Suudi Arabistan ve Bahreyn’den yapılan ortak açıklamada, işbirliği ve ortak kader birliği vurgusu yapıldı

Bölgesel ve uluslararası güvenlik ve istikrarı sağlamak için İran nükleer meselesiyle ciddi şekilde ilgilenilmesi gerektiği vurgulandı.

Suudi Veliaht Prensi ve Bahreyn Veliaht Prensi, Ortak Koordinasyon Konseyi toplantısına başkanlık ediyor (SPA)
Suudi Veliaht Prensi ve Bahreyn Veliaht Prensi, Ortak Koordinasyon Konseyi toplantısına başkanlık ediyor (SPA)
TT

Suudi Arabistan ve Bahreyn’den yapılan ortak açıklamada, işbirliği ve ortak kader birliği vurgusu yapıldı

Suudi Veliaht Prensi ve Bahreyn Veliaht Prensi, Ortak Koordinasyon Konseyi toplantısına başkanlık ediyor (SPA)
Suudi Veliaht Prensi ve Bahreyn Veliaht Prensi, Ortak Koordinasyon Konseyi toplantısına başkanlık ediyor (SPA)

Suudi Arabistan ve Bahreyn, 10 Aralık’ta tüm bölgesel ve uluslararası meseleler, ortak çıkarları ilgilendiren gelişmeler, iki ülke ve halkların çıkarları, bölgede ve dünyada güvenlik ve barış çabalarına yönelik ortak kader birliğini ele aldı. Veliaht Prens Muhammed bin Selman bin Abdulaziz’in Bahreyn’e yaptığı resmi ziyaretin sonunda dün ortak bir bildiri yayınlanırken, bildiride ‘ikili ilişkilerin güçlendirilmesine ve stratejik işbirliğinin geliştirilmesine’ vurgu yapıldı.
Bölgesel konular çerçevesinde iki ülke, işbirliğinin ve İran’ın nükleer ve füze meselesinin tüm bileşenleri ve sonuçlarıyla ciddi ve etkili bir şekilde ilgilenmenin önemine dikkati çekti. İyi komşuluk ilkelerine, Birleşmiş Milletler (BM) kararlarına ve uluslararası meşruiyete saygı ilkelerini göz önünde tutarak ve bölgeyi istikrarsızlaştırıcı her türlü faaliyetten koruyarak, bölgesel ve uluslararası güvenlik ve istikrarın sağlanmasına katkıda bulunulması gerektiğini belirten taraflar, bu çerçevede ilgili taraflara da bölge ülkelerinin çıkarlarını, güvenliğini ve istikrarını dikkate alma çağrısı yaptı.
İki kardeş ülkenin ‘tüm siyasi konularda işbirliğini güçlendirme ve güvenliklerini ve istikrarlarını koruyan ortak tutumlar formüle etme’ kararlılıkları üzerine durulurken, tüm ikili ve çok taraflı forumlardaki gelişmelere ilişkin sürekli koordinasyon ve istişarenin önemi vurgulandı.
10 Aralık’ta yayınlanan bildiride, Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman bin Abdulaziz’in Bahreyn’e yönelik ziyaretinin, stratejik işbirliğini geliştirmek ve çeşitli alanlarda entegrasyonu teşvik etmek için, Suudi Arabistan Kralı Selman bin Abdulaziz’in direktiflerine dayalı olarak geliştiği, ayrıca ‘Suudi Arabistan ve Bahreyn liderlerini ve halklarını birleştiren köklü kardeşlik bağları, tarihi bağlar, seçkin ilişkiler ve ortak kader çerçevesinde’ geldiği belirtildi.
Bahreyn Kralı Hamad bin İsa Al Halife ile Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman arasında, Bahreyn Veliaht Prensi ve Başbakanı Selman bin Hamad Al Halife’nin de katılımıyla bir toplantı gerçekleşti. Toplantıda, ‘iki ülke ve halklarının çıkarlarını desteklemek için köklü tarihi ilişkiler ve bunları her alanda geliştirmenin yolları’ ele alındı.
Bildiride, Kral Hamas bin İsa ve Prens Muhammed bin Selman’ın bölgedeki son gelişmeleri ele aldığı da belirtildi. Ortak öneme sahip tüm bölgesel ve uluslararası meselelere ve gelişmelere yönelik görüş birliğine ve ortak kadere dikkat çekildi.
İki taraf, belirli bir takvim ve yakın takibe göre Aralık 2015’teki 36. oturumda Yüksek Konsey tarafından onaylanmış Kral Selman bin Abdulaziz’in vizyonunun tam ve doğru bir şekilde uygulanmasını sağlayan 5 Ocak 2021 tarihli el-Ula Deklarasyonu’nun içeriğine de vurgu yaptı. Bu çerçevede taraflar, ekonomik birlik unsurlarının ve ortak savunma ve güvenlik sistemlerinin tamamlanması da dahil olmak üzere, ‘Körfez Arap Ülkeleri İşbirliği Konseyi ülkelerinin dayanışma ve istikrarını artıracak şekilde pozisyonları koordine etmek, birleştirici tavırlar yoluyla bölgesel rollerini güçlendirmek, uluslararası toplum, bölgesel ve uluslararası kuruluşlarla siyasi ortaklıklar geliştirme’ meselelerine değindi.

Filistin ve Yemen dosyaları
İki taraf, bölgesel ve uluslararası arenada iki ülkeyi ilgilendiren meseleler hakkında görüş alışverişinde bulunurken, konumlarını kendi çıkarlarına hizmet edecek ve bölgede ve dünyada güvenlik ve istikrarı artıracak şekilde koordine etmeye yönelik çalışmalara da dikkati çekti. Ortadoğu’da barışın sağlanmasına destek verdiklerini söyleyen taraflar, Filistin- İsrail anlaşmazlığında iki devletli çözüm, ilgili uluslararası meşruiyet kararları ve ‘Filistin halkının 1967 sınırlarında, başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız devletlerini kurma haklarını güvence altına almak da dahil’ Arap Barış Girişimi’ne uygun olarak kapsamlı bir çözüme ulaşılmasının önemini teyit ettiler. İki taraf, ‘Körfez girişimine ve yürütme mekanizmasına, kapsamlı Ulusal Diyalog Konferansı’nın sonuçlarına, BMGK’nın 2216 sayılı kararına ve Suudi Arabistan’ın Yemen krizini sonlandırma girişimine’ dayalı olarak, ‘Yemen krizine kapsamlı bir siyasi çözüm bulma’ ve (kardeş Yemen’in birliğini, güvenliğini, egemenliğini ve bağımsızlığını koruyacak ve iç işlerine müdahaleyi reddedecek şekilde) ‘Yemen halkının insani acılarını hafifletme’ çabalarını sürdürme konusunda hemfikir olduklarını vurguladı. Taraflar ayrıca, terörist Husi milislerin Suudi Arabistan Krallığı’ndaki havaalanlarını ve hayati tesisleri hedef almaya devam etmesini de kınadı.

Irak ve Sudan
Irak konusunda ise seçim sürecinin başarısını memnuniyetle karşılayan iki taraf, ‘Irak’ın güvenliği, istikrarı ve gelişimi için çalışmaya devam edecek, terörizmi ortadan kaldıracak ve içişlerine dış müdahaleyi durduracak’ bir Irak hükümetinin kurulması dileklerini dile getirdi. Suudi Arabistan ve Bahreyn, tarafların Sudan’daki geçiş dönemine ilişkin vardıkları mutabakatları da memnuniyetle karşılarken, Sudan’da güvenlik ve istikrarı sağlayacak her adıma sürekli desteklerini ve Sudan’a ve kardeş halkına istikrar ve refah dileklerini ifade etti.

Lübnan
Lübnan meselesine de değinen taraflar, Lübnan topraklarının güvenliği, istikrarı ve birliği konusundaki arzularını dile getirerek, Lübnan’ın ‘krizlerini aşmasını ve silahları meşru devlet kurumları elinde sınırlamasını’ sağlamak için kapsamlı reformlar gerçekleştirmenin önemini teyit etti. İki taraf ayrıca Lübnan’ın, ‘herhangi bir terör eylemi için bir sıçrama tahtası, terörist Hizbullah gibi bölgenin güvenliğini ve istikrarını hedef alan terör örgütleri ve gruplar için bir kuluçka merkezi ve toplumların güvenliğini tehdit eden uyuşturucu belasının kaynağı’ olmaması dileklerini ifade etti.

Suriye
Suriye meselesine dair ise iki taraf, Suriye krizinin tek çözümünün siyasi bir çözüm olduğunu söylerken, bu bağlamda başta BMGK’nın 2254 sayılı kararı olmak üzere ilgili uluslararası kararların uygulanması, Suriye’nin birliğini, egemenliğini ve toprak bütünlüğünü tehdit eden bölgesel müdahale ve projelerin durdurulması amacıyla, BM ve Özel Temsilcisi tarafından sarf edilen çabaları takdir etti. Suriye halkına desteklerini dile getiren taraflar, Suriye’deki uluslararası insan hakları çabalarının da desteklenmesi gerektiğini vurguladı.

Libya
Libya’ya ilişkin olarak taraflar, Libya halkının çıkarlarını ve Libya’nın toprak bütünlüğünü koruyacak ve bölgede güvenlik ve barışı artıracak şekilde, uluslararası meşruiyet kararlarına uygun olarak Libya krizi için siyasi bir çözüme ulaşmanın önemli olduğunu belirtti. İki taraf ayrıca, paralı askerlerin ve yabancı savaşçıların Libya’dan geri çekilmesi gerektiğini vurguladı.

Afganistan
Afganistan ile ilgili olarak taraflar, Afganistan’da güvenlik ve istikrarı destekleme ve teröristler ve radikalizm yanlıları için güvenli bölgelerin varlığına izin vermeme gerekliliği üzerinde durdu. Çeşitli çatışma bölgelerinde Afgan mültecileri toplamaya yönelik her türlü eylemi kınayan taraflar, Afganistan’daki yardım çabalarını ve insani çalışmaları desteklemenin önemini dile getirdi. Bu çerçevede Bahreyn, Suudi Arabistan’ın 19 Aralık’ta Pakistan’da yapılacak ‘Afganistan’daki durumu görüşme’ amaçlı İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) ülkelerinin olağanüstü bakanlar toplantısına davetini takdir etti.
Açıklamada, Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman ve Bahreyn Veliaht Prensi Selman bin Hamad Al Halife’nin eş başkanlığındaki Suudi Arabistan- Bahreyn Koordinasyon Konseyi’nin ikinci toplantısının, emirler ve konsey üyelerinin de katılımıyla ‘kardeşlik, anlayış ve karşılıklı güven ortamında’ yapıldığı belirtildi.
Bildiride ayrıca, toplantıda Yönetim Kurulu alt komitelerinin görüşmelerine ilişkin sonuçların gözden geçirildiği aktarıldı. Taraflar, istenen hedeflere ulaşmak için konseyin ikinci toplantısının hazırlıkları sırasında elde edilen başarılardan duydukları memnuniyeti dile getirdiler.
Bu çerçevede ‘iki ülkenin dışişleri bakanlıkları arasında istişare ve sürekli koordinasyonun güçlendirilmesine, özellikle iki krallıktaki gençler arasında aşırılıkçı ideolojiye karşı pozisyonların koordine edilmesine, genç diplomatlar için ortak kurslar verilmesine ve iki krallıktaki konsolosluk yetkilileri arasında iletişim ve işbirliğinin geliştirilmesine’ katkıda bulunan bir dizi girişim başlatıldı.

Güvenlik ve askeri meseleler
Güvenlik ve askeri konularda ise iki taraf, iki ülke arasındaki mevcut işbirliğinden duydukları memnuniyeti dile getirdi. Aralarındaki ortak çalışmayı geliştirmede işbirliğinin devam ettiğini söyleyen taraflar, güvenlik ve askeri işbirliği alanlarında, koordinasyonu ve istişareyi artıracak bir dizi girişim ortaya koydu. Ayrıca hava ve kara limanları, iki ülkedeki ilgili makamlar arasında bir dizi alanda ağ ve elektronik bağlantılar aracılığıyla yolcu geçiş işlemlerini kolaylaştırmanın yanı sıra, siber güvenlik alanında işbirliğini güçlendirme, sınır ötesi mal ve kamyon geçiş prosedürlerini kolaylaştırma meselelerine de dikkati çektiler.
İki taraf, enerji ve iklim değişikliği alanlarında, aralarındaki yakın işbirliğine ve ‘OPEC +’ grubu ülkelerinin küresel petrol piyasalarını istikrara kavuşturmayı amaçlayan başarılı çabalarına övgüde bulundu. Ayrıca bu işbirliğini sürdürmenin önemine ve tüm katılımcı ülkelerin ‘OPEC +’ anlaşmasına uyması gerektiğine dikkat çekildi.
İki taraf, petrol ve gaz sektöründe işbirliğini ve bu alanda deneyim ve uzmanlık alışverişini memnuniyetle karşıladı. ‘Yeşil Ortadoğu Girişimi’nin uygulanması yoluyla, uluslararası iklim politikaları konusunda işbirliğini geliştirme ve kaynaklardan ziyade emisyonlara odaklanmaya çalışma konusunda anlaştılar. ‘Karbonun çıkarılması, kullanılması ve depolanması için bölgesel bir kompleks kurulmasının yanı sıra, hidrojen alanında işbirliği, nakliyesi ve depolanması ile ilgili teknolojiler geliştirmek, alanında en iyi uygulamaları ortaya koymak için uzmanlık ve deneyim alışverişinde bulunmak’ konularında da anlaşma sağlayan taraflar ayrıca, ‘enerji verimliliği, yenilenebilir enerji ve hidrokarbon kaynakları için temiz teknolojiler alanlarında işbirliğini artırma, bu alanlarla ilgili projelerin geliştirilmesi ve elektrik enerjisi için ticaret alışverişinin teşvik edilmesi, küresel olarak enerji arzı talebinin sürdürülebilirliğine katkıda bulunma’ arzularını dile getirdi. Her iki taraf, ‘elektrik enerjisi için ticaret alışverişinin teşvik edilmesi, elektrik ara bağlantısından faydalanma, enerji sektörü projelerinde deneyim alışverişinde bulunma, inovasyonu teşvik etmek için işbirliği yapma, yapay zeka gibi gelişen teknolojileri enerji sektöründe uygulama ve bunun için ortam geliştirme’ konularının önemine de dikkati çekti.

Ticaret ve finans
Ekonomi ve ticaret konuları çerçevesinde ise iki taraf, ortak çıkarlara hizmet edecek ekonomik ilişkilerin güçlendirilmesi ve geliştirilmesinin ve aralarındaki ekonomik işbirliğinin artırılmasının önemini dile getirdi. Bu bağlamda taraflar, ‘biyobozunur plastik ürünler için uygunluk değerlendirme prosedürlerine ilişkin fikri mülkiyet ve teknik işbirliği alanlarında stratejik ortaklığa ek olarak, aralarındaki ortak sanayi alanları, altyapı çalışmaları için gerekli malzemelerin ithalatına yönelik projeler, karşılıklı ticaret ve çeşitli standardizasyon alanlarıyla’ ilgili bir dizi girişim başlattı.
Finans sektörüne ilişkin olarak Suudi Arabistan, Bahreyn’in mali denge programı planına destek verdiğini ve Bahreyn hükümetinin programı uygulama çabalarını memnuniyetle karşıladığını söyledi. Bahreyn ise Suudi Arabistan Kamu Yatırım Fonu’nun Bahreyn Krallığı’ndaki 5 milyar dolarlık hedefinden dolayı duyduğu memnuniyeti dile getirdi.
İki taraf, Bahreyn Krallığı’ndaki büyük yatırım projelerinden oluşan bir girişimi de ele aldı.
Kültür, medya, turizm ve toplumsal kalkınma alanları ile ilgili olarak taraflar, her iki ülkenin olumlu imajını yansıtmanın ve bu alanlarda ortak çalışmayı artırmaya katkıda bulunan işbirliğini güçlendirmenin ve geliştirmenin önemini vurguladı. Bu bağlamda koordinasyon ve medya işbirliğinin yanı sıra iki kardeş ülke arasında eğitim, spor, kültür, sağlık ve eğlence alanlarında işbirliğinin güçlendirilmesi için bir dizi girişim başlatıldı. Ayrıca turizm, gençlik ve toplumsal kalkınma alanlarının ve kâr amacı gütmeyen kuruluşlar ve her iki ülkede bunları geliştirmenin yolları konusunda işbirliği ve deneyim alışverişinde bulunmanın yanı sıra, iki ülke arasında seyahati kolaylaştırmak için Kovid-19 uygulamaları, testleri ve aşılarıyla ilgili ayrıcalıkların birleştirilmesini amaçlayan çalışmalar da ele alındı.
Aynı şekilde ‘konseyin hedeflerine ulaşmak ve nitelikli yatırımlara ve ekonomik girişimler için’ çevre, altyapı ve öncelikli sektörlerde iki ülke arasında yatırım entegrasyon fırsatlarının etkinleştirilmesi ve geliştirilmesi üzerinde duruldu.
Konsey, iki kardeş ülke arasındaki kara bağlantısı ve demiryolu ağı ile ilgili gerekli çalışmaların hızlandırılması için ilgili komitelere talimat verdi. Bu çerçevede taraflar, iletişim, bilgi teknolojisi, çevre ve altyapı sektörleriyle ve iki kardeş ülke arasında çeşitli sektörlerde yatırımın teşvikiyle ilgili bir dizi girişim ortaya koydu. Ayrıca özel sektörü güçlendirmenin ve onu ‘mevcut fırsatları kullanmaya, iki kardeş ülkenin sahip olduğu çeşitli yeteneklerden yararlanmaya ve kadrolarını geliştirmek için çalışmaya’ teşvik etmenin önemini vurguladılar.
Bahreyn, ‘Yeşil Suudi Arabistan’ ve ‘Yeşil Ortadoğu’ girişimlerine tam destek verdiğini dile getirdi.
Ziyaretin oturum aralarında ‘siber güvenlik, fikri mülkiyet haklarının korunması, mukayese alanları ve biyobozunur plastik ürünlerin uygunluk değerlendirmesine ilişkin prosedürler’ alanlarında bir dizi mutabakat zaptı imzalandı.
Yayınlanan bildiriye göre Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman, ziyaretinin sonunda Bahreyn Kralı ve Veliaht Prensi’ne tanık olduğu karşılama ve misafirperverlik için teşekkür ve takdirlerini dile getirdi. Aynı şekilde Kral Hamad bin İsa ise Suudi Arabistan Kralı’na ve halkına ‘sürekli ilerleme ve refah’ temennisinde bulundu.



Katar arabuluculuğunun "dar siyasi çıkarlar için" istismar edildiğini belirtiyor

Katar Başbakanı Şeyh Muhammed bin Abdurrahman es-Sani
Katar Başbakanı Şeyh Muhammed bin Abdurrahman es-Sani
TT

Katar arabuluculuğunun "dar siyasi çıkarlar için" istismar edildiğini belirtiyor

Katar Başbakanı Şeyh Muhammed bin Abdurrahman es-Sani
Katar Başbakanı Şeyh Muhammed bin Abdurrahman es-Sani

Katar Başbakanı Şeyh Muhammed bin Abdul Rahman Al Sani dün (Çarşamba), ülkesinin İsrail ile "Hamas" hareketi arasında yürüttüğü arabuluculuğun "dar siyasi çıkarlar için" istismar edildiğini söyledi. Al Sani, Katar'a, arabuluculuğun rolü konusunda kapsamlı bir değerlendirme yapması çağrısında bulundu.

Arap Dünyası Haber Ajansı'nın (AWP) haberine göre Katar Başbakanı, mevcut arabuluculuğu değerlendirme aşamasının, "kabul edilemez sömürü ve istismar söz konusu olduğu için" tarafların arabuluculuğa nasıl dahil olacaklarının değerlendirilmesini içerdiğini belirtti.

Al Sani, "Bazı siyasetçilerin seçim kampanyaları uğruna Katar'ın rolüne hakaret ederek siyasi tekliflerde bulunmaları var." ifadelerini kullandı.

Şeyh Muhammed bin Abdul Rahman Al Sani, Katar'ın rolüne olan bağlılığını teyit ederken, "Bu rolün ve müzakerelere yapıcı bir şekilde katkıda bulunabilme yeteneğimizin sınırları var" şeklinde konuştu.


Rapor: İngiliz BAE Systems, darbe ya da insan hakları ihlalleri yapılan ülkelere silah satıyor

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA
TT

Rapor: İngiliz BAE Systems, darbe ya da insan hakları ihlalleri yapılan ülkelere silah satıyor

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA

İngiltere merkezli Silahlı Şiddete Karşı Eylem (Action on Armed Violence-AOAV) adlı kuruluşun Direktörü Iain Overton, İngiliz savunma şirketi BAE Systems'in silah sattığı ülkelerin 9'unda darbe yapıldığını, 13'ünde insan hakları ihlallerinin bulunduğunu, 29'unda ise silahların sivillere karşı kullanıldığını ifade etti.

Overton, BAE Systems'in ürettiği askeri ürün ve parçaların insan hakları ihlalleri tespit edilen ülkeler ile darbe yapılan ülkelere satışına ilişkin detayların yer aldığı "BAE Systems dünyanın neredeyse yarısının silahlanmasına nasıl yardımcı oldu?" raporunu AA muhabirine değerlendirdi.

BAE Systems ürünlerine ilişkin kesinleşmiş resmi satışlar ve basına yansıyan "rapor edilmiş" satışlar bulunduğunu kaydeden Overton, 29 ülkede BAE Systems ürünlerinin sivillere yönelik saldırılarda kullanıldığını kaydetti.

Suudi Arabistan'ın kullandığı BAE Systems ürünlerinin Yemen'de çok sayıda sivil ölümüne sebep olduğunu, Gazze'de ise İsrail tarafından kullanıldığını anlatan Overton, "BAE Systems'in, son 10 yılda darbe yapılan 17 ülkenin 9'una satış yaptığı kesin ya da rapor edilmiş. Burada soru, insan hakları endişelerimizin bu satışlarda göz önünde bulundurulup bulundurulmadığı. BAE Systems bulundurulduğunu iddia ediyor." dedi.

Sivil ölümlerinin yaşandığı birçok olayda da BAE Systems ürünlerinin kullanıldığı yönünde kanıtlar bulunduğunun altını çizen Overton, İngiltere hükümetinin insan hakları ihlalleri endişelerini rapor ettiği birçok ülkeye de satış yapıldığını kaydetti.

Overton, "İnsan hakları ihlali rapor edilmiş yaklaşık 30 ülkenin neredeyse 10'unda BAE Systems silahları bulunduğu tespit edildi." diye konuştu.

İngiltere hükümetinin insan hakları ihlalleri konusundaki endişesine rağmen şirketin silah satışlarını durdurmadığını da kaydeden Overton, "Bu ülkelere silah satışı, İngiliz hükümetinin, Uluslararası Af Örgütü ve İnsan Hakları İzleme Örgütünün kanıtlarına rağmen şu an hala devam edebilir." ifadelerini kullandı.

- "İngiliz hükümeti insan hakları, darbeler ve sivil ölümlerini göz ardı ediyor"

Overton, İsrail'e silah satışlarının Uluslararası Adalet Divanında İsrail aleyhine yürütülen soykırım davası ve diğer yasal süreçlerin konusu olabileceğine de işaret ederek, "BAE Systems, doğrudan Howitzer toplarının satışını yapıyor. Ayrıca İsrail'e de satılan F-35'leri üreten konsorsiyumun da bir parçası. Bu silahlar, uluslararası insancıl hukukun doğrudan ihlali ve soykırım dahil her türlü iddianın bulunduğu durumda açıkça kullanılıyor." değerlendirmesini yaptı.

İngiltere'nin bu ticarete, çeşitli anlaşmalarla izin vermemesi gerekirken bunu sürdürmesini de değerlendiren Overton şunları söyledi:

Bu durum, yalnızca Silah Ticareti Anlaşması'nın ihlali değil, İsrail'in soykırımdan suçlu bulunması halinde başka yasal süreçlerin de kapısını aralayabilir. Bu raporda İsrail’in soykırıma karıştığını iddia etmiyoruz. Ancak İsrail'in angajman kurallarının oldukça eksik olduğunu ve Gazze'deki angajmanı sonucunda çok sayıda sivilin öldürüldüğünü kesinlikle biliyoruz.

İngiliz hükümetinin BAE Systems'e neden ihracat izinleri verdiğinin sorulması gerektiğine işaret eden Overton, "Şu anda İngiliz hükümeti İsrail veya Suudi Arabistan gibi yerlere silah ihracatını askıya almıyor. Dolayısıyla bu raporun amacı, İngiliz hükümetinin ihracat lisanslarıyla ilgili kararlarının BAE Systems örneğiyle ne kadar sorunlu olduğunu, yolsuzluk, insan hakları ihlalleri, darbeler ve sivillerin doğrudan hedef alınmasını göz ardı ederek dünyanın yarısına silah sattığını göstermek." ifadelerini kullandı.

Overton, "Uluslararası silah ticaretini kontrol eden mekanizmalar işliyor mu? İsrail'in BAE Systems gibi gruplardan silahlandırılmasını engelleyecek bir şey var mı?" diye sorarken, ABD ve İngiltere'nin İsrail'e silah ihracatının devam etmesine istekli olduğunu söyledi.

AOAV'nin 2013'ten beri çalışmalar yaptığını ve bu sürede sivil yerleşimleri ve sivilleri doğrudan hedef alan 29 ülkeye BAE Systems'in silah satışı yaptığını kaydeden Overton, F-35'lerin de uluslararası insancıl hukukun ihlalinde kullanılabileceği endişesini dile getirdi.

Overton, bu konuyu araştıracak ve denetleyecek bir mekanizma bulunmadığına da işaret etti.

- 7 Ekim'den sonra hisseler yüzde 12 değer kazandı

AOAV'nin 6 aylık çalışması sonucu hazırlanan rapora göre BAE Systems dünyanın yüzde 48'ine tekabül eden 93 ülkeye silah ve savunma sanayisi ürünleri satıyor.

Bu ülkelerin 81'iyle kesinleşmiş ilişkisi bulunan şirketin 12 ülkeyle yaptığı ticaret ise basın ya da çeşitli ticari anlaşmalar yoluyla "rapor edilmiş" satış olarak geçiyor.

Şirket, dünyanın en büyük ordularına satış yaparken, BAE Systems müşterilerinin yüzde 55'i Uluslararası Şeffaflık Örgütünün Yolsuzluk Algılama Endeksi'nde 100 üzerinden 50'nin altında puan aldı.

Son 10 yılda darbe ya da darbe girişimi gerçekleşen 17 ülkenin 9'una silah sattığı kesinleşen ya da rapor edilen BAE Systems, İngiliz Dışişleri'nin insan hakları konusunda izlemeye aldığı 32 ülkeden 13'üne de satış yaptı.

Şirketin satış yaptığı resmi olarak bilinen 81 ülkeden 29'u ise son 10 yılda silahlarını sivillere karşı kullandı. Bu kullanımlardan 44 bin 103 kişi etkilenirken 24 bin 19 kişi öldü.

Savunma sanayisi ürünlerinin toplamda 6 bin 292 kere sivillere yönelik kullanıldığı kaydedilen raporda, BAE Systems ürünlerinin ne ölçüde kullanıldığına ilişkin ise bilgi bulunmadığı bilgisi yer aldı.

İsrail'in Gazze saldırılarının başladığı 7 Ekim 2023'ten sonra BAE Systems hisselerinde yüzde 12'lik artış kaydedildi.


İki Kutsal Caminin Hizmetkarı ve Veliaht Prens, Tahliye Günü münasebetiyle Suriye Devlet Başkanı’nı kutladı

İki Kutsal Caminin Hizmetkarı Kral Selman bin Abdulaziz ve Veliaht Prens Muhammed bin Selman (Şarku'l Avsat)
İki Kutsal Caminin Hizmetkarı Kral Selman bin Abdulaziz ve Veliaht Prens Muhammed bin Selman (Şarku'l Avsat)
TT

İki Kutsal Caminin Hizmetkarı ve Veliaht Prens, Tahliye Günü münasebetiyle Suriye Devlet Başkanı’nı kutladı

İki Kutsal Caminin Hizmetkarı Kral Selman bin Abdulaziz ve Veliaht Prens Muhammed bin Selman (Şarku'l Avsat)
İki Kutsal Caminin Hizmetkarı Kral Selman bin Abdulaziz ve Veliaht Prens Muhammed bin Selman (Şarku'l Avsat)

İki Kutsal Caminin Hizmetkarı Kral Selman bin Abdulaziz, Tahliye Günü münasebetiyle Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esed'e bir tebrik telgrafı gönderdi.

Kral Selman, Esed'e sağlık ve mutluluk, Suriye hükümeti ve halkına da daha fazla ilerleme ve refah için en içten tebriklerini ve en iyi dileklerini iletti.

Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakan Muhammed bin Selman da Tahliye Günü münasebetiyle Esed'e bir tebrik telgrafı gönderdi.

Veliaht Prens, Suriye hükümeti ve halkına daha fazla ilerleme ve refah dileyerek Esed’e sağlık ve mutluluk dileklerini iletti.


Suudi Arabistan yapay zekâ stratejileri geliştiren ilk ülkeler arasında yer alıyor

Suudi Arabistan Veri ve Yapay Zekâ Kurumu (SDAIA)
Suudi Arabistan Veri ve Yapay Zekâ Kurumu (SDAIA)
TT

Suudi Arabistan yapay zekâ stratejileri geliştiren ilk ülkeler arasında yer alıyor

Suudi Arabistan Veri ve Yapay Zekâ Kurumu (SDAIA)
Suudi Arabistan Veri ve Yapay Zekâ Kurumu (SDAIA)

Politika yapıcıların, araştırmacıların ve sektör profesyonellerinin yapay zekânın mevcut durumunu ve gelecekteki eğilimleri daha iyi anlamaları için kapsamlı bir kaynak olan ve kısa süre önce yayınlanan Stanford Üniversitesi Uluslararası Yapay Zekâ 2024 Endeksi'ne göre Suudi Arabistan, dünyada ulusal yapay zekâ stratejisi geliştiren ilk ülkeler arasında yer aldı.

Bu ileri seviye, Suudi Arabistan Veri ve Yapay Zekâ Kurumu (SDAIA) Başkanı Veliaht Prens ve Başbakan Muhammed bin Selman'ın rehberliği ve desteği altında, veri ve yapay zekâ teknolojilerinden yararlanma, bu etkili ve derin teknolojileri insanlığın yararına kullanma ve yapay zekâ alanında uluslararası iş birliğini destekleyen küresel bir çerçeve oluşturma çabasıyla paralellik gösteriyor.

Suudi Arabistan’ın veri ve yapay zekâ alanında ulaştığı bu seviye, ülkenin yapay zekâ alanı da dâhil olmak üzere çeşitli alanlarda küresel göstergelerde seçkin bir konuma sahip olması için yapay zekânın yüzde 70 oranında doğrudan, geri kalanının ise dolaylı olarak bağlantılı olduğu Vizyon 2030 hedeflerinin başarısını gösteriyor. Şarku’l Avsat’ın ulaştığı bilgiye göre süreç, 2019'daki kuruluşundan bu yana veri ve yapay zekâ konusunda yetkili otorite ve bunların organizasyonu, geliştirilmesi ve ele alınmasıyla ilgili tüm konularda ulusal referans olarak SDAIA tarafından yönetiliyor.

Bu adım, Suudi Arabistan’ın 2023 yılında dünyada 60'tan fazla ülkeyi ölçen Tortoise Intelligence Küresel Yapay Zekâ Sıralaması göstergelerinden biri olan Yapay Zekâ için Devlet Stratejisi Endeksi’nde birinci sırada yer almasının yanı sıra, Stanford Üniversitesi Uluslararası Yapay Zeka 2023 Endeksi'ne göre yapay zekâ konusunda toplum farkındalığı alanında ikinci sırada yer alma başarısını tamamlıyor.

Bu küresel seviyeler, SDAIA'nın Suudi Arabistan’ın veri ve yapay zekâ alanındaki lider konumunu güçlendirme ve kapasite geliştirme, politika geliştirme, yatırım ve inovasyon sağlama, teknik altyapı geliştirme ve ulusal önceliklere hizmet etmek için öncelikli alanlarda yapay zekânın benimsenmesini teşvik etme yoluyla, yapay zekâ ekosistemini etkinleştirme çabalarıyla uyumludur.

SDAIA, Suudi Arabistan’ın bilgi, veri ve yapay zekâ odaklı ekonomiler arasında liderliğe yükselmesini sağlamak için ulusal veri ve yapay zekâ gündemini güncellemeye devam etmek, ulusal veri ve yapay zekâ gündemini ulusal düzeyde uygulamak da dahil olmak üzere bir dizi stratejik hedefe ulaşmaya kendini adamıştır.


Suudi Arabistan ve Pakistan ekonomik iş birliğini artıracak

Suudi Arabistan ve Pakistan dışişleri bakanlıkları heyetleri, iki ülke arasındaki Özel Yatırımları Kolaylaştırma Konseyi toplantısının ardından toplu fotoğraf çektirdi. (SPA)
Suudi Arabistan ve Pakistan dışişleri bakanlıkları heyetleri, iki ülke arasındaki Özel Yatırımları Kolaylaştırma Konseyi toplantısının ardından toplu fotoğraf çektirdi. (SPA)
TT

Suudi Arabistan ve Pakistan ekonomik iş birliğini artıracak

Suudi Arabistan ve Pakistan dışişleri bakanlıkları heyetleri, iki ülke arasındaki Özel Yatırımları Kolaylaştırma Konseyi toplantısının ardından toplu fotoğraf çektirdi. (SPA)
Suudi Arabistan ve Pakistan dışişleri bakanlıkları heyetleri, iki ülke arasındaki Özel Yatırımları Kolaylaştırma Konseyi toplantısının ardından toplu fotoğraf çektirdi. (SPA)

Suudi Arabistan ve Pakistan dün (Salı) ekonomik iş birliğini güçlendirmenin, ticareti arttırmanın ve yatırımcıların her iki ülkedeki işlerini büyütmelerini desteklemenin yanı sıra Gazze Şeridi'nde bir an önce ateşkes sağlanmasının ve yardımların bölgeye girmesinin önemini vurguladı.

Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Ferhan ve Pakistanlı mevkidaşı İshak Dar, Özel Yatırımları Kolaylaştırma Konseyi toplantısına başkanlık etti. Bu toplantı, Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Muhammed bin Selman bin Abdulaziz ile Pakistan Başbakanı Muhammed Şahbaz Şerif arasında Mekke'de yapılan görüşmenin devamı niteliğindeydi. Bin Ferhan toplantının başında yaptığı açıklamada, iki tarafın çeşitli alanlarda yatırım fırsatlarını arttırma ve her iki ülkedeki yatırımcıları destekleme arzusunda olduğunu söyledi.

İki taraf, egemenlik taahhütlerini somut ekonomik sonuçlara dönüştürmek amacıyla yatırımla ilgili konuları performans düzeyinde koordine etmek ve uygulamak için ikili bir uygulama mekanizması kurdu.

Suudi Arabistan -Pakistan İş Konseyi Başkanı Fehd el-Baş Şarku’l Avsat'a yaptığı açıklamada, toplantının Pakistan ekonomisine büyük bir yatırım paketi hazırladığını ve Suudi Arabistan’ın Pakistan halkını destekleme ve iki ülke arasındaki ekonomik ve ticari bağları güçlendirme konusundaki kararlılığını yansıttığını söyledi. El-Baş, “İki ülke arasındaki iş birliği ve ortaklığa inanıyoruz. Bu ilişkileri stratejik yatırımlar ve gelecek vaat eden ortaklıklar yoluyla çeşitli sektörlerde güçlendirmeyi arzuluyoruz. Ekonomik ve ticari ilişkilerin geleceği konusunda iyimseriz. Yeni bir verimli ve sürdürülebilir iş birliği dönemini dört gözle bekliyoruz” ifadelerini kullandı.

İki dışişleri bakanı düzenledikleri ortak basın toplantısında, ‘Gazze'de derhal ateşkes sağlanması’ yönündeki taleplerini yineledi. Bin Ferhan, “Gazzelilerin açlıktan ölmesi, uluslararası sistemin Gazze'deki durumla başa çıkmakta tamamen başarısız olduğunu gösteriyor. Dünya, Gazze'de yedi insani yardım görevlisinin öldürülmesine tepki gösterirken, Gazze'de bugüne kadar 33 binden fazla sivilin öldürülmesini görmezden geldi” dedi.


21'inci Suudi yardım uçağı Ukrayna’ya ulaştı

Polonya'nın Rzeszow Havalimanı’ndaki Suudi yardım uçağı (SPA)
Polonya'nın Rzeszow Havalimanı’ndaki Suudi yardım uçağı (SPA)
TT

21'inci Suudi yardım uçağı Ukrayna’ya ulaştı

Polonya'nın Rzeszow Havalimanı’ndaki Suudi yardım uçağı (SPA)
Polonya'nın Rzeszow Havalimanı’ndaki Suudi yardım uçağı (SPA)

Kral Salman Yardım Merkezi (KSRelief) tarafından gönderilen 21'nci Suudi yardım uçağı Ukrayna sınırı yakınındaki Polonya'nın Rzeszow Havalimanı'na ulaştı. Uçakta, Krallığın Ukrayna halkına yaptığı yardım kapsamında toplam 43 ton elektrikli aletler bulunuyor.

Suudi Arabistan'ın Ukrayna'ya sağladığı yardım, dünyanın dört bir yanındaki ihtiyaç sahibi ve yaşadıkları çeşitli kriz ve sıkıntılardan etkilenen insanların, yanında olduğu bilinen Suudi Arabistan'ın tarihi rolü çerçevesinde gerçekleşiyor.

Suudi Arabistan geçtiğimiz yıl Birleşmiş Milletler ile Ukrayna'ya 400 milyon dolar tutarında insani yardım sağlanmasına yönelik bir anlaşma ve mutabakat zaptı imzalamıştı. Ayrıca daha önce Polonya hükümeti ve kuruluşlarıyla koordineli olarak, Ukrayna'dan başta Polonya olmak üzere komşu ülkelere giden mültecilere 10 milyon dolar değerinde acil tıbbi ve barınma yardımı da sağlamıştı.


Sel, Körfez'in birçok bölgesini sular altında bıraktı

 Dubai'de su altında kalan arabalar (Reuters)
Dubai'de su altında kalan arabalar (Reuters)
TT

Sel, Körfez'in birçok bölgesini sular altında bıraktı

 Dubai'de su altında kalan arabalar (Reuters)
Dubai'de su altında kalan arabalar (Reuters)

Fırtına ve sağanak yağışlar nedeniyle meydana gelen sel; Umman Sultanlığı, Emirlikler ve Suudi Arabistan'ın doğu bölgesindeki birçok şehrin sular altında kalmasına ve birçok şehirde eğitimin durmasına neden oldu.


Suudi Veliaht Prensi, BAE ve Katar liderleriyle bölgedeki gelişmeleri görüştü

Suudi Veliaht Prensi Muhammed bin Selman bin Abdülaziz (SPA)
Suudi Veliaht Prensi Muhammed bin Selman bin Abdülaziz (SPA)
TT

Suudi Veliaht Prensi, BAE ve Katar liderleriyle bölgedeki gelişmeleri görüştü

Suudi Veliaht Prensi Muhammed bin Selman bin Abdülaziz (SPA)
Suudi Veliaht Prensi Muhammed bin Selman bin Abdülaziz (SPA)

Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Prens Muhammed bin Salman bin Abdulaziz, Salı günü Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) Devlet Başkanı Şeyh Muhammed bin Zayid Al Nahyan ile Katar Emiri Şeyh Temim bin Hamed Al Sani ile telefon görüşmesi gerçekleştirdi.

Görüşmelerde Ortadoğu'da son dönemde yaşanan askeri gerginlik ve bunun güvenlik ve istikrar üzerindeki yansımaları ve durumun daha da kötüleşmesini önlemek ve bölgeyi savaş tehlikelerinden korumak için her türlü çabayı göstermenin önemi ele alındı.

Suudi Veliaht Prensi ve Katar Emiri de Gazze ve çevresindeki durumla ilgili gelişmeleri değerlendirdi.


Kuveyt'te Ahmed Abdullah es-Sabah başbakanlığa getirildi

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA
TT

Kuveyt'te Ahmed Abdullah es-Sabah başbakanlığa getirildi

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA

Kuveyt Emiri Meşal el-Cabir el-Ahmed es-Sabah, Ahmed Abdullah es-Sabah'ı başbakan olarak atadı.

Kuveyt resmi ajansı KUNA'da yer alan habere göre, Emir'in yayımladığı kararname gereğince Ahmed Abdullah es-Sabah yeni başbakan olarak görevlendirildi.

Kuveyt Emiri Sabah, 4 Nisan'daki milletvekili seçimlerinin ardından istifa eden Başbakan Muhammed es-Salim es-Sabah başkanlığındaki hükümetin istifasını 7 Nisan'da kabul etmişti.

Ülkedeki genel seçimlere katılım yüzde 62 olarak kaydedilmiş, 50 sandalyelik Meclise 1 kadın


Suudi Veliaht Prensi, Irak Başbakanı ile bölgedeki askeri gerilimi görüştü

Veliaht Prens Muhammed bin Selman (Şarku’l Avsat)
Veliaht Prens Muhammed bin Selman (Şarku’l Avsat)
TT

Suudi Veliaht Prensi, Irak Başbakanı ile bölgedeki askeri gerilimi görüştü

Veliaht Prens Muhammed bin Selman (Şarku’l Avsat)
Veliaht Prens Muhammed bin Selman (Şarku’l Avsat)

Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Prens Muhammed bin Salman bin Abdülaziz, telefonda bölgede son dönemde yaşanan askeri gerilimi ve bunun güvenlik ve istikrar üzerindeki ciddi yansımalarını görüştü.

Suudi Veliaht Prens'in Irak Başbakanı ile yaptığı telefon görüşmesinde, durumun daha da kötüleşmemesi ve bölgenin gerilimin artması riskinden korunması için gerekli çabaların gösterilmesinin önemi vurgulandı.

Suudi Dışişleri Bakanlığı yaptığı açıklamada, Krallığın bölgedeki askeri gerilimin gelişmesinden ve yansımalarının ciddiyetinden duyduğu derin endişeyi dile getirerek, “tüm tarafları en üst düzeyde itidal göstermeye, bölgeyi ve halklarını savaş tehlikelerinden korumaya çağırıyoruz” dnildi.

Suudi Dışişleri Bakanlığı, ülkesinin, Güvenlik Konseyi'nin, özellikle küresel barış ve güvenliğe son derece hassas olan bu bölgede, uluslararası barış ve güvenliğin korunmasına ve genişlemesi durumunda çok kötü sonuçlar doğurabilecek olan krizin daha da kötüleşmesini önlemeye yönelik sorumluluğunu yerine getirmesi gerektiği yönündeki tutumunu vurguladı.