Fas, Batı Sahra’daki insan haklarıyla ilgili ilk raporunu yayınlayacak

Fas İnsan Haklarından Sorumlu Devlet Bakanlığı yetkilisi Şevki Benyub (MP)
Fas İnsan Haklarından Sorumlu Devlet Bakanlığı yetkilisi Şevki Benyub (MP)
TT

Fas, Batı Sahra’daki insan haklarıyla ilgili ilk raporunu yayınlayacak

Fas İnsan Haklarından Sorumlu Devlet Bakanlığı yetkilisi Şevki Benyub (MP)
Fas İnsan Haklarından Sorumlu Devlet Bakanlığı yetkilisi Şevki Benyub (MP)

Rabat yönetimi ilk kez Batı Sahra'daki insan hakları durumuna ilişkin bir rapor yayınlayacağını duyurdu ve uluslararası sivil toplum kuruluşlarının raporlarının "masum olmadığını" bildirdi.
Fas'ta İnsan Haklarından Sorumlu Devlet Bakanlığı yetkilisi Şevki Benyub dün Fas haber ajansı tarafından düzenlenen bir forumda insan haklarının korunmasına alanına dair özel inceleme raporu sunduğu sırada, başkanlığı yaptığı komisyonun ilk kez Batı Sahra’daki insan haklarını durumu hakkında rapor yayınlayacağını söyledi.
Benyub açıklamasında, güney bölgelerdeki ekonomik, sosyal, kültürel ve çevresel hakları içeren bir rapor sunacağını belirterek, önümüzdeki Ocak ayında raporun hazırlanmaya başlayacağını, Nisan ayında ise hazır olacağını ifade etti.
Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri'nin, Batı Sahra konusunda Güvenlik Konseyi'ne sunacağı yıllık rapor dahil edilmek üzere iltica, ziyaretler, mayınlar ve değişim ziyaretlerine ilişkin birkaç rapor aldığını vurgulayan Benyub, güney bölgesindeki insan haklarına ilişkin bir Fas raporu yayınlanmasının katkı sağlayacağını aktardı.
Fas'ın Batı Sahra dosyasında, geçtiğimiz Ekim ayında yayınlanan ve bölgedeki insan haklarına ‘el değmemiş’ olduğunu gösteren son Güvenlik Konseyi raporuna değinen Benyub, ülkesinin kaydedilen ilerlemeyi vurgulama çabalarına ayak uyduracağını kaydetti.
Fas’ta dün sunulan ‘insan haklarının korunması alanında özel inceleme’ raporuna ilişkin konuşan yetkili, rapor fikrinin ağır olarak nitelendirilen ihlal iddialarına yanıt olarak geldiğini belirtti.
Benyub, Fas'ın insan hakları alanında karşılaştığı sorunların, “ülkedeki insan hakları koruma sisteminin” geliştirilmesi ve yetkililerin yasama ve yürütme organları dahil, "Ulusal İnsan Hakları Konseyi tarafından yayınlanan tavsiyelerle" etkileşim eksikliği ile ilgili olduğuna dikkati çekti.
Faslı insan hakları derneklerinin bazı dengesizliklere işaret eden raporları hakkında da konuşan Benyub, 5 kuruluşun 30 rapor yayınladığını ve bunlardan sadece birinin ‘kesin rapor’ olduğunu söyledi.
Yetkili, uluslararası kuruluşların raporlarının özel inceleme raporunda yer almasıyla ilgili olarak ise, uluslararası sivil toplum kuruluşlarının ‘masum olmadığını’ belirtti.
Başlangıçta İnsan Hakları İzleme Örgütü ve Sınır Tanımayan Gazeteciler gibi kuruluşların raporlarını rapora entegre etmek için çalıştığını açıklayan Benyub, daha sonra bunu sildiğini çünkü inceleme diyalogunun gerçekleri bilen Faslılarca olması gerektiğine karar verdiğini kaydetti.
Benyub, ayrıca önümüzdeki Haziran ayında uluslararası kuruluşlarla etkileşimli bir rapor olacağını ve bunun özel yayınlanacağına söz vererek, geliştiklerini belirtti ve tüm çalışmaları inceleyip o şekilde bir rapor vermeyi seçtiklerini ve bundan kaçınmadıklarını söyledi.



Hizbullah'a "çağrı cihazı" operasyonunun detayları ortaya çıktı

Hizbullah destekçileri, çağrı cihazlarının patlatılmasıyla öldürülenler için dün cenaze töreni düzenlemişti (AFP)
Hizbullah destekçileri, çağrı cihazlarının patlatılmasıyla öldürülenler için dün cenaze töreni düzenlemişti (AFP)
TT

Hizbullah'a "çağrı cihazı" operasyonunun detayları ortaya çıktı

Hizbullah destekçileri, çağrı cihazlarının patlatılmasıyla öldürülenler için dün cenaze töreni düzenlemişti (AFP)
Hizbullah destekçileri, çağrı cihazlarının patlatılmasıyla öldürülenler için dün cenaze töreni düzenlemişti (AFP)

Lübnan'da Hizbullah'ın çağrı cihazlarının ardından telsiz, radyo ve güneş enerjisi panellerinin patlatılmasıyla bölge topyekun savaşa doğru sürükleniyor. 

17 Eylül'de Hizbullah'ın kullandığı çağrı cihazlarında eş zamanlı patlamalar yaşanmış, ikisi çocuk 12 kişi hayatını kaybetmiş, 2 bin 800 kişi de yaralanmıştı. 

Dün de ülkedeki telsiz, radyo ve güneş enerji sistemlerinde patlama gerçekleşti. En az 20 kişinin öldüğü, 450'den fazla kişinin de yaralandığı bildiriliyor. Lübnanlı yetkililer, olaydan İsrail'i sorumlu tutarken Tel Aviv'den henüz açıklama gelmedi.

Diğer yandan saldırıyla ilgili bilgiye sahip olan fakat adlarının gizli tutulmasını isteyen kaynaklar, Amerikan gazetesi New York Times'a (NYT) operasyonun ardında İsrail'in olduğunu doğruluyor. 

Mossad'ın BAC Consulting adlı bir paravan şirket kurduğu ve çağrı cihazlarını bubi tuzağına dönüştürerek Lübnan'a soktuğu iddia ediliyor. Macaristan merkezli bu paravan şirket, kağıt üstünde Tayvanlı Gold Apollo firması adına çağrı cihazı üretiyor. Kimliklerinin açıklanmasını istemeyen İsrailli istihbaratçılar, buna ek olarak operasyonda en az iki paravan şirket daha oluşturulduğunu belirtiyor. 

Kaynaklar, AR-924 model numaralı cihazların bataryalarına patlayıcı bir madde olan pentaeritritol tetranitrat (PENT) yerleştirildiğini ve bunların 2022 yazında Lübnan'a gönderildiğini ifade ediyor.

Hizbullah, İsrail istihbaratı tarafından takip edilmemek için cep telefonlarını bırakıp çağrı cihazı kullanmaya başlamıştı. Kaynaklar, bu kararın ardından milyonlarca dolarlık yatırımla üretimin artırıldığını ve Lübnan'a bubi tuzağı haline getirilmiş binlerce cihaz sokulduğunu söylüyor.

Öte yandan ikinci dalga saldırıda telsiz ve güneş enerji panellerinin nasıl patlatıldığı henüz bilinmiyor.

NYT'nin patlayan telsizlerin görüntülerinden yola çıkarak yaptığı analizde, bunların çağrı cihazlarından daha ağır ve büyük olduğuna, bu yüzden daha fazla hasar yarattığına işaret ediliyor. 

Ayrıca telsizlerin patlamasıyla daha büyük yangınlar çıktığına, bunun da çağrı cihazlarına kıyasla telsizlere daha fazla patlayıcı yerleştirilmiş olabileceğini gösterdiğine dikkat çekiliyor.

Lübnan'ın açıkladığı rakamlara göre telsizlerin patlatılmasıyla en az 71 ev ve dükkanla 18 sivil araç ve motosiklet yandı. 

Telsizlerden bazılarında Japon firması Icom'un amblemi görülüyor. Ancak şirket, IC-V82 model numaralı telsizlerin ve bunlarda kullanılan bataryaların üretiminin neredeyse 10 yıl önce durdurulduğunu belirtiyor. Patlayıcıların bu cihazlara nasıl yerleştirildiğiyse henüz netleştirilemedi. Icom, bu telsizlerin sahte olabileceğini öne sürüyor.

Lübnan medyasındaki haberlerde, saldırıda en az iki güneş enerjisi panelinin de alev aldığı bildiriliyor. Saldırılarda çıkan küçük çaplı yangınların söndürüldüğü bildirilirken, patlamada bir kız çocuğunun yaralandığı aktarılıyor. Ancak bu panellerin infilak ettirilen diğer cihazların etkisiyle mi alev aldığı yoksa uzaktan kumandayla mı patlatıldığı belli değil. 

Amerikan düşünce kuruluşu Soufan Center'dan Clara Broekaert, CNN'e açıklamasında saldırı dalgasının Lübnan halkının psikolojisini olumsuz etkilediğini ve Hizbullah üzerinde misilleme baskısı oluşturduğuna dikkat çekerek şunları söylüyor:

Saldırılarda günlük hayatın böylesine korkunç, beklenmedik ve geniş ölçekte kesintiye uğratılması, misilleme yapılmasına yönelik ekstra bir baskı yaratacaktır diye düşünüyorum. İnsanlar yaşananların hesabının sorulduğunu görmek istiyor.

Üst üste gelen saldırıların ardından dün Hizbullah, İsrail sınırındaki el-Merc bölgesine füze fırlattı. İkisi ağır 8 İsraillinin yaralandığı bildirilirken, bu kişilerin sivil veya asker olduğuna ilişkin bilgi paylaşılmadı.

Independent Türkçe, Times of Israel, New York Time, Japan Times, CNN, France 24