Beynin gürültü içinden tek bir sesi ayırma mekanizması

Beynin gürültü içinden tek bir sesi ayırma mekanizması
TT

Beynin gürültü içinden tek bir sesi ayırma mekanizması

Beynin gürültü içinden tek bir sesi ayırma mekanizması

Kalabalık bir doğum günü partisi, gürültülü bir restoran veya herkesin yüksek sesle, aynı anda konuştuğu bir oda… Beynimiz böylense gürültü karmaşası olan yerlerde dahi tek bir sesi ayırma ve ona odaklanma yeteneğine sahip.
Rochester Üniversitesi Tıp Merkezi Nörobilim ve Biyomedikal Mühendisliği’nden Doçent Edmund C. Lalor, bu durumun nasıl gerçekleştiğini ve beynin konuşma, dil ve müzik gibi uyaranları nasıl işlediğini anlamak için bir çalışma yürüttü.
Journal of Neuroscience’ın son sayısında yayımlanan çalışmada beynin bu bilgiyi nasıl çözebildiğine ve tek bir sesi ayırırken diğerlerini nasıl elimine ettiğine dair yeni kanıtlar bulundu. Beynin aslında belirli bir kaynaktan gelen kelimeleri anlamak için fazladan bir adım attığı ortaya konuldu.
Lalor çalışmaya dair şunları söyledi:
“Bulgularımız hem beyin tarafından işlenmiş hem de işlenmemiş veya göz ardı edilen seslerin benzer şekilde işlendiğin gösteriyor. Ancak beyin süreç içinde bunlar arasında net bir ayrım yapılıyor.”
Çalışmada katılımcılara aynı anda iki hikaye dinlediler. Ancak dikkatlerini EEG beyin dalgası kayıtları kullanarak sadece bir tanesine odaklamaları istendi. Araştırmacılar, katılımcıların odaklandıkları hikâyedeki kelimeleri diğerinden ayırt edebilen ve ses birimleri (fonem) olarak bilinen dil birimlerine dönüştürüldüğünü, diğer hikâyeyi için ise bunu yapmadığını fark ettiler.
Lalor deneye dair şu açıklamada bulundu:
“Bu dönüşüm, odaklanılan hikâyeyi anlamaya yönelik ilk adım niteliğinde. Seslerin fonem ve hece gibi belirli dilsel kategorilere karşılık geldiği kabul edilmelidir. Böylece kulağa farklı gelse bile; örneğin farklı lehçelere veya farklı ses tonlarına sahip kişiler konuşsa da,  kelimeleri belirleyebiliyoruz.”



İlk kez "eceline susamış bir gezegen" keşfedildi

HIP 67522 b, manyetik alan çizgileri boyunca yıldızının yüzeyine doğru enerji dalgası göndererek patlamaları tetikliyor (Danielle Futselaar)
HIP 67522 b, manyetik alan çizgileri boyunca yıldızının yüzeyine doğru enerji dalgası göndererek patlamaları tetikliyor (Danielle Futselaar)
TT

İlk kez "eceline susamış bir gezegen" keşfedildi

HIP 67522 b, manyetik alan çizgileri boyunca yıldızının yüzeyine doğru enerji dalgası göndererek patlamaları tetikliyor (Danielle Futselaar)
HIP 67522 b, manyetik alan çizgileri boyunca yıldızının yüzeyine doğru enerji dalgası göndererek patlamaları tetikliyor (Danielle Futselaar)

Bilim insanları ilk kez "eceline susamış bir gezegen" keşfetti. İlk kez bir gezegenin, yıldızını bu şekilde etkilediği gözlemlendi. 

Dünya'dan yaklaşık 400 ışık yılı uzaktaki HIP 67522 adlı yıldız ve yörüngesindeki iki gezegen uzun zamandır takip ediliyor. Sadece 17 milyon yaşındaki yıldız, 4,5 milyar yaşındaki Güneş'e kıyasla daha büyük ancak daha soğuk. 

Yıldızın HIP 67522 b adlı gezegeni, şaşırtıcı derecede yakın bir yörüngede dönüyor. Ötegezegen yıldızın etrafındaki bir turunu sadece 7 günde tamamlıyor; yani gezegende bir yıl, Dünya zamanıyla sadece bir hafta sürüyor.

Hollanda Radyo Astronomi Enstitüsü'nden Ekaterina Ilin, "Daha önce HIP 67522 gibi bir sistem görmemiştik; gezegen bulunduğunda, yıldızının yörüngesinde 10 günden daha kısa bir sürede döndüğü bilinen en genç gezegendi" diyor.

Ilin ve ekip arkadaşları bu nedenle NASA'nın Geçiş Halindeki Ötegezegen Araştırma Uydusu (Transiting Exoplanet Survey Satellite / TESS) ve Avrupa Uzay Ajansı'nın ötegezegen uydusu CHEOPS'u kullanarak sistemi daha yakından incelemeye karar verdi. 

Araştırmacılar HIP 67522 b'nin yıldızıyla  kurduğu sıkı etkileşim nedeniyle kendi sonunu hazırladığını tespit etti. 

Devasa plazma topları olan yıldızların yüklü parçacıkları, yüzeydeki hareketleriyle güçlü manyetik alanlar yaratıyor. Manyetik alan çizgileri birbirini kesemediğinden, bazen bunlar düğümlenip aniden koparak güneş patlamaları adı verilen radyasyon patlamalarına yol açıyor.

Bilim insanları, Dünya gibi pek çok gezegenin de manyetik alanı olduğu için yıldızına yakın gezegenlerin, yıldızlardaki manyetik alan patlamalarını tetikleyip tetiklemediğini merak ediyordu. 

HIP 67522 sistemini inceleyen ekip, yıldızdaki patlamaların gezegen onun önünden geçerken sıklaştığını saptadı. Araştırmacılar bu nedenle patlamaları gezegenin tetiklediği sonucuna vardı. 

Normalde yıldızların, yörüngelerindeki gezegenlerden etkilenmediği düşünülüyordu. Ancak araştırmacılar HIP 67522'nin yaşı nedeniyle ve güçlü bir manyetik alanı olması durumunda bunun mümkün olduğunu söylüyor.

Bulguları hakemli dergi Nature'da dün (2 Temmuz) yayımlanan çalışmaya göre gezegen yakın yörünge dönüşü sırasında enerji biriktiriyor ve bunun bir kısmını, yıldızın manyetik alan çizgileri boyunca bir kırbaç misali, dalgalar halinde geri gönderiyor. Bu şok dalgası, manyetik alandan yıldızın yüzeyine geçtiğinde muazzam bir patlama yaşanıyor.

Ancak bu güçlü kozmik ışınların büyük bir kısmı uzaya savrulmak yerine gezegene geri dönüyor. Bilim insanları HIP 67522 b'nin bugüne kadar bulunan ilk "eceline susamış gezegen" olduğunu söylüyor. 

Ilin "Gezegen özellikle enerji yüklü patlamaları tetikliyor gibi görünüyor" diyerek ekliyor: 

Gezegenin, yıldızın manyetik alan çizgileri boyunca gönderdiği dalgalar belirli anlarda patlamaları başlatıyor. Ancak patlamaların enerjisi dalgaların enerjisinden çok daha yüksek. Dalgaların oluşmaya hazır patlamaları tetiklediğini düşünüyoruz.

Araştırmacılar halihazırda yaklaşık Jüpiter büyüklüğündeki HIP 67522 b'nin, 100 milyon yıl içinde Neptün'e yakın bir boyuta geleceğini tahmin ediyor.

Bilim insanları sistemi incelemeye devam ederek patlamalarda ne tür enerji salındığını anlamayı umuyor. Ayrıca bu türden benzer sistemlerin var olup olmadığını araştırmak için çalışmalarını genişletmeyi planlıyorlar.

Ilin, "Aklımda milyonlarca soru var çünkü bu tamamen yeni bir fenomen, dolayısıyla ayrıntılar hâlâ net değil" diyor.

Independent Türkçe, Popular Science, Live Science, NASA, Nature