Sincan Uygur Özerk Bölgesi'ne gidip 'Soykırım yok' dediler: Sosyal medya fenomenlerini etkileyen Çin nasıl propaganda yapıyor?

Sosyal medya fenomenleri, Sincan Uygur Özerk Bölgesi'ndeki soykırım iddialarına karşı çıkan videolar çekiyor

Uluslararası Af Örgütü
Uluslararası Af Örgütü
TT

Sincan Uygur Özerk Bölgesi'ne gidip 'Soykırım yok' dediler: Sosyal medya fenomenlerini etkileyen Çin nasıl propaganda yapıyor?

Uluslararası Af Örgütü
Uluslararası Af Örgütü

Çin otoriter yönetim anlayışı, Uygurlar gibi azınlıklara yönelik uygulamalar ve Kovid-19 pandemisine müdahale gibi pek çok suçlamayla karşı karşıya.
Pekin ise bu iddiaları sürekli reddediyor. Örneğin Uygurların gözaltı kamplarında tutulduğu, tecavüzle işkenceye maruz bırakıldığı ve zorla çalıştırıldığı suçlamalarını kabul etmeyen Çin, yapılanların "yeniden eğitim" amaçlı olduğunu öne sürüyor.
Çin elini güçlendirmek için sosyal medyadan da yararlanıyor. ABD merkezli New York Times (NYT) elini güçlendirmek için sosyal medyadan da yararlanan Çin'in, YouTube'daki yabancı içerik üreticileriyle ilişkisini inceleyerek bu konuya ışık tuttu.
Platformda Çinli olmayan bazı kişiler, ülkedeki hayata dair paylaşımlar yapıyor. Çin'de yaşamın Batı'da anlatıldığı gibi olmadığına işaret edilen videolarda, neşeli bir hayat portresi çiziliyor.
Bu kişiler, amaçlarının Batı'nın Çin'e yönelik olumsuz algısını kırmak olduğunu söylüyor. YouTuberlar, içeriklerine kendilerinin karar verdiğini ve devletin müdahale etmediğini öne sürüyor.

NYT: İçerik üreticileri, Çin'in propaganda aracı
Ancak NYT, "İçerik üreticileri kendilerini propaganda aracı olarak görmeseler de Pekin onları bu şekilde kullanıyor" diye yazdı.
Zira Çinli diplomatlar ve resmi kurumlar, bu videoları basın toplantılarında gösteriyor ve sosyal medyada paylaşıyor.
Haberde, Çin'de bu fenomenler arasındaki en popüler 6 ismin paylaşımlarının 130 milyondan fazla kez görüntülendiği ve toplam abone sayılarının 1,1 milyonu aştığı vurgulandı.
NYT, resmi belgelere ve içerik üreticilerine dayanarak Pekin yanlısı YouTuberların gezilerinin, devlet tarafından organize edildiğini açıkladı.
Bu kişiler, yabancı gazetecilerin haber yapmasının engellendiği bölgeleri bile ziyaret edebiliyor.
Ayrıca bu videoların kamera arkasında, devlet destekli medyanın mensupları bulunuyor. Örneğin Matt Galat adlı YouTuber'ın paylaştığı bir fotoğrafta, kendisini görüntüleyen basın mensupları dikkat çekiyor.
Matt Galat
(Matt Galat)
Bu YouTuberlardan biri, Pekin'de üniversite öğrencisiyken komik videolar çekmeye başlayan Raz Gal-Or. İsrailli genç artık hem Çinlilerin hem de gurbetçilerin ülkedeki yaşamını, binlerce abonesine sunuyor.
Raz, 8 Nisan'da paylaştığı bir videoda Sincan Uygur Özerk Bölgesi'ndeki pamuk tarlalarını ziyaret edip zorla çalıştırma iddialarına karşı çıktı:

"Burası tamamen normal. İnsanlar iyi, işlerini yapıp yaşamlarını sürdürüyor."
Ancak NYT, Raz'ın videoda gözaltı kamplarından ve kendisiyle ailesinin Çin'le iş ilişkilerinden bahsetmediğine dikkat çekti.
Zira Raz'ın video şirketi YChina'nın başkanı, YouTuber'ın babası Emir Gal-Or. Emir'in Innonation adlı şirketinin internet sitesinde, kendilerine Çin Kalkınma Bankası'nın destek verdiği yazıyor.
Ayrıca sitedeki bilgilere göre, YChina'nın müşterileri aralarında devlete ait iki haber kuruluşu var.
Raz, NYT'ye gönderdiği epostada YChina'nın, devlet haber kuruluşlarıyla hiçbir "iş anlaşması" yapmadığını ve internet sitesinin "hatalı" olduğunu öne sürdü. Raz, Sincan Uygur Özerk Bölgesi'ndeki videosu için hiçbir resmi kurumdan para almadığını ve hiç kimsenin kendisine rehberlik etmediğini de iddia etti.

"Yaptıklarım için para alıyor muyum? Tabii ki"
Öte yandan bazı YouTuberlar devletten destek aldıklarını kabul ediyor. Ancak bu kişiler Pekin'in sözcülüğünü yapmadıklarını söylüyor.
Gweilo 60 adlı kanalın sahibi olan Kanadalı Kirk Apesland bunlardan biri. Çin'de yaşayan Apesland, Sincan Uygur Özerk Bölgesi'ndeki soykırım iddialarını reddediyor.
Apesland, NYT kendisiyle temasa geçtikten sonra "New York Times vs Gweilo 60" başlıklı bir video paylaştı. Kanadalı adam 21 Kasım'da yayımladığı videoda ücretsiz otel tekliflerini ve yetkililerin yaptığı ödemeleri kabul ettiğini doğruluyor:

"Yaptıklarım için para alıyor muyum? Tabii ki. Ben bir iş yapıyorum. Yüz binlerce kişi için video paylaşıyorum."
Çin'de video çekenlerden Lee Barrett de para aldığını kabul edip "Ancak ne dememiz gerektiğini bize hiçbir şekilde söylemiyorlar" diyor.
NYT, YouTuber Galat'ın devlet kontrolündeki Çin Uluslararası Radyosu'yla Şian kentine yaptığı seyahatle ilgili açıklamalarına da yer verdi. Galat, paylaştığı bir videoda seyahatin organizatörlerinin kendisinden, hiç görmediği bir yeri öven bir konuşma yapmasını istediğini söyledi. Bu isteği reddeden Galat, daha fazla propaganda ziyareti için seyahat programının değiştirildiğini ifade etti.
Bununla birlikte Galat bu açıklamaları yaptığı videoyu kanalından kaldırırken nedenini açıklamadı.

YouTuberlar trafik alıyor
NYT, bu ilişkiler sayesinde YouTuberların da kazandığını ortaya koydu. Zira haberde, sosyal medya fenomenler için trafik almanın epey önemli olduğuna dikkat çekildi. YouTube izlenme sayısına bağlı olarak üyelere ödeme yaparken, bu sayede büyük markalarla sponsorluk anlaşmaları da yapılabiliyor.
Örneğin Çin'in İtalya'daki büyülekçiliği, Raz'ın Sincan Uygur Özerk Bölgesi'ndeki pamuk tarlalarıyla ilişkili videoyu yaklaşık 180 bin takipçisiyle İtalyanca altyazıyla paylaştı.
Video ilerleyen haftalarda Facebook ve Twitter'da, Çin büyükelçiliklerine veya devlete bağlı haber kuruluşlarına bağlı en az 35 hesaptan yayımlandı. NYT, bu hesapların takipçi sayısının yaklaşık 400 milyona ulaştığını bildirdi.
 
Independent Türkçe, New York Times



Hamaney'in karşı çıkan konuşması ve yaklaşan ABD-İran anlaşması

 İran Dini Lideri Ali Hamaney, eski İran cumhurbaşkanı İbrahim Reisi'nin ölümünün birinci yıldönümünde ulusa sesleniş konuşması yapıyor, 20 Mayıs 2025 (AFP)
İran Dini Lideri Ali Hamaney, eski İran cumhurbaşkanı İbrahim Reisi'nin ölümünün birinci yıldönümünde ulusa sesleniş konuşması yapıyor, 20 Mayıs 2025 (AFP)
TT

Hamaney'in karşı çıkan konuşması ve yaklaşan ABD-İran anlaşması

 İran Dini Lideri Ali Hamaney, eski İran cumhurbaşkanı İbrahim Reisi'nin ölümünün birinci yıldönümünde ulusa sesleniş konuşması yapıyor, 20 Mayıs 2025 (AFP)
İran Dini Lideri Ali Hamaney, eski İran cumhurbaşkanı İbrahim Reisi'nin ölümünün birinci yıldönümünde ulusa sesleniş konuşması yapıyor, 20 Mayıs 2025 (AFP)

Siyasi analizde, sonuçlara varmak için göstergeleri izlemek gerekir. İran Dini Lideri'nin rejimin kurucusu Humeyni’nin ölüm yıldönümü sırasında yaptığı son konuşmadan ve Umman Sultanlığı aracılığıyla Tahran'a sunulan son Amerikan teklifinden, iki taraf arasında kapsamlı olmayıp geçici olsa bile bir anlaşmaya varma olasılığının yüksek olduğu söylenebilir. Hem de Umman himayesinde yapılan dördüncü tur görüşmelerden bu yana Tahran ve Washington arasında görülen keskin görüş farklılıklarına rağmen. Farklılığın sebebi İran'ın daha önce uranyumu 2015 nükleer anlaşmasında kabul edilen aynı seviyede, yani yüzde 3,67 oranında zenginleştirme hakkını tanıyan Amerikan pozisyonunda değişiklik olarak gördüğü son açıklamalar. Amerikan pozisyonunun, İran'ın nükleer programı barışçıl olduğu sürece zenginleştirme prensibini tamamen reddetme yönünde değiştiğini görüyoruz. Buna göre Tahran'ın uranyum zenginleştirme hakkı yok ve nükleer yakıtı yurtdışından ithal edebilir. Bu konu, sorunun çözümüne dair olumlu bir atmosfer oluşturmakta başarısız olan beşinci tura kadar uzanan görüşmelerin ilerlemesinin önündeki en büyük engeldi. Bu arada İran, kendi topraklarında kurulacak ve Suudi Arabistan ile BAE’nin de dahil olacağı bölgesel bir uranyum zenginleştirme kompleksi önerisinde bulundu; böylece topraklarında uranyum zenginleştirme faaliyetlerini sürdürebilir, nükleer yakıta erişimini sürdürebilir ve komşularına karşı iyi komşuluk gösterebilir.

Öte yandan, ABD tarafının da İranlılara sunulan ve Tahran’ın kendisine yanıt olarak birkaç mesaj verdiği bir teklifi var. Bu teklif, Tahran'ın uranyum zenginleştirme faaliyetlerini tamamen durdurması, ABD'ye ilave olarak İran, Suudi Arabistan ve diğer bazı Arap ülkelerinden oluşan bölgesel bir nükleer enerji birliği kurulması çağrısını içeriyor. Daha sonra Umman Sultanlığı'nın Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı'nın gözetiminde bölgesel bir uranyum zenginleştirme tesisi kurulmasını önerdiği söylendi. Washington, Umman'ın teklifini kabul etti ve bu ortak uranyum zenginleştirme tesisinin İran dışında bulunmasını istedi. Axios sitesi, ABD'nin, programını askıya alması karşılığında İran'ın uranyum zenginleştirme hakkını tanıdığını, topraklarında yüzde 3’e kadar uranyum zenginleştirilebileceğini kabul ettiğini bildirdi. Tahran bölgesel zenginleştirme tesisi teklifini kabul edebilir, ancak bu, onun için yurt içindeki zenginleştirme faaliyetlerine bir alternatif olmayacaktır. Kaldı ki tesisin yurt dışında değil, kendi topraklarında bulunmasını istiyor.

Amerikan pozisyonunun yüzde 3 zenginleştirme etrafında dönmesi durumunda, bunun Washington'un pozisyonundan geri adım attığı anlamına geldiği iddia edilebilir. Washington, önceki iki görüşme turunda İran'ın topraklarında zenginleştirme faaliyetlerini sürdürmesini engellemekte ve yurtdışından nükleer yakıt ithal etmesinde ısrar etmişti. Bu nedenle, Tahran'ın küçük bir oranda bile olsa ülke içinde zenginleştirmeye devam etmesi, bir yandan Washington ile yaptırımları kaldıracak, diğer yandan ABD'nin topraklarında uranyum zenginleştirme hakkını tanımasını garantileyecek bir anlaşmaya varana kadar, orta yol olarak kabul edebileceği bir teklif olacaktır.

Dolayısıyla Amerikalıların önerdiklerine ve İran'ın cevabına göre, altıncı turun yakında yapılması ve daha sonra bir anlaşmaya varılması muhtemel. Amerikan teklifi, ABD'nin uranyum zenginleştirmenin tamamen durdurulması talebi ile İran'ın ülke içinde zenginleştirmeyi sürdürme ısrarı arasındaki uçurumu küçültecek bir uzlaşma olabilir. Hal böyle iken, İran Dini Lideri Ali Hamaney neden iki gün önce buna karşı çıkan ve Washington'a düşmanca yanıt veren, İran'ın pozisyonundan geri adım atmadığını vurgulayan açıklamalar yaptı? Konuşmasında, “Ülkesinin tam bir nükleer yakıt döngüsüne sahip olmakta başarılı olduğunu, nükleer endüstrinin sadece enerji için olmadığını, aynı zamanda tüm endüstrilerin temeli ve ulusal bağımsızlığın sembolü olduğunu, uranyum zenginleştirmenin nükleer meselenin anahtarı olduğunu ve İran'ın düşmanlarının zenginleştirmeyi kontrol altına almak istediklerini” söyledi. Hamaney böylece bir yandan ülkesinin anlaşma için can atmadığını ve ülkenin en yüksek otoritesinin buna bir ölçüde karşı çıktığını göstermeye çalıştı. Diğer yandan, bu konuşma içeriye dönüktü, çünkü Tahran'ın topraklarında uranyum zenginleştirme hakkından mahrum bırakılmayı reddettiğini duyuruyordu. Böylelikle Tahran, Donald Trump'ın sunduğu teklifi kabul etse bile, Dini Lider'in muhalif konuşması tekliften birkaç gün önce yapılmış olacaktı. Trump’ın teklifi uranyumu 2015 anlaşmasındakine yakın düşük bir seviyede zenginleştirmeyi içerdiğinden, Tahran, bunu İran direnişi karşısında Washington'un geri çekilmesi ve teklifin onu içeride zenginleştirme hakkından mahrum bırakmadığı şeklinde pazarlayabilir.

Konuşma ayrıca İran ve Washington'un kamuoyu önünde düşmanca açıklamalar yapma, ancak perde arkasında, aralarındaki boşlukları kapatmak için anlaşma ve ardından bunu açıklama alışkanlığının çerçevesine girebilir. Tahran'a ABD’ye pozisyonunda geri adım attırmakla övünme fırsatı verecek olan Trump, İran zihniyetini ve nükleer meselenin nasıl bir ulusal gurur meselesi, ulusal kimlik ve egemenliğin bir parçası olduğunu incelemiş olmalıydı. Öyle ki hükümet, öğrenciler için nükleer tesislere okul gezileri düzenliyor. Tahran rejimi ayrıca yaptırımlara ve kısıtlamalara rağmen ileri nükleer teknoloji seviyelerine ulaşma yeteneği ile övünüyor. Bu nedenle İran, topraklarında uranyum zenginleştirmekten mahrum bırakılmasını reddederdi. Yine özellikle bir yandan bilimsel ve nükleer ilerlemenin bir sembolü olduğu, diğer yandan da kendisinden vazgeçmesinin Washington veya Tel Aviv’in kendisine yönelik askeri bir saldırısını kolaylaştıracağına inandığı bir kart olduğu için yüzde 60 oranında zenginleştirilmiş uranyumundan vazgeçmeyi reddederdi.

*Bu analiz Şarku'l Avsat tarfından Independent Arabia sitesinden çevrilmiştir.