Arap Koalisyonu son 24 saatte 31 operasyon düzenledi

Yemen ordusu Marib'deki cephelere yönelik operasyonlarda Koalisyon ile birlikte hareket ediyor. (AFP)
Yemen ordusu Marib'deki cephelere yönelik operasyonlarda Koalisyon ile birlikte hareket ediyor. (AFP)
TT

Arap Koalisyonu son 24 saatte 31 operasyon düzenledi

Yemen ordusu Marib'deki cephelere yönelik operasyonlarda Koalisyon ile birlikte hareket ediyor. (AFP)
Yemen ordusu Marib'deki cephelere yönelik operasyonlarda Koalisyon ile birlikte hareket ediyor. (AFP)

Yemen'de meşru yönetimi destekleyen Arap Koalisyonu, Yemen ordusu ve halk direniş güçleri ile birlikte Marib, el Cevf ve Şebva cephelerinde, İran destekli Husi milislere karşı operasyonlarına devam ediyor. Husi milisler ise Marib’de yerlerinden edilmiş kişilerin yaşadığı kamplarda binlerce sivilin hayatını tehdit etmeyi sürdürüyor.
Koalisyon dün, son 24 saat içerisinde Marib ve el Cevf’de İran destekli Husi milislere yönelik 31 operasyonun gerçekleştiğini bildirdi. Operasyonlarda 180 milisin etkisiz hale getirildiği ve 18 askeri aracın da imha edildiği bilgisini verdi.
Suudi Arabistan haber ajansı SPA'da yer alan Arap Koalisyonu’nun açıklamasında, orduyu desteklemek ve sivilleri korumak için batı kıyısında beş operasyon düzenlendiği, askeri araçların imha edilmesinin yanı sıra 20 milisin de öldürüldüğü kaydedildi.
Arap Koalisyonu, Yemen ordusunun batı kıyısında operasyonlarının Stockholm Anlaşması hükümlerinin dışındaki alanlarda gerçekleştiğini belirterek son birkaç gün içerisinde Taiz vilayetinin kuzeybatısında yer alan Makbana semtindeki önemli ilerlemelere dikkat çekti. Koalisyon tarafından önceki gün yapılan açıklamada son 24 saat içerisinde 29 operasyon düzenlediği, 145'ten fazla teröristin öldürdüğü ve 16 askeri aracın da imha edildiği bildirildi.
Yemen ordusunun askeri medyası, halk direnişinin desteklediği hükümet güçlerinin dün Şebva vilayetinin kuzeybatısındaki Bayhan ekseninde yeni bölgeleri kurtardığını duyurdu. Çatışmalar sırasında onlarca milisin öldüğü ve silahlara el konulduğu belirtildi.
Medya merkezi açıklamasında Marib vilayetinin güneyinde devam eden çatışmalarda Arap Koalisyonu tarafından düzenlenen hava saldırısında iki zırhlı aracın imha edildiğini, onlarca milisin de etkisiz hale getirildiği bildirdi. Ordu topçularının İran destekli Husi milisleri hedef alarak Marib’in batısındaki Kasara cephesinde bir zırhlı araç ve iki savaş aracını imha ettiğini aktardı. Açıklamada ayrıca ordu güçlerinin halk direnişi desteğiyle Marib’in batı ve güneyindeki cephelerde milislere yönelik mücadeleyi sürdürdüğünü vurgulandı.
Arap Koalisyonu geçtiğimiz günlerde, Marib’teki Husi milislere karşı ordu ve meşru hükümete destek bağlamında büyük operasyonlar gerçekleştirdi. Operasyonlar, el Cevf valiliğinin doğusundaki milisler yenilgiye uğratılırken Marib’in güneyindeki saldırılar da engellendi.
Milisler Marib’in güneyi, batısı ve kuzeybatısından saldırmaya çalışırken Arap Koalisyonu, savaşların son aylarda milis cephesinde 27 bin unsurun ölümüne yol açtığını bildirdi. Batı medya grubu da son beş ay içerisinde milis liderlerinin 15 bin militanın öldüğünü itiraf ettiğini aktardı.
İran destekli milisler, kapsamlı bir ateşkes için uluslararası ve bölgesel çağrılara karşı çıkarken yeni Birleşmiş Milletler Özel Temsilcisi, görevinin başlangıcından bu yana barış fırsatlarını canlandırmak için bir yol bulmaya çalışıyor.
Yemen Enformasyon Bakanı Muammer El-İryani milislerin, yerinden edilmiş 264 aileden oluşan ve toplamda bin 500 kişinin barındığı Uluslararası Göç Örgütü( IOM) tarafından yönetilen kampı hedef aldığını söyledi.
İryani açıklamasında,  terörist Husi milislerin, aralarında kadın, çocuk ve yaşlıların da olduğu masum sivillerin zor şartlarda yaşam mücadelesi Marib vilayetindeki yerleşim yerlerini ve yerinden edilmiş kişilerin kaldığı kampları sistematik ve kasıtlı olarak hedef almaya devam ettiğini belirtti. Milislerin uluslararası yasaları açıkça ihlal ederek insanların çektiği acıları daha da şiddetlendirdiğini vurguladı.
Yemenli Bakan, başta Uluslararası Göç Örgütü olmak üzere uluslararası topluma, Birleşmiş Milletler’e ve insan hakları örgütlerine çağrıda bulunarak, Husi milislerin Yemenlilere yönelik işlediği suçların kınanması, terör örgütü olarak sınıflandırılması ve liderlerinin savaş suçlamasıyla yargılanmasını istedi.
Yemen hükümetindeki Hukuk İşleri ve İnsan Hakları Bakanlığı da uluslararası toplumu ve Birleşmiş Milletler ve Güvenlik Konseyi'ni Marib Valiliği'ndeki sivillerin korunması konusunda sorumluluklarını üstlenmeye ve darbeci milislere karşı caydırıcı cezai tedbirler almaya davet etti.
Bakanlık tarafından yapılan açıklamada, Husi milislerin iki balistik füze ile yerlerinden edilmiş kişilerin kaldığı kampları hedef alması sert şekilde kınanırken, bombalanma sonucu bir anne ve biri ağır olmak üzere dört çocuğun yaralanmasıyla sonuçlandığını bildirildi. Ayrıca kamptaki zor insani koşullarda yaşayan yerlerinden edilmiş kişilerin barınma alalarında geniş çaplı yıkımlar yaşandığı aktarıldı.
Uluslararası Göç Örgütü, Husilerin El-Hama'da yerinden edilenlere yönelik füze saldırısında dört çocuk ve bir kadının yaralandığını bildirdi. Ailelerin canlarını kurtarmak için kampa kaçtığın belirtilen açıklamada, sivillerin hedef haline gelmemesi gerektiğinin altı çizildi.



İsrail’in Iraklı gruplara ait ayrıntılı veri tabanı Bağdat’ta şaşkınlık yarattı

Bağdat'taki Haşdi Şabi güçleri tarafından düzenlenen gösteriden bir kare (DPA)
Bağdat'taki Haşdi Şabi güçleri tarafından düzenlenen gösteriden bir kare (DPA)
TT

İsrail’in Iraklı gruplara ait ayrıntılı veri tabanı Bağdat’ta şaşkınlık yarattı

Bağdat'taki Haşdi Şabi güçleri tarafından düzenlenen gösteriden bir kare (DPA)
Bağdat'taki Haşdi Şabi güçleri tarafından düzenlenen gösteriden bir kare (DPA)

Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgilere göre, Iraklı yetkililer son günlerde, İsrail tarafından hazırlanmış son derece ayrıntılı bir güvenlik veri tabanını teslim aldı. Batılı bir istihbarat servisi üzerinden iletilen dosya; silahlı Iraklı gruplara ilişkin liderlik yapıları, askerî organizasyonlar, mali ağlar ve bu yapılara bağlı devlet kurumları hakkında geniş bilgiler içeriyor.

Kaynaklar, verilerin hacmi ve doğruluk düzeyinin Iraklı yetkilileri şaşırttığını ve olası bir askerî harekâta yönelik ciddi bir uyarı niteliği taşıdığını aktardı.

Dosyanın teslimi, Irak’a yakın dost bir Arap ülkenin Bağdat’ı uyardığı süreçle eş zamanlı gerçekleşti. Söz konusu ülke, İsrail’in, ABD’nin “yeşil ışık” yaktığı bir askerî operasyon seçeneğini açıkça konuştuğunu iletti. Washington’ın, devlet dışı silahlı yapılara ilişkin sabrının azaldığı belirtiliyor. Bir Iraklı yetkili de, bu mesajların Bağdat’a ulaştığını doğruladı.

Bilgilere göre muhtemel saldırılar; eğitim kampları, füze ve İHA depoları ile bu gruplar ve Haşdi Şabi’ye bağlı finansal ve askerî etki sahibi kurum ve kişileri hedef alacaktı.

Bu gelişmeler, Irak’taki Şii ittifakı “Koordinasyon Çerçevesi” içinde silahın devlet tekelinde toplanması yönünde hızlanan tartışmaları tetikledi. İlk aşamada ağır silahların teslimi ve bazı stratejik üslerin tasfiyesi gibi seçenekler masaya geldi. Ancak uygulamanın kim tarafından yürütüleceği ve güvenlik garantilerinin nasıl sağlanacağı konularında görüş ayrılıkları sürüyor.

Öte yandan, ABD yönetimi güvenlik iş birliğini, silahlı grupların operasyonel kabiliyetlerinin kaldırılmasına dair bağlayıcı bir takvim şartına bağladı.

Bölgesel düzeyde ise NBC News’in haberine göre, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, ABD Başkanı Donald Trump’a İran’ın balistik füze programındaki genişleme risklerini aktaracak ve yeni saldırı seçeneklerini görüşecek.


Türk Heyeti Şam’da: SDG’nin Suriye ordusuna entegrasyonu masada

Şam’da bir araya gelen Ahmed Şara ve Hakan Fidan görüşmesinden bir kare  (Arşiv-Reuters)
Şam’da bir araya gelen Ahmed Şara ve Hakan Fidan görüşmesinden bir kare  (Arşiv-Reuters)
TT

Türk Heyeti Şam’da: SDG’nin Suriye ordusuna entegrasyonu masada

Şam’da bir araya gelen Ahmed Şara ve Hakan Fidan görüşmesinden bir kare  (Arşiv-Reuters)
Şam’da bir araya gelen Ahmed Şara ve Hakan Fidan görüşmesinden bir kare  (Arşiv-Reuters)

Dışişleri Bakanı Hakan  Fidan, Milli Savunma Bakanı  Yaşar Güler ve MİT Başkanı İnrahim Kalın, çalışma ziyareti için Suriye'nin başkenti Şam'a gitti. Heyetin gündeminde, iki ülke ilişkilerinin yanı sıra Şam yönetimi ile Kürtlerin öncülük ettiği YPG’nin ana omurgasını oluşturduğu Suriye Demokratik Güçleri'nin (SDG) Suriye ordusuna entegrasyonu bulunuyor.

Türk Dışişleri Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada, Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ve Savunma Bakanı Yaşar Güler’in gerçekleştireceği ziyarette, Suriye Devlet Başkanı Ahmed Şara ile görüşüleceği bildirildi. Görüşmede, 8 Aralık 2024’te Beşşar Esad yönetiminin devrilmesinin ardından yürütülen ilişkilerin genel seyrinin değerlendirileceği belirtildi.

Açıklamada, tarafların ayrıca Türkiye’nin ulusal güvenlik öncelikleriyle doğrudan bağlantılı olan ve 10 Mart’ta Şam ile SDG arasında imzalanan anlaşmanın uygulanmasındaki ilerlemeyi ele alacağı ifade edildi.

Dışişleri Bakanı Fidan geçen hafta SDG’ye yönelik açıklamasında, entegrasyon adımlarının yeniden ertelenmesinin “ülkenin ulusal birliğini tehdit edeceğini” söylemiş, anlaşmaya tarafların “sabırlarının tükendiği” mesajını vermişti.

Ankara’nın görüşmelerde ayrıca, İsrail saldırıları nedeniyle Suriye’nin güneyinde oluşan güvenlik risklerini ve Şam yönetiminin yakın zamanda DEAŞ karşıtı uluslararası koalisyona katılımını da gündeme taşıması bekleniyor.

ABD, 13 Aralık’ta Suriye’nin Palmira kentinde düzenlenen ve iki Amerikan askeri ile bir tercümanın hayatını kaybettiği saldırıdan DEAŞ’ı sorumlu tutuyor.

Türk Dışişleri, Ankara-Şam temaslarının amacının, Suriye’de oluşabilecek güvenlik boşluklarını değerlendirmeye çalışan DEAŞ’ın geri dönüşünü engellemek olduğunu vurguladı.

Türkiye, 2016–2019 yılları arasında Suriye’nin kuzeyinde SDG ve DEAŞ’e karşı üç askeri operasyon gerçekleştirmişti. Ankara, SDG’nin sınır hattındaki varlığını ulusal güvenlik tehdidi olarak tanımlıyor.

Şam yönetimi ile SDG arasında 10 Mart’ta imzalanan anlaşma, SDG’ye bağlı askeri ve sivil kurumların yıl sonuna kadar ulusal yapıya entegre edilmesini öngörüyor. Ancak taraflar arasında yaşanan görüş ayrılıkları sürecin ilerlemesini yavaşlatmış durumda.

Suriye’nin kuzeydoğusunda geniş alanları kontrol eden SDG, yıllar içinde oluşturduğu yerel yönetim modeliyle bölgedeki ekonomik, askeri ve idari kurumları denetliyor. Bölge, ülkenin en büyük petrol ve gaz sahalarını da barındırıyor.


Sarı hattı etkisiz hale getirmek... Gazze anlaşmasının ikinci aşamasını tehdit eden bir pazarlık kozu

Gazze şehrindeki enkaz yığınları arasında Hamas mensupları ve Uluslararası Kızılhaç Komitesi (ICRC) üyeleri (AFP)
Gazze şehrindeki enkaz yığınları arasında Hamas mensupları ve Uluslararası Kızılhaç Komitesi (ICRC) üyeleri (AFP)
TT

Sarı hattı etkisiz hale getirmek... Gazze anlaşmasının ikinci aşamasını tehdit eden bir pazarlık kozu

Gazze şehrindeki enkaz yığınları arasında Hamas mensupları ve Uluslararası Kızılhaç Komitesi (ICRC) üyeleri (AFP)
Gazze şehrindeki enkaz yığınları arasında Hamas mensupları ve Uluslararası Kızılhaç Komitesi (ICRC) üyeleri (AFP)

ABD’nin Miami kentinde yapılan Gazze anlaşması çerçevesindeki dörtlü arabuluculuk toplantısının sonuçları, haftalar sürebilecek istişarelere işaret ediyor. İsrail kaynaklarından sızan bilgiler, Gazze Şeridi’nin kontrol altındaki alanının yüzde 50’sinden fazlasını kapsayan ve Hamas’ın bulunmadığı bölgede silahsızlandırma olasılığına dair ipuçları veriyor.

Sızıntılar, sarı hat bölgesinde ikinci aşamadan bağımsız kısmi bir yeniden imar planının hazırlandığını öne sürüyor. Uzmanlar, bu hamleyi, arabulucular ve Hamas üzerinde baskı kurmak için bir araç olarak değerlendiriyor; amaç, Hamas’ın kontrol ettiği bölgelerde silahlarını bırakmasını sağlamak.

Uzmanlar, tek taraflı girişimlerin, Gazze anlaşmasının ikinci aşamasını aksatabileceğini ve İsrail’in bölgeyi bölme ve tamamen çekilmeme hedeflerine hizmet edebileceğini belirtiyor. İlk aşaması 10 Ekim’de uygulamaya konulan barış planının maddeleri de bu olasılıklara işaret ediyor.

İsrail Kanal 12 televizyonuna konuşan bir güvenlik kaynağı, ordunun sarı hat bölgesinde silahsızlandırma çalışmalarını tamamlamak üzere olduğunu belirtti. Kaynağa göre, söz konusu bölge Gazze Şeridi’nin doğusunda yer alıyor ve toplam alanın yaklaşık yüzde 52’sini kapsıyor.

Ekim ayında imzalanan Gazze anlaşmasından bu yana, sarı hat içinde faaliyet gösteren altı tugay, yer üstü ve yer altındaki altyapının onlarca kilometresini yok etti. Aynı kaynak, Hamas’ın kontrol ettiği bölgelerde silahsızlandırmanın önemine dikkat çekti.

Şarku’l Avsat’ın Times of Israel’den aktardığına göre İsrail ordusu cumartesi günü, Han Yunus’un güneyinde sarı hattın İsrail tarafında Hamas’a ait tünellerin patlatıldığını ve yıkıldığını gösteren görüntüler paylaştı.

Bu adımlar, Yedioth Ahronoth gazetesinin yaklaşık bir hafta önce aktardığı habere göre, Tel Aviv’in, ABD talebi üzerine Gazze Şeridi’nde enkaz kaldırma maliyetlerini karşılamayı ve geniş çaplı mühendislik çalışmalarını üstlenmeyi ilk etapta kabul etmesinin ardından geldi. Haberde, Refah bölgesinde yeniden imar için bir alanın boşaltılmasının planlandığı ifade edildi.

Buna karşılık Mısır Dışişleri Bakanı Bedr Abdulati cumartesi günü yaptığı açıklamada, Gazze Şeridi’nde yeniden imar çalışmalarının acilen başlatılması gerektiğini vurguladı. Abdulati, tek taraflı çözümleri veya Filistin topraklarının demografik ve coğrafi yapısını değiştirme girişimlerini reddettiklerini ve Filistin halkının topraklarından zorla çıkarılmasına izin verilmeyeceğini belirtti.

dcfr
Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki el-Bureyc'de İsrail ordusu tarafından çizilen sarı hattı temsil eden beton blok (AFP)

Mısır Dış İlişkiler Konseyi üyesi ve İsrail konularında uzman akademisyen Ahmed Fuad Enver, sarı hattın silahsızlandırılmasıyla ilgili açıklamaların İsrail tarafından yapılan belirsiz ve baskı amaçlı beyanlar olduğunu belirtti. Enver, bu adımların ikinci aşamayı etkilemeyi amaçladığını vurguladı.

Filistinli siyasi analist Nizar Nazzal ise sızıntıları, arabulucular ve Hamas üzerinde ‘doğrudan baskı’ kurma girişimi olarak nitelendirdi. Nazzal, Hamas’ın silahsızlandırılmasının zaman alacağını ve uygulanmasının zorluklar içereceğini, ayrıca İsrail içinde sahte zafer algısı yaratmayı hedeflediğini ifade etti.

Söz konusu tartışmalar, Miami’de yapılan toplantının sonuçlarıyla eş zamanlı olarak gerçekleşti. Mısır, Katar, Türkiye ve ABD’yi temsil eden arabulucuların açıklamasına göre, ABD’nin gönderdiği diplomat Steve Witkoff’un X hesabından aktardığı mesajda, ikinci aşama görüşmelerinde Gazze’de birleşik otorite altında sivil ve kamu düzeninin korunmasını sağlayacak bir yönetim organının güçlendirilmesine vurgu yapıldığı belirtildi. Arabulucular, geçiş sürecinde sivil ve güvenlik alanları ile yeniden inşayı yönetmek üzere Barış Konseyi’nin kurulması ve aktif hale getirilmesine destek verdiklerini açıkladı.

xscdfg
Gazze Şeridi’ndeki Sivil Savunma Müdürlüğü mensupları, 2023 yılında er-Rimal mahallesinde yıkılan bir binanın enkazı arasında ceset arıyor. (AFP)

Arabulucular, tüm taraflara yükümlülüklerini yerine getirme, itidal gösterme ve denetim mekanizmalarıyla iş birliği yapma çağrısında bulundu. Ayrıca ikinci aşamanın uygulanmasını ilerletmek amacıyla önümüzdeki haftalarda görüşmelerin devam edeceği açıklandı.

Ahmed Fuad Enver, ikinci aşama için geri sayımın başladığını belirterek, “İsrail’in bu aşamaya girmesi için zorunlu bir süreç olacak… Ocak ayında bunu görebiliriz” dedi.

Nizar Nazzal ise Miami toplantısının ikinci aşamanın ana hatlarını çizdiğini, Barış Konseyi, Gazze Yönetim Komitesi ve istikrar güçlerinin oluşturulmasının uygulamaya konduğunu söyledi. Nazzal, buna bağlı olarak İsrail’in, silahsızlandırma ve saldırıların devamı gibi engellere rağmen ABD baskısı altında ikinci aşamaya katılmak zorunda kalacağını ifade etti.