Pars foklarının köpekbalığı avladığı keşfedildi

Pars fokları genelde daha küçük balıkları, kuşları ve memelileri avlar (Andrew Shiva/Wikimedia Commons)
Pars fokları genelde daha küçük balıkları, kuşları ve memelileri avlar (Andrew Shiva/Wikimedia Commons)
TT

Pars foklarının köpekbalığı avladığı keşfedildi

Pars fokları genelde daha küçük balıkları, kuşları ve memelileri avlar (Andrew Shiva/Wikimedia Commons)
Pars fokları genelde daha küçük balıkları, kuşları ve memelileri avlar (Andrew Shiva/Wikimedia Commons)

Pars foklarının köpekbalıklarını yediği, söz konusu davranışı ilk defa belgeleyen bir araştırmada ortaya çıktı.
Araştırmacılar ve bilim insanları, Yeni Zelanda ve Avustralya'da yürütülen çalışmada, pars foklarının avlanmalarını ve dışkılarını takip ederek beslenme düzenlerini gözlemledi.
Fokların vücutlarında köpekbalıklarıyla fiziksel mücadele belirtileri, dışkılarındaysa köpekbalığı kalıntıları buldular.
Araştırmanın baş yazarlarından, LeopardSeals.org'dan Krista van der Linde, The Guardian'a "Menüde köpekbalığı bulunca şaşkınlığa uğradık" dedi.
"Ama daha sonra fil balıklarının ve hayalet köpekbalıklarının da pars fokları tarafından avlandığını keşfettik."
"Bu balıklar yırtıcılardan korunmalarını sağlayan büyük dikenlere sahip ve pars foklarının vücutlarında gerçekten de bu balıklardan kaynaklanan yaralar, hatta bazı durumlarda yüzlerine batmış büyük dikenler tespit edildi. Bir pars fokunun bu türden en az 14 yarası vardı."
Pars fokları kabuklu canlılar, daha küçük balıklar, kuşlar ve başka foklar da dahil çeşitli türlerle beslendiği bilinen süper avcılardır. Beslenme düzenleri üzerine küresel çapta yapılan çok sayıda araştırmaya rağmen pars foklarının köpekbalığı yediğine ilişkin bir kanıt daha önce ortaya konmamıştı.
Yeni Zelanda sularındaki pars foklarının beslenme düzenini inceleyen daha geniş ölçekli bir çalışma kapsamında araştırmacılar, 39 avlanma gözlemini kayıt altına aldı ve 1942 ile 2019 arasında toplanan 127 dışkı örneğini inceledi. Avlanma gözlemlerinin yüzde 23'ünde ve dışkıların yüzde 7'sinde köpekbalıklarının avlandığı tespit edildi.
Linde "Köpekbalıklarını çekici kılan besleyici bir özellikleri olması [ya da] onları yemenin bir tür kendini şımartma yolu olması ihtimaller dahilinde" dedi.
"Bir süper avcının başka bir süper avcıyla beslenmesi başlı başına epey ilginç. Pars foklarının sayısı gerçekten artmaya devam ederse ve bu daha sonra köpekbalığı popülasyonlarını etkilerse bunun nasıl sonuçlar doğuracağını kesinlikle bilmiyoruz."
Independent Türkçe



Sadece 300 ışık yılı uzakta devasa gaz bulutu keşfedildi

Bilim insanları Orion gibi bulutsularda yıldız oluşumunu incelese de sürecin öncesi hakkında daha az gözlem yapılabiliyor (NASA)
Bilim insanları Orion gibi bulutsularda yıldız oluşumunu incelese de sürecin öncesi hakkında daha az gözlem yapılabiliyor (NASA)
TT

Sadece 300 ışık yılı uzakta devasa gaz bulutu keşfedildi

Bilim insanları Orion gibi bulutsularda yıldız oluşumunu incelese de sürecin öncesi hakkında daha az gözlem yapılabiliyor (NASA)
Bilim insanları Orion gibi bulutsularda yıldız oluşumunu incelese de sürecin öncesi hakkında daha az gözlem yapılabiliyor (NASA)

Dünya'ya beklenmedik kadar yakın bir mesafede devasa bir gaz bulutu keşfedildi. Moleküler gaz bulutu, bilim insanlarına yıldız oluşum sürecini incelemeleri için eşsiz bir fırsat sunuyor.

Moleküler bulutlar içindeki toz ve gaz kümeleri çökerek yıldızları meydana getiriyor. Hidrojen ve karbonmonoksit molekülleri içeren bu bulutları, yıldız oluşturmalarından önce görmek zorlu bir iş.

Bilim insanları moleküler hidrojen gazı neredeyse görünmez olduğu için bu bulutları ararken karbonmonoksite odaklanıyor. Ancak karbonmonoksit miktarı azsa bulut kolayca gözden kaçabiliyor.

Araştırmacılar yeni keşfedilen moleküler gaz bulutunun bugüne kadar saptanmamasını da buna bağlıyor.

Bulguları hakemli dergi Nature Astronomy'de dün (28 Nisan) yayımlanan çalışmayı yürüten ekip, bulutu daha önce hiç kullanılmamış bir yöntemle tespit etti. Araştırmacılar, buluttaki hidrojenin yaydığı ultraviyole ışık sayesinde keşfi yaptı.

Güney Kore'nin STSAT-1 uydusunun verilerini inceleyen araştırmacılar, hidrojenin doğal olarak yaydığı uzak ultraviyole ışığı fark etti. Normalde bu spektrumdaki ışığı yakalamak epey zor ancak uydunun spektrografı, bunu analiz edilebilecek dalga boylarına ayırmayı başardı. 

Rutgers Üniversitesi'nden çalışmaya liderlik eden Blakesley Burkhart, "Bu, moleküler hidrojenin uzak ultraviyole emisyonunu doğrudan bularak keşfedilen ilk moleküler bulut. Bu bulut, kelimenin tam anlamıyla karanlıkta parıldıyor" diyor.

Yunan mitolojisindeki şafak tanrıçası Eos'un adı verilen gaz bulutu Dünya'dan sadece 300 ışık yılı uzakta. Yaklaşık 3 katrilyon kilometrelik bu mesafe insan ölçeğinde muazzam bir büyüklüğe denk düşse de galaktik ölçekte çok yakın kabul ediliyor. Dünya'ya en yakın yıldız oluşum bölgesi olan Orion Bulutsusu yaklaşık 1300 ışık yılı uzakta. 

Hilale benzeyen bulutun kütlesi Güneş'in kütlesinin yaklaşık 3 bin 400 katı ve yaklaşık 40 Ay çapına (140 bin kilometre) sahip. 

Makalenin yazarlarından Thomas Haworth "Bu şey adeta kozmik arka bahçemizde ve biz onu kaçırdık" diyor.

Güneş Sistemi'nin yakın çevresini ifade eden Yerel Kabarcık'ta yer alan Eos, bugüne kadar bulunan en yakın moleküler bulut. 

Bilim insanları bu sayede yıldız ve yıldız sistemlerinin nasıl oluştuğunu çok daha iyi anlayabilecekleri bir imkana sahip. 

Burkhart, "Teleskoplarımızla baktığımızda, oluşum aşamasındaki tüm yıldız sistemlerini görebiliyoruz ancak bunun nasıl gerçekleştiğini ayrıntılı olarak bilmiyoruz" diyerek ekliyor: 

Eos'u keşfetmemiz heyecan verici çünkü artık moleküler bulutların nasıl oluştuğunu ve ayrıştığını, bir galaksinin yıldızlararası gaz ve tozu yıldızlara ve gezegenlere nasıl dönüştürdüğünü doğrudan ölçebiliyoruz.

Araştırmacılar ayrıca yeni yöntemi kullanarak yakınlarda gizlenen başka moleküler bulutları da keşfetmeyi umuyor.

Çalışmanın bir diğer yazarı Thavisha Dharmawardena "Bu teknik yıldızlararası ortam hakkında bildiklerimizi baştan yazabilir, galaksideki gizli bulutları ortaya çıkarabilir ve hatta kozmik şafağın algılanabilen en uzak sınırlarına kadar ulaşabilir" ifadelerini kullanıyor.

Independent Türkçe, Space.com, CNN, Nature Astronomy