Netanyahu’yu ‘hain’ olarak nitelendiren Trump’tan Mahmud Abbas’a övgü: ‘Neredeyse bir baba gibiydi’

Trump ve Netanyahu, Mayıs 2017’de ABD eski başkanının Kudüs’teki konuşmasının ardından (EPA)
Trump ve Netanyahu, Mayıs 2017’de ABD eski başkanının Kudüs’teki konuşmasının ardından (EPA)
TT

Netanyahu’yu ‘hain’ olarak nitelendiren Trump’tan Mahmud Abbas’a övgü: ‘Neredeyse bir baba gibiydi’

Trump ve Netanyahu, Mayıs 2017’de ABD eski başkanının Kudüs’teki konuşmasının ardından (EPA)
Trump ve Netanyahu, Mayıs 2017’de ABD eski başkanının Kudüs’teki konuşmasının ardından (EPA)

ABD eski Başkanı Donald Trump, İsrail eski Başbakanı Binyamin Netanyahu’yu ‘hain’ olarak nitelendirmesinin ardından İsrail-Filistin sorunuyla ilgili yeni açıklamalar yaptı.
Trump, İsrail merkezli Kanal 12 televizyonunda yer alan açıklamalarında, Netanyahu’nun barışı reddettiğini söyleyerek, Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas’ı övdü.
Eski Başkan, Benny Gantz’ın o dönemde başbakan seçilmesi halinde Abbas ile barışa ulaşabileceğini de söyledi.
Trump söz konusu açıklamasına şu ifadelerle başladı;
“Netanyahu barış yapmak istemiyor ve asla bunu istemedi. Bar Ilan Üniversitesi’nde yaptığı konuşmada iki devletli çözümü desteklediğini söylediğinde ciddi değildi. Bibi’nin (Netanyahu) barış yapmak istediğini hiç sanmıyorum. Sanırım bizi yanılttı.”
Trump göreve geldiğinde İsrail Başbakanı ile yaptığı ilk görüşmede, Netanyahu’dan Filistinlilere yönelik girişimlerde bulunmasını istediğini ve Batı Şeria’da bulunan yerleşim birimlerindeki inşaatların askıya alınmasını önerdiğini söyleyerek şöyle devam etti;
“Ancak Bibi anlaşma yapmak istemedi. Yüzyılın Anlaşması hazırlığının son aşamalarında bile, barış planının bir parçası olarak haritaları sunduğumuzda Netanyahu kekeleyerek ‘Ah. Bu iyi. Her şey yolunda’ dedi. O her zaman ‘Her şey yolunda’ derdi ama asla anlaşma yapmak istemedi. Şimdi bunu siyasi nedenlerle mi, yoksa başka nedenlerle mi yapmak istemediğini bilmiyorum. Keşke bunun yerine anlaşma yapmak istemediğini bize söyleseydi. Çünkü birçok insan bunun için çok uğraştı ama Bibi’nin bir anlaşma yapacağını hiç sanmıyorum. Bu benim görüşüm. Sanırım General (Gantz) bir anlaşma yapmak istedi.”
Mahmud Abbas’ı överek, bir anlaşmaya varma konusunda Netanyahu’dan daha istekli olduğunu dile getiren Trump, “Dürüst olacağım. Onunla (Abbas) harika bir görüşmem oldu. Birlikte çok zaman geçirdik, birçok şey hakkında konuştuk. Neredeyse bir baba gibiydi. Yani, çok iyiydi, daha iyi olamazdı” diye konuştu.
Netanyahu’ya “Abbas ile çok iyi bir görüşmem oldu. Kesinlikle bir anlaşma yapabiliriz” dediğini belirten Trump açıklamasını şöyle sürdürdü;
“Peki İsrailli liderin tepkisi ne oldu? ‘Pekala, bir düşünelim. Çok hızlı hareket etmeyelim’ dedi. Sözünü kestim ve ona ‘Bir dakika, anlaşma yapmak istemiyor musun?’ dedim. Buna cevaben geveledi. Bibi hiçbir zaman gerçekten bir anlaşma yapmak istemedi ve bu beni şok etti. Filistinlilerin imkansız olduğunu ve İsraillilerin barış ve anlaşma yapmak için her şeyi yapacağını düşünmüştüm. Bunun doğru olmadığını gördüm.”
Trump’a, Netanyahu’ya kızgın ve Abbas’tan memnun olmasına rağmen, Kudüs’ü İsrail’in başkenti olarak tanıma ve ABD Büyükelçiliği’ni Tel Aviv’den oraya taşıma kararının sebebi soruldu.
Buna cevaben Trump, Netanyahu’nun Batı Şeria topraklarını ilhak etmesini engelleyen kişinin kendisi olduğunu söyleyerek, “Öfkelendim ve onu durdurdum” dedi.

Trump’ın Benny Gantz hakkındaki yorumları daha olumlu
Trump, 2020’de Netanyahu ile bir güç paylaşımı hükümeti kuran ve belli bir süre sonra başbakanlık görevini ondan devralması beklenen Benny Gantz hakkındaki yorumlarında çok daha olumluydu.
ABD eski Başkanı, “Gantz’ın gerçekten bir anlaşma yapmak istediğini düşünüyorum. Netanyahu sözünü yerine getirseydi, onunla ortaklığı sürdürseydi ve anlaşmaya göre başbakanlık pozisyonuna ulaşmasına izin verseydi, işler çok daha kolay olurdu” dedi.
Trump Gantz hakkındaki görüşlerine şöyle devam etti;
“Benny Gantz. Onu gerçekten çok seviyorum. Onun harika olduğunu düşündüm. Beyaz Saray’a geldi. Filistinlilerle bir anlaşmaya varabilecek ılımlı görüşleri dile getirdi. Filistinliler Netanyahu’dan nefret ediyor. Ondan çok nefret ediyorlar. Ancak Gantz’dan nefret etmiyorlardı. Jared’e (Kushner, damadı, baş danışmanı) ve David’e (Friedman, dönemin ABD’nin İsrail büyükelçisi) Gantz kazanırsa işlerin çok daha kolay olacağını söyledim.”
Trump, İsrail medyasına yaptığı açıklamalara, Trump ve Yüzyılın Anlaşması hakkında ‘Trump’ın Barışı’ isimli bir kitap yazan gazeteci Barak Ravid ile yaptığı uzun bir röportajla başlamıştı.
İsrail medyasında hafta sonu yayınlanan röportajdan alıntılara göre, Trump Netanyahu’yu ‘hain’ olarak nitelendirerek şu ifadeleri kullandı;
“Kimse Bibi için benden daha fazlasını yapmadı.  Bibi’yi sevdim ve hala seviyorum. Ama sadakati de severim. Joe Biden’ı ilk tebrik eden kişi Bibi oldu.  Onu sadece tebrik etmekle kalmadı, bunu bir video ile yaptı. Ben şahsen hayal kırıklığına uğradım. Bibi sessiz kalabilirdi. Çok büyük bir hata yaptı. İran anlaşmasına karşı benim kararlarım olmasaydı İsrail’in bu zamana kadar yıkıma uğrayacağını düşünüyorum.”
Netanyahu ise Trump’ın yorumlarına şu yanıtı verdi;
“Eski Başkan Trump’ı ve İsrail’e verdiği desteği çok takdir ediyorum, ancak İsrail ile ABD arasındaki güçlü ittifakın önemini de takdir ediyorum. Bu nedenle yeni başkanı tebrik etmek benim için önemliydi.”



ABD'den tepki çeken plan: 80 bin göçmeni "Amazon gibi" depolayacaklar

ABD Kongresi temmuzda çıkardığı yasayla en az 100 bin kişinin gözaltı merkezlerinde tutulabilmesi için 45 milyar dolarlık ekstra bütçe sağlamıştı (AP)
ABD Kongresi temmuzda çıkardığı yasayla en az 100 bin kişinin gözaltı merkezlerinde tutulabilmesi için 45 milyar dolarlık ekstra bütçe sağlamıştı (AP)
TT

ABD'den tepki çeken plan: 80 bin göçmeni "Amazon gibi" depolayacaklar

ABD Kongresi temmuzda çıkardığı yasayla en az 100 bin kişinin gözaltı merkezlerinde tutulabilmesi için 45 milyar dolarlık ekstra bütçe sağlamıştı (AP)
ABD Kongresi temmuzda çıkardığı yasayla en az 100 bin kişinin gözaltı merkezlerinde tutulabilmesi için 45 milyar dolarlık ekstra bütçe sağlamıştı (AP)

Donald Trump yönetimi, ABD'ye yasadışı yollarla giren göçmenlerin gözaltında tutulması için bir adım daha atıyor.

İç Güvenlik Bakanlığı, büyük sanayi depolarını gözaltı merkezlerine çevirmek için harekete geçti. 

Washington Post'un özel haberine göre yüklenici şirketlere çağrı yapılarak bu işi üstlenmeleri istenecek.

Bu planla toplamda 80 bini aşkın göçmenin elden geçirilecek depolarda tutulması planlanıyor.

Mevcut sistemde hangi tesiste boş yer varsa göçmenler oraya gönderiliyor. 

Yeni planla birlikte 5-10 bin kişi taşıyabilecek 7 dev tesis ya da 1500 kişi kapasiteli 16 merkezden birine hızlıca sevk edilecekler.

Planın savunucuları, yeni planın göçmenlerin daha rahat ve "verimli" bir şekilde sınır dışı edilebilmesini sağlayacağını savunuyor.

Diğer yandan bu plan eleştiri de topluyor. Depoların insanların yaşaması için planlanmadığını vurgulayan insan hakları savunucuları yapılacak tüm değişikliklere rağmen havalandırma, ısıtma, su tesisatı ve hijyende büyük sıkıntılar yaşanabileceğini işaret ediyor. 

National Immigration Project'ten Tania Wolf, göçmenlere insan gibi davranılmayacağını öne sürerek "Daha iyi bir ifade bulamadım ama insanlara sığır muamelesi yapıyorsunuz" dedi. 

ABD Göçmenlik ve Gümrük Muhafaza Dairesi (ICE) Direktör Vekili Todd Lyons'un nisanda düzenlenen bir sınır güvenliği konferansında Amazon depoları örneğini verdiği hatırlatıldı:

Bunu bir iş gibi görmeyi daha iyi becermeliyiz. Prime gibi ama insanlarla yapılanı.

Amerikan gazetesi taslağın nihai halini henüz almadığını ve detayların değişebileceğini bildirdi. 

Washington Post, ay başında ICE'nin 68 bini aşkın göçmeni tesislerinde tuttuğunu ve bunlardan yüzde 48'inin herhangi bir hüküm giymediğini veya suçlamayla karşı karşıya olmadığını belirtti. 

Donald Trump'ın "sınır çarı" diye tanımladığı Tom Homan'ın 2025'te 580 bine yakın kişiyi sınır dışı ettiklerini duyurduğu da anımsatıldı. 

Independent Türkçe, Washington Post, Daily Beast


Myanmar'daki iç savaşta salgın riski: Bulaşıcı hastalıklar sınır tanımaz

Myanmar'da nisanda yaşanan depremlerde, cuntanın sağlık malzemelerinin dağıtımını engellediği öne sürülmüştü (Reuters)
Myanmar'da nisanda yaşanan depremlerde, cuntanın sağlık malzemelerinin dağıtımını engellediği öne sürülmüştü (Reuters)
TT

Myanmar'daki iç savaşta salgın riski: Bulaşıcı hastalıklar sınır tanımaz

Myanmar'da nisanda yaşanan depremlerde, cuntanın sağlık malzemelerinin dağıtımını engellediği öne sürülmüştü (Reuters)
Myanmar'da nisanda yaşanan depremlerde, cuntanın sağlık malzemelerinin dağıtımını engellediği öne sürülmüştü (Reuters)

Myanmar'daki iç savaş, sıtma ve kolera gibi hastalıkların bölgeye yayılmasına neden olabilir.

New York Times'ın haberine göre, yatırımlarda silahlara öncelik veren cunta yönetimleri tarafından Myanmar sağlık sistemi yıllardır ihmal ediliyor.

Sivil hükümet döneminde hastalık kontrolünde bazı ilerlemeler kaydedilmiş olsa da 2021'de ordunun yeniden iktidarı ele geçirmesiyle bunlar tersine döndü.

UNICEF'e göre Myanmar, hiç aşılanmamış çocukların sayısının en fazla olduğu ülkeler arasında. İç savaşla boğuşan ülkedeki doktorlara göre, boğmaca ve difteri gibi önlenebilir hastalıklar artıyor.

Cunta sağlık sistemini korumadığı gibi hastane ve tıbbi tesislere de saldırıyor.

Dünya Sağlık Örgütü'nün verilerine göre Myanmar ordusu, bu yıl sağlık tesislerine en az 67 saldırı düzenledi.

Myanmar'ın Bangladeş sınırına yakın bir bölgede isyancıların elindeki 300 yataklı hastanenin bu ay bombalanması sonucu en az 34 kişi hayatını kaybetmişti.

Köylüler ve ayrılıkçı örgütler, hava saldırılarından korunmak için sıtma gibi hastalıkları taşıyan sivrisineklerin istila ettiği ormanlarda saklanıyor. Bazı doktorlar 20 defa sıtma geçiren hastaları tedavi ettiklerini söylüyor.

Ayrıca Myanmar'da 2021'deki darbenin ardından Tayland'da da sıtma vakalarının arttığı belirtiliyor.

Çatışmalar nedeniyle, Myanmar-Tayland sınırındaki Mae Sot kasabasında yer alan Mae Sot Genel Hastanesi'ne giden hasta sayısı yaklaşık yüzde 50 arttı.

Ancak hastane müdür yardımcısı Dr. Rojanasak Thongkhamcharoen, gelen Myanmarlı hastaları tedavi etmekten başka seçenekleri olmadığını belirtiyor:

Myanmar'daki sağlık durumunu önemsemezsek, çocuk felci gibi uzun süredir görülmeyen hastalıkların yeniden ortaya çıkmasıyla karşılaşabiliriz. Bulaşıcı hastalıklar sınır tanımaz.

Tayland-Myanmar sınırında çalışan epidemiyolog Dr. Voravit Suwanvanichkij de şu uyarıları paylaşıyor:

Bu kriz insanları geceleri uykusuz bırakmalı. Myanmar'ın çoğu epidemiyolojik bir kör noktaya dönüştü.

Ülkede nisanda yaşanan  7,7 ve 6,4 büyüklüğündeki iki depremde 3 binden fazla kişi hayatını kaybetmiş, halihazırda zaten yetersiz olan sağlık sistemi de iflasın eşiğine gelmişti.

Independent Türkçe, New York Times, Think Global Health


Güney Asya devi, Silikon Vadisi’nin hedefinde: 70 milyar dolarlık yatırım yapılacak

Microsoft CEO'su Satya Nadella, Başbakan Narendra Modi'yle ocak ayında Yeni Delhi'de görüşmüştü (Narendramodi.in)
Microsoft CEO'su Satya Nadella, Başbakan Narendra Modi'yle ocak ayında Yeni Delhi'de görüşmüştü (Narendramodi.in)
TT

Güney Asya devi, Silikon Vadisi’nin hedefinde: 70 milyar dolarlık yatırım yapılacak

Microsoft CEO'su Satya Nadella, Başbakan Narendra Modi'yle ocak ayında Yeni Delhi'de görüşmüştü (Narendramodi.in)
Microsoft CEO'su Satya Nadella, Başbakan Narendra Modi'yle ocak ayında Yeni Delhi'de görüşmüştü (Narendramodi.in)

Amazon, Microsoft ve Google gibi teknoloji devleri Hindistan'a büyük yatırım taahhütleri verdi.

Washington Post'un haberine göre Silikon Vadisi şirketleri, ekimden bu yana Hindistan'da toplam 67,5 milyar dolarlık yatırım yapma sözü verdi. Taahhütlerin yüzde 80'i bu ay açıklandı.

Yatırımların büyük kısmı, yapay zeka destekli sohbet botlarının işlemesini sağlayan devasa veri merkezlerinin inşası için kullanılacak.

Hindistan'daki yazılımcılar için eğitim programları ve küçük işletmeler arasında yapay zeka kullanımının yaygınlaştırılması amacıyla yatırımlar da yapılacak.

ChatGPT'nin yaratıcısı OpenAI ve rakibi Claude'un üreticisi Anthropic, bu yıl Hindistan'da ofisler açtı.

Microsoft CEO'su Satya Nadella ve Intel CEO'su Lip-Bu Tan gibi isimler de bu ay Hindistan Başbakanı Narendra Modi'yle bir araya gelip, yapay zeka ve yarı iletken çip üretimiyle ilgili konuları ele aldı.

Güney Asya ülkesi, şubatta uluslararası bir yapay zeka zirvesine ev sahipliği yapmaya da hazırlanıyor. Hindistan hükümetine göre bu, Küresel Güney'de düzenlenen ilk uluslararası zirve olacak.

Analizde, 1 milyardan fazla internet kullanıcısına sahip Hindistan'ın teknoloji devleri için "kazanılması gereken bir pazara" dönüştüğü ifade ediliyor.

Amerikan finansal hizmet şirketi Wedbush Securities'den Dan Ives, "Silikon Vadisi'nde herkes Hindistan'da büyük bir rekabetin başladığını biliyor" diyor.

Microsoft, Hindistan'da 17,5 milyar dolarlık yatırım yapacağını 9 Aralık'ta duyurmuştu. Firmanın Asya'daki en büyük yatırımı kapsamında, Hindistan'ın Haydarabad şehrinde devasa bir veri merkezi kurulması planlanıyor.

Google da büyük bir veri merkezi için 15 milyar dolarlık yatırım yapacağını ekimde açıklamıştı.

Öte yandan çevreciler, ciddi miktarda enerji ve su gerektiren veri merkezlerinin, halihazırda kaynak sıkıntısı çeken Hindistan için uzun vadede kıtlık gibi sorunlar yaratabileceğine işaret ediyor.

Ekonomistler de yapay zekanın yaygın olarak benimsenmesinin ülkedeki işgücü piyasasını altüst edebileceği uyarısında bulunuyor.

Independent Türkçe, Washington Post, New York Times