'Örümcek-Adam: Eve Dönüş Yok' izleyici ile buluşuyor

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA
TT

'Örümcek-Adam: Eve Dönüş Yok' izleyici ile buluşuyor

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA

Tom Holland, Zendaya, Benedict Cumberbatch, Marisa Tomei ve Jamie Foxx'un başrollerinde oynadığı "Örümcek-Adam: Eve Dönüş Yok" izleyici ile buluşacak.
Türkiye'deki sinema salonlarında bu hafta 1'i yerli olmak üzere 5 film vizyona girecek.
Tom Holland, Zendaya, Benedict Cumberbatch, Marisa Tomei ve Jamie Foxx'un başrollerinde oynadığı "Örümcek-Adam: Eve Dönüş Yok" izleyici ile buluşacak.
Jon Watts'ın yönetmen koltuğunda oturduğu macera, bilim-kurgu ve aksiyon ağırlıklı film, kimliği açığa çıkan Örümcek-Adam'ın, bu konuda Doktor Strange'den yardım istemesiyle gelişen çetrefilli olayları konu ediniyor.

"Yarım Kalan Hayat"
Michael Uppendahl tarafından sinema perdesine taşınacak "Yarım Kalan Hayat", her alanda hayatının baharını yaşamakta olan başarılı bir adamın geçirdiği bir kaza sonucu değişen hayatını odağına alıyor.
Dram türündeki ABD yapımı filmin başrollerinde Aaron Paul, Lena Olin, Tom Berenger, Celia Weston ve Michael Weston rol aldı.

"Karanlık Kız"
Olivia Colman, Dakota Johnson, Jessie Buckley, Peter Sarsgaard ve Paul Mescal'ın başrollerinde oynadığı "Karanlık Kız" adlı yapımın yönetmenliğini Maggie Gyllenhaal üstlendi.
Napoli Romanları ile adından söz ettiren Elena Ferrante'nin aynı isimli romanından uyarlanan film, tek başına bir tatilde olan Leda'nın, genç bir anneyle tanışması sonrası kendi annelik geçmişine doğru yaptığı zorlu içsel yolculuğu anlatıyor.

"Kumbara"
Ferit Karol'un yönettiği, Murat Kılıç ve Gülçin Kültür Şahin'in başrollerini paylaştığı "Kumbara" Başka Sinema dağıtımıyla vizyona çıkarılacak.
Dram türündeki filmin konusu özetle şöyle:
"Orhan 38 yaşında bir aile babasıdır. Bir yandan ev kazası yüzünden komaya girmiş annesiyle ilgilenirken, bir yandan da kefil olduğu arkadaşı ortadan kaybolduğu için üzerine kalan borcu kapatmakla uğraşır. Bu süreçte ailesiyle de arası açılır ve giderek baba rolünü kaybeder. Taksi şoförlüğü gibi ek işler yaparak başka bir adam haline gelir."

"Maşa ile Koca Ayı 4"
Roly Gutierrez tarafından beyaz perdeye uyarlanan haftanın animasyonu "Maşa ile Koca Ayı 4", Maşa ile ormandaki hayvan dostlarının yeni maceralarını anlatıyor.



Akıllı telefonlardaki sistem, ayda 300 deprem tespit etti

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash
TT

Akıllı telefonlardaki sistem, ayda 300 deprem tespit etti

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash

Bilim insanları, Android akıllı telefonları gerçek zamanlı deprem dedektörlerine dönüştüren yeni bir sistem geliştirerek büyük bir sarsıntıdan önce halkı daha hızlı uyarma potansiyeline sahip bir yol buldu.

Google, ABD Jeoloji Araştırmaları Kurumu (US Geological Survey/USGS) ve diğer araştırmacıların geliştirdiği sistem, milyonlarca telefondan alınan verileri kullanarak bir depremden kaynaklanan en erken sarsıntı sinyallerini tespit ediyor.

Bir cihaz kümesi aynı yer hareketini kaydettiğinde, sistem bunu işaretleyerek yakın bölgelerdeki diğer cihazlara uyarı gönderiyor.

Science'ta yayımlanan çalışma, ağın ayda 300'den fazla deprem tespit ettiğini ortaya koydu. Uyarıların gönderildiği bölgelerde, daha sonra depremi hissettiğini bildiren kişilerin yüzde 85'i uyarıyı aldığını söyledi. Yüzde 36'sı sarsıntı başlamadan önce, yüzde 28'i sarsıntı sırasında ve yüzde 23'ü de sarsıntıdan sonra uyarı almış.

Çalışmada sistemin, geleneksel sismik sensörlerin yerini almasa da yoğun bilimsel ağlara sahip olmayan bölgelerde ölçeklenebilir, düşük maliyetli bir erken uyarı aracı sunabileceği belirtiliyor. Yazarlar bunun özellikle akıllı telefonların yaygın ancak sismometrelerin nadir bulunduğu, gelişmekte olan ülkeler için umut vaat ettiğini söylüyor.

Google yaptığı açıklamada, sistemin insanlara "uyarı vererek sarsıntı başlamadan önce birkaç değerli saniye" kazandırabileceğini ifade ediyor.

Bu saniyeler bir merdivenden inmek, tehlikeli nesnelerden uzaklaşmak ve korunmak için yeterli zamanı sağlayabilir.

Uyarılar, deprem sırasında daha yıkıcı olan S dalgalarından önce gelen ve hızlı hareket eden P dalgalarının saptanmasına dayanıyor. Yeterli sayıda telefon P-dalgalarını tespit ederse sistem, sarsıntıyı hissetmesine belki de birkaç saniye kalan kullanıcılara uyarılar gönderiyor. Bu saniyeler korunmak, bir ameliyatı durdurmak ya da kritik altyapıyı duraklatmak için yeterli olabilir.

2020'de çıkmaya başlayan Android Deprem Uyarı Sistemi halihazırda Birleşik Devletler, Japonya, Yunanistan, Türkiye ve Endonezya gibi çeşitli ülkelerde kullanılıyor. Doğrudan Android işletim sistemine yerleştirilen teknoloji, kullanıcıların ayrı bir uygulama indirmesini gerektirmiyor.

cdfgthy
Harita, Android'in deprem uyarı sisteminin aktif olduğu ülkeleri (açık yeşil) gösteriyor. Kırmızı ve sarı sırasıyla güçlü (MMI 5+) ve hafif (MMI 3-4) sarsıntıların yaşandığı alanlar. Gri noktalar uyarı verilmeyen algılamaları gösteriyor. Kaliforniya, Oregon ve Washington'daki uyarılar (koyu yeşil) ShakeAlert'ten geliyor (Google)

Araştırmacılar doğruluk oranı bilimsel sensörler kadar yüksek olmasa da akıllı telefonlardan gelen uyarıların en çok işe yaradığı yerlerin, telefon yoğunluğu ve güvenilir veri bağlantıları yüksek seviyedeki kentsel alanlar olduğunu tespit etti. 

Çalışma, MyShake uygulaması gibi daha önceki kitle kaynaklı deprem uygulamalarının üzerine inşa edilse de milyonlarca cihaza gömülü olması sisteme fayda sağlıyor.

Yazarlar, "Kitle kaynaklı sistemlerin giderek daha önemli hale geleceğine inanıyoruz" ifadelerini kullanıyor. 

Geleneksel sensörleri kişisel cihazlardan gelen verilerle birleştirerek daha dayanıklı, kapsayıcı erken uyarı sistemleri oluşturmak mümkün.

Independent Türkçe