ABD stratejik petrol rezervlerini satmaya başlıyor

Teksas’taki ABD petrol rezervlerinin bazılarının havadan çekilmiş bir fotoğrafı (Reuters)
Teksas’taki ABD petrol rezervlerinin bazılarının havadan çekilmiş bir fotoğrafı (Reuters)
TT

ABD stratejik petrol rezervlerini satmaya başlıyor

Teksas’taki ABD petrol rezervlerinin bazılarının havadan çekilmiş bir fotoğrafı (Reuters)
Teksas’taki ABD petrol rezervlerinin bazılarının havadan çekilmiş bir fotoğrafı (Reuters)

ABD Enerji Bakanlığı dün (Cuma), benzin fiyatlarını düşürme girişimine yönelik daha önce açıkladığı bir plan çerçevesinde, 17 Aralık’ta stratejik rezervden 18 milyon varil ham petrol satacağını duyurdu.
Başkan Joe Biden yönetimi, Kasım ayında, yüksek yakıt maliyetleri ile müdahale kapsamında Çin, Hindistan ve Güney Kore dahil olmak üzere diğer tüketici ülkelerle işbirliği içinde, rezervlerinin yaklaşık 50 milyon varili piyasaya sunacağını duyurdu.
Petrol sektörünün birçok faktörden etkilenen küresel bir pazar olması sebebiyle, Başkan Biden’ın ham petrol fiyatları ile mücadele için hiçbir aracı olmamasına rağmen, Beyaz Saray, ABD’lilerin artan yakıt maliyetleri ve enflasyon konusundaki endişelerini gidermeye çalışıyor.
Petrol fiyatları dünya genelinde akaryakıt talebinin yüksek olması nedeniyle, Ekim ayı sonlarına doğru son 7 yılın en yüksek seviyesine ulaşarak, varil başına 86 dolara yükseldi. Ancak daha sonra söz konusu fiyat yüzde 13 azaldı. Bu gelişme, kısmen ABD’nin yaptığı duyuru ve kısmen de dünya çapında seyahati azaltan Omikron varyantının ortaya çıkması ile gerçekleşti.
Brent petrolün varil fiyatı endeksi Cuma günü rekor bir seviye olarak, 75,15 dolar olarak kapandı.
ABD Otomobil Birliği’ne göre, ABD’de perakende benzin fiyatları galon başına 3,33 dolara ulaştı, bu Ekim ortasından bu yana görülen en düşük seviye oldu. Zira galon fiyatları Kasım ayı başlarında 3,42 dolara ulaşarak zirve yapmıştı.
ABD’nin, Teksas ve Louisiana’daki dev tesislerde yaklaşık 600 milyon varil ham petrolü olsa da ülkenin mevcut petrol stoku, 2003’ten bu yana kaydedilen en düşük seviyede.



Elektrikli otomobillerdeki şarj derdi tarihe mi karışıyor?

Fotoğraf: Reuters
Fotoğraf: Reuters
TT

Elektrikli otomobillerdeki şarj derdi tarihe mi karışıyor?

Fotoğraf: Reuters
Fotoğraf: Reuters

Elektrikli araçların şarj edilmesi gerekiyor ve halka açık şarj cihazlarının sayısı, benzin pompalarıyla karşılaştırıldığında daha az, işlemi tamamlamak için de daha fazla zamana ihtiyaç duyuluyor.

Ancak The Automobile Association'ın yeni verileri, elektrikli araçların şarjının bitmesi ve arızalanma kaygılarının fazla büyütülmüş olabileceğini ortaya koyuyor.

Son istatistikler, 2024'te The Automobile Association'in aldığı yardım çağrılarından yalnızca yüzde 1,85'inin elektrikli araçların biten bataryalarıyla ilgili olduğunu gösteriyor. Bu oran, geçen sene yüzde 2,26'ydı.

Her 5 sürücüden 2'si aracın şarjının biterek arızalanmasından endişelenirken, veriler bu durumun çok az sayıda sürücüyü etkilediğine işaret ediyor.

The Automobile Association, günde yaklaşık 8 bin arızaya müdahale ettiğini aktardı. Batarya bittiği için çağırıldıklarında asıl sorun, genellikle aracın şarj edilememesi oluyor.

Kurum, arızaların çoğunun lastikler veya 12 voltluk batarya sorunları gibi hem benzinli hem de elektrikli araçlarda ortak olan problemlerden kaynaklandığını belirtti.

2015'ten bu yana boş batarya yüzünden yaşanan arızalar azalıyor. O yılda yardım çağrılarının yüzde 8'i, tükenmiş batarya hücreleri yüzünden yapılmıştı.

O zamandan beri, daha fazla şarj cihazı ve daha iyi menzile sahip araçlar, sürücülerin düşük şarj nedeniyle arıza yaşamasını önlemeye yardımcı oluyor.

The Automobile Association, çağrıların yüzde 1'inin benzin ve dizelle çalışan araçların yakıtının bitmesinden kaynaklandığını ve zamanla düşük şarj yüzünden yapılan çağrıların da bu seviyeye ineceğini söyledi.

The Automobile Association'in başkanı Edmund King şöyle dedi:

The Automobile Association'in son sayıları, elektrikli araç arızalarının yüzde 2'sinden azının 'şarjın bitmesi' nedeniyle olduğunu gösteriyor, bu da menzil kaygısının geçmişte kalacağına işaret ediyor. 'Şarjın bitmesi' arızalarının çoğu, şarjın sıfıra inmesinden değil, ya şarjın azalması ya da araçların şarj kapaklarının takılması gibi teknik sorunlardan kaynaklanıyor. Son 8 yılda şarjı biten elektrikli araçların oranı yaklaşık yüzde 80 azaldı, bunun nedeni şarj cihazlarının sayısının ve güvenilirliğinin artması, müşterilere şarj sonrası daha iyi destek verilmesi, yeni elektrikli araçların menzilindeki gelişme ve sürücü eğitimi ve bilgilendirme sürecinin iyileşmesi.

Birleşik Krallık'ta artık neredeyse 1 milyon elektrikli araba şarj cihazı var; bu sayı, sürücülerin ihtiyaçlarına yetişmeyi desteklese de otomobil endüstrisi, hâlâ piyasaya daha fazla ve daha hızlı modeller sürmekte istekli.

Ancak Zapmap'e göre, şarj cihazlarının çoğu evlere yerleştirilmiş halde ve sadece 65 bini halka açık.

Her halükarda bozuk şarj cihazları ve yüksek ücretlerin, elektrikli araç sürücüleri için sıkıntı yarattığı sıkça bildiriliyor.

Özel şarj şirketleri, istediği ücretlendirmeyi yapabiliyor ve ücrete KDV eklemek zorunda kalıyor, bu da kilovat saatlik ücretlerde büyük farklara yol açabiliyor.

Elektrikli araç satın alanların çoğu, filo işleten şirketler ya da sokak dışında park yerleri olan, araçlarını düşük maliyetle, kendileri şarj edebilen ev sahipleri.

Otomobil endüstrisi, araçların kitlesel olarak benimsenmesi için halka açık ucuz şarj imkanlarına ihtiyaç duyulduğu uyarısını yapıyor.

Independent Türkçe