık Kontrol ve Korunma Merkezleri'ne (CDC) göre, tip 2 diyabette "vücut, insülini iyi kullanamıyor ve kan şekerini normal seviyelerde tutamıyor". Tip 2 diyabet genellikle yetişkinlerde görülse de gittikçe daha fazla gence teşhis konuyor.

Dünya Sağlık Örgütü'ne göre, dünya genelinde yaklaşık 830 milyon kişi diyabet hastası ve yarısından fazlası tedavi görmüyor.

CDC, 2021'de 38,4 milyon Amerikalının yani ABD nüfusunun yüzde 11,6'sının diyabet hastası olduğunu aktarıyor. Kuruma göre hastalıktan muzdarip 18 yaş ve üstü 8,7 milyon kişi diyabet hastası olduğunu bilmiyor ya da bildirmemişti.

Stafford, "Yüksek glikoz seviyeleriyle uzun yıllar yaşayabilirsiniz" diye açıkladı. 

İnsanlar ancak komplikasyon yaşadıkları noktada diyabet teşhisi alıyor.

CDC'ye göre diyabetin belirtileri arasında çok idrara çıkma, çok susama ve/veya acıkma, istemeden kilo verme, bulanık görme, ellerde veya ayaklarda uyuşma veya karıncalanma, bitkin hissetme, çok kuru bir cilt, yaraların yavaş iyileşmesi ve normalden daha fazla enfeksiyon geçirme yer alıyor.

ABD Ulusal Diyabet ve Sindirim ve Böbrek Hastalıkları Enstitüsü'ne göre, diyabet belirtileri gösteren herkes doktor kontrolünde kan vererek hastalık için test yaptırmalı.

Independent Türkçe