Diriye Bienali’nde Halep Ulu Camii’ndeki yıkımın boyutlarını gösteren çalışma: ‘Kalıntıların Üzerinde Durmak’

Awartani, eserinde Suudi Arabistan’ın farklı bölgelerinden topladığı killeri kullandı.

Awartani, eserinde Suudi Arabistan’ın farklı bölgelerinden topladığı killeri kullandı.
Awartani, eserinde Suudi Arabistan’ın farklı bölgelerinden topladığı killeri kullandı.
TT

Diriye Bienali’nde Halep Ulu Camii’ndeki yıkımın boyutlarını gösteren çalışma: ‘Kalıntıların Üzerinde Durmak’

Awartani, eserinde Suudi Arabistan’ın farklı bölgelerinden topladığı killeri kullandı.
Awartani, eserinde Suudi Arabistan’ın farklı bölgelerinden topladığı killeri kullandı.

Sanatçı Dana Awartani, Suriye’de bir zamanlar dünyanın her yerinden gelen turistler için popüler olan fakat daha sonra savaşın yıkıma uğrattığı tarihi eserlerin bulunduğu ‘Halep’in kalıntıları üzerinde duruyor.’ Awartani Halep’teki yıkımı, Miladi 13. yüzyılda inşa edilen ve 2013’teki silahlı çatışmalarda bin yıllık minaresi düşüp tahrip edilene kadar şehrin simgesi olan Halep Ulu Camii üzerinden anlattı.
Awartani Diriye Bienali’ne Halep Ulu Camii’nin avlusunu canlandıran bir çalışmayla katıldı. Sanatçı 20 metre uzunluk 10 metre genişlikteki büyük ebatlara sahip çalışmasında Suudi Arabistan’ın farklı bölgelerinde topladığı kilden yapılma kerpiç kullandı.
Awartani’nin alışılmışın aksine kerpicin iyice yapışması ve zamanla dağılmasını önlemek amacıyla saman kullanmaktan kaçınması dikkati çekti.
Awartani’nin yüksek maliyetli toprak kerpiç, kolektif bellekte önemli bir yere ve mimarinin evriminde tarihi bir role sahip. Çünkü toprak kerpiç, toplumun bireyleri arasında dayanışmanın ve umudun işaretçisidir.
Awartani’nin çalışmasına verdiği ‘Halep’in Kalıntıları Üzerinde Durmak’ ismi, Cahiliye Dönemi şiirlerinden bilinen ‘Kalıntıların Üzerinde Durmak’ türü şiirlere dayanıyor. Bu şiir türü son dönemde, savaş ve yıkım manzaralarına tepki gösteren birçok sanatçının yapıtlarında yeniden hayat buluyor. Awartani’nin sanatsal çalışması kaybedilen kültürel mirastan bir parça taşırken aynı zamanda dolaylı olarak Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü’nün (UNESCO) Dünya Kültür Mirası Listesi'nde yer alan iki kadim kent, Halep ve Diriye arasındaki benzer yönleri resmediyor. Suudi Arabistan’ın önemli çağdaş sanatçıları arasında kabul edilen Awartani, tezhip, süsleme, seramik ve başka sanatlardan yardım alarak dijitalde yeniden yapılandırdığı geleneksel İslam sanatlarına çağdaş bir yorum katmaya çalışıyor. Awartani ayrıca yaptığı çalışmalarda hakikate ve kemale ulaşma aracı olarak İslam sanatlarındaki felsefi ve mühendislik titizliğini göstermek amacıyla bu sanat dallarında yarışmalar düzenlemeye çabalıyor.
Diriye Bienali, Suudi Arabistan’daki çağdaş sanatların özünü çeşitli şekillerde ortaya koyan ilk uluslararası sergi olma özelliğine sahip. Zira bienal, kültürel manzarayla ilgili bilinç kazandırma konusunda yaratıcılığın en iyi ürünlerinin sergilenmesine imkan sunacak. Bienal, Suudi Arabistan ve uluslararası sanat dünyasındaki kültürel bağları ve diyaloğu güçlendirmek için tarihi bir anı ifade ediyor. Bienal, uluslararası ve yerel yaklaşık 70 sanatçının eserleriyle dolu altı bölümden oluşacak.
Bu bölümler, çağdaş sanatlar hakkında sanatçı ve ziyaretçiler arasındaki ortak bir diyaloğun parçası olarak "Taşın İzinden” başlığı altında birleşiyor. Suudi Arabistan Kültür Bakanlığı’nın 2020’de kurduğu Diriye Bienali Vakfı, yaratıcı çalışmaları öne çıkarma, kültür ve sanat değerleri üretme ve bu değerlerin toplumların kalkınmasındaki önemini vurgulama noktasında hayati bir rol oynuyor.



Bilim insanları: Hızlı internet yarışı evreni anlamamızı engelliyor

Fotoğraf: AFP
Fotoğraf: AFP
TT

Bilim insanları: Hızlı internet yarışı evreni anlamamızı engelliyor

Fotoğraf: AFP
Fotoğraf: AFP

Bilim insanlarına göre daha hızlı ve daha yaygın internet erişimi yarışı, kozmosu anlamayı zorlaştırıyor.

SpaceX'in Starlink uyduları, Dünya'nın yörüngesinde dönerek yetersiz hizmet alan bölgelere hızlı internet sunmayı amaçlıyor. Şirket, tüm gezegeni kapsayacak sinyal ağı kurmak amacıyla son yıllarda binlerce uydu fırlatıyor.

Ancak araştırmacılar, uyduların radyo astronomiye müdahale ettiğini ve astronomların uzayı gözlemlemesini engellediğini saptadı.

Uydular, astronomların evreni gözlemlemek için kullandığı genellikle çok zayıf radyo dalgalarını bastıran, istenmeyen sinyaller yayıyor.

Curtin Üniversitesi'nin yeni çalışması, özellikle yörüngede en fazla uyduya sahip olan SpaceX'in Starlink'ini inceledi. Ancak uydular yoluyla daha hızlı ve daha yaygın internet sunmak isteyen başka şirketler de var.

Araştırmada bilim insanları, 2030'a kadar tamamlanması planlanan, dünyanın en büyük ve en hassas radyo teleskopu olacak Square Kilometre Array'in (SKA) yapım halindeki versiyonunu kullanarak gökyüzünün 76 milyon görüntüsünü topladı.

Bilim insanları bu verilerde 1806 Starlink uydusunda 112 binden fazla radyo emisyonu buldu. Bu emisyonlar, bilim insanlarının ihtiyaç duyduğu önemli radyo sinyallerini görmelerini çok daha zor hale getirebilir.

Araştırmayı yöneten Dylan Grigg, "Starlink, radyo astronomi için en doğrudan ve sık görülen olası parazit kaynağı: Bu çalışmanın 4 aylık veri toplama döneminde tek başına 477 uydu fırlattı" dedi.

Bazı veri setlerinde, görüntülerimizin yüzde 30'una kadarının Starlink uydusundan gelen parazitleri gösterdiğini tespit ettik.

Bu sinyallerin çoğu uydulardan kasıtlı olarak yayılmıyordu ve beklenenden daha farklı frekanslarda daha güçlü bir şekilde geliyordu. Bu da araştırmacıların bunları ayırt etmesini zorlaştırabilir.

Grigg, "Bazı uyduların, radyo astronomi için korunması gereken 150,8 MHz frekansında tespit ettiğimiz 703 uydu gibi, hiç sinyal olmaması gereken bantlarda yayım yaptığı tespit edildi" dedi.

Bu sinyaller, uydu üzerindeki elektronik parçalardan gelebileceği ve kasıtlı bir sinyalin parçası olmadığı için, astronomlar bunları kolayca tahmin edemez veya filtreleyemez.

Araştırmacılar, bu parazitin sonunda kozmosun derin gerçeklerini anlamamızı engelleyebileceği uyarısında bulundu.

Çalışmanın yazarına yardımcı olan Steven Tingay, "SKA'nın bilimin en büyük sorularını yanıtlamaya yardımcı olacağı altın bir çağın eşiğindeyiz: İlk yıldızların nasıl oluştuğu, karanlık maddenin ne olduğu ve hatta Einstein'ın teorilerini test etmek" dedi 

Ancak başarılı olmak için radyo sessizliği gerekiyor. Küresel bağlantının büyük faydalarını kabul ediyoruz ancak dengeye ihtiyacımız var ve bu, sorunun anlaşılmasıyla başlar, ki bu da çalışmamızın amacı.

Independent Türkçe