Muammer Kaddafi’den sonra Libya’da yaşanan dönüm noktaları

Libya halkı 24 Aralık'taki Cumhurbaşkanlığı seçimlerini beklese seçim tarihinin ertelenmesi gündemde.

Libya, Kaddafi diktatörlüğünün 2011'de devrilmesinden bu yana hala çatışma ve krizler yaşıyor (AFP)
Libya, Kaddafi diktatörlüğünün 2011'de devrilmesinden bu yana hala çatışma ve krizler yaşıyor (AFP)
TT

Muammer Kaddafi’den sonra Libya’da yaşanan dönüm noktaları

Libya, Kaddafi diktatörlüğünün 2011'de devrilmesinden bu yana hala çatışma ve krizler yaşıyor (AFP)
Libya, Kaddafi diktatörlüğünün 2011'de devrilmesinden bu yana hala çatışma ve krizler yaşıyor (AFP)

Libya, Muammer Kaddafi'nin diktatörlük rejiminin 2011'de devrilmesinden bu yana kaosa sürüklenmesinden sonra on yıllık şiddetten kurtulmaya ve on yıllık bir çatışma ve güç mücadelesi sayfasını kapatmaya çalışıyor. Şarku’l Avsat’ın Independent Arabia’dan aktardığı dosyaya göre işte karşınızda o zaman bu yana yaşanan önemli olaylar:

Kaddafi’nin devrilmesi
15 Şubat 2011 tarihinde ‘Arap Baharı’ olarak bilinen olayların ortasında, Libya'nın doğusundaki Bingazi'de, Kaddafi rejiminin şiddetli baskılarla karşı karşıya kaldığı protestolar başladı.
Bir ay sonra, 19 Mart'ta Washington, Paris ve Londra liderliğindeki bir koalisyon, Birleşmiş Milletler'den (BM) yeşil ışık aldıktan sonra Kaddafi güçlerinin karargahına büyük bir hava bombardımanı başlattı. Ardından operasyonun komutası NATO'ya geçti.
20 Ekim'de Kaddafi, Libya'nın başkentinin doğusundaki memleketi Sirte'de öldürüldü.
Üç gün sonra, o sırada ‘isyancıların’ siyasi aracı olan Ulusal Geçiş Konseyi, ülkenin ‘tam kurtuluşunu’ ilan etti.

Büyükelçiliklere saldırılar
7 Temmuz 2012'de Libyalılar, doğuda sabotaj ve şiddet eylemleriyle gölgelenen ülkenin ilk özgür yasama seçimlerinde Genel Ulusal Kongresi üyelerini seçtiler.
Bir ay sonra, Ulusal Geçiş Konseyi yetkilerini Genel Ulusal Kongre'ye (parlamento) devretti.
2012 yılının Eylül ayı ve 2013 yılının Nisan ayında Fransız büyükelçilikleri, iki saldırıya maruz kaldı. İlk saldırıda Büyükelçi Christopher Stevens dahil dört ABD’linin ölümüne neden oldu. İkincisinde iki Fransız muhafız yaralandı. Bunun ardından çoğu yabancı elçilik kapılarını kapattı ve çalışanları ülkeyi terk etti.
Yabancı işçiler ve diplomatik misyonlar, milis üyeleri veya aşırılık yanlısı gruplar tarafından saldırıya uğradı ve kaçırıldı.

İki parlamento ve iki hükümet
2014 yılının Mayıs ayında emekli Tümgeneral Halife Hafter, doğu Libya'daki silahlı aşırılık yanlısı gruplara karşı bir operasyon başlatıldığını duyurdu. Doğu bölgesinden subaylar, Hafter’in kurduğu ‘Libya Ulusal Ordusu’ saflarına katıldı.
Aynı yılın Haziran ayında, çoğunluğu onu boykot eden İslamcılara karşı olan yeni bir parlamento seçildi.
Ancak Ağustos ayının sonunda, haftalarca kanlı çatışmalardan sonra, aşırılık yanlısı gruplar da dahil olmak üzere birçok silahlı fraksiyonu içeren Libya Şafağı (Fecr-i Libya) Koalisyonu, başkent Trablus'un kontrolünü ele geçirdi. Genel Ulusal Kongre, eski parlamentoyu yeniden canlandırdı ve yeni bir hükümet kurdu.
Ülkenin doğusundaki istikrarlı parlamentodan bir hükümet daha çıktı. Artık Libya'nın iki parlamentosu ve iki hükümeti vardı.

Ulusal Mutabakat Hükümeti
Aylarca süren müzakerelerin ardından 2015 yılının Aralık ayında sivil toplum temsilcileri ve milletvekilleri, Fas'ın Suheyrat kentinde BM himayesinde bir anlaşma imzaladı ve Ulusal Mutabakat Hükümeti ilan edildi.
2016 yılının Mart ayında Ulusal Mutabakat Hükümeti (UMH) Başbakanı Fayez es-Serrac başkent Trablus'a taşınmayı başardı. Ancak doğuda Hafter ve parlamentonun desteklediği paralel hükümet ona karşı çıktı.
2017 yılının Temmuz ayının başlarında, mareşalliğe terfi eden Hafter, üç yıllık savaşın ardından Bingazi'nin aşırılık yanlılarından ‘tamamen kurtarıldığını’ duyurdu.
2018 yılının Haziran ayının sonlarında aşırılık yanlılarının kalesi ve doğuda kontrolü dışında kalan tek şehir olan Derna'yı ele geçirdi.

Trablus çatışmaları
2019 yılının başlarında Hafter, ülkenin güneyini ele geçirmeye başladı. Yerel aşiretlerin desteğiyle, ülkenin en büyük petrol sahalarından biri olan Sebha ve Şerara'yı savaşmadan ele geçirdi.
4 Nisan'da güçlerine Ulusal Mutabakat Hükümeti'ne sadık güçlerin şiddetli direnişiyle karşılaştıklarında Trablus'a doğru ‘ilerlemelerini’ emretti.
Aynı yılın Kasım ayının başlarında, New York Times, Libya'da özel güvenlik için Rus ‘Wagner’ grubundan paralı askerlerin konuşlandırıldığını bildirdi.
Aralık ayında bir BM raporu, birkaç şirket ve ülkenin 2011'den bu yana Libya'ya uygulanan silah ambargosunu, savaşan iki kampa silah teslim ederek veya savaşçı göndererek ihlal ettiğini bildirdi.

Ateşkes anlaşması
5 Ocak 2020 tarihinde Ankara, Trablus hükümetini desteklemek için Türk askerlerinin konuşlandırılmasının başladığını duyurdu. Bu, Haziran ayı başında Hafter güçlerinin Trablus'a yönelik saldırının başlatıldığı batıdaki son kalesi olan Tarhuna'nın kontrolünü geri aldıklarını açıklayan Ulusal Mutabakat Hükümeti'ne bağlı güçlerin ilerlemesinin önünü açtı.
23 Ekim 2020'de, çatışmanın tarafları, BM himayesinde Cenevre'de beş gün süren görüşmelerin ardından ‘derhal etkili’ kalıcı bir ateşkes anlaşması imzaladı.
Aynı ayın 26'sında, Ulusal Petrol Şirketi son devre dışı bırakılan petrol sahasının yeniden açıldığını duyurdu.
13 Kasım 2020'de BM, Tunus'ta bir araya gelen Libyalı delegelerin 24 Aralık 2021'de genel seçimlerin yapılması konusunda anlaşmaya vardığını duyurdu.

Seçim kampanyalarının başlaması
5 Şubat 2021'de, Libyalı taraflar arası diyaloğa katılanlar, Cenevre'de BM himayesinde yapılan toplantılarda, Abdulhamid Muhammed ed-Dibeybe'yi üç üyeli bir başkanlık konseyi ile birlikte geçiş dönemi için başbakan olarak seçtiler.
10 Mart'ta geçiş hükümeti Parlamento’dan güvenoyu aldı ve Ulusal Mutabakat Hükümeti ile Doğu Hükümeti'nin yerini aldı.
22 Eylül'de Halife Hafter, başkanlık seçimlerine hazırlık için askeri görevlerini askıya aldı.
4 Ekim'de doğudaki parlamento, yasama seçimlerini düzenleyen yasayı kabul etti. Ancak parlamentonun ikinci bir organı olan Trablus merkezli Danıştay, bu yasaya ve 9 Eylül yasasına itiraz etti.
Parlamento daha sonra oylama tarihlerini değiştirdi. Başkanlık seçimlerinin 24 Aralık'ta yapılması ve yasama seçimlerinin bir ay sonra yapılması planlandı.
Geçtiğimiz 8 Kasım'da seçimler için adaylıkların açıklanması için kapı açıldı.

Seçimler yapılmayabilir
12 Kasım'da uluslararası toplum, ‘kapsayıcı’ ve ‘güvenilir’ seçimler için çağrıda bulunarak, seçimleri engelleyen herkese yaptırım tehdidinde bulundu.
Ancak Kasım ayının sonunda İçişleri Bakanı Halid Mazen, ‘ihlallerin artması’ nedeniyle başkanlık seçimlerinin zamanında yapılıp yapılamayacağının şüpheli olduğunu söyledi.
1 Aralık'ta BM Genel Sekreteri Antonio Guterres, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi (BMGK) Başkanı’nın demokratik bir oylama için koşulların karşılanmadığını düşünmesinin ardından seçimlerin ‘sorunun bir parçası’ olmaması gerektiğini vurguladı.
11 Aralık'ta Libya Yüksek Ulusal Seçim Komisyonu, başkanlık adaylarının nihai listesinin yayınlanmasını erteleyerek, seçimlerin planlanan 24 Aralık tarihinde yapılması olasılığını daha da ortadan kaldırdı.



Yaser Ebu Şebab İsrail ordusuyla iş birliği yaptığını açıkladı

Ebu Şebab ve bir grup silahlı kişi, Refah'ın doğusunda görüldü (Yaser Ebu Şebab adlı Facebook hesabı)
Ebu Şebab ve bir grup silahlı kişi, Refah'ın doğusunda görüldü (Yaser Ebu Şebab adlı Facebook hesabı)
TT

Yaser Ebu Şebab İsrail ordusuyla iş birliği yaptığını açıkladı

Ebu Şebab ve bir grup silahlı kişi, Refah'ın doğusunda görüldü (Yaser Ebu Şebab adlı Facebook hesabı)
Ebu Şebab ve bir grup silahlı kişi, Refah'ın doğusunda görüldü (Yaser Ebu Şebab adlı Facebook hesabı)

Gazze'de Hamas hareketine karşı çıkan Halk Güçleri’nin lideri Yaser Ebu Şebab, İsrail'in Arapça yayın yapan resmi radyo kanalı Makan'a verdiği röportajda, İsrail ordusuyla Gazze'nin güneyinde iş birliği yaptığını teyit etti.

Halk Güçleri’nin İsrail ordusunun kontrolündeki bölgelerde rahatlıkla hareket ettiğini belirten Ebu Şebab, iki taraf arasında koordinasyon olduğunu vurguladı.

Halk Güçleri’nin İsrail ordusuna, tek başına gerçekleştirdiği askeri faaliyetleri bildirdiğini açıklayan Ebu Şebab, herhangi bir ayrıntıya girmeden ‘dışarıdan destek aldıklarını’ belirtti. Ebu Şebab, bazı konuların açıkça konuşulamayacağını ifade etti.

İsrailli yetkililer, geçtiğimiz haziran ayında Hamas'a muhalif bir Filistinli grubu desteklediğini ve silahlandırdığını kabul etmiş, ancak bu grubun Ebu Şebab liderliğindeki Halk Güçleri olduğunu açıklamamıştı.

İsrail Ordu Sözcüsü Effie Defrin, konuyla ilgili bir soruya “Hamas yönetimi karşısında farklı yöntemler kullandığımızı söyleyebilirim” yanıtını verdi, ancak ayrıntılara girmedi.

Bir araştırma merkezi olan Avrupa Dış İlişkiler Konseyi, Ebu Şebab’ı ‘Refah bölgesinde faaliyet gösteren ve yardım tırlarını yağmalamakla suçlanan bir suç çetesinin lideri’ olarak tanımladı.

Röportajda, Halk Güçleri’nin herhangi bir ideoloji veya siyasi örgüte bağlı olmadığını belirten Ebu Şebab, lideri olduğu grubun 2007 yılında Gazze'de iktidara gelen Hamas'a atıfla ‘adaletsizlik ve yolsuzlukla mücadele ettiğini’ vurguladı. Şarku’l Avsat’ın Independnet Arabia’dan aktardığı habere göre Halk Güçleri’nin ne kadar büyük fedakarlıklar yaparsa yapsın mücadelesine devam edeceğini vurgulayan Ebu Şebab, Hamas’ın şu anda iç çatışmalar yaşadığını ve sonunun yaklaştığını bildiğini söyledi.

Hamas'ın askeri yargı organı geçtiğimiz çarşamba günü, Ebu Şebab’a silahlı çete kurmak ve İsrail ile iş birliği yapmakla suçlandığı gerekçesiyle 10 gün içinde teslim olması için süre tanıdığını açıkladı.

Filistinli birçok grubu bir araya getiren ‘Filistinli Gruplar Ortak Odası’ pazar günü, Halk Güçleri'ni ‘işgalci İsrail’in maşası olmakla’ suçladı. Filistinli Gruplar Ortak Odası tarafından yapılan açıklamada, “Ebu Şebab ve onunla birlikte olanlar ulusal kimliklerinden mahrumdurlar, Filistin ulusal saflarının dışındadırlar ve direniş gruplarının oybirliği ile kanları dökülmüştür” denildi.

Gazze Şeridi'nin güneyindeki Refah'ta yaşayan 1990 doğumlu Yaser Ebu Şebab, İsrail ordusunun kontrolü altındaki Refah'ın güneydoğu bölgesinde faaliyet gösteren Halk Güçleri adında bir silahlı grup kurdu.

Ebu Şebab liderliğindeki Halk Güçleri’nin silahlı üyeleri geçtiğimiz haftalarda, Refah'taki bir yardım merkezinin yakınlarında hafif makineli tüfeklerle görüldüler.