Fas, ABD istihbaratıyla işbirliği yaparak bir terör saldırısını engelledi

Fas’ta bir DEAŞ hücresinin geçen Eylül ayında dağıtılmasının ardından Raşidiye kentinde güvenlik güçleri (Arşiv-AFP)
Fas’ta bir DEAŞ hücresinin geçen Eylül ayında dağıtılmasının ardından Raşidiye kentinde güvenlik güçleri (Arşiv-AFP)
TT

Fas, ABD istihbaratıyla işbirliği yaparak bir terör saldırısını engelledi

Fas’ta bir DEAŞ hücresinin geçen Eylül ayında dağıtılmasının ardından Raşidiye kentinde güvenlik güçleri (Arşiv-AFP)
Fas’ta bir DEAŞ hücresinin geçen Eylül ayında dağıtılmasının ardından Raşidiye kentinde güvenlik güçleri (Arşiv-AFP)

Fas emniyet güçleri, Cuma gecesi, DEAŞ'a bağlı bir kişi tarafından ülke içinde gerçekleştirilmesi planlanan bir terör saldırısının ABD istihbaratıyla iş birliği içinde engellendiğini ve şüphelinin Perşembe günü tutuklandığını duyurdu.
Fas İç İstihbarat Teşkilatı Bölgesel Gözetim Genel Müdürlüğü'nden (DGST) yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi:
“Genel Müdürlüğe bağlı Merkez Adli Araştırma Bürosu, önceki gün DEAŞ'a bağlı aşırılık yanlısı bir unsuru tutuklamayı başardı ve terör eylemi planını başarısızlığa uğrattı. 24 yaşındaki tutuklu kısa süre önce patlayıcı cihazlar kullanarak Krallık içinde bir terör eylemine katılmaya karar verdi. Araştırmalar, tutuklunun patlayıcı nesneler üretmek için iki girişimde bulunduğunu kanıtladı. Saldırgan başkent Rabat'ın yakınlarındaki Salé şehrinde faaliyet gösterdi. Patlayıcı hazırlamak amacıyla kullanıldığından şüphelenilen elektronik cihaz, ekipman ve malzemelere el konuldu.”
Müdürlükten yapılan açıklamada, Fas Bölgesel Gözetim Genel Müdürlüğü, ABD istihbarat servisleri ve kolluk kuvvetleri arasındaki ikili işbirliği ve yakın koordinasyona vurgu yapıldı.
Açıklamada ayrıca, şüphelinin Krallık içinde bir terör eylemine katılmaya karar vermeden önce yurtdışındaki DEAŞ kamplarına katılmayı planladığı da belirtildi.
Yargı Araştırmaları Merkez Ofisi tarafından Şubat ayında yayınlanan bir istatistiğe göre, Fas güvenlik birimleri, 2002'den bu yana iki binden fazla terör hücresini ortaya çıkardı ve terörizm ile ilgili davalar bağlamında 3 bin 500'den fazla kişiyi tutukladı.



Hizbullah'a "çağrı cihazı" operasyonunun detayları ortaya çıktı

Hizbullah destekçileri, çağrı cihazlarının patlatılmasıyla öldürülenler için dün cenaze töreni düzenlemişti (AFP)
Hizbullah destekçileri, çağrı cihazlarının patlatılmasıyla öldürülenler için dün cenaze töreni düzenlemişti (AFP)
TT

Hizbullah'a "çağrı cihazı" operasyonunun detayları ortaya çıktı

Hizbullah destekçileri, çağrı cihazlarının patlatılmasıyla öldürülenler için dün cenaze töreni düzenlemişti (AFP)
Hizbullah destekçileri, çağrı cihazlarının patlatılmasıyla öldürülenler için dün cenaze töreni düzenlemişti (AFP)

Lübnan'da Hizbullah'ın çağrı cihazlarının ardından telsiz, radyo ve güneş enerjisi panellerinin patlatılmasıyla bölge topyekun savaşa doğru sürükleniyor. 

17 Eylül'de Hizbullah'ın kullandığı çağrı cihazlarında eş zamanlı patlamalar yaşanmış, ikisi çocuk 12 kişi hayatını kaybetmiş, 2 bin 800 kişi de yaralanmıştı. 

Dün de ülkedeki telsiz, radyo ve güneş enerji sistemlerinde patlama gerçekleşti. En az 20 kişinin öldüğü, 450'den fazla kişinin de yaralandığı bildiriliyor. Lübnanlı yetkililer, olaydan İsrail'i sorumlu tutarken Tel Aviv'den henüz açıklama gelmedi.

Diğer yandan saldırıyla ilgili bilgiye sahip olan fakat adlarının gizli tutulmasını isteyen kaynaklar, Amerikan gazetesi New York Times'a (NYT) operasyonun ardında İsrail'in olduğunu doğruluyor. 

Mossad'ın BAC Consulting adlı bir paravan şirket kurduğu ve çağrı cihazlarını bubi tuzağına dönüştürerek Lübnan'a soktuğu iddia ediliyor. Macaristan merkezli bu paravan şirket, kağıt üstünde Tayvanlı Gold Apollo firması adına çağrı cihazı üretiyor. Kimliklerinin açıklanmasını istemeyen İsrailli istihbaratçılar, buna ek olarak operasyonda en az iki paravan şirket daha oluşturulduğunu belirtiyor. 

Kaynaklar, AR-924 model numaralı cihazların bataryalarına patlayıcı bir madde olan pentaeritritol tetranitrat (PENT) yerleştirildiğini ve bunların 2022 yazında Lübnan'a gönderildiğini ifade ediyor.

Hizbullah, İsrail istihbaratı tarafından takip edilmemek için cep telefonlarını bırakıp çağrı cihazı kullanmaya başlamıştı. Kaynaklar, bu kararın ardından milyonlarca dolarlık yatırımla üretimin artırıldığını ve Lübnan'a bubi tuzağı haline getirilmiş binlerce cihaz sokulduğunu söylüyor.

Öte yandan ikinci dalga saldırıda telsiz ve güneş enerji panellerinin nasıl patlatıldığı henüz bilinmiyor.

NYT'nin patlayan telsizlerin görüntülerinden yola çıkarak yaptığı analizde, bunların çağrı cihazlarından daha ağır ve büyük olduğuna, bu yüzden daha fazla hasar yarattığına işaret ediliyor. 

Ayrıca telsizlerin patlamasıyla daha büyük yangınlar çıktığına, bunun da çağrı cihazlarına kıyasla telsizlere daha fazla patlayıcı yerleştirilmiş olabileceğini gösterdiğine dikkat çekiliyor.

Lübnan'ın açıkladığı rakamlara göre telsizlerin patlatılmasıyla en az 71 ev ve dükkanla 18 sivil araç ve motosiklet yandı. 

Telsizlerden bazılarında Japon firması Icom'un amblemi görülüyor. Ancak şirket, IC-V82 model numaralı telsizlerin ve bunlarda kullanılan bataryaların üretiminin neredeyse 10 yıl önce durdurulduğunu belirtiyor. Patlayıcıların bu cihazlara nasıl yerleştirildiğiyse henüz netleştirilemedi. Icom, bu telsizlerin sahte olabileceğini öne sürüyor.

Lübnan medyasındaki haberlerde, saldırıda en az iki güneş enerjisi panelinin de alev aldığı bildiriliyor. Saldırılarda çıkan küçük çaplı yangınların söndürüldüğü bildirilirken, patlamada bir kız çocuğunun yaralandığı aktarılıyor. Ancak bu panellerin infilak ettirilen diğer cihazların etkisiyle mi alev aldığı yoksa uzaktan kumandayla mı patlatıldığı belli değil. 

Amerikan düşünce kuruluşu Soufan Center'dan Clara Broekaert, CNN'e açıklamasında saldırı dalgasının Lübnan halkının psikolojisini olumsuz etkilediğini ve Hizbullah üzerinde misilleme baskısı oluşturduğuna dikkat çekerek şunları söylüyor:

Saldırılarda günlük hayatın böylesine korkunç, beklenmedik ve geniş ölçekte kesintiye uğratılması, misilleme yapılmasına yönelik ekstra bir baskı yaratacaktır diye düşünüyorum. İnsanlar yaşananların hesabının sorulduğunu görmek istiyor.

Üst üste gelen saldırıların ardından dün Hizbullah, İsrail sınırındaki el-Merc bölgesine füze fırlattı. İkisi ağır 8 İsraillinin yaralandığı bildirilirken, bu kişilerin sivil veya asker olduğuna ilişkin bilgi paylaşılmadı.

Independent Türkçe, Times of Israel, New York Time, Japan Times, CNN, France 24