Dünya Sağlık Örgütü’nden uyarı: Koronavirüs ile mücadelede kritik haftalara girildi

Dünya Sağlık Örgütü (WHO) çarşamba günü düzenlediği sanal basın toplantısıyla son gelişmelere ilişkin bilgi verdi.
Dünya Sağlık Örgütü (WHO) çarşamba günü düzenlediği sanal basın toplantısıyla son gelişmelere ilişkin bilgi verdi.
TT

Dünya Sağlık Örgütü’nden uyarı: Koronavirüs ile mücadelede kritik haftalara girildi

Dünya Sağlık Örgütü (WHO) çarşamba günü düzenlediği sanal basın toplantısıyla son gelişmelere ilişkin bilgi verdi.
Dünya Sağlık Örgütü (WHO) çarşamba günü düzenlediği sanal basın toplantısıyla son gelişmelere ilişkin bilgi verdi.

Dünya Sağlık Örgütü (WHO) Doğu Akdeniz Bölge Direktörü Dr. Ahmed el-Mandhari, önümüzdeki haftaları yeni tip koronavirüs (Kovid-19) ile mücadelede ‘kritik’ olarak nitelendirdi.
WHO tarafından Tunus Sağlık Bakanı ve WHO’nun Sudan temsilcisi ve Dünya Sağlık Örgütü’nden iki uzmanın katılımıyla çarşamba günü düzenlenen sanal basın toplantısında açıklamalarda bulunan Mandhari, önümüzdeki haftaların neden önemli olduğunu üç maddede sıraladı:
Mandhari ’ye göre nedenlerden ilki, kış mevsiminin doğası gereği salgına bağlı vaka ve ölüm oranlarında önemli artış yaşanması. İkincisi, kışın başlangıcının tatil sezonuna ve beraberindeki toplantılara denk gelmesi. Üçüncü neden de yeni tip koronavirüsün (Kovid-19) mutasyona uğramış yeni türü Omikron varyantının baskın bir şekilde ortaya çıkması.
Yapılan açıklamalar şu ana kadar bölgedeki 14 ülkede Omikron’a toplam vaka sayısının 45’e ulaştığı yönünde.
WHO Doğu Akdeniz Bölge Direktörü Dr. Ahmed el-Mandhari, Delta ve Omikron varyantlarının 2021’de ortaya çıkmasının, salgının henüz bitmediğine dair açık bir mesaj olduğunu vurguladı.
WHO, Omikron varyantının aşılar, mevcut tanılar ve tedavi araçları üzerindeki olası etkilerini belirlemek için çalışmalarına devam ediyor. Mandhari, söz konusu süreçte kamu sağlığına yönelik alınan tedbirlerin uygulanmamasından endişeli.
Aşının hastalığın ağır geçirilmesi ve ölüme karşı koruduğunu, sağlık sisteminin çökmesini engellediğini ancak virüse karşı tam koruma sağlamadığını yineleyen Mandhari, bu nedenle sosyal mesafe, karantina, kapalı yerlerin havalandırılması, öksürürken ve hapşırırken burun ve ağzın kapatılması ve ellerin yıkanması gibi önleyici tedbirlere uyulması gerektiğini vurguladı.
Doğu Akdeniz, WHO’nun aşılamada bu yıl sonuna kadar her ülke için hedeflediği yüzde 40 oranından halen çok uzak görünüyor.
WHO Doğu Akdeniz Bölge Ofisi Bulaşıcı Hastalıklar Kontrol Departmanı Direktörü Evan Houten de duruma ilişkin şunları söyledi:
“22 ülkeden sadece 9 ülke söz konusu hedefe ulaştı. Nüfusunun yüzde 10'undan daha azını aşılamış 6 ülke var. Bu durumun birçok nedeni bulunuyor. Ancak bu bizi ihtiyati tedbirlere daha fazla bağlı olmaya zorluyor. Çünkü virüs yayıldıkça yeni varyantlar da olacak."
WHO Sudan temsilcisi Ni'ma Said Ayed de düzenlediği basın toplantısında, Sudan’ın gerçek bir kriz yaşadığını belirterek koronavirüse karşı aşı seviyesinin düşük olması nedeniyle salgından korunmanın tek yolunun ihtiyati tedbirlere bağlı kalmak olduğunu vurguladı.
Said Ayed açıklamasının devamında çalkantılı siyasi durumun ve beraberindeki gösteri ve protesto yürüyüşlerinin, ihtiyati tedbirlerin alınmaması durumunda virüsün yayılması için verimli bir ortam sağladığını, ayrıca bu koşulların Sudan'daki aşı düzeylerini de önemli ölçüde etkilediğini bildirdi.
Ayed, Sudan nüfusunun yüzde 94'ünün aşı olmadığını ve şu an ülke genelinde yaklaşık iki milyon doz aşı bulunduğunu belirtti. Ülkeye Küresel Aşı ve Bağışıklama İttifakı (GAVI) tarafından 2022'nin ilk çeyreği için dokuz milyon aşı dozu daha tahsis edildiğini kaydetti.
Ayed, Sudan'ın koronavirüsün mutasyona uğrayan yeni varyantlarını belirlemeye yardımcı olacak laboratuvar imkanlarının da eksik olduğuna dikkat çekti.
Enfeksiyon Risk Yönetim Ekibi Başkanı Abdulnasır Ebu Bekir de şu açıklamalarda bulundu:
“Mutasyonun görüldüğü bazı ülkelerin ekonomik koşullarını etkileyecek önlemler alma korkusuyla bunu duyurmamalarına ek olarak bazı ülkelerin yeni mutasyonları tanımlamaya yönelik laboratuvar kapasitesinin olmaması, bölgedeki bu mutasyon vakalarının sayısını doğru bir şekilde belirlememizi engelliyor.”
Tunus Sağlık Bakanı Ali Merabet da yaptığı açıklamada, Tunus'un laboratuvar yeteneklerine sahip ülkelerden biri olduğunu belirterek şu ana kadar Omikron varyantını ülkede sadece yabancı bir kişidetespit ettiklerini kaydetti.
Merabet, ülke genelinde salgına bağlı epidemiyolojik durumun, sağlık protokolleri ve ülkeye giriş için sıkı prosedürlerin de yardımıyla ‘kontrol altında olduğunu’ bildirdi.
Merabet ayrıca iki hafta önce yaşlılara ve en savunmasız gruplara üçüncü güçlendirici (rapel) dozu vermeye başladıklarını ve şimdiye kadar uygulanan güçlendirici doz sayısının 700 bine ulaştığını söyledi.
Tunus genelinde 20 Aralık itibariyle aşılama oranı 18 yaş ve üzeri vatandaşlarda yüzde 64’e ulaştı. 12 yaş ve üzerinde olanların yüzde 69'u ilk dozu alırken nüfusun yüzde 59'u da tam doz ile aşılandı.



ABD’yle Husiler arasındaki ateşkeste İran nasıl bir rol oynadı?

ABD donanmasına ait savaş gemileri, Yemen'deki Husi hedeflerine birçok saldırı düzenlemişti (Reuters)
ABD donanmasına ait savaş gemileri, Yemen'deki Husi hedeflerine birçok saldırı düzenlemişti (Reuters)
TT

ABD’yle Husiler arasındaki ateşkeste İran nasıl bir rol oynadı?

ABD donanmasına ait savaş gemileri, Yemen'deki Husi hedeflerine birçok saldırı düzenlemişti (Reuters)
ABD donanmasına ait savaş gemileri, Yemen'deki Husi hedeflerine birçok saldırı düzenlemişti (Reuters)

ABD ve Husiler arasındaki ateşkeste İran’ın da önemli bir rol oynadığı belirtiliyor. 

Kimliklerinin açıklanmaması şartıyla Reuters’a konuşan Amerikalı yetkililer, Husilerin çatışmaları bitirmek için Ortadoğu’daki ülkeler aracılığıyla Washington’a ulaştığını söylüyor. 

“Husilerin artık canına tak ettiğine dair istihbarat almaya başladık” diyen kaynaklardan biri, ABD’nin çok daha uzun soluklu bir operasyon planlamasına rağmen ateşkes yaptığını belirtiyor. 

Yetkililer, Pentagon’un normalde Yemen’deki Husi hedeflerine yıl sonuna kadar aralıklarla saldırı düzenlenmesi planlandığını ifade ediyor. Saldırılar, ABD Başkanı Donald Trump’ın talimatıyla 15 Mart’ta başlamıştı. Ancak Trump, 6 Mayıs’ta Husilerle çatışmaların sonlandırıldığını bildirmişti.

Kaynaklar, çatışmaların uzamadan sonlandırılmasında İran’ın da önemli bir rol oynadığını, Tahran yönetiminin Husilere müzakere için baskı yaptığını belirtiyor. İran’ın, ABD’yle yürüttüğü nükleer müzakerelerin sekteye uğramaması için böyle bir adım attığı ifade ediliyor. 

Trump'ın Ortadoğu Özel Temsilcisi Steve Witkoff'un, Ummanlı arabulucular üzerinden Husilerin başmüzakerecisi ve sözcüsü Muhammed Abdulselim’le irtibata geçtiği aktarılıyor. Abdulselim’in de ABD’nin mesajını Husilerin lideri Abdülmelik el-Husi’ye ilettiği ifade ediliyor. 

Trump’ın, İsrail’i devre dışı bırakarak Husilerle anlaşma yapması Tel Aviv’de tepkiyle karşılanmıştı. Husiler, Kızıldeniz’den geçen ABD gemilerine saldırılmayacağı taahhüdünü vermiş, Washington da Yemen’deki hedeflere operasyonların durdurulduğunu açıklamıştı. Öte yandan Husiler, Hamas’a destek için İsrail’e saldırıların sürdürüleceğini bildirmişti. 

Kaynaklar, ABD ve Husiler arasındaki görüşmelerle ilgili önceden İsrail’e bilgi verilmediğine de dikkat çekiyor. Buna ek olarak Husi hedeflerine saldırının, ABD için fazla maliyetli olduğu belirtiliyor. Trump göreve geldiğinden beri Husilerin, ABD ordusuna ait onlarca milyon dolar değerindeki MQ-9 drone’larından 7 tanesini düşürdüğü aktarılıyor. 

Independent Türkçe, Guardian, Reuters