F1 pilotu Hamilton, şövalyelik nişanını törenle aldı

Fotoğraf: AP
Fotoğraf: AP
TT

F1 pilotu Hamilton, şövalyelik nişanını törenle aldı

Fotoğraf: AP
Fotoğraf: AP

İngiltere Kraliçesi 2. Elizabeth tarafından şövalye unvanı verilen Formula 1 takımlarından Mercedes'in pilotu Lewis Hamilton, nişanını aldı.
Windsor Kalesi'nde düzenlenen törende, Büyük Britanyalı Hamilton'a nişanını Prens Charles verdi.
"Sir" unvanı kazanan 36 yaşındaki Hamilton, motor sporlarındaki başarıları ve katkılarından dolayı bu nişana layık görüldü.
Formula 1'de 7 kez şampiyon olan Hamilton, organizasyonda 103'er kezle en çok yarış ve en çok pole pozisyonu kazanan pilot unvanını elinde bulunduruyor.
Hamilton, 2008'de ilk şampiyonluğunu kazanmasının ardından motor sporlarındaki hizmetlerinden dolayı Britanya İmparatorluk Nişanı'na da layık görülmüştü.
Büyük Britanyalı pilot, Stirling Moss, Jackie Stewart ve Jack Brabham'ın ardından şövalye ilan edilen dördüncü Formula 1 pilotu oldu.

Son yarışta şampiyonluğu Verstappen'e kaptırdı
Büyük Britanyalı pilot, pazar günü Abu Dabi'de koşulan sezonun son yarışında Red Bull pilotu Hollandalı Max Verstappen'e karşı 8. şampiyonluk için mücadele etmişti.
Kazaların, pit stop stratejilerinin damga vurduğu yarışın bitimine 6 tur kala Williams pilotu Nicholas Latifi kaza yapınca piste güvenlik aracı girmiş ve Verstappen yeniden şampiyonluk yarışına dahil olmuştu.
Yarış direktörü Michael Masi, Vestappen'in tur bindirmesi gereken otomobillere güvenlik aracını geçme izni verince iki pilot son turda baş başa kalmış, lastikleri yeni olan Hollandalı pilot yaptığı atakla kariyerinin ilk şampiyonluğuna uzanmıştı.



Futbolda Avrupa karması önerisi: Devrim niteliğinde

Birbirinden değerli futbolcuların aynı takımda yer alması, seyir zevkini de artırabilir (Reuters)
Birbirinden değerli futbolcuların aynı takımda yer alması, seyir zevkini de artırabilir (Reuters)
TT

Futbolda Avrupa karması önerisi: Devrim niteliğinde

Birbirinden değerli futbolcuların aynı takımda yer alması, seyir zevkini de artırabilir (Reuters)
Birbirinden değerli futbolcuların aynı takımda yer alması, seyir zevkini de artırabilir (Reuters)

İtalyan gazeteci Emanuele Giulianelli, Birleşik Krallık'ın Guardian gazetesi için kaleme aldığı yazıda Avrupa Birliği (AB) ülkelerinin ortak bir futbol takımı çıkarması fikrini irdeledi. 

Dünyanın diğer ülkelerinin de müşterek bir kadro kurarak AB takımıyla maç yapmasının ilginç olabileceği bildirildi. 

En azından iki senede bir kere böyle maç yapılmasının, ortak Avrupa kültürünü güçlendirebileceği aktarıldı.

AB Komisyonu'nun Nesiller Arası Adalet, Gençlik, Kültür ve Spor Sorumlusu Glenn Micallef'in düşüncelerine yazıda yer verildi:

Ortak bir AB takımı, ortak Avrupa kimliğini pekiştirir ve aidiyeti artırır. Birliğimizi, dayanışmamızı güçlendirerek güçlü bir sembol olur. Çocuklarım ve torunlarımın bir Avrupa takımının attığı gollere sevindiği bir Avrupa hayal ediyorum. Böylesi bir takım, diplomatik açıdan da işe yarardı. Sporun yumuşak gücünün olumlu ve önemli etkileri var. Sadece futbol sahnesinde değil, küresel arenada da…

Gazeteci Marco Bellinazzo da "Böylesi bir takım, Avrupalı kimliğinin inşası için devrim niteliğinde olur" dedi.

1997'de yapılan Dünya Karması - Avrupa Karması maçında Batistuta ve Ronaldo'lu forvet hattı dikkat çekmişti 

Teniste Laver Cup'la Avrupa'yla dünya takımlarının yarıştığı, Avrupa ve ABD'li golfçülerin de iki yılda bir yapılan Ryder Cup'ta karşı karşıya geldiği hatırlatıldı. 

İtalya erkek voleybol milli takımının eski koçlarından Mauro Berruto ise futbolun diğer sporlardan farkını vurguladı:

Günümüzde futbolun ve taraftarların yapısı, meseleyi karmaşıklaştırıyor. Bir Avrupa takımını İtalya, Fransa ya da Almanya'nın ulusal takımları kadar tutkulu bir şekilde desteklemek zor. Ancak bir mesaj vermek için böyle bir şeyin zamanının geldiğini de düşünüyorum. Neden olmasın?

Diğer yandan futbol takviminin sıkışıklığı da bir başka engel

Hem kendi ülkeleri hem de kulüpleri için çok fazla sayıda maç oynamak zorunda kaldıklarını belirten futbolcular, bunun performanslarını düşürdüğünü ve sakatlıklara yol açtığını vurguluyor.

Dünyanın en büyük futbolcu sendikası FIFPro; Şampiyonlar Ligi, Dünya Kupası ve Kulüpler Dünya Kupası gibi organizasyonlarda eskisine göre daha fazla maç yapılmasına karşı çıkıyor. 

Manchester City'nin teknik direktörü Pep Guardiola da futbolcuların greve gitmesi gerekebileceğini söylemişti. 

Independent Türkçe, The Guardian, The Athletic