Tunus ve Cezayir arasında yeni bir ortaklık için Kartaca Deklarasyonu

Tunus ve Cezayir cumhurbaşkanları, geleneksel işbirliği çerçevesinde farklı bir yaklaşım benimseme gereğini vurguladılar (EPA)
Tunus ve Cezayir cumhurbaşkanları, geleneksel işbirliği çerçevesinde farklı bir yaklaşım benimseme gereğini vurguladılar (EPA)
TT

Tunus ve Cezayir arasında yeni bir ortaklık için Kartaca Deklarasyonu

Tunus ve Cezayir cumhurbaşkanları, geleneksel işbirliği çerçevesinde farklı bir yaklaşım benimseme gereğini vurguladılar (EPA)
Tunus ve Cezayir cumhurbaşkanları, geleneksel işbirliği çerçevesinde farklı bir yaklaşım benimseme gereğini vurguladılar (EPA)

Cezayir Cumhurbaşkanı Abdulmecid Tebbun, Tunuslu mevkidaşı Kays Said ile görüşmek için Tunus'a resmi bir ziyaret gerçekleştirdi. Tebbun ve Said, iki ülke arasındaki ortaklığın yeni temellerini atmak için geleneksel işbirliği çerçevelerinden farklı bir yaklaşım benimsenmesi gerektiğini vurguladılar.
Güvenlik, ekonomik ve sağlık sorunlarına, bölgesel ve uluslararası düzeydeki mevcut ve gelecekteki tüm tehditlere karşı koordineli ve verimli yanıtlar sağlamak konularında anlaşan iki lider, özellikle Libya'daki çözümün “Libya-Libya” olması gerektiği konusunda fikir birliğine vardılar.
 Cezayir Cumhurbaşkanı Abdulmecid Tebbun'nun Tunus ziyaretinin sonunda "Kartaca Deklarasyonu" adıyla ortak bir bildiri yayımlandı. İki cumhurbaşkanı geleneksel işbirliği çerçevelerinden farklı bir yaklaşım benimseme ihtiyacı üzerinde anlaştı.
Tunus ve Cezayir arasındaki ortaklık için daha fazla stratejik entegrasyon, dayanışma ve entegre kalkınmaya yönelik yeni temeller atma konularında uzlaşı sağlandı.
 İki cumhurbaşkanı, "işbirliği ve ortaklık alanlarını genişletecek ve pekiştirecek çok sayıda anlaşmanın imzalanmasının ardından" yasal çerçevenin güçlendirilmesine övgüde bulundu.
 Bildiride, "İki ülke, aralarındaki işbirliği ve ortaklık ilişkilerinde ve bu ilişkileri her alanda en üst seviyelere çekmek, daha geniş ve daha kucaklayıcı ufuklar açmak ortak arzusunda tam bir fikir birliğine vardı” ifadelerine yer verildi.
Tebbun ve Said ayrıca ortak değerlere, ideallere ve ilkelere dayalı yeni, kapsayıcı, entegre bölgesel alan oluşturmaya yönelik iddialı bir bakış açısı benimsemenin önemini vurguladı. İki lider güvenlik, ekonomik ve sağlık sorunlarına ve bölgesel ve uluslararası düzeydeki tüm mevcut ve gelecekteki gelişmelere koordineli ve etkili yanıtlar vermenin önemini vurguladı.
İki cumhurbaşkanı, "istenen hedeflere ulaşmak için ikili ve çok taraflı düzeylerde sürekli istişare etme ve bu yüksek hedeflere ulaşmak için gerekli önlemleri alma kararlılığını" teyit etti.
Cezayir Cumhurbaşkanı, önceki gün Said ile düzenlediği ortak basın toplantısında, önümüzdeki Mart ayında Cezayir'de düzenlenecek Arap zirvesinin başarısı için çaba göstereceklerini ifade etti.
 “Bölünmeye programlanmış” Arap ülkeleri arasındaki tüm farklılıkların üstesinden gelmek için çalışacaklarını ifade eden Tebbun, Cezayir'in Suriye'yi Arap Birliği'ne tekrar dahil etmeye çalışacağını söyledi.
 Tebbun, “Tunus ve Cezayir arasındaki bir dizi bölgesel ve uluslararası meselede görüşler uyumlu. Bunların başında, “çözümün Libya-Libya olması gerektiği” ve “temelde herhangi bir dış müdahalenin reddine dayalı” Libya'daki durum var” dedi.
Tebbun, bazı ülkelerin Arap ülkelerinin iç işlerine karışmasını bazı ülkelerin de bir Arap ülkesinin bölünmesine sevinmesini kınadı.
 Cezayir'in herhangi bir Arap ülkesinin içişlerine karışmayacağını açıklayan Tunus Cumhurbaşkanı ortak basın toplantısında, "imzalanan anlaşmaların ve taslakların hepsinin bir şekilde uygulanacağını ve gerçeğe dönüştürüleceğini" vurguladı.
 "İkili ilişkilerin arzu edilen seviyeye ulaşmasını engelleyen nedenleri" gözden geçirdiklerini ifade eden Said, iki kardeş halkın isteklerine yanıt olarak iki ülke arasındaki entegrasyonu ve ortak anlaşmaların oluşturulduğu hedefleri gerçekleştirmenin yeni ve farklı yollarına değindi.
Cezayir Cumhurbaşkanı Tebbun, Said ile yaptığı görüşmenin ardından ikili görüşmelerin sonucundan duyduğu derin memnuniyeti dile getirdi. Tebbun, “Görüşmenin sonuçlarından biri, iki ülke arasındaki stratejik entegrasyonun geliştirilmesi ve çeşitli alanlardaki iş birliğinin artırılarak ortaklık için yeni temeller atılması konusunda anlaşılmasıdır. Tunus ve Cezayir, her iki ülkenin iyiliği ve refahı da dahil olmak üzere ekonomik entegrasyon üzerinde çalışıyorlar. Cezayir'in Tunus'a ekonomik desteği var ve imkanları ölçüsünde Tunus'a ekonomik olarak yardım etmeye çalışacak.” dedi.
 Ziyaret, sanayi, enerji ve çevre başta olmak üzere birçok alanı kapsayan ve iki ülke arasında ekonomik ortaklığın sağlanmasına yönelik çabalara odaklanan 27 ikili anlaşma ve mutabakat zaptı imzalanmasına yol açtı.



Hizbullah'a "çağrı cihazı" operasyonunun detayları ortaya çıktı

Hizbullah destekçileri, çağrı cihazlarının patlatılmasıyla öldürülenler için dün cenaze töreni düzenlemişti (AFP)
Hizbullah destekçileri, çağrı cihazlarının patlatılmasıyla öldürülenler için dün cenaze töreni düzenlemişti (AFP)
TT

Hizbullah'a "çağrı cihazı" operasyonunun detayları ortaya çıktı

Hizbullah destekçileri, çağrı cihazlarının patlatılmasıyla öldürülenler için dün cenaze töreni düzenlemişti (AFP)
Hizbullah destekçileri, çağrı cihazlarının patlatılmasıyla öldürülenler için dün cenaze töreni düzenlemişti (AFP)

Lübnan'da Hizbullah'ın çağrı cihazlarının ardından telsiz, radyo ve güneş enerjisi panellerinin patlatılmasıyla bölge topyekun savaşa doğru sürükleniyor. 

17 Eylül'de Hizbullah'ın kullandığı çağrı cihazlarında eş zamanlı patlamalar yaşanmış, ikisi çocuk 12 kişi hayatını kaybetmiş, 2 bin 800 kişi de yaralanmıştı. 

Dün de ülkedeki telsiz, radyo ve güneş enerji sistemlerinde patlama gerçekleşti. En az 20 kişinin öldüğü, 450'den fazla kişinin de yaralandığı bildiriliyor. Lübnanlı yetkililer, olaydan İsrail'i sorumlu tutarken Tel Aviv'den henüz açıklama gelmedi.

Diğer yandan saldırıyla ilgili bilgiye sahip olan fakat adlarının gizli tutulmasını isteyen kaynaklar, Amerikan gazetesi New York Times'a (NYT) operasyonun ardında İsrail'in olduğunu doğruluyor. 

Mossad'ın BAC Consulting adlı bir paravan şirket kurduğu ve çağrı cihazlarını bubi tuzağına dönüştürerek Lübnan'a soktuğu iddia ediliyor. Macaristan merkezli bu paravan şirket, kağıt üstünde Tayvanlı Gold Apollo firması adına çağrı cihazı üretiyor. Kimliklerinin açıklanmasını istemeyen İsrailli istihbaratçılar, buna ek olarak operasyonda en az iki paravan şirket daha oluşturulduğunu belirtiyor. 

Kaynaklar, AR-924 model numaralı cihazların bataryalarına patlayıcı bir madde olan pentaeritritol tetranitrat (PENT) yerleştirildiğini ve bunların 2022 yazında Lübnan'a gönderildiğini ifade ediyor.

Hizbullah, İsrail istihbaratı tarafından takip edilmemek için cep telefonlarını bırakıp çağrı cihazı kullanmaya başlamıştı. Kaynaklar, bu kararın ardından milyonlarca dolarlık yatırımla üretimin artırıldığını ve Lübnan'a bubi tuzağı haline getirilmiş binlerce cihaz sokulduğunu söylüyor.

Öte yandan ikinci dalga saldırıda telsiz ve güneş enerji panellerinin nasıl patlatıldığı henüz bilinmiyor.

NYT'nin patlayan telsizlerin görüntülerinden yola çıkarak yaptığı analizde, bunların çağrı cihazlarından daha ağır ve büyük olduğuna, bu yüzden daha fazla hasar yarattığına işaret ediliyor. 

Ayrıca telsizlerin patlamasıyla daha büyük yangınlar çıktığına, bunun da çağrı cihazlarına kıyasla telsizlere daha fazla patlayıcı yerleştirilmiş olabileceğini gösterdiğine dikkat çekiliyor.

Lübnan'ın açıkladığı rakamlara göre telsizlerin patlatılmasıyla en az 71 ev ve dükkanla 18 sivil araç ve motosiklet yandı. 

Telsizlerden bazılarında Japon firması Icom'un amblemi görülüyor. Ancak şirket, IC-V82 model numaralı telsizlerin ve bunlarda kullanılan bataryaların üretiminin neredeyse 10 yıl önce durdurulduğunu belirtiyor. Patlayıcıların bu cihazlara nasıl yerleştirildiğiyse henüz netleştirilemedi. Icom, bu telsizlerin sahte olabileceğini öne sürüyor.

Lübnan medyasındaki haberlerde, saldırıda en az iki güneş enerjisi panelinin de alev aldığı bildiriliyor. Saldırılarda çıkan küçük çaplı yangınların söndürüldüğü bildirilirken, patlamada bir kız çocuğunun yaralandığı aktarılıyor. Ancak bu panellerin infilak ettirilen diğer cihazların etkisiyle mi alev aldığı yoksa uzaktan kumandayla mı patlatıldığı belli değil. 

Amerikan düşünce kuruluşu Soufan Center'dan Clara Broekaert, CNN'e açıklamasında saldırı dalgasının Lübnan halkının psikolojisini olumsuz etkilediğini ve Hizbullah üzerinde misilleme baskısı oluşturduğuna dikkat çekerek şunları söylüyor:

Saldırılarda günlük hayatın böylesine korkunç, beklenmedik ve geniş ölçekte kesintiye uğratılması, misilleme yapılmasına yönelik ekstra bir baskı yaratacaktır diye düşünüyorum. İnsanlar yaşananların hesabının sorulduğunu görmek istiyor.

Üst üste gelen saldırıların ardından dün Hizbullah, İsrail sınırındaki el-Merc bölgesine füze fırlattı. İkisi ağır 8 İsraillinin yaralandığı bildirilirken, bu kişilerin sivil veya asker olduğuna ilişkin bilgi paylaşılmadı.

Independent Türkçe, Times of Israel, New York Time, Japan Times, CNN, France 24