Suriye ordusu Deyrizor kırsalında DEAŞ altınları ve silahlarının izini sürüyor

Rejimle uzlaşan örgütün eski üyeleri, güvenlik güçlerine DEAŞ’ın gizli tünellerinin yerlerini söylediler

Suriye'nin kuzeydoğusunda DEAŞ savaşçılarının ailelerinin de kaldığı El Hol Mülteci Kampı (AFP)
Suriye'nin kuzeydoğusunda DEAŞ savaşçılarının ailelerinin de kaldığı El Hol Mülteci Kampı (AFP)
TT

Suriye ordusu Deyrizor kırsalında DEAŞ altınları ve silahlarının izini sürüyor

Suriye'nin kuzeydoğusunda DEAŞ savaşçılarının ailelerinin de kaldığı El Hol Mülteci Kampı (AFP)
Suriye'nin kuzeydoğusunda DEAŞ savaşçılarının ailelerinin de kaldığı El Hol Mülteci Kampı (AFP)

Suriye ordusu ve güvenlik güçleri, son birkaç gündür, Deyrizor'un doğu kırsalındaki Muhasan, el-Meri’iye, Bakrus ve el-Bulel ilçelerine, 2013-2019 yılları arasında bölgeyi kontrol eden DEAŞ terör örgütü üyeleri tarafından saklanan silahlar ile bir miktar altın ve paranın saklanabileceği tünellerin bulunması amacıyla geniş çaplı baskınlar düzenledi.
Yerel haber sayfaları, bölgeden sosyal medya kullanıcıları ve Suriye İnsan Hakları Gözlemevi (SOHR), güvenlik güçlerinin, kısa bir süre önce Suriye rejimiyle uzlaşıya varan eski örgüt üyeleri ve liderlerinden alınan bilgiler doğrultusunda DEAŞ’a ait gizli tünellerin ortaya çıkarıldığını aktardılar. Haber siteleri, DEAŞ’ın sığınaklarının bulunması için belirlenen bölgelerde sokağa çıkma yasağı uygulandığını, geceleri tünel ve gizli geçitlerin aranması çerçevesinde kazıların yapıldığını ve bu çalışmaların sabaha kadar devam ettiğini aktardılar.
Öte yandan el-Cezire Çölü ve Deyrizor'un doğu kırsalında aşırılık yanlısı DEAŞ terör örgütünü ortadan kaldırmak için kara operasyonlarına liderlik eden Washington’ın ortağı Suriye Demokratik Güçleri’nden (SDG) üst düzey bir yetkili, aralarında binden fazla örgüt üyesinin de bulunduğunu çok sayıda yabancı uyruklu kişinin halen örgüt tarafından askeri amaçlarla kazılmış olan tünellerle tecrit edilmiş bir bölgede sivillerin arasında saklandıklarını açıkladı.
SOHR ve yerel haber sitelerine göre Deyrizor kentindeki Genel İstihbarat Dairesi'ne bağlı bir güvenlik devriyesi, Deyrizor'un doğu kırsalındaki el-Meyadin ilçesinde yıkılan üç katlı bir ticari banka binasında arama yaptı. Uluslararası Koalisyon’a ait savaş uçaklarınca 2017 yılında bombalanan bina tamamen yıkılmış ancak bodrum katı sağlam kalmıştı. Güvenlik devriyesi, yıkılan binanın kalıntılarının bir bölümünü kaldırdı ve bodrum katına erişmek için bir boşluk açtı. Bunun üzerine Ticaret Bankası binasını Muhasan Okulu'na bağlayan bir tünel buldu. Güvenlik güçleri, tünelde DEAŞ terör örgütünün yöneticilerine ait para, altın ve belgelerin yanı sıra çok sayıda silah buldu. Güvenlik güçleri tarafından el konulan eşyalar, Deyrizor'daki Genel İstihbarat Komutanlığı'na teslim edildi.
SOHR, tüneller ve yeraltı ağlarıyla ilgili bilgilerin Ebu Ahmed adlı DEAŞ’ın eski üyesi tarafından itiraf edildiğini aktardı. Deyrizor’un bir köyünden olan Ebu Ahmed, kısa bir süre önce Suriyeli yetkililerle anlaşmıştı.
DEAŞ’a bağlı uyuyan hücreler, el-Cezire Çölü’nde ve Fırat Nehri’nin kuzey havzasında engebeli arazilere sahip izole bölgelerde, şehirlere yakın noktalarda ve geniş kırsal alanlarda faaliyet gösteriyorlar. Söz konusu bu yerler, örgüt üyelerine saldırı düzenleme yahut misilleme yapmada ve bunları planlamada kolaylık sağlıyor. Örgüt üyelerinin, Fırat Nehri boyunca SDG ile hükümet güçleri arasındaki temas hatlarında konuşlu oldukları biliniyor.
Diğer taraftan Ulusal Savunma Güçleri (USG) ve Suriye hükümeti yanlısı aşiretler, Suriye Çölü'nde yer alan Cebel el-Bişri’de, Rakka'nın güneyinde ve Suhne ilçesinin kuzeyinde bulunan bir bölgede örgüte ait çöl sığınakları ve yeraltı tünelleri ağını ortaya çıkarmayı başardılar. Ortaya çıkan ağlarda bulunan çok sayıda silah ve teçhizata el konuldu.
Şarku'l Avsat'a SDG'den bir kaynağın aktardığına göre, DEAŞ üyeleri bu yer altı sığınaklarını ve tünel ağlarını başlarda silah ve patlayıcı depolamak için kullanıyordu sonradan askeri karargah ve meskenlere dönüştürdü. Kaynak, buralarda gizlenmiş silah, teçhizat, döviz cinsinden para ve altınların bulunduğunu da sözlerine ekledi. DEAŞ, Suriye ve Irak'ın büyük bir bölümünü kontrolü altında tuttuğu dönemde değeri milyonlarca doları bulan ticari faaliyetlerde bulunuyordu. Örgüt aynı zamanda 2014 yılında kurduğu Irak ve Şam İslam Devleti’nin armasını taşıyan ve 2019 yılına kadar kullanımda olan özel bir altın para basmıştı.



Lübnan: İsrail'e roketli saldırı olayına karıştıkları şüphesiyle iki Hamas üyesi tutuklandı

Hizbullah destekçilerinden biri geçtiğimiz ay Beyrut'un güney banliyölerinde İsrail saldırısının gerçekleştiği yerin yakınlarında Hizbullah eski Genel Sekreteri Hasan Nasrallah'ın bir resmini tutarken (DPA)
Hizbullah destekçilerinden biri geçtiğimiz ay Beyrut'un güney banliyölerinde İsrail saldırısının gerçekleştiği yerin yakınlarında Hizbullah eski Genel Sekreteri Hasan Nasrallah'ın bir resmini tutarken (DPA)
TT

Lübnan: İsrail'e roketli saldırı olayına karıştıkları şüphesiyle iki Hamas üyesi tutuklandı

Hizbullah destekçilerinden biri geçtiğimiz ay Beyrut'un güney banliyölerinde İsrail saldırısının gerçekleştiği yerin yakınlarında Hizbullah eski Genel Sekreteri Hasan Nasrallah'ın bir resmini tutarken (DPA)
Hizbullah destekçilerinden biri geçtiğimiz ay Beyrut'un güney banliyölerinde İsrail saldırısının gerçekleştiği yerin yakınlarında Hizbullah eski Genel Sekreteri Hasan Nasrallah'ın bir resmini tutarken (DPA)

Lübnanlı yetkililer geçtiğimiz ay İsrail'e gerçekleşen roketli saldırı olayıyla ilgili olarak sorgulanmak üzere iki Hamas üyesini gözaltına aldı. Şarku’l Avsat'a konuşan Lübnanlı bir güvenlik kaynağı, Lübnanlı yetkililerin Lübnan'ın güneyinden İsrail'in kuzeyine roketli saldırı olayına karışanların tutuklanması amacıyla yürütülen soruşturmalar çerçevesinde geçtiğimiz ay İsrail'e roket atılmasıyla ilgili olarak sorgulanmak üzere iki Hamas üyesini gözaltına alındığını söyledi.

Kaynak, gözaltıların salı günü Sayda şehri de dahil olmak üzere Lübnan’ın çeşitli illerinde gerçekleştiğini belirtti.

İsrail, geçtiğimiz ay bir hafta arayla Lübnan'ın güneyinden İsrail'in kuzeyindeki Metulla ve Kiryat Shmona'ya doğru ‘ilkel roketler’ atıldığını tespit etti. İsrail ordusu hava savunma sistemlerinin roketleri engellediğini söylerken, Lübnan ordusu da fırlatıcıları Litani Nehri'nin kuzeyindeki bir bölgede bulduğunu duyurdu. Bu iki olayın ardından İsrail, ilki Lübnan'ın güneyindeki geniş alanları, ikincisi ise Beyrut'un güney banliyölerini hedef alan iki ağır bombardıman dalgası gerçekleştirdi.

Lübnan Ordusu İstihbarat Müdürlüğü iki olaya karışan şüphelileri araştırıp takip ederken olaya karışanların tutuklanması için diğer güvenlik kurumlarıyla koordinasyon sağladı. Ordu İstihbarat Müdürlüğü ve Emniyet Genel Müdürlüğü, Lübnan, Filistin ve Suriye uyruklu çok sayıda kişiyi gözaltına aldı. Bu kişilerden bazıları serbest bırakılırken bazılarının gözaltı hali devam ediyor.

Konuyla ilgili Hamas ile temas kurulamazken Şarku’l Avsat’a konuşan güvenlik kaynağı, (geçtiğimiz ayın sonlarında) gözaltına alınan kişiler hakkında yapılan soruşturma sonucunda, Hamas'la bağlantılı oldukları ortaya çıkan iki kişinin tespit edildiğini ve bu kişilerin roketli saldırı olayına karıştıkları şüphesiyle tutuklandıklarını söyledi.

Kaynak, soruşturmaların devam ettiğini, ancak ön işaretlerin söz konusu kişilerin ‘roketli saldırıda büyük bir rol oynadıklarına işaret ettiğini’ söyledi ve bu kişilerin Filistin uyruklu olduğunu belirtti.

Daha sonra Kara Kuvvetleri Komutanlığı yaptığı yazılı açıklamada şu ifadelere yer verdi:

“İlki Nebatiye kentine  bağlı Kefer Tebnit ve Arnun beldeleri arasında, ikincisi ise yine Nebatiye’ye bağlı Kakaiye bölgesinde olmak üzere 22 - 28 Mart 2025 tarihlerinde işgal altındaki Filistin topraklarına yönelik düzenlenen iki roketli saldırıyla ilgili olarak Ordu İstihbarat Müdürlüğü tarafından yapılan izleme ve takipler ile Ordusu İstihbaratı ve Askeri Polis tarafından İç Güvenlik Kuvvetleri Genel Müdürlüğü ve Genel Güvenlik Müdürlüğü ile iş birliği içinde yürütülen soruşturmalar sonucunda çeşitli bölgelerde baskınlar gerçekleştirilmiş, bunun sonucunda bir dizi grup üyesi gözaltına ve iki saldırıda kullanılan mekanizma ve ekipman ele geçirilmiştir.”

Geçtiğimiz iki hafta boyunca Lübnanlı yetkililer, aralarında (ikisi el-Arkub beldesinden olmak üzere) Lübnanlıların, Suriyelilerin ve Filistinlilerin de bulunduğu çok sayıda kişiyi gözaltına alırken, bazılarını roketli saldırıyla bağlantıları olmadığı tespit edildikten sonra serbest bıraktı.