Beynin gürültü içinden tek bir sesi ayırma mekanizması

Beynin gürültü içinden tek bir sesi ayırma mekanizması
TT

Beynin gürültü içinden tek bir sesi ayırma mekanizması

Beynin gürültü içinden tek bir sesi ayırma mekanizması

Kalabalık bir doğum günü partisi, gürültülü bir restoran veya herkesin yüksek sesle, aynı anda konuştuğu bir oda… Beynimiz böylense gürültü karmaşası olan yerlerde dahi tek bir sesi ayırma ve ona odaklanma yeteneğine sahip.
Rochester Üniversitesi Tıp Merkezi Nörobilim ve Biyomedikal Mühendisliği’nden Doçent Edmund C. Lalor, bu durumun nasıl gerçekleştiğini ve beynin konuşma, dil ve müzik gibi uyaranları nasıl işlediğini anlamak için bir çalışma yürüttü.
Journal of Neuroscience’ın son sayısında yayımlanan çalışmada beynin bu bilgiyi nasıl çözebildiğine ve tek bir sesi ayırırken diğerlerini nasıl elimine ettiğine dair yeni kanıtlar bulundu. Beynin aslında belirli bir kaynaktan gelen kelimeleri anlamak için fazladan bir adım attığı ortaya konuldu.
Lalor çalışmaya dair şunları söyledi:
“Bulgularımız hem beyin tarafından işlenmiş hem de işlenmemiş veya göz ardı edilen seslerin benzer şekilde işlendiğin gösteriyor. Ancak beyin süreç içinde bunlar arasında net bir ayrım yapılıyor.”
Çalışmada katılımcılara aynı anda iki hikaye dinlediler. Ancak dikkatlerini EEG beyin dalgası kayıtları kullanarak sadece bir tanesine odaklamaları istendi. Araştırmacılar, katılımcıların odaklandıkları hikâyedeki kelimeleri diğerinden ayırt edebilen ve ses birimleri (fonem) olarak bilinen dil birimlerine dönüştürüldüğünü, diğer hikâyeyi için ise bunu yapmadığını fark ettiler.
Lalor deneye dair şu açıklamada bulundu:
“Bu dönüşüm, odaklanılan hikâyeyi anlamaya yönelik ilk adım niteliğinde. Seslerin fonem ve hece gibi belirli dilsel kategorilere karşılık geldiği kabul edilmelidir. Böylece kulağa farklı gelse bile; örneğin farklı lehçelere veya farklı ses tonlarına sahip kişiler konuşsa da,  kelimeleri belirleyebiliyoruz.”



Suda kalan parmakların hep aynı şekilde buruştuğu bulundu

Parmakların suda kalınca buruşmasının nedeni damarların sıkışması (Binghamton Üniversitesi)
Parmakların suda kalınca buruşmasının nedeni damarların sıkışması (Binghamton Üniversitesi)
TT

Suda kalan parmakların hep aynı şekilde buruştuğu bulundu

Parmakların suda kalınca buruşmasının nedeni damarların sıkışması (Binghamton Üniversitesi)
Parmakların suda kalınca buruşmasının nedeni damarların sıkışması (Binghamton Üniversitesi)

Suda uzun süre kalınca parmaklarda oluşan buruşmanın hep aynı desene sahip olduğu tespit edildi. 

Banyo yapınca veya bir süre yüzünce el ve ayak parmakları buruşmaya başlıyor. Bunun nedeni ilk başta parmakların suyla dolması gibi gelebilir ancak durum öyle değil.

Koldan ele doğru uzanan medyan sinirinde hasar olan kişilerin parmaklarının buruşmadığını 1935'te fark eden bilim insanları, sürecin sinir sistemiyle alakalı olduğu sonucuna varmıştı. 

Uzmanlar derinin altındaki damarların büzüşmesi sonucu parmaklardaki kırışıklıkların oluştuğunu söylüyor.

Binghamton Üniversitesi'nden Guy German, 2023'te The Conversation'da kaleme aldığı yazıda "El ve ayaklar birkaç dakikadan daha uzun süre suyla temas ettiğinde, ciltteki ter kanalları açılarak suyun cilt dokusuna akmasına izin verir. Eklenen bu su, cildin içindeki tuz oranını azaltır. Sinir lifleri beyne daha düşük tuz seviyeleri hakkında bir mesaj gönderir ve otonom sinir sistemi kan damarlarını daraltarak yanıt verir" diye süreci açıklamıştı.

Yazısının ardından çeşitli yorum ve sorularla karşılaşan German'a bir öğrenci "Peki kırışıklıklar hep aynı şekilde mi oluşuyor" diye sormuş. German ve ekip arkadaşları bunu yanıtlamak adına bir deney yürüttü. 

Bulguları hakemli dergi Journal of the Mechanical Behavior of Biomedical Materials'ta yayımlanan çalışmada bir grup katılımcının elleri 30 dakika boyunca suda tutuldu ve ardından fotoğrafları çekildi.

24 saat sonra aynı işlemi tekrarlayan araştırmacılar görüntüleri karşılaştırınca parmaklarda aynı desenlerin oluştuğunu gördü. 

German "Kan damarları pozisyonlarını çok fazla değiştirmez. Biraz hareket ederler ancak diğer kan damarlarına göre son derece sabittirler" diyerek ekliyor: 

Bu da kırışıklıkların aynı şekilde oluşması gerektiği anlamına geliyor ve biz de öyle olduğunu kanıtladık.

Araştırmacılar yeni çalışmanın adli tıpa katkı sağlayabileceğini ve uzun süre suda kalan cesetlerin kimliğini tespit etmede kullanılabileceğini düşünüyor.

German ayrıca derinin suda kalmasıyla ilgili daha fazla soruya cevap aramayı umduğunu da belirtiyor.

Independent Türkçe, IFLScience, Popular Science, Conversation, Journal of the Mechanical Behavior of Biomedical Materials