Tunus’ta aşı kartı zorunlu ancak sistem çalışmıyor

Tunus’taki aşı pasaportunun Avrupa Birliği tarafından tanındığı açıklandı

Tunus’ta aşı zorunluluğuna ve aşı kartına karşı protesto yapan göstericiler (EPA)
Tunus’ta aşı zorunluluğuna ve aşı kartına karşı protesto yapan göstericiler (EPA)
TT

Tunus’ta aşı kartı zorunlu ancak sistem çalışmıyor

Tunus’ta aşı zorunluluğuna ve aşı kartına karşı protesto yapan göstericiler (EPA)
Tunus’ta aşı zorunluluğuna ve aşı kartına karşı protesto yapan göstericiler (EPA)

Tunus’taki sivil toplum kuruluşları ve muhalafet sağlık sistemindeki arızalar nedeniyle aşı kartı temin etmede zorluklar yaşandığını, hala aşı olmamış kişilere izin verilmesi gerektiğini belirtiyor. Tunus hükümeti geçtiğimiz aylarda halkın kamusal alanlara, restoran, kafe ve diğer ticari alanlara ayrıca toplu taşıma araçlarına girişlerde aşı kartı gösterme zorunluluğu getirmişti.
Yerel basında yer alan açıklamalara göre Tunus halkının çoğu aşı kartı kullanmıyor. Kararnamenin uygulamaya girdiği günden bu yana aşı kartı alırken sıkıntılar yaşandığı ifade edildi.
Şarku’l Avsat’ın DPA’dan aktardığına göre Tunus’ta yolsuzlukla mücadele alanında faaliyet gösteren “Ben Uyanığım” kuruluşu, Salı akşamı aşı kartlarının hazırlanmasına için oluşturulmuş sağlık uygulamasının hacklendiğini açıkladı.
Kuruluş, hükümet tarafından kurulan Evax sisteminin aşı olmamış kişiler tarafından ele geçirildiğini ve yaşananların yasal bir tutanakla belgelendiğini açıkladı.
Kuruluş, sisteme giriş yapmak ve vatandaşların kişisel verilerini görüntülemek için sağlık çalışanları ve gönüllülerin kolay tahmin edilebilir bir şifre kullandığını açıkladı.
Yapılan açıklamalarda sistemdeki ihlaller nedeniyle kişilere sahte aşı kartları sağlandığı ve sistemde hatalar olduğu belirtildi. Pek çok vatandaşın aşı olmadan önce aşı olduklarına dair mesajlar aldığını ve aşı merkezlerine gitmediği belirtildi. Kuruluş, aşı kartında ticaret yapıldığını belirtirken Sağlık Bakanlığı yetkilileri, konu hakkında acil bir açıklama yapmadı.
Sağlık Bakanlığı, vatandaşların iş yerleri dahil kamusal ve özel alana giriş yaparken aşı kartını göstermesi zorunluluğu getirdi. Ben Uyanığım kuruluşu, Evax sisteminde yer alan tüm verilerin araştırılması ve denetim tamamlanana kadar Sağlık Bakanlığı tarafından getirilen zorunluluğun ertelenmesi çağrısında bulundu.
Tunus Sağlık Bakanlığı Medya Merkezi Direktörü Lütfi el-Alani, yetkili makamlar tarafından tüm aşılarını olmuş kişilere verilen aşı pasaportunun Avrupa Birliği’ne (AB) üye devletler tarafından tanındığı ve kabul görüldüğünü açıkladı. Sağlık Bakanlığı tarafından yapılan açıklamada AB tarafından verilen aşı pasaportunun da Tunus hükümetince kabul edildiği belirtildi.
Bakanlık, 20 Aralık tarihinde 5 kişinin koronavirüs nedeniyle hayatını kaybettiğini, toplam yapılan 9 bin 347 testten 347’sinin pozitif çıktığını açıkladı. Günlük yapılan testlerin pozitif çıkma oranı yüzde 3,71 olarak belirtildi.
Tunus’ta salgının ortaya çıkmasından bu yana toplamda 25 bin 485 kişi hayatını kaybetti. Hastanede yatan koronavirüs hastalarının sayısının 30’u yeni vaka olmak üzere 222 olduğu açıklandı. Yoğun bakım servislerinde tedavi gören kişi sayısının 78 olduğu belirtilirken 11 kişinin suni solunum cihazına bağlı olarak nefes aldığı açıklandı.



Hizbullah'a "çağrı cihazı" operasyonunun detayları ortaya çıktı

Hizbullah destekçileri, çağrı cihazlarının patlatılmasıyla öldürülenler için dün cenaze töreni düzenlemişti (AFP)
Hizbullah destekçileri, çağrı cihazlarının patlatılmasıyla öldürülenler için dün cenaze töreni düzenlemişti (AFP)
TT

Hizbullah'a "çağrı cihazı" operasyonunun detayları ortaya çıktı

Hizbullah destekçileri, çağrı cihazlarının patlatılmasıyla öldürülenler için dün cenaze töreni düzenlemişti (AFP)
Hizbullah destekçileri, çağrı cihazlarının patlatılmasıyla öldürülenler için dün cenaze töreni düzenlemişti (AFP)

Lübnan'da Hizbullah'ın çağrı cihazlarının ardından telsiz, radyo ve güneş enerjisi panellerinin patlatılmasıyla bölge topyekun savaşa doğru sürükleniyor. 

17 Eylül'de Hizbullah'ın kullandığı çağrı cihazlarında eş zamanlı patlamalar yaşanmış, ikisi çocuk 12 kişi hayatını kaybetmiş, 2 bin 800 kişi de yaralanmıştı. 

Dün de ülkedeki telsiz, radyo ve güneş enerji sistemlerinde patlama gerçekleşti. En az 20 kişinin öldüğü, 450'den fazla kişinin de yaralandığı bildiriliyor. Lübnanlı yetkililer, olaydan İsrail'i sorumlu tutarken Tel Aviv'den henüz açıklama gelmedi.

Diğer yandan saldırıyla ilgili bilgiye sahip olan fakat adlarının gizli tutulmasını isteyen kaynaklar, Amerikan gazetesi New York Times'a (NYT) operasyonun ardında İsrail'in olduğunu doğruluyor. 

Mossad'ın BAC Consulting adlı bir paravan şirket kurduğu ve çağrı cihazlarını bubi tuzağına dönüştürerek Lübnan'a soktuğu iddia ediliyor. Macaristan merkezli bu paravan şirket, kağıt üstünde Tayvanlı Gold Apollo firması adına çağrı cihazı üretiyor. Kimliklerinin açıklanmasını istemeyen İsrailli istihbaratçılar, buna ek olarak operasyonda en az iki paravan şirket daha oluşturulduğunu belirtiyor. 

Kaynaklar, AR-924 model numaralı cihazların bataryalarına patlayıcı bir madde olan pentaeritritol tetranitrat (PENT) yerleştirildiğini ve bunların 2022 yazında Lübnan'a gönderildiğini ifade ediyor.

Hizbullah, İsrail istihbaratı tarafından takip edilmemek için cep telefonlarını bırakıp çağrı cihazı kullanmaya başlamıştı. Kaynaklar, bu kararın ardından milyonlarca dolarlık yatırımla üretimin artırıldığını ve Lübnan'a bubi tuzağı haline getirilmiş binlerce cihaz sokulduğunu söylüyor.

Öte yandan ikinci dalga saldırıda telsiz ve güneş enerji panellerinin nasıl patlatıldığı henüz bilinmiyor.

NYT'nin patlayan telsizlerin görüntülerinden yola çıkarak yaptığı analizde, bunların çağrı cihazlarından daha ağır ve büyük olduğuna, bu yüzden daha fazla hasar yarattığına işaret ediliyor. 

Ayrıca telsizlerin patlamasıyla daha büyük yangınlar çıktığına, bunun da çağrı cihazlarına kıyasla telsizlere daha fazla patlayıcı yerleştirilmiş olabileceğini gösterdiğine dikkat çekiliyor.

Lübnan'ın açıkladığı rakamlara göre telsizlerin patlatılmasıyla en az 71 ev ve dükkanla 18 sivil araç ve motosiklet yandı. 

Telsizlerden bazılarında Japon firması Icom'un amblemi görülüyor. Ancak şirket, IC-V82 model numaralı telsizlerin ve bunlarda kullanılan bataryaların üretiminin neredeyse 10 yıl önce durdurulduğunu belirtiyor. Patlayıcıların bu cihazlara nasıl yerleştirildiğiyse henüz netleştirilemedi. Icom, bu telsizlerin sahte olabileceğini öne sürüyor.

Lübnan medyasındaki haberlerde, saldırıda en az iki güneş enerjisi panelinin de alev aldığı bildiriliyor. Saldırılarda çıkan küçük çaplı yangınların söndürüldüğü bildirilirken, patlamada bir kız çocuğunun yaralandığı aktarılıyor. Ancak bu panellerin infilak ettirilen diğer cihazların etkisiyle mi alev aldığı yoksa uzaktan kumandayla mı patlatıldığı belli değil. 

Amerikan düşünce kuruluşu Soufan Center'dan Clara Broekaert, CNN'e açıklamasında saldırı dalgasının Lübnan halkının psikolojisini olumsuz etkilediğini ve Hizbullah üzerinde misilleme baskısı oluşturduğuna dikkat çekerek şunları söylüyor:

Saldırılarda günlük hayatın böylesine korkunç, beklenmedik ve geniş ölçekte kesintiye uğratılması, misilleme yapılmasına yönelik ekstra bir baskı yaratacaktır diye düşünüyorum. İnsanlar yaşananların hesabının sorulduğunu görmek istiyor.

Üst üste gelen saldırıların ardından dün Hizbullah, İsrail sınırındaki el-Merc bölgesine füze fırlattı. İkisi ağır 8 İsraillinin yaralandığı bildirilirken, bu kişilerin sivil veya asker olduğuna ilişkin bilgi paylaşılmadı.

Independent Türkçe, Times of Israel, New York Time, Japan Times, CNN, France 24