Los Angeles Film Eleştirmenleri Derneği seçti: 2021'in en iyi film ve performansları

En iyi film seçilen Japon filmi Drive My Car'ın başrollerinde Hidetoshi Nishijima, Tôko Miura ve Reika Kirishima var (Bitters End)
En iyi film seçilen Japon filmi Drive My Car'ın başrollerinde Hidetoshi Nishijima, Tôko Miura ve Reika Kirishima var (Bitters End)
TT

Los Angeles Film Eleştirmenleri Derneği seçti: 2021'in en iyi film ve performansları

En iyi film seçilen Japon filmi Drive My Car'ın başrollerinde Hidetoshi Nishijima, Tôko Miura ve Reika Kirishima var (Bitters End)
En iyi film seçilen Japon filmi Drive My Car'ın başrollerinde Hidetoshi Nishijima, Tôko Miura ve Reika Kirishima var (Bitters End)

Los Angeles Film Eleştirmenleri Derneği (Los Angeles Film Critics Association-LAFCA), bu yılın en iyi film ve performanslarını belirledi.
1975'te kurulan LAFCA'nın resmi Twitter hesabından haftasonu duyurduğu liste şöyle:

En İyi Film
Drive My Car (Doraibu Mai Kâ)

İkinci: The Power of the Dog

En İyi Yönetmen
Jane Campion (The Power of the Dog)

İkinci: Ryusuke Hamaguchi (Drive My Car)

En İyi Kadın Oyuncu
Penélope Cruz - Paralel Anneler (Madres Paralelas)

İkinci: Renate Reinsve - Dünyanın En Kötü İnsanı (Verdens Verste Menneske)

En İyi Erkek Oyuncu
Simon Rex - Red Rocket

İkinci: Benedict Cumberbatch - The Power of the Dog

En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu
Ariana DeBose - Batı Yakası'nın Hikayesi (West Side Story)

İkinci: Aunjanue Ellis - Kral Richard: Yükselen Şampiyonlar (King Richard)

En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu
Kazananlar (berabere): Vincent London - Titane 

Kodi Smit-McPhee - The Power of the Dog

En İyi Senaryo
Drive My Car - Ryusuke Hamaguchi ve Takamasa Oe
İkinci: Licorice Pizza - Paul Thomas Anderson

En İyi Kurgu
Summer of Soul - Joshua L. Pearson
İkinci: Licorice Pizza - Andy Jurgensen

En İyi Sinematografi
Ari Wegner - The Power of the Dog
İkinci: Greig Fraser - Dune: Çöl Gezegeni (Dune)

En İyi Prodüksiyon Tasarımı
Steve Saklad - Barb and Star Go To Vista Del Mar

İkinci: Tamara Deverell - Kabus Sokağı (Nightmare Alley)
En İyi Müzik
Alberto Iglesias - Paralel Anneler
İkinci: Jonny Greenwood - The Power of the Dog ve Spencer

Yabancı Dilde En İyi Film
Küçük Anne (Petite maman)

İkinci: Quo Vadis, Aida?

En İyi Animasyon Filmi
Kaçış (Flee)

İkinci: Belle (Ryu to Sobakasu no Hime)

En İyi Belgesel
Summer of Soul
İkinci: Birlikte Yürümek: Bir Şifa Yolculuğu (Procession)

Douglas Edwards Deneysel Film Ödülü
The Works And Days

Yeni Jenerasyon Ödülü
Kazananlar (berabere): Shatara Michelle Ford - Test Pattern

Tatiana Huezo - Yangın Gecesi (Noche de fuego)

Yaşam Boyu Başarı Başarı Ödülü
Mel Brooks
Independent Türkçe



İnsanoğlunun karbonhidrat sevgisi 800 bin yıl öncesine dayanıyormuş

Makarna gibi nişasta içeren gıdaları sindirmeye yarayan genler, 12 bin yıl önce ciddi bir artış göstermiş (Unsplash)
Makarna gibi nişasta içeren gıdaları sindirmeye yarayan genler, 12 bin yıl önce ciddi bir artış göstermiş (Unsplash)
TT

İnsanoğlunun karbonhidrat sevgisi 800 bin yıl öncesine dayanıyormuş

Makarna gibi nişasta içeren gıdaları sindirmeye yarayan genler, 12 bin yıl önce ciddi bir artış göstermiş (Unsplash)
Makarna gibi nişasta içeren gıdaları sindirmeye yarayan genler, 12 bin yıl önce ciddi bir artış göstermiş (Unsplash)

İnsanların karbonhidrat sevgisinin 800 bin yıl önceye dayandığı keşfedildi. Türk bilim insanı, evrimsel antropolog Dr. Ömer Gökçümen'in liderliğindeki araştırma, insanların nişastayı sindirmesini sağlayan genlerin tarihini masaya yatırdı.

Patatesten makarnaya herhangi bir nişastalı yiyecek ağza atıldığı anda, tükürükteki amilaz enzimiyle parçalanmaya başlıyor. 

İnsanların tarih boyunca değişen besin kaynaklarına adapte olmasını sağlayan bu enzimi üreten genlerin kritik önem taşıdığı uzun zamandır biliniyor.

ABD'deki Buffalo Üniversitesi'nden Dr. Gökçümen, "Ne kadar çok amilaz genine sahipseniz, o kadar çok amilaz üretebilir ve o kadar çok nişastayı etkin bir şekilde sindirebilirsiniz" diye açıklıyor.

Bilim insanları bu genin insanlarda ne zaman çoğalmaya başladığını anlamak için AMY1 adlı bu geni inceledi. 

Aralarında 45 bin yıl önceye dayanan örneklerin de yer aldığı 68 eski insan genomunu analiz eden ekip, şaşırtıcı bulgular edindi. 

Saygın hakemli dergi Science'ta dün (17 Ekim) yayımlanan çalışmada, avcı-toplayıcılarda AMY1 geninin ortalama 5 kopyası olduğu sonucuna varıldı. Yani Avrasya'daki ilk insanlar, tarım yaparak buğday gibi bitkileri yetiştirmeye ve nişasta alımını artırmaya başlamadan çok önce çeşit çeşit AMY1 kopyalarına sahipmiş.

Araştırmacılar ayrıca bu genin Neandertaller ve Denisova insanlarında da kopyalandığını kaydetti.

Jackson Genomik Tıp Laboratuvarı'ndan Kwondo Kim, ortak yazarı olduğu çalışmayı şöyle değerlendiriyor:

Bu, AMY1 geninin ilk olarak 800 bin yıldan daha uzun bir süre önce, insanlar Neandertallerden ayrılmadan çok önce ve sanılandan çok daha eski bir zamanda kopyalanmış olabileceğini gösteriyor.

Yeni araştırma ayrıca 12 bin yıl önce başlayan tarımın AMY1 geninin daha fazla çeşitlenmesine yol açtığını gösteriyor.

Önde gelen hakemli dergi Nature'da geçen ay yayımlanan başka bir araştırmada da Avrupa'daki insanların son 12 bin yılda ortalama AMY1 kopya sayısını 4'ten 7'ye çıkardığı saptanmıştı.

İki çalışmada da avcı-toplayıcıların fazladan amilaz genlerine sahip olmasının evrimsel bir avantaj kazandırdığına dair kanıt bulamadı. Ancak bu durumun tarımın ortaya çıkmasıyla değiştiği düşünülüyor.

Bilim insanları hem Avrupa'da hem de Asya'nın bazı bölgelerinde AMY1'in doğal seçilim tarafından tercih edildiğine işaret eden kanıtlar saptadı.

Dr. Gökçümen, "AMY1 kopya sayısı daha yüksek bireyler muhtemelen nişastayı daha verimli bir şekilde sindiriyor ve daha fazla yavruya sahip oluyordu" diyerek ekliyor: 

Nihayetinde soyları, uzun bir evrimsel zaman dilimi boyunca daha düşük kopya sayısına sahip olanlardan daha iyi duruma gelerek AMY1 kopya sayısının çoğalmasına yol açtı.

Bilim insanları bu genin genellikle nişastayı sindirmeye yaradığını düşünüyor. Ancak Dr. Gökçümen, belki de vücuda yiyecek girdiğinin sinyalini veriyor olabileceğini öne sürüyor.

Bu durumda amilaz, daha fazla insülin üretimine ve nişastadaki şekerin daha fazla emilmesine yol açabilir. 

Dr. Gökçümen, bu özelliğin özellikle kıtlık zamanlarında avantaj sağlayacağına değiniyor. "Etrafta çok fazla ekmek varsa, sorun yok" diyen evrimsel antropolog ekliyor: 

Ama eğer zar zor hayatta kalıyorsanız, o zaman bunun bir ölüm kalım meselesi olacağını düşünüyorum.

Diğer yandan Pensilvanya Eyalet Üniversitesi'nden genetik antropoloji uzmanı Dr. George Perry, doğal seçilimde amilaz geninin baskın çıkmasının, başka yerlerden bölgeye giden gruplarla da açıklanabileceğini düşünüyor:

Bu iki makale de beni gerçekten heyecanlandırdı ancak kesin bir kanıt sunduklarını söyleyemem.

Independent Türkçe, Popular Science, New York Times, Science, Nature