Arap Koalisyonu’nun operasyonlarında 100 Husi milisi etkisiz hale getirildi

Yemen ordusu Marib’deki bölgeleri yeniden ele geçirdi.

Kral Selman Yardım ve İnsani Çalışmalar Merkezi (KSRelief) tarafından Yemen’de yürütülen Mayın Temizleme Projesi (MASAM) ile Husi milisler tarafından aralık ayında çeşitli bölgelere döşenen 2 bin 620 mayın temizlendi.
Kral Selman Yardım ve İnsani Çalışmalar Merkezi (KSRelief) tarafından Yemen’de yürütülen Mayın Temizleme Projesi (MASAM) ile Husi milisler tarafından aralık ayında çeşitli bölgelere döşenen 2 bin 620 mayın temizlendi.
TT

Arap Koalisyonu’nun operasyonlarında 100 Husi milisi etkisiz hale getirildi

Kral Selman Yardım ve İnsani Çalışmalar Merkezi (KSRelief) tarafından Yemen’de yürütülen Mayın Temizleme Projesi (MASAM) ile Husi milisler tarafından aralık ayında çeşitli bölgelere döşenen 2 bin 620 mayın temizlendi.
Kral Selman Yardım ve İnsani Çalışmalar Merkezi (KSRelief) tarafından Yemen’de yürütülen Mayın Temizleme Projesi (MASAM) ile Husi milisler tarafından aralık ayında çeşitli bölgelere döşenen 2 bin 620 mayın temizlendi.

Yemen’de halk direnişinin desteklediği ordu güçleri dün Husilerin el-Cevf Valiliği'nin kuzey cephelerine yönelik saldırılarını geri püskürtürken, Marib’in güneyindeki geniş alanlar de yeniden kontrol altına aldı. Gelişme, Yemen’de meşru hükümeti destekleyen Arap Koalisyonu’nun birçok cephede milis unsurları ve sahip oldukları askeri araçları hedef alan operasyonlarını ile eş zamanlı olarak geldi.
Operasyonlar, Husi lideri Abdulmelik el-Husi’nin BM Yemen Özel Temsilcisi Hans Grundberg liderliğindeki uluslararası çalışmalara karşı açıklamalarına cevap niteliğinde gerçekleştirildi. Abdulmelik el-Husi açıklamasında Husilerin tüm Yemen bölgelerini kontrol altına almadıkça savaşı durdurmayacağını söylemiş ve daha fazla asker sağlanması, cepheler için bağış toplanması ve daha çok mezarlık hazırlanması çağrısı yapmıştı.
Suudi Arabistan resmi haber ajansı SPA’nın aktardığına göre Arap Koalisyonu Twitter hesabından yaptığı paylaşımda Marib’de 24 saat içinde milislere karşı 19 operasyonun gerçekleştirildiğini belirtti. Yapılan bombardımanlarda 100 milisin öldürüldüğü ve 14 askeri aracın imha edildiği bilgisi paylaşıldı.
Koalisyon, Yemen ordusuna destek olarak yeni operasyonlara imza atıldığını duyurdu. Koalisyon’un yeni operasyonlara yönelik açıklaması, Husi milislerin Abha Uluslararası Havalimanı’nı hedef almak için kullandığı iki insansız hava aracının (İHA) imha edildiği duyurusunun ardından geldi. Suudi Arabistan savunması ayrıca cumartesi günü Hamis Muşayt’e doğru fırlatılan bir insansız hava aracını da imha etti.
Arap Koalisyonu cumartesi günü yaptığı açıklamada da 24 saat içerisinde Marip ve el-Cevf’te Husilere karşı 19 operasyon düzenlediğini, 80’den fazla Husi unsurunun etkisiz hale getirildiğini ve 11 askeri aracın imha edildiğini bildirilmişti.
Arap Koalisyonu’nun bombardımanları, son haftalarda Husi milislerin saldırganlığının artmasına yanıt olarak, Yemen ordusunu desteklemek için yürütülen operasyonların yoğunlaşması kapsamında geldi. Askeri kaynaklar, son dört haftada çoğu Marib ve el-Cevf’teki cephelerinde olmak üzere yaklaşık 5 bin Husi milisin etkisiz hale getirildiği tahmininde bulundular.
Diğer yandan Yemen ordu medyası dün yaptığı açıklamada güçlerinin İran destekli Husilere karşı savaşmaya devam ettiğini ve milislerin Marib güneyindeki savaş cephelerinde ağır kayıplar verdiğini bildirdi.
Yemen Silahlı Kuvvetleri Medya Merkezi'nin sahadaki kaynaklardan aktardığına göre operasyonlarda onlarca milis etkisiz hale getirildi, iki zırhlı ve 5 askeri araç imha edildi.
Ordunun resmi internet sitesi September.Net dün, ordu güçleri ve halk direnişinin, İran destekli Husi milislerinin Marib’in güney cephelerine yönelik saldırı girişimlerini geri püskürtmeyi başardığı aktardı.
Ordu güçlerinin Husi milisleri geri çekilmeye ve kaçmaya zorladığı operasyonun ardından aynı cephede bir dizi noktaya da saldırı başlatıldığı kaydedildi.
September Net’e göre 3. Bölge savaş kurmaylarından Tuğgeneral Abdurrakib Dibvan, ordu ve halk direnişinin İran destekli Husi milislerini bozguna uğrattığını ve birçok milisin yaralandığını bildirdi.
Yemenli askeri lider, çatışmaların, A’arif ve el-Lecme cephelerinde gerçekleştiğini, ordunun topçuları ve Arap Koalisyonu savaşçılarının Husi toplanma yerleri ve araçlarını yok ettiğini kaydetti. Bombardımanlarda 3 askeri aracın ve askeri takviyeler taşıyan üç zırhlı aracın imha edildiği, içlerindeki Husi unsurlarının öldüğü kaydedildi.
September.Net dün, ulusal ordu ve Koalisyon güçlerinin el-Cevf kuzey cephelerine yaptığı operasyonlarla onlarca Husi milisinin etkisiz hale getirildiğini ve bazılarının da yaralandığını bildirdi.
Aynı zamanda el-Cevf’in el-Yuteme bölgesinin batısındaki çeşitli noktalarda ordu güçleri ile Husi milisleri arasında şiddetli çatışmalar yaşandığını, çatışmalarda milislerin bozguna uğratıldığını aktardı. Arap Koalisyonu savaşçılarının bölgedeki bombardımanlarında Husilere ait askeri araçların yanı sıra en az 45 milisin etkisiz hale getirildiği bilgisi paylaşıldı.
Yerel kaynaklardan edinilen bilgilere göre Husi milisler savaşçı ve teçhizat kaybına devam ediyor. İran destekli grup, aralık ayının ikinci haftasında, 227 unsurunu kaybetti. Söz konusu unsurlardan 164’ü üst düzey rütbelere sahipti.
Yemen haber ajansı tarafından verilen bilgilere göre söz konusu üst düzey rütbeler arasında 2. Dağ Piyade Tugayı komutanı olarak atanan ve Marib cephelerinden birinde etkisiz hale getirilen önemli bir isim de vardı. Ayrıca Taiz’in Sabr al-Misrah bölgesinden olan bir aşiret resisi de Makbene cephesinde öldürüldü.
İstatistiklere göre, 6 tuğgeneral, 15 albay, 14 yarbay, 35 binbaşı, 22 yüzbaşı, 42 üsteğmen, 23 asteğmen, 5 teğmen, 5 astsubay üstçavuşun yanı sıra 63 asker etkisiz hale getirildi..
İstatistiği hazırlayan ekibe göre başkent Sana ve köyleri, etkisiz hale getirilen milis sayısı açısından ilk sırada yer aldı. Sana’da askeri rütbeli 100 kişi defnedildi. Sana’da rütbesiz olan sadece 3 ölü vardı.
Paylaşılan bilgilere göre Hacca’daki milisler, saflarında çatışmaya zorladığı çoğu çocuk 39 kişinin cenazesini defnetti. Ayrıca Amran’da 21, Zamar’da 9, Hudeyde’de 12, İbb’de 10, Saada ve Taiz’de 16, ed-Dali’de 4, Şabva’da iki ve Marib ve Reyme’de birer kişi defnedildi.
Milislerden yakın zamanda yapılan açıklamada, meşruiyete karşı gerçekleştirdikleri darbeden bu yana Sana köylerinden yaklaşık 32 bin silahlı unsur öldü. Milis liderleri bu açıklamalarından günler önce de sadece 5 ay içinde Marib cephelerinde yaklaşık 15 bin unsurun öldürüldüğünü itiraf etmişti.



Sudan, Rusya'ya silah karşılığında deniz üssü ve altın teklif ediyor

TT

Sudan, Rusya'ya silah karşılığında deniz üssü ve altın teklif ediyor

Sudan, Rusya'ya silah karşılığında deniz üssü ve altın teklif ediyor

Amerikan yönetimi Sudan’daki çatışmanın taraflarına ülkedeki savaşı durdurmaya yönelik bir yol haritasını kabul ettirmeye çalışırken, ABD ve Sudanlı kaynaklar, Port Sudan yönetiminin Rusya’dan silah desteği almak için Moskova ile temas kurduğunu bildirdi. Kaynaklara göre Port Sudan, gelişmiş silahlar karşılığında Rusya’ya Kızıldeniz kıyısında deniz üssü kurma imkânı ve maden ile altın yatırımları teklif etti. Bu durum, Sudan’daki savaşın, küresel ölçekte kritik öneme sahip deniz geçişlerinden birinde, ABD baskıları ile Rusya’nın cazip teklifleri arasında daha geniş bir güç mücadelesine dönüşmesi riskini artırıyor.

Bu gelişmelerle eş zamanlı olarak, ABD’nin Sudan’da ateşkes için hazırladığı yeni öneriye ilişkin daha fazla ayrıntı ortaya çıktı. Teklifin, İslamcı akım ve Müslüman Kardeşler’i dışarıda bırakan, askeri, insani ve siyasi alanları kapsayan üç paralel yol haritası içerdiği belirtildi.

Rusya için deniz üssü ve altın

ABD’nin yoğun diplomatik girişimleri sürerken, Wall Street Journal dün yayımladığı haberinde, geçici başkent olarak Port Sudan’ı kullanan hükümetin Rusya’ya Kızıldeniz kıyısında deniz üssü kurma ve maden ile altın alanlarında yatırım yapma teklifinde bulunduğunu aktardı. Habere göre bu teklif, Sudan ordusunun Rusya’dan gelişmiş silahlarla yeniden donatılması karşılığında yapıldı.

fvbg
Kızıldeniz'deki Port Sudan limanı (Getty Images)

Gazetenin adını vermediği Sudanlı yetkililere dayandırdığı habere göre, Sudan’ın Rusya’ya ilettiği teklif, 25 yıllık bir anlaşmayı kapsıyor. Buna göre Rusya, Port Sudan Limanı’nda veya Kızıldeniz kıyısındaki başka bir deniz tesisinde, aralarında nükleer güçle çalışan savaş gemilerinin de bulunduğu dört deniz unsurunu ve en fazla 300 askeri konuşlandırabilecek.

Amerikan gazetesi, böyle bir üssün Rusya’ya Süveyş Kanalı üzerinden geçen ve küresel ticaretin yaklaşık yüzde 12’sini oluşturan deniz hattını izleme imkânı vereceğine dikkat çekti.

ABD uyarısı

Gazete ayrıca, üst düzey bir ABD yetkilisinin, Port Sudan ya da Libya’da kurulacak bir Rus askeri üssünün Moskova’nın güç kullanma kapasitesini artırabileceği ve daha az kısıtlamayla hareket etmesine yol açabileceği uyarısında bulunduğunu aktardı. Emekli Tümgeneral Mark Hicks’in değerlendirmesine göre ise böyle bir deniz üssü, Rusya’nın uluslararası konumunu güçlendirecek ve bölgedeki nüfuz alanını genişletecek.

fv
Sudan Ordusu Komutanı Orgeneral Abdulfettah el-Burhan (AFP)

Bu gelişme, Port Sudan’daki askeri yönetimin yeni silah kaynakları arayışını sürdürdüğü bir dönemde ortaya çıktı. Gazetenin adını açıklamadığı bir Sudanlı yetkili, ülkenin gelişmiş silah sistemlerine ve hava savunma kapasitesine ihtiyaç duyduğunu, ancak bu tür bir anlaşmanın ABD ve Avrupa Birliği (AB) ile sorun yaratabileceğini belirtti.

Gazetenin değerlendirmesine göre Washington, savaşı durduracak ve sivil yönetime geçiş sürecini başlatacak bir yol haritasına odaklanırken, Port Sudan yönetimi ise Rusya ile yakınlaşmanın getireceği askeri ve ekonomik kazanımları önceliklendiriyor.

Ateşkes ve uluslararası mekanizma

Bu çerçevede, ABD’nin Sudan’da ateşkese yönelik yeni önerisine ilişkin ayrıntılar da ortaya çıkmaya devam ediyor. Al Arabiya’ya konuşan kaynaklar, teklifin askeri, insani ve siyasi başlıklardan oluşan üç paralel süreci kapsadığını ve İslamcı akım ile Müslüman Kardeşler’in bu süreç dışında tutulduğunu aktardı.

Mısır kaynaklarına dayandırılan habere göre, askeri başlık, ülke genelinde kapsamlı bir ateşkesi öngörüyor. Buna göre ateşkesten sonra geniş ölçekli bir insani operasyon başlatılacak, yardım kuruluşlarının erişimi sağlanacak ve temel hizmetler yeniden tesis edilecek. Ayrıca ateşkesi denetlemek üzere, sahada gözetim mekanizmalarına sahip bir uluslararası komite kurulması planlanıyor. Bu komite, insani koridorların güvenliğini sağlamak, sivilleri korumak ve olası ihlalleri takip etmekle görevlendirilecek.

cdfrgt
ABD Başkanı Donald Trump’ın Arap ve Afrika İşlerinden Sorumlu Başdanışmanı Massad Boulos (AFP)

İnsani sürecin başarısı, ateşkesin kalıcılığına ve yardımın ülke geneline etkin biçimde ulaşmasına bağlanıyor. Buna göre sağlam bir ateşkes, insani operasyonların başlaması için temel koşul olacak; bu da yardım ekiplerinin erişimini kolaylaştırarak yerinden edilmiş kişiler ile mültecilerin güvenli dönüşü için gerekli ortamın hazırlanmasına katkı sağlayacak.

Siyasi sürece ilişkin öneri ise eski rejim mensupları ve İslamcılar hariç, sivil güçlerin öncülüğünde bir geçiş süreci öngörüyor. Bu süreç, ordunun ve Hızlı Destek Kuvvetleri’nin (HDK) ateşkese onay vermesiyle eş zamanlı olarak başlayacak ve savaşın sonlandırılmasına giden yolun ilk adımını oluşturacak.

Askeri alanda kapsamlı reform

Yol haritası ayrıca kapsamlı bir askeri reform sürecini de içeriyor. Buna göre Sudan İslami Hareketi ve Müslüman Kardeşler çizgisine yakın isimlerin ordu ve güvenlik kurumlarından çıkarılması, silahlı grupların entegrasyonu ve iki tarafla birlikte savaşan milis yapılanmalarının tasfiyesi planlanıyor. Amaç, sivil otoriteye tabi, birleşik ve profesyonel bir ordu ile yeniden yapılandırılmış güvenlik kurumları oluşturmak. Bu süreçte karar merciinin ordu veya HDK olmayacağı özellikle vurgulanıyor.

Öte yandan, eylül ayında ABD’li arabulucu Massad Boulos tarafından sunulan planın, Sudan hükümeti ile HDK temsilcilerine ateşkes ve kapsamlı bir insani süreç önerdiği biliniyor. Ancak Boulos 25 Kasım’da her iki tarafın da plana henüz onay vermediğini açıklamıştı.

Boulos o dönemde yaptığı açıklamada, tarafların ateşkesi ‘ön koşul olmadan’ kabul etmesinin önemine dikkat çekmiş; bunun can kayıplarını azaltmak, siyasi sürecin yeniden başlamasını sağlamak ve ülkenin sivil yönetime geçişi için gerekli koşulları oluşturmak açısından kritik olduğunu ifade etmişti.


Netanyahu, ABD elçisiyle Lübnan'daki durumu görüştü

Beyrut'un güney banliyölerinde son İsrail saldırısının gerçekleştiği yer (Şarku'l Avsat)
Beyrut'un güney banliyölerinde son İsrail saldırısının gerçekleştiği yer (Şarku'l Avsat)
TT

Netanyahu, ABD elçisiyle Lübnan'daki durumu görüştü

Beyrut'un güney banliyölerinde son İsrail saldırısının gerçekleştiği yer (Şarku'l Avsat)
Beyrut'un güney banliyölerinde son İsrail saldırısının gerçekleştiği yer (Şarku'l Avsat)

Papa 14. Leo'nun uçağı Beyrut'tan ayrılır ayrılmaz İsrail'e ait insansız hava araçlarının (İHA) yeniden şehrin semalarında uçmaya başlaması, ziyarete eşlik eden sakinliğin hesaplanmış, geçici ve ziyaretle ilgili kaygılarla dayatılan bir durum olduğunu gösteriyor.

İsrail Yayın Kurumu, Başbakan Binyamin Netanyahu ve Savunma Bakanı Yisrael Katz'ın, Lübnan'a yönelik İsrail tehditleri arasında, ABD elçisi Morgan Ortagus'la, Lübnan'ın başkenti Lübnan'a yapacağı ziyaret öncesinde bir araya geldiğini bildirdi.

Ayrıca İsrail ordusu sözcüsü Avichay Adraee, "X" hesabından paylaştığı videoda, "Hizbullah"ın 121. Birimi'nin, 2020'deki Beyrut limanı patlamasıyla ilgili ipuçlarını ortaya çıkarmak üzere oldukları için Joseph Skaff, Munir Ebu Racili, Joe Bejjani ve Lokman Slim olmak üzere dört önemli Lübnanlı ismin öldürülmesinin arkasında olduğunu söyledi.

Papa Leo, liman patlamasının yaşandığı yeri ziyaret ederek, patlamada hayatını kaybedenlerin ruhları için sessizce dua etti ve kendisini gözyaşlarıyla karşılayan, ellerinde sevdiklerinin fotoğrafları olan çok sayıda vatandaşla tokalaştı.


İsrail: Hizbullah, Beyrut limanındaki patlamayla bağlantılı olarak 4 Lübnanlıyı öldürdü

Beyrut limanındaki tahrip olmuş tahıl silosu sütunlarından bazıları, büyük patlamadan üç yıl sonra görülebiliyor (DPA)
Beyrut limanındaki tahrip olmuş tahıl silosu sütunlarından bazıları, büyük patlamadan üç yıl sonra görülebiliyor (DPA)
TT

İsrail: Hizbullah, Beyrut limanındaki patlamayla bağlantılı olarak 4 Lübnanlıyı öldürdü

Beyrut limanındaki tahrip olmuş tahıl silosu sütunlarından bazıları, büyük patlamadan üç yıl sonra görülebiliyor (DPA)
Beyrut limanındaki tahrip olmuş tahıl silosu sütunlarından bazıları, büyük patlamadan üç yıl sonra görülebiliyor (DPA)

İsrail, Lübnanlı Hizbullah örgütünü, 2020 yılında Beyrut limanında meydana gelen ölümcül patlamada örgütün rolünü ifşa edebilecekleri gerekçesiyle çok sayıda Lübnan vatandaşını öldürmekle suçladı.

İsrail ordusunun dün yaptığı açıklamaya göre dört kurban, patlamanın Hizbullah'ın yüksek patlayıcı amonyum nitrat depolamasından kaynaklandığını ortaya koymuş olabilir.

İsrail ordusu, ölen kişilerin Hizbullah ile patlama arasında bir bağlantı olduğunu ileri süren gümrük memurları ve gazeteciler olduğunu iddia etti.

Bilgiler bağımsız kaynaklarca doğrulanamadı. Hizbullah daha önce patlamanın sorumluluğunu reddetmişti.

Ağustos 2020'de Beyrut limanında meydana gelen patlamada 200'den fazla kişi hayatını kaybetmiş, 6 bin kişi yaralanmış ve mahalleler yerle bir olmuştu.

Patlamaya, güvenlik önlemleri alınmadan yıllarca depolanmış yüzlerce ton yüksek patlayıcı amonyum nitrat neden oldu. Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgiye göre bu, dünyanın en büyük nükleer olmayan patlamalarından biriydi.

Patlamadan bugüne kadar kimse sorumlu tutulmadı.

Soruşturma, öncelikle siyasi nüfuz, yargısal engeller ve yaygın yolsuzluk nedeniyle tıkandı.

Yetkililer soruşturmadan kaçıyor ve hâkimler engelleniyor.

Hükümet, yılın başında soruşturmayı yeniden başlatacağını duyurdu. Bu girişim, siyasi açıdan güçlü Hizbullah'ın İsrail'le savaş nedeniyle zayıflaması ve soruşturmaların yıllardır ilerlemesinin engellenmesiyle de desteklendi.