Küresel borç 2020’de rekor seviyeye ulaşarak 226 trilyon dolar oldu

Küresel borç, İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra en yüksek seviyeye ulaştı

Uluslararası Para Fonu’nun Washington’daki merkezinde bulunan logosu (Reuters)
Uluslararası Para Fonu’nun Washington’daki merkezinde bulunan logosu (Reuters)
TT

Küresel borç 2020’de rekor seviyeye ulaşarak 226 trilyon dolar oldu

Uluslararası Para Fonu’nun Washington’daki merkezinde bulunan logosu (Reuters)
Uluslararası Para Fonu’nun Washington’daki merkezinde bulunan logosu (Reuters)

Uluslararası Para Fonu (IMF), 2020 yılındaki küresel borç seviyesinin, Kovid-19 pandemisinin etkisiyle 226 trilyon dolarlık rekor seviyeye ulaştığını açıkladı. 226 trilyon dolar, küresel gayri safi yurt içi hasılatın yüzde 256’sına denk geliyor.
İkinci Dünya Savaşı’ndan bu yana görülen yüzde 28’lik artış en yüksek oran olarak kabul edildi.
Uluslararası Para Fonu (IMF) Mali İşler Dairesi Başkanı Vitor Gaspar, Mali İşler Dairesi Bölüm Şefi Paulo Medas ve Ekonomist Roberto Perrelli, Şarku’l Avsat’ın bir blogdan aktardığı makalelerinde devletlerin borçlarının bu artışın yarısından fazlasına neden olduğu, küresel GSYİH’nin yüzde 99 gibi bir rekor bir seviyeye ulaştığını belirtirken finansal olmayan şirketlerin ve insanların özel borçlarının eskisinden daha yüksek olduğunu belirtti.
Yapılan açıklamada hükümetlerin borcunun, 226 trilyon doların yüzde 40’ını oluşturduğu, 1960’lı yıllardan bu yana en yüksek seviyeye ulaşıldığı belirtildi.
2008 yılında yaşanan küresel mali kriz ve Kovid-19 pandemisi, kamu sektöründeki borç seviyesinin yükselmesine neden oldu.
Yazarlar, 2020 yılında borç seviyesindeki artışın insanların hayatlarını ve işlerini koruma isteğinden ve iflas etmeyi önlemek istemelerinden kaynaklandığını açıkladı. Yazıda, “Hükümetler harekete geçmemiş olsaydı bu borcun sosyal ve ekonomik sonuçları yıkıcı olurdu” denildi.
Yapılan açıklamada özellikle yüksek enflasyon ile faiz oranlarının artması beklendiği ve gelecekte koşulların daha az elverişli olacağından borç seviyesinin oldukça hassas bir durumda olduğu belirtildi.
Yazarlar, yüksek seviyedeki borç düzeyinin, çoğu durumda hükümetlerin ülkelerini desteklemesini ve özel sektörün orta vadede yatırım yapmasını sınırlandırdığını belirtti.



Tarife korkuları geri dönerken petrol yeniden düştü

Lukoil şirketinin Rusya'nın Volgograd şehrindeki petrol rafinerisi (Reuters)
Lukoil şirketinin Rusya'nın Volgograd şehrindeki petrol rafinerisi (Reuters)
TT

Tarife korkuları geri dönerken petrol yeniden düştü

Lukoil şirketinin Rusya'nın Volgograd şehrindeki petrol rafinerisi (Reuters)
Lukoil şirketinin Rusya'nın Volgograd şehrindeki petrol rafinerisi (Reuters)

Petrol fiyatları bugün, yatırımcıların ABD'nin ticaret ortaklarına yönelik gümrük vergilerinin ekonomik rüzgarlar yaratacağı ve yakıt talebini azaltacağı korkusuna odaklanmasıyla yüzde 1,5'ten fazla düştü.

Brent ham petrolü, Paskalya Bayramı’nın denk geldiği cuma günün tatil olması nedeniyle geçtiğimiz haftanın son işlem günü olan perşembe günü yüzde 3,2 artışla kapandıktan sonra yüzde 1,6 (1,10 dolar) düşüşle dünya saatiyle (GMT) 02:55'te varil başına 66,86 dolara geriledi. ABD Batı Teksas Intermediate (WTI) ham petrolü bir önceki seansı yüzde 3,54 artışla kapattıktan sonra yüzde 1,7 (1,11 dolar) düşüşle varil başına 63,57 dolar oldu.

IG Asia Pte. Ltd.'de piyasa stratejisti olan Jun Rong Yeap, genel eğilimin düşüş yönünde olmaya devam ettiğini belirtti. Jun Rong Yeap’a göre yatırımcılar, özellikle ABD’nin gümrük tarifelerinin küresel büyüme üzerinde baskı oluşturduğu ve OPEC+ arzının arttığı bir ortamda, arz ve talep görünümünün iyileştiğine kendilerini ikna etmekte zorlanabilir.

Petrol İhraç Eden Ülkeler Örgütü (OPEC) ve Rusya gibi müttefiklerinin de dahil olduğu OPEC plusın (OPEC+) mayıs ayından itibaren üretimini günlük 411 bin varil arttırması bekleniyor. Ancak bu artışın bir kısmı kotalarını aşan ülkelerin kesintileriyle dengelenebilir.

ABD ile İran arasında cumartesi günü yapılan nükleer anlaşmaya ilişkin görüşmelerde ilerleme kaydedildiğine dair sinyallerin ardından bazı arz endişelerinin azalmasıyla fiyatlar da düştü.

ABD'li bir yetkilinin ‘çok iyi ilerleme’ kaydedildiğini belirttiği görüşmelerin ardından İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi, görüşmeler sırasında ABD ve İran'ın nükleer bir anlaşmaya varma olasılığına dair bir çerçeve geliştirmeye başlamayı kabul ettiğini açıkladı.

ABD’li yetkilinin bahsettiği ilerleme, ABD'nin geçtiğimiz hafta İran ham petrolünü işlediği iddia edilen Çin’deki bağımsız bir petrol rafinerisine ek yaptırımlar uygulamasının ve görüşmeler sırasında Tahran üzerindeki baskıyı arttırmasının ardından kaydedildi.

İran’ın petrol arzının kısıtlanmasına ilişkin endişeler ve ABD ile Avrupa Birliği (AB) arasında bir ticaret anlaşması yapılmasına yönelik umutlar Brent ve WTI ham petrollerini geçtiğimiz hafta yüzde 5 civarında yükselterek son üç haftanın ilk haftalık kazancını kaydetti.

Piyasalar, ABD'nin agresif gümrük vergisi politikasının ve Çin ile ticaret savaşının etkilerinden endişe duymaya devam ederken, dolar kurunda ve Asya borsalarında düşüş yaşandı.

Reuters'in 17 Nisan'da yaptığı bir anket, yatırımcıların gümrük vergisi politikasının bu yıl ve gelecek yıl dünyanın en büyük petrol tüketicisi olan ABD’nin ekonomisinde önemli bir yavaşlamaya yol açacağına inandığını ve önümüzdeki 12 ay içinde bir resesyon olasılığının ortalama yüzde 50'ye yaklaştığını gösterdi.

Yatırımcılar, ekonominin nereye gittiğini görmek için bu hafta nisan ayı Satın Alma Yöneticileri Endeksi (PMI)ön verileri de dahil olmak üzere ABD'de açıklanacak birkaç veriyi bekliyor. Jun Rong Yeap, “Bu haftaki PMI veri serisi, büyük ekonomilerde iyileşmesi beklenen imalat ve hizmet sektörü koşulları ile gümrük verilerinin ekonomik etkisini vurgulayabilir” yorumunda bulundu. Yeap, petrol fiyatlarının 70 dolar seviyesinde dirençle karşı karşıya olduğunu da sözlerine ekledi.