Suudi Arabistan Baş Müftüsü Âl eş-Şeyh: Eşcinsellik en iğrenç suçlardandır

Baş Müftü Âl eş-Şeyh, Suudi Arabistan’ın BM’nin cinsel yönelim ve kimlik konusundaki kararını kınadığını açıkladı. Cinsel sapıklığın en iğrenç suçlardan biri olduğunu vurguladı.

Suudi Arabistan Baş Müftüsü Âl eş-Şeyh: Eşcinsellik en iğrenç suçlardandır
TT

Suudi Arabistan Baş Müftüsü Âl eş-Şeyh: Eşcinsellik en iğrenç suçlardandır

Suudi Arabistan Baş Müftüsü Âl eş-Şeyh: Eşcinsellik en iğrenç suçlardandır

Suudi Arabistan Krallığı Baş Müftüsü ve Kıdemli Alimler Konseyi Başkanı Şeyh Abdulaziz Âl eş-Şeyh, anormal cinsel yönelim ve kimlik terminolojisini meşru göstermesi sebebiyle Birleşmiş Milletler’in (BM) karar metnine yönelik Riyad’ın çekimser oy kullanmasına dikkati çekti. Baş Müftü, Riyad yönetiminin BM’nin söz konusu kararına yönelik tavrının, karar metninin tarihi Arap ve İslami kimliğiyle çatışması nedeniyle doğru olduğunu belirtti.
Baş Müftü, “Cinsel sapıklık suçu Allahu Teala’nın katında en iğrenç suçlardan biridir.
Bu suçların failleri, Allahu Teala’nın katında menfur sayılmakta ve dünya ve ahirette rezil olarak sınıflandırılmaktadır” diyerek, Yüce Allah’ın şu sözlerine dikkati çekti; “Onlar iffetlerini ve harama karşı mahrem yerlerini titizlikle korurlar. Sadece kendi eşleri ve anlaşmalı oldukları savaş esiri kadınlarla yetinirler. Çünkü bunlarla olan münâsebetlerinden dolayı kınanmazlar. Her kim bunun ötesinde bir şey aramaya yeltenirse, işte onlar Allah’ın koyduğu sınırları aşanların tâ kendileridir.” Mü’minûn Suresi 23/5-7)
Âl eş-Şeyh, bu dönemde tüm dünyanın, insanı insanlıktan ve Allahu Teala’nın kendisine ihsan ettiği en güzel özelliklerden yoksun bırakmaya yönelik aşırı cüret, yalan iddialar, dejenere eden sloganlar ve alçak sapıklıklarla karşı karşıya kaldığını sözlerine ekledi. Hz. Lut’un gönderildiği kavmin işlediği suçların en büyüğünü ve en iğrencini işledikleri zaman Allahu Teala’nın nasıl karşılık verdiğinin Kur’an-ı Kerim’de açıkladığını söyleyen Baş Müftü, daha sonra Allahu Teala’nın işledikleri iğrenç suçlardan dolayı üzerlerine şiddetli gazabını indirdiğini vurguladı. Şeyh Abdulaziz Âl eş-Şeyh ayrıca, İslam açısından sapkın cinsel yönelimleri yasaklayan ve suç sayan ayetlere ve sahih hadislere dikkati çekti. Baş Müftü, Suudi Arabistan Kralı ve Veliaht Prensi liderliğindeki ülkesinin, bu yanlış iddialara ve utanç verici sloganlara karşı tavrını kesin olarak dile getirdiğini vurguladı. Baş Müftü ayrıca, insan haklarının genel olduğunu ve iyilik, merhamet, adalet ve doğruluk anlamlarını içerdiğini söylerken, bu hakların yeryüzünde bozgunculuğu miras bırakan sapkın arzularda değil, ‘her şeyden önce Allah’ın kanunlarında’ olduğunu dile getirdi.



Bir inanç yolculuğunun ardından... Danimarkalı mühtedi kadın, İslam’la tanışalı henüz bir yıl olmadan hacca gitti

Arafat'ın huzur dolu atmosferinde bir hacı adayı (Fotoğraf: Beşir Salih)
Arafat'ın huzur dolu atmosferinde bir hacı adayı (Fotoğraf: Beşir Salih)
TT

Bir inanç yolculuğunun ardından... Danimarkalı mühtedi kadın, İslam’la tanışalı henüz bir yıl olmadan hacca gitti

Arafat'ın huzur dolu atmosferinde bir hacı adayı (Fotoğraf: Beşir Salih)
Arafat'ın huzur dolu atmosferinde bir hacı adayı (Fotoğraf: Beşir Salih)

Mekke: Ömer el-Bedevi

Danimarka vatandaşı Liz Christensen, bir yıldan kısa bir süre önce, bir inanç sığınağı arayışı yolculuğunun ardından İslam'ı seçtiğini açıkladı.

Şarku’l Avsat ile yaptığı sohbette, dünyanın farklı yerlerinden dua ederek gelen hacıların görüntüsü de dahil olmak üzere İslam'a ait olmanın tüm tezahürlerini anlatırken sözleri gözyaşlarıyla karıştı.

Liz, bu yıl dünyanın 100 ülkesinden 2 bin 443 hacı adayını ağırlayan İki Kutsal Caminin Hizmetkârı Misafir Programı'nın bir parçası. Misafirlerin her birinin inançlarının özünü ve çevreleri üzerindeki etkisini yansıtan bir hikayesi var.

Bu misafirlerin arasında, Danimarka'dan Suudi Arabistan'a yaklaşık on saatlik bir yolculukla gelen ve Haccın büyük rüknünü yerine getirmek üzere Arafat'ta vakfeye duran, inanç atmosferiyle dolu, huşu ve sükûnet içinde, takdir-i ilahi ile kuşatılmış hacılara katılarak, kendilerine af, mağfiret, merhamet ve ateşten kurtuluş bahşetmesi için Allah'a dua etmesine vesile olan kendi hikâyesine sahip Liz de bulunuyor.

Danimarkalı mühtedi Liz Christensen, yıllarını inanç yolculuğu üzerine düşünerek geçirdi. (Şarku’l Avsat)Danimarkalı mühtedi Liz Christensen, yıllarını inanç yolculuğu üzerine düşünerek geçirdi. (Şarku’l Avsat)

Şarku’l Avsat'a konuşan Liz gözyaşlarına hâkim olmaya çalışarak şunları söyledi: “Mutluluktan ağlıyorum. Çünkü küçüklüğümden beri Tanrı'yı arıyordum. Pek fazla insanın Tanrı hakkında düşünmediği ya da konuşmadığı bir toplumda büyüdüm ama ben Tanrı'yı arıyordum.”

Liz, inanç yolculuğu boyunca yıllarını düşünerek ve tefekkür ederek geçirmiş, mantığa aykırı olduğuna inandığı şeyleri eleştirmeye cesaret etmiş ve doğayı tefekkür etmesi onu gerçeğin özünü aramaya yöneltmiş.

Liz şöyle diyor: “Dünyadaki güç her zaman galip geldi ve sonra bu güce sevgi demeye başladım. ‘Sevgi en büyük güçtür’ dedim ve bundan tatmin oldum. Sonra doğaya geçtim ve ağaçlardan çok etkilendim. Bu yüzden ağaçlara baktığımda ‘Bir şey var, bir yaratıcı var diyorum’. Zira doğaya baktığımda bunun kendi kendine olması imkânsız.”

Yaklaşık iki milyon Müslüman bu yıl Hac ibadetini yerine getirmek üzere kutsal topraklara gitti. (Fotoğraf: Beşir Salih)Yaklaşık iki milyon Müslüman bu yıl Hac ibadetini yerine getirmek üzere kutsal topraklara gitti. (Fotoğraf: Beşir Salih)

Liz kendi inanç yolculuğuna devam ederken, oğlu geçen yıl şubat ayında İslam'ı seçtiğini açıkladı ve bu onun hareketi hakkında konuşmak için bir fırsat oldu. Liz şöyle diyor: “Bana bunu anlattığında ağlıyordum ama şimdi bunun gerçek olduğunu biliyorum.”

Bu yıl yaklaşık iki milyon Müslüman'ın Hac ibadetini yerine getirdiği kutsal topraklara gelen Liz, mekânın dinginliği karşısında şaşkına döndüğünü ifade etti. “Burada olduğum ve bu kadar çok kız kardeşle konuşabildiğim için çok mutluyum” diyen Liz, Haccın inanç arayışındaki uzun yolculuğunun doruk noktası olduğunu söyledi.