Eski Afganistan Cumhurbaşkanı Karzai, Taliban’ı kaosu durdurmak için davet ettiğini savundu

Arşiv_AA
Arşiv_AA
TT

Eski Afganistan Cumhurbaşkanı Karzai, Taliban’ı kaosu durdurmak için davet ettiğini savundu

Arşiv_AA
Arşiv_AA

Eski Afganistan Cumhurbaşkanı Hamid Karzai, Taliban’ın Afganistan’ın başkenti Kabil’i "ele geçirmediğini, ülkeye davet edildiğini" ileri sürdü.
Karzai, Associated Press haber ajansı ile yaptığı röportajda, Taliban’ın başkent Kabil’e girmesine ilişkin açıklamalarda bulundu.
Karzai, eski Afganistan Devlet Başkanı Eşref Gani ve diğer yetkililerin Afganistan’ı terk etmesine ve Taliban’ın Kabil’de yönetimi ele almasına giden süreci anlattı.
Karzai, Afganistan’da güç paylaşımı konusunda görüşmeler sürerken "Taliban’ın çoktan Kabil’e yaklaştığına ve başkenti ele geçireceğine" dair söylentilerin çıktığını, bunun üzerine görüşmelerin sürdüğü Katar ile temasa geçtiğini ve kendisine Taliban’ın Kabil’e giremeyeceğinin söylendiğini açıkladı.
14 Ağustos'ta kendisinin Gani ile görüştüğünü aktaran Karzai, bir yetki devri anlaşması konusunda müzakere ettiğini belirtmesine rağmen yetkililerin ülkeyi terk ettiğini söyledi.
Eşref Gani’nin 15 Temmuz'da öğleden sonra ülkeden kaçtığının anlaşılmasının ardından Savunma Bakanı'nı, İçişleri Bakanı'nı ve Kabil Emniyet Müdürü'nü aradığını ancak kimseye ulaşamadığını kaydeden Karzai, "Başkentte hiçbir resmi görevli, polis şefi, kolordu komutanı yoktu. Hepsi gitmişti" ifadesini kullandı.
Karzai, Gani'nin kişisel koruma birimi başkan yardımcısının kendisini arayıp, Saray'a gelip başkanlığı devralmasını istediğini belirterek, bu teklifi reddettiğini aktardı.
Hamid Karzi, bu gelişmeler üzerine Afganistan’ın kaosa sürüklenmemesi, halkın korunması için Taliban’ın Kabil’e davet edildiğini savundu.
Karzai açıklamasında, “Barış konseyiyle o akşam ya da ertesi sabah Doha’ya gitmeyi ve anlaşmayı sonuçlandırmayı amaçlıyorduk ve Taliban liderleri de aynı şekilde Doha’da aynı amaç için bizi bekliyorlardı, buna inanıyorum” dedi.
Taliban liderleriyle düzenli olarak görüşen Karzai, tüm dünyanın Taliban ile iletişime geçmesi gerektiğini de söyledi.
Afganistan’ta 40 yıldan fazla süredir savaş yaşandığını ve son 20 yılda Afganların hep acı çektiğini söyleyen Karzai, “Afganlar her tarafta kaybetti, Afgan ordusu acı çekti, Afgan polisi acı çekti, Taliban askerleri acı çekti” diye konuştu.
Karzai, ülkede kadınların ve kız çocuklarının haklarının ihlal edildiği, sokağa tek başına çıkamadığı iddialarını ise yalanladı.



Putin'e baskı ve ‘nükleer denizaltıların’ konuşlandırılması... Trump'ın çifte uyarısının arkasında ne var?

ABD Başkanı Donald Trump ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin (Reuters)
ABD Başkanı Donald Trump ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin (Reuters)
TT

Putin'e baskı ve ‘nükleer denizaltıların’ konuşlandırılması... Trump'ın çifte uyarısının arkasında ne var?

ABD Başkanı Donald Trump ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin (Reuters)
ABD Başkanı Donald Trump ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin (Reuters)

ABD Başkanı Donald Trump, Moskova'nın alaycı tavırlarına yanıt olarak iki nükleer denizaltıyı ‘uygun bölgelere’ gönderme emri vereceğini açıklayarak, Rusya ile ABD arasındaki güç gösterisinde çıtayı yükseltti.

Trump'ın sosyal medya platformu Truth Social’de yaptığı paylaşım, güvenlik bağlamında alışılmadık bir durum değildi. Şarku’l Avsat’ın The Times gazetesinden aktardığına göre, ABD'nin 71 nükleer denizaltısından yaklaşık 20'si her an denizde görev yapıyor ve özellikle gerginliğin arttığı dönemlerde rutin olarak Rusya'ya yakın bölgelere sevk ediliyor. Ancak olağandışı olan, ABD'nin bunu açıklaması. Bu ise Trump'ın paylaşımının gerçek amacını ortaya koyuyor. Söz konusu paylaşım iki mesaj içeriyor: Birincisi, Trump'ın eylem adamı olduğunu kanıtlamak, ikincisi ise mesaj vermek.

Rusya Güvenlik Konseyi Başkan Yardımcısı Dmitry Medvedev (AP)Rusya Güvenlik Konseyi Başkan Yardımcısı Dmitry Medvedev (AP)

Medvedev'e yanıt ve Putin'e işaret

Trump için bu adım, provokasyona sert tepki verme şeklindeki alışılmış tavrının bir parçası.

Trump, özellikle Rusya'da başkanlık görevinden ayrıldıktan sonra tartışmalı rolüyle tanınan Dmitriy Medvedev'e yanıt veriyordu. Trump'ın Moskova'ya Ukrayna'da ateşkes sağlanması için verdiği süreyi kısaltmasının ardından Medvedev sosyal medya hesabı üzerinden yaptığı paylaşımda, “Her yeni uyarı bir tehdit ve savaşa doğru adımdır. Rusya ile Ukrayna arasında değil; kendi ülkenle. Uyuyan Joe'nun yolunu izleme!” ifadelerini kullandı.

The Times’ın haberine göre bu açıklamaların amacı, sürekli olarak Üçüncü Dünya Savaşı’nın patlak vereceği konusunda uyarıda bulunan Trump'ı korkutmak. Öyle ki Trump, Oval Ofis'teki meşhur sözlü tartışmada Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy'i ‘kumar oynamakla’ suçlamıştı. Ancak, Rusya'da bile abartılı bir kişilik olarak görülen Medvedev, Trump'ın Putin'e yönelik söyleminin son aylarda giderek sertleştiği göz önüne alındığında, bu mesajın hedefi değil.

ABD Başkanı Donald Trump ve Rus mevkidaşı Vladimir Putin (Arşiv - Reuters)ABD Başkanı Donald Trump ve Rus mevkidaşı Vladimir Putin (Arşiv - Reuters)

İhtiyatlı eleştiri

Trump, Putin'i giderek daha fazla eleştiriyor, ancak onu doğrudan kışkırtmaktan da kaçınıyor; çünkü aralarında iyi bir dostluk ve iş ilişkisi olduğunu düşünmeye devam ediyor. Bu durum, Medvedev'in pazartesi günü yaptığı açıklamadan açıkça anlaşılıyor. Putin ise Trump'ın barış için belirlediği son tarihi, dün yaptığı paylaşımdan yaklaşık bir saat önce reddetmişti.

Trump kendini usta bir müzakereci olarak görüyor. Bu nedenle, ABD donanmasında başkomutan olarak emrinde bulunan çeşitli gemi türlerini kapsayacak şekilde ‘nükleer denizaltılar’ ifadesini belirsiz bir şekilde kullandı.

ABD'nin 71 adet nükleer denizaltısı varken, bunların 14'ü Ohio sınıfı balistik füze denizaltılarıdır ve 20 adede kadar Trident II füzesi taşıyabilirler. Bu füzeler nükleer başlıklarla donatılabilir. ABD’nin sahip olduğu nükleer silahlı denizaltılardan sekiz ila on tanesi her an dünya çapında devriye görevindedir.

Resim  Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin (Arşiv-AFP)Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin (Arşiv-AFP)

Beyaz Saray, Putin'in Trump'ın denizaltılarla ilgili diplomasisinin provokatif olmadığını, Dmitriy Medvedev'in tek bir provokatif açıklaması üzerine nükleer söylemlerin yeniden alevlenmesini önlemek için olduğunu anlayacağına inanıyor. Zira filonun görevi saldırı amaçlı değil; savunma amaçlı.

Müttefiklere yönelik yaptırımlar ve gümrük tarifeleri

Bununla birlikte, Trump'ın Putin'e yönelik söylemi belirgin şekilde sertleşti. Trump geçen hafta, “Yaptıkları şey iğrenç” dedi ve Putin'i ‘yalan söylemekle’ suçladı.

Trump ayrıca, Rus enerjisini satın alanlara ikincil yaptırımlar uygulamakla tehdit etti ve Hindistan'ı yüzde 25'lik genel gümrük vergisiyle hedef aldı. Trump, “Zaten zor durumdaki ekonomilerini birlikte mahvedebilirler” dedi.

Rusya'dan petrol alımına yönelik bu cezai gümrük vergisinin oranını doğrudan açıklamamasına rağmen, nihai gümrük vergisi sistemi ile ilgili görüşmeler kritik aşamaya yaklaşırken, benzer bir yaklaşım daha sonra Çin'e de uygulanabilir.

Rus gazının en büyük alıcısı olmaya devam eden Avrupa Birliği (AB) de yaptırımların hedefinde olabilir. Macaristan, Belçika, Fransa ve Slovakya en büyük ithalatçılar.

Geçtiğimiz günlerde gümrük vergilerini yüzde 15'e düşüren bir ticaret anlaşması imzalayan Trump'ın, Rusya'yı cezalandırması için kendisine baskı yapan Avrupa ülkelerine yaptırım uygulaması ironik olacak, ancak Trump’ın izlediği yol bu.