ABD, Husilere gitmek üzere olan İran silahlarına el koyduğunu duyurdu

Washington tarafından Arap Denizi’nde Husilere ulaşmadan önce el konulan İran silahları (ABD Adalet Bakanlığı)
Washington tarafından Arap Denizi’nde Husilere ulaşmadan önce el konulan İran silahları (ABD Adalet Bakanlığı)
TT

ABD, Husilere gitmek üzere olan İran silahlarına el koyduğunu duyurdu

Washington tarafından Arap Denizi’nde Husilere ulaşmadan önce el konulan İran silahları (ABD Adalet Bakanlığı)
Washington tarafından Arap Denizi’nde Husilere ulaşmadan önce el konulan İran silahları (ABD Adalet Bakanlığı)

ABD Adalet Bakanlığı, 171 karadan havaya füze ve 8 tanksavar füzesi gibi İran’a ait büyük miktarlarda silaha ve yaklaşık 1,1 milyon varil İran petrol ürününe başarılı bir şekilde el konulduğunu duyurdu.
Bakanlıktan yapılan açıklamada, “ABD Deniz Kuvvetleri, rutin deniz güvenliği operasyonlarını yürütürken Arap Denizi’ndeki iki gemide bulunan silahlara el koydu” denildi.
Açıklamada, terör örgütü olarak sınıflandırılan İran Devrim Muhafızları’nın Yemen’deki Husi milislere yönelik silah sevkiyatını koordine ettiği belirtildi.

ABD hükümeti ayrıca, Venezuela’ya giderken Arap Denizi içinde veya çevresinde yabancı bayraklı dört tankerde bulunan İran petrol ürünlerine de el koydu.
Söz konusu açıklamada, el koyma operasyonun İran’dan gelen yakıt ve silah sevkiyatlarına yönelik hükümet tarafından şimdiye kadar yapılan en büyük operasyon olduğu ifade edildi.
 



Türkiye'nin ilk mağara kiliselerinden Cehennemağzı, inanç turizmiyle adından söz ettirmek istiyor

Cehennemağzı Mağaraları 22 yıl önce ziyarete açıldı (AA)
Cehennemağzı Mağaraları 22 yıl önce ziyarete açıldı (AA)
TT

Türkiye'nin ilk mağara kiliselerinden Cehennemağzı, inanç turizmiyle adından söz ettirmek istiyor

Cehennemağzı Mağaraları 22 yıl önce ziyarete açıldı (AA)
Cehennemağzı Mağaraları 22 yıl önce ziyarete açıldı (AA)

Anadolu Ajansının (AA) "Türkiye'nin Mağaraları" dosya haberinin 18. bölümünde Karadeniz Ereğli'deki Cehennemağzı Mağaraları'nın mitolojik ve tarihi önemi ele alındı.

Mitolojiye göre Herkül'ün kendisine verilen 12 görevden sonuncusunu yerine getirdiği yer olan Cehennemağzı Mağaraları, Karadeniz Ereğli Müzesi'ne bağlı ören yeri olarak turizme katkı sunuyor.

İnönü Mahallesi'nde yan yana sıralanmış 3 mağaradan oluşan yapıdaki Kilise Mağara'nın, Hristiyanlığın yayıldığı ilk yıllarda gizli ibadet yeri olarak kullanıldığı biliniyor.

Mağara içindeki sütunlar, sütun başlıkları, mozaik döşeme ve kandil yuvaları, mağaranın paganizmin egemen, Hristiyanlığın ise yasak olduğu dönemde ilk Hristiyanlarca gizli ibadet merkezi olarak kullanıldığının kanıtı olarak gösteriliyor.

İnsan elinden çıktığı taşçı kalem izlerinden anlaşılan ve 400 metrekarelik alanı kaplayan Koca Yusuf Mağarası da iki "fil ayağıyla" destekleniyor.

Kilise ve Koca Yusuf mağaralarına su sarnıcı görevi gören, zemini taban suyuyla kaplı Ayazma Mağarası'nın batısında ise büyük gölet bulunuyor. Roma ve Bizans Dönemi'nde kullanılan mağaranın, suyu kutsal sayıldığından Ayazma adını aldığı tarihi kaynaklarda geçiyor.

Mitolojik anlatımlarda yer alması ve Hristiyan dünyasına hitap eden özellikleri bünyesinde barındırmasıyla ilgi gören mağaraları, her yıl çok sayıda yerli ve yabancı turist ziyaret ediyor.

"Türkiye'deki en eski mağara kiliselerden biri"

Karadeniz Ereğli Müze Müdürü Ahmet Mercan, AA muhabirine, mağaranın tarihi açıdan önemli olduğunu söyledi.

Mağaranın görülmeye değer bir yer olduğunu dile getiren Mercan, "Mağara, Roma Dönemi'nde Hristiyanlığın yasak olduğu dönemlerde kullanılması özelliğiyle Türkiye'deki en eski mağara kiliselerden biridir. İnanç turizminde yer edinmesi gerektiğini düşünüyorum." dedi.

Mağaranın her yıl binlerce turist ağırladığını belirten Mercan, ziyaretçi sayısının yıl sonuna kadar 50 binlere ulaşmasını beklediklerini ifade etti.

(AA)
(AA)

"Anadolu'daki inanç turizminin erken örneklerinden biri"

Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Bülent Öztürk de çok sayıda insanın asırlar boyunca bu bölgeye gelerek, burada görevlendirilen kahin-rahipler aracılığıyla "gelecekten haber almak, olumsuzluklara karşı korunmak için dua metinleri yazdırdığını ve kaybettikleri yakınlarının ruhlarıyla iletişim kurmaya çalıştığını" anlattı.

Öztürk, mağaraların, bu yönüyle Anadolu'daki inanç turizminin erken örneklerinden birisi olarak değerlendirebileceğini söyledi.

"Eldeki arkeolojik kalıntılardan anlaşıldığı kadarıyla bu mağaralar, Hristiyanlık inancının henüz yasak olduğu milattan sonra 1. yüzyıldan 4. yüzyılın başlarına kadar bölgedeki ilk Hristiyan cemaatlerin gizli tapınmalarına da ev sahipliği yapmıştır." diyen Öztürk, bölgenin bu yönüyle Hıristiyanlar açısından önemli cazibe merkezi haline geldiğini kaydetti.

(AA)
(AA)

Öztürk, mağaraların "Herakleia Kenti ve Cehennemağzı Mağaraları" adıyla bilindiğine değinerek, "Mistik özelliğe sahip mağaralar, Anadolu'daki önemli inanç merkezlerinden biri olarak, tüm Antik Çağ boyunca Roma Dönemi'nin sonuna kadar bu özelliğini korumuştur." diye konuştu.

Mağarayı ziyaret edenlerden Şenol Alaca, Sivas'tan geldiğini, mağarayı çok beğendiğini ve herkesin görmesi gerektiğini dile getirdi.

(AA)
(AA)

Mitolojiye göre Cehennemağzı Mağaraları

Mitolojik öyküye göre, insanın doğaya karşı yenilmez dayanma ve saldırma gücünü simgeleyen Herkül, Argolis Kralı Eurystheus'un kendisine verdiği 12 görevden sonuncusunu yerine getirmek için efsanevi altın postu aramak üzere yola çıkan gemicilerle Ereğli'ye gelir.

Üç mağaradan oluşan Cehennemağzı Mağaraları'ndan yer altı tanrısı Hades'in yönettiği, hiçbir ölümlünün geri dönemeyeceği "Ölüler Ülkesi"ne inen Herkül, bu ülkenin bekçisi üç başlı ve yılan kuyruklu köpek Kerberos'u, Olimpos tanrıları Hermes ve Athena'nın yardımıyla kaçırır.

Herkül, yeryüzüne çıkardığı Kerberos'u, Kral Eurystheus'un korkması üzerine Cehennemağzı Mağaralarından "Ölüler Ülkesi"ne geri götürür.


İzzeddin El Kassam Tugayları bir grup İsrail askerini hedef aldıklarını ve çok sayıda askeri öldürdüklerini duyurdu

İsrail askerleri Gazze Şeridi’ndeki kara operasyonunda (Reuters)
İsrail askerleri Gazze Şeridi’ndeki kara operasyonunda (Reuters)
TT

İzzeddin El Kassam Tugayları bir grup İsrail askerini hedef aldıklarını ve çok sayıda askeri öldürdüklerini duyurdu

İsrail askerleri Gazze Şeridi’ndeki kara operasyonunda (Reuters)
İsrail askerleri Gazze Şeridi’ndeki kara operasyonunda (Reuters)

Hamas hareketinin askeri kanadı İzzeddin El Kassam Tugayları, Gazze Şeridi’nde İsrail askerlerinin bir araya geldiği bir alana saldırarak çok sayıda ölüme yol açtıklarını bildirdi.

Şarku’l Avsat’ın Alemu’l Arabi haber ajansından (AWP) aktardığına göre, İzzeddin El Kassam Tugayları bugün Telegram üzerinden yaptıkları açıklamada, saldırının Gazze merkezindeki Juhor ad-Dik’in doğusunda İsrail askerlerinin konuşlandığı bir noktada meydana geldiğini bildirdi.

Açıklamada, söz konusu mevzi daire şeklinde üç adet anti-personel bomba yerleştirildiği ve ardından askerlere doğru patlatıldığı ifade edildi.

Ayrıca İzzeddin El Kassam Tugayları güçlerinden birinin söz konusu İsrail askerlerinin geri kalanlarını öldürdüğü bilgisi de verildi.

Times of Israel gazetesinde bugün erken saatlerde yer alan bir habere göre, İsrail ordusu, Gazze Şeridi’ndeki çatışmalarda iki askerin öldüğünü duyurdu.

Haberde, ölen iki kişiden birinin, Petah Tikva’dan çavuş Aschalwu Sama (20) olduğu bildirildi.

Nahal Tugayı'nda görevli çavuşun 14 Kasım’da yaralanarak dün hayatını kaybettiği de ifade edildi.

Diğer askerin ise, Cumartesi günü Gazze’nin merkezindeki çatışmalarda öldürülen 7. Zırhlı Tugay’ın 82. Taburu’nda görevli yedek asker Or Brandes (25) olduğu açıklandı.


Filipinler'de üniversitenin spor salonundaki patlamada 4 kişi öldü, 50 kişi yaralandı

(AA)
(AA)
TT

Filipinler'de üniversitenin spor salonundaki patlamada 4 kişi öldü, 50 kişi yaralandı

(AA)
(AA)

Filipinler'in güneyindeki Mindanao Adası'ndaki Marawi kentinde bulunan Mindanao Devlet Üniversitesi'ndeki spor salonunda pazar ayini esnasında patlama meydana geldi.

Bölgedeki ordu yetkilileri, patlamada ilk belirlemelere göre 4 kişinin yaşamını yitirdiğini ve yaralanan 50 kişinin hastaneye kaldırıldığını aktardı.

Ülkede güvenlik tedbirlerinin artırıldığı ve olaya ilişkin soruşturmanın sürdüğü bildirildi.


İtalya Başbakanı Meloni: COP28 bir dönüm noktası olmalı

Giorgia Meloni (AA)
Giorgia Meloni (AA)
TT

İtalya Başbakanı Meloni: COP28 bir dönüm noktası olmalı

Giorgia Meloni (AA)
Giorgia Meloni (AA)

Meloni, Birleşik Arap Emirlikleri’nin (BAE) Dubai kentinde gerçekleştirilen Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi 28'inci Taraflar Konferansı'nda (COP28) konuşma yaptı.

İklim krizinde ilerlemeye ihtiyaç olduğunu ve duyarlı hareket edilmesi gerektiğini dile getiren Meloni, "Bu, sıcaklıkları 1,5 derece dahilinde tutma çabamız için önemli bir an. Hedef çok uzakta olmasına karşın iyimser olmak için nedenler var. COP28 bir dönüm noktası olmalı." ifadesini kullandı.

Meloni, "Bizden net bir yön belirlememiz ve 2030'a kadar dünyanın yenilenebilir enerji üretim kapasitesini üç katına çıkarmak ve yıllık enerji verimliliği iyileştirmelerinin küresel oranını iki katına çıkarmak gibi somut eylemler gerçekleştirmemiz isteniyor." diye konuştu.

Başbakan Meloni, İtalya olarak karbondan arındırma sürecinde üzerlerine düşeni yaptıklarını, çevresel sürdürülebilirlik için ideolojik değil ekolojik bir geçiş izlemeleri gerektiğini kaydetti.

Meloni, BAE, Mısır ve Japonya liderleriyle görüştü

Meloni, COP28 zirvesinin ikinci gününde, BAE Devlet Başkanı Muhammed bin Zayid Al Nahyan, Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah es-Sisi ve Japonya Başbakanı Kişida Fumio ile ikili görüşmeler de gerçekleştirdi.

Başbakanlıktan yapılan açıklamalarda, Meloni'nin söz konusu muhataplarıyla ülkeleri arasındaki ilişkilerin yanı sıra Gazze'ye ilişkin gelişmeleri izlediği belirtildi.


Dışişleri Sözcüsü Keçeli'den İsrail Dışişleri Bakanı Cohen'in sosyal medya paylaşımına tepki

(AA)
(AA)
TT

Dışişleri Sözcüsü Keçeli'den İsrail Dışişleri Bakanı Cohen'in sosyal medya paylaşımına tepki

(AA)
(AA)

Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Öncü Keçeli, Cohen'in sosyal medya platformundaki paylaşımına ilişkin yazılı yanıt verdi.

Sözcü Keçeli, İsrail-Filistin sorununun geçmişinde de görüldüğü üzere, İsrail'in Filistinlilere baskı uygulamayı ve onların temel özgürlüklerini yok etmeyi sürdürdükçe, kolektif ve bireysel haklarını savunan Filistinli sayısının daha da artacağını ve İsrail'in daha fazla direnişle karşılaşacağını vurguladı.

Mevcut sorunun temelinde İsrail'in hukuku, insan haklarını ve evrensel ilkeleri tamamen hiçe sayan işgalci tutumunun, yayılmacı zihniyeti ve baskıcı eylemlerinin yattığını belirten Keçeli, "İşgalci bir gücün, sivil nüfusa yönelik hunharca saldırıları hiçbir şekilde meşru müdafaa olarak kabul edilemez." ifadesini kullandı.


İsrail ordusu: Bir savaş helikopterinin teknik arıza yaşayan İHA’yı düşürmesi nedeniyle sirenler çaldı

İsrail’e ait bir İHA (AFP)
İsrail’e ait bir İHA (AFP)
TT

İsrail ordusu: Bir savaş helikopterinin teknik arıza yaşayan İHA’yı düşürmesi nedeniyle sirenler çaldı

İsrail’e ait bir İHA (AFP)
İsrail’e ait bir İHA (AFP)

İsrail ordusu, teknik arızası olduğu tespit edilen bir askeri insansız hava aracının (İHA) savaş helikopteri tarafından düşürülmesi sonucu İsrail’in kuzeyindeki Celile bölgesinde sirenler çaldığını bildirdi.

Şarku’l Avsat’ın Times of Israel gazetesinden aktardığı habere göre, Afula, Nof HaGalil, Migdal HaEmek ve Nasıra şehirlerinde de siren sesleri duyuldu, ancak neden siren çaldığı netleşmedi.

Öte yandan Hizbullah, Lübnan sınırındaki Doviv yerleşiminde İsrail askeri güçlerini hedef aldığını ve doğrudan isabet elde ettiğini duyurdu.


Avusturya'da, İsrail'in saldırılarını sürdürdüğü Gazze'de kalıcı ateşkes talebiyle gösteri düzenlendi

(AA)
(AA)
TT

Avusturya'da, İsrail'in saldırılarını sürdürdüğü Gazze'de kalıcı ateşkes talebiyle gösteri düzenlendi

(AA)
(AA)

Yoğun kar yağışı ve soğuk havaya rağmen başkentin önemli noktalarından Mariahilfer Strasse'de toplanan göstericiler, Filistin bayraklarının yanı sıra "Gazze'de soykırım dursun", "Hemen ateşkes" ve "Özgür Filistin" yazılı pankartlar taşıdı.

Burada yapılan konuşmalarda, İsrail'in verilen "insani ara"nın ardından "katliamlarına" yeniden başladığı vurgulandı.

Konuşmacılar arasında yer alan Filistin'in Viyana Büyükelçisi Salah Abdel Şafi, Gazze'de kalıcı ateşkesin sağlanması için Avusturya ve Almanya'nın harekete geçmesi gerektiğini belirterek Filistin halkının özgürlük ve egemenliğini kazanmadan İsraillilerin huzur ve barış içinde yaşayamayacaklarını söyledi.

(AA)
(AA)

Abdel Şafi, "Almanya ve Avusturya'nın tarihlerindeki kara lekeyi Filistinli çocukların kanları ile temizlemeye çalıştıklarına" dikkati çekerek "Bir kez daha (Avusturya) federal hükümetine sesleniyorum, tam ateşkes sağlanması talebinde bulunun." diye konuştu.

Soyadını belirtmek istemeyen İrlandalı üniversite öğrencisi Olen, AA muhabirine yaptığı açıklamada, "Her cumartesi, Filistin ve şu an ciddi acılar çeken Gazze halkı ile dayanışma içinde olduğumuzu göstermek için buraya geliyoruz. Kalbimiz Gazze ve dünyadaki Filistinlilerle." dedi.

Gösteriye katılan gazeteci ve antropolog Leo Gabriel, mesleği gereği birçok savaş bölgesinde bulunduğunu, halkların kendi kaderlerini tayin etme hakkına sahip olduğuna inandığını ancak İsrail'in Filistin halkının özgür iradesiyle karar alma hakkına şiddet uygulayarak engel olduğunu vurguladı.

(AA)
(AA)

"Dünya seri katil konumundaki Netanyahu'ya karşı uluslararası ceza mahkemesinde dava açmalı"

Gabriel, İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırılarının tek bir anlamı olduğunu, hedefi olmayan bir tür kan davası yürüttüğünü dile getirdi.

"(İsrail Başbakanı Binyamin) Netanyahu, Hamas'ın kökünü kurutmak istediğini söylüyor. Bütün halkı katletse de başarı olamayacak, ki buna da hazır." diyen Gabriel, Netanyahu'nun insanlık suçu işlediği için yargılanması gerektiğini belirtti.

Gabriel, "Bence, şu an tam zamanı, dünya bir araya gelerek, seri katil konumundaki Netanyahu'ya karşı uluslararası ceza mahkemesinde dava açmalı. Şu an bunun için çalışıyoruz." ifadelerini kullandı.


Paris'te vatandaşlar soğuk havaya rağmen Gazze'de ateşkes talebiyle sokağa indi

(AA)
(AA)
TT

Paris'te vatandaşlar soğuk havaya rağmen Gazze'de ateşkes talebiyle sokağa indi

(AA)
(AA)

Ülke genelinde Toulouse, Nice ve Paris dahil farklı kentlerde Filistin'e destek gösterileri yapıldı.

Göstericiler, İsrail'in Gazze'deki saldırılarının bir an önce son bulmasını ve bölgede taraflar arasında ateşkes sağlanmasını istedi.

Bölgede barışın hakim olması için çağrıda bulunan göstericiler, İsrail ordusunun saldırılarında binlerce sivilin yaşamını yitirdiğine dikkati çekti.

Paris'te Cumhuriyet Meydanı'nda "Bu bir soykırım, savaş değil", "Gazze'nin çocukları Filistin'in çocukları, insanlık öldürülüyor" ve "Yaşasın Filistin" sloganları eşliğinde başlayan gösteri, Bastille Meydanı'nda son buldu.

Başlarını Filistin kefiyesi ile saran göstericiler, Filistin bayraklarının yanı sıra "Soykırımı Durdurun" ve "Gazze'de Kadınlar Enkazların Altında Doğum Yapıyor" yazılı dövizler taşıdı.

Kefenlenmiş oyuncuk bebeklerle çocuk ölümlerine dikkati çektiler

İsrail ordusunun 7 Ekim'den bu yana Gazze'ye attığı bombalarda çocukların öldürüldüğünü vurgulayan göstericiler, üzerinde kırmızı boya olan kefenlenmiş oyuncak bebekler taşıyarak çocuk ölümlerine vurgu yaptı.

Bir annenin birkaç aylık bebeğiyle soğuk havaya rağmen gösteriye katılması da dikkati çekti.

Gazze'de bombardımanların altında görevine devam eden sağlık personelini desteklemek amacıyla, Fransız doktor ve hemşireler de önlükleriyle gösteriye katıldı.

Paris'teki gösteriye, ünlü Fransız rap sanatçısı Kery James, Boyun Eğmeyen Fransa Partisi (LFI) milletvekilleri Thomas Portes, Louis Boyard, Mathilde Panot, Carlos Martens Bilango ve eski Fransa Cumhurbaşkanı adayı Jean-Luc Melenchon da katıldı.


Suudi Arabistan’ın Uluslararası Denizcilik Konseyi’ne üyeliği ne anlama geliyor?

Uluslararası Denizcilik Örgütü’nün (IMO) Londra’daki genel merkezi (Medya Hizmetleri)
Uluslararası Denizcilik Örgütü’nün (IMO) Londra’daki genel merkezi (Medya Hizmetleri)
TT

Suudi Arabistan’ın Uluslararası Denizcilik Konseyi’ne üyeliği ne anlama geliyor?

Uluslararası Denizcilik Örgütü’nün (IMO) Londra’daki genel merkezi (Medya Hizmetleri)
Uluslararası Denizcilik Örgütü’nün (IMO) Londra’daki genel merkezi (Medya Hizmetleri)

Muna Almanjoomi 

Suudi Arabistan’ın Ulusal Ulaştırma ve Lojistik Hizmetleri Stratejisi, İngiltere’nin başkenti Londra’da 143 ülkenin ‘evet’ oyu kullanmasıyla, Uluslararası Denizcilik Örgütü (IMO) Konseyi üyeliğine ulaşma yönündeki iddialı hedeflerine ulaştı.

Ülkedeki uzman otoriteler, bu adımın, ulaştırma sektörüne yönelik stratejinin başlatılmasından bu yana gösterilen çabaların bir sonucu olduğunun altını çizdi.

Ayrıca Suudi Arabistan’da lojistik sektörünün altyapısını geliştirmeyi, yerel ekonomiyi çeşitlendirmeyi ve ülkenin lider yatırım destinasyonu ve küresel lojistik merkezi konumunu güçlendirmeyi amaçlayan lojistik merkezlerine yönelik genel planın başlatılması gibi müteakip girişimler sonucunda elde edilen büyük bir kazanım olduğunu vurguladı.

Al Faysal Üniversitesi’nde ekonomi işleri uzmanı olan Muhammed El Kahtani, Suudi Arabistan’ın şu anda, özellikle örgütün en önemli hedeflerinden biri olan çevrenin korunması ve karbon emisyonlarının azaltılması konusunda küresel olarak aktif bir rol üstlenmek istediğini söyledi.

Şarku’l Avsat’ın Independent Arabai’dan aktardığı habere göre Kahtani, Riyad’ın IMO Konseyinde yer almasının, denizlerin ve ulaşım yollarının korunmasına ilişkin rolünün etkinleştirilmesine katkı sağlayacağına dikkat çekti.

Suudi Arabistan’ın, çevreyi korumayı da dikkate alarak deniz, hava ve kara taşımacılığı alanlarında lojistik çemberini genişletmeye çalıştığını da belirtti.

Stratejik konum

Kahtani, “Ülkenin üç kıta arasında yer alan coğrafi konumu, özellikle dünyanın doğusunu batısına bağlamaya çalışan, limanlar içindeki ulaşım hareketini artıracak jeopolitik ve ekonomik hareketlerin mevcut olması, onu küresel ticaret, özellikle de deniz taşımacılığı için önemli bir rota haline getiriyor. Bu adım aynı zamanda Suudi deniz yollarından geçen malların hacmini de artıracak” dedi.

1969 yılında IMO’ya katılan Suudi Arabistan, hedeflerine ve girişimlerine ulaşmaya katkıda bulunma taahhüdünün ardından, IMO girişimlerini aktif olarak destekleyen en önde gelen ülkelerden biri olarak kabul ediliyor.

IMO’ya dair

1958 yılında kurulan ve merkezi Londra’da bulunan IMO’nun, Fildişi Sahili, Gana, Kenya, Filipinler ve Trinidad ve Tobago’da beş bölge ofisi bulunuyor.

IMO, 174 üye devletin yanı sıra üç ortak üye ve 64’ü hükümetlerarası kuruluş ve 81’i sivil toplum kuruluşu olmak üzere 145’ten fazla tarafı içeriyor.

BM’ye bağlı kuruluş, deniz taşımacılığının emniyetini sağlamak, gemilerden kaynaklanan kirliliği azaltmak ve deniz ortamının ve doğanın korunmasına yardımcı olan girişimleri uygulamak için tasarlanmış uluslararası standartları belirleyen küresel denizcilik otoritesidir.

Ulaştırma ve Lojistik Bakanı Salih bin Nasır el-Casir konuya ilişkin açıklamasında şunları söyledi;

Suudi Arabistan uluslararası organizasyonlar ve forumlarda uluslararası konumunu gördüğümüz, çok sayıda büyük başarılara sahip tarihi bir aşamadan geçiyor. Bu da ülkenin Expo 2030 gibi pek çok önemli uluslararası etkinliğe ev sahipliği yapma hakkı elde etmesini sağladı.

Ulaştırma Bakanı, bu konudaki çabaların sürdürülmesi ve çeşitli kuruluşlara üye ülkeler arasındaki ikili ilişkilerin derinleştirilmesinin önemine dikkat çekerek, açıklamasına şu ifadelerle devam etti;

“Bu durum, Veliaht Prens Muhammed bin Selman’ın başlattığı strateji doğrultusunda, Suudi Arabistan’ın sektördeki çaba ve girişimlerini öne çıkarma fırsatı sağlıyor. Suudi denizcilik sektörünün dünya çapında ileri seviyelere gelmesine katkıda bulunmak ve ülkenin küresel lojistik merkezi konumunu pekiştirmek amacıyla birçok iddialı girişim hayata geçiriliyor.”

Deniz filosu bölgesel olarak birinci sırada

Suudi Arabistan Ulaştırma Genel İdaresi (TGA) ise konuya ilişkin açıklamasında şu ifadeleri kullandı;

Suudi Arabistan’ın zaferi, deniz taşımacılığı sisteminin 2030 Vizyonu’na uygun olarak geliştirilmesine verdiği sürekli desteğin ve bunun başarılmasında önemli bir faktör olan deniz ortamının korunması ve muhafaza edilmesi için ülke tarafından benimsenen girişimlerin bir sonucudur. Üyelik aynı zamanda örgütün girişimlerini harekete geçirme fırsatı sunacak ve küresel ticaret ile deniz taşımacılığına ilişkin uluslararası düzenleme ve yasaların geliştirilmesine katkıda bulunacaktır. Deniz filomuz bölgesel olarak birinci sırada bulunduğu ve Suudi limanları dünyadaki en verimli limanlar arasında yer aldığından bu adım, Suudi ticaret hacmiyle tutarlıdır.

TGA, Ulusal Ulaştırma ve Lojistik Hizmetleri Stratejisi’nin, Suudi denizcilik sektörünün dünya çapında ileri seviyelere ulaşmasına katkıda bulunan birçok iddialı girişim ve hedefi benimsediğine de dikkat çekti.

Suudi Arabistan, 2030 yılına kadar yılda 40 milyon konteyner elleçlemeyi, takas ve kargo elleçleme prosedürlerini kolaylaştırmayı ve Doğu ile Batı arasında bir buluşma noktası olarak ve küresel ticaretin yüzde 13’ünün Kızıldeniz’den geçtiği rota olarak ülkenin stratejik konumundan faydalanarak, yolcu gemileri ve kıyı taşımacılığı yoluyla deniz turizmini geliştirmeyi hedefliyor.

Suudi Arabistan, Nisan ayında Dünya Bankası’nın (WB) yayınladığı Lojistik Performans Endeksi’nde dünya genelinde 17 sıra yükselerek ulaştırma ve lojistik sisteminde bir başarıya daha imza atmış, 160 ülke arasında 38. sıraya yükselmişti.


5 soruda Venezuela'nın "Guyana ilhakı" referandumu

Referandumun ardından Venezuela lideri Maduro'nun nasıl adımlar atacağı bölgede tedirginlikle bekleniyor (AFP)
Referandumun ardından Venezuela lideri Maduro'nun nasıl adımlar atacağı bölgede tedirginlikle bekleniyor (AFP)
TT

5 soruda Venezuela'nın "Guyana ilhakı" referandumu

Referandumun ardından Venezuela lideri Maduro'nun nasıl adımlar atacağı bölgede tedirginlikle bekleniyor (AFP)
Referandumun ardından Venezuela lideri Maduro'nun nasıl adımlar atacağı bölgede tedirginlikle bekleniyor (AFP)

Venezuela, sınır komşusu Guyana'yla arasındaki Esequibo uyuşmazlığını çözmek için yarın "danışma referandumu" düzenleyecek. 

Güney Amerika ülkeleri Venezuela ve Guyana Kooperatif Cumhuriyeti arasında, Esequibo bölgesiyle ilgili uzun süredir yaşanan anlaşmazlıkta referandum kararı üzerine tansiyon yeniden arttı. 

Venezuela Devlet Başkanı Nicolas Maduro, bu haftaki mitinginde referandumdan olumlu sonuç çıkarsa Guyana'daki halka pasaport verileceğini duyurdu. Guyana ise referandumu provokasyon olarak görüyor.

1 - Esequibo'daki anlaşmazlığın sebebi nedir?

İki ülke arasında, yaklaşık 160 bin kilometre büyüklüğündeki bölgeyle ilgili uyuşmazlık, Guyana'nın 1831-1966'da Birleşik Krallık (BK) sömürgesi olduğu döneme dayanıyor. Söz konusu ihtilaflı bölge Guyana'nın neredeyse üçte ikisine denk geliyor. 

Venezuela, BK'nin Britanya Guyanası için çizdiği sınırları kabul etmeyerek, Esequibo'nun kendi toprağı olduğunu savunup ilk hak iddiasını 1841'de ortaya attı. BK ve Venezuela arasında yürütülen diplomatik süreçte anlaşma sağlanamayınca, Yunanistan'ın yüzölçümünden daha büyük olan bölgeye ilişkin talep 1897'de mahkemeye götürüldü.

Paris'teki tahkim mahkemesinin 1899'da açıkladığı kararda, Esequibo Nehri'nin de yer aldığı bölgenin büyük kısmının Britanya Guyanası'na ait olduğu bildirildi.

Venezuela ise Guyana'nın bağımsızlık kazanmasına yakın 1962'de konuyu tekrar gündeme getirerek Esequibo üzerindeki hak iddiasını tekrarladı. 1966'da bağımsızlığını kazanan ve 1970'te cumhuriyeti ilan ederek İngiliz Milletler Topluluğu'na giren Guyana ise bölgenin kendisine ait olduğunu savundu.

2 - Güncel hukuki süreç nasıl işliyor?

Guyana, Esequibo uyuşmazlığını 2018'de Birleşmiş Milltler'in yargı organı Uluslararası Adalet Divanı'na (ICJ) taşıdı. 

Venezuela, ICJ'nin söz konusu bölgeyle ilgili uyuşmazlıkta karar verme yetkisi olmadığını savunarak, yapılan birçok duruşmaya katılmadı. 

Merkezi Hollanda'nın Lahey kentinde bulunan ICJ, sınır anlaşmazlıklarına ilişkin davada cuma günü açıkladığı kararda, Venezuela'dan Guyana idaresindeki bölgelerde mevcut durumu değiştirecek eylemden kaçınmasını istedi.

3 - Referandum nasıl gerçekleştirilecek?

Pazar günü düzenlenecek referandumda Venezuelalılar, ülkelerinin Esequibo üzerindeki hak iddiasına dair 5 soruyu yanıtlayacak.

ABD'nin önde gelen medya kuruluşlarından CNN'in aktardığına göre, halka Essequibo bölgesinde yeni bir devlet kurulmasını, orada yaşayanlara Venezuela pasaportu verilmesini ve bölgenin Venezuela topraklarına katılmasını kabul edip etmedikleri sorulacak. 

BK'nin tanınmış gazetelerinden Guardian, dünkü haberinde halkın referandumda aslında "uluslararası hukuki süreci göz ardı ederek gerçekleştirilebilecek muhtemel bir ilhakı oylayacağını" yazdı.

Guyana Dışişleri ve Uluslararası İşbirliği Bakanı Hugh Todd, gazeteye yaptığı açıklamada 800 bin kişilik nüfusa sahip ülkede yaklaşık 120 bin kişinin ihtilaflı bölgede yaşadığını söyledi. Todd, Maduro yönetimini eleştirerek şu ifadeleri kullandı: 

Venezuela halkından Esequibo'nun ilhakı için oy kullanmasını istiyorlar. Bu uluslararası yasalara aykırı olduğu gibi, bölgedeki barışın da bozulmasına neden olacak.

Guardian ve CNN'deki analizlerde, referandumdan "Evet" kararının çıkmasının ardından, Maduro yönetiminin hangi somut adımları atacağının netlik kazanmadığı yazıldı. CNN'deki değerlendirmede, bölgenin kısa vadede Venezuela'ya katılmasının muhtemel olmadığı savunuldu.

4 - Petrol çalışmaları anlaşmazlığı nasıl etkiliyor?

ABD'li petrol devi ExxonMobil'in Guyana açıklarında 2015'te önemli petrol yatakları keşfetmesinin ardından yoksul ülke ekonomik olarak güçlenmeye başladı.

Yılda 1 milyar dolar petrol gelirine sahip Guyana, rezervlerin keşfine ve işlenmesine yönelik yatırımlara devam ediyor. CNN'in aktardığına göre ülke, yakında komşusu Venezuela'dan daha fazla petrol üretebilecek seviyeye gelebilir.

Öte yandan Venezuela, Guyana'nın petrol çalışmalarına izin verme hakkı bulunmadığını savunuyor. Maduro, geçen haftaki açıklamasında Guyana'nın ABD'li petrol devinin kuklası haline geldiğini savunarak, "ExxonMobil, Guyana devletinin sahibidir" demişti.

5 - Savaş çıkma ihtimali nedir?

Guyana Cumhurbaşkanı Irfaan Ali, geçen hafta ihtilaflı bölgedeki askeri birlikleri ziyaretinde, Venezuela sınırına bakan bir dağın üzerine ülkesinin bayrağını çekti.

Venezuela Savunma Bakanlığı'ndan yapılan açıklamadaysa "Durum şimdilik silahlı bir çatışmaya dönüşmeyecek" dendi. Venezuela ordusuysa, sınıra yakın noktada "Esequibo'nun geliştirilmesi için yürütülecek faaliyetlerde kullanılacak bir lojistik üs inşa edileceğini" duyurdu.

Her iki ülkeyle sınıra sahip Brezilya da tartışmalı bölge yakınındaki askeri birliklerin güçlendirildiğini bildirdi.

Independent Türkçe