Lübnan Başbakanı Mikati uzlaşıya karşı çıktı

Guterres uzlaşının ayrıntıları konusunda öfkelendi.

Lübnan Başbakanı Necib Mikati.
Lübnan Başbakanı Necib Mikati.
TT

Lübnan Başbakanı Mikati uzlaşıya karşı çıktı

Lübnan Başbakanı Necib Mikati.
Lübnan Başbakanı Necib Mikati.

Lübnan Başbakan Necib Mikati’nin ‘çözümü’ reddetmesi, Cumhurbaşkanı Mişel Avn’ın desteği ve Hizbullah’ın zımni onayı ile kendisini Hristiyan sokacağına dair bahse giren Özgür Yurtsever Hareket lideri Milletvekili Cibran Basil açısından kayba neden oldu. Öyle ki çözüm, Beyrut Limanı’ndaki patlamaya ilişkin soruşturmaya dair anlaşmazlığın giderilmesi karşılığında Anayasa Konseyi’nin seçim yasasına itirazı onaylamasını hedefliyor. Eski bir hükümet yetkilisinin Şarku’l Avsat’a yaptığı açıka-lamaya göre Mikati’nin tavrı, Bakanlar Kurulu’nu kurtardı ve yargıyı korudu. Kaynağa göre bu çözümün (anlaşmanın) aydınlığa ulaşmasına izin verilirse onlarca yargıcın istifası da engellenmiş olacak. Ayrıca söz konusu tavır, Basil başkanlığındaki Güçlü Lübnan Bloğu tarafından sunulan seçim yasası için önerilen değişikliklere yönelik itiraza karşı gelinerek Anayasa Konseyi’nin güçlendirilmesine de katkı sağladı.
İsminin açıklanmasını istemeyen hükümet yetkilisi, Anayasa Konseyi’nin, itirazı kabul etmeyerek siyasi sistemin elinde bir araç olmadığı ve itirazları incelerken Basil’in siyasi hesaplarını benimsemediği mesajını vermek istediğini vurguladı.
Yetkili, Basil ile anlaşarak Cumhurbaşkanı’nın örtüsü altında çözümü yürürlüğe koymaya hazırlanan tarafın Hizbullah olduğunu belirtti. Ayrıca çözümün Yüksek Yargı Konseyi Başkanı Yargıç Suheyl Abbud, Cumhuriyet Savcısı Yargıç Gassan Uveydat ve Devlet Şura Konseyi Başkanı Yargıç Fadi İlyas’ın görevden alınmasını sağladığını söyleyen yetkili, Mali Başsavcı Yargıç Ali İbrahim’in de görevden alınanlar arasına dahil edildiği iddiasını ise yalanladı.
Yetkiliye göre görevden alınmalar, söz konusu yargıçların yerine yenilerinin atanmasına yer açmak için, oturumların başlaması koşullarının sağlanması yolunda Bakanlar Kurulu’nun kararıyla gerçekleşti.
Yetkili açıklamasını şöyle sürdürdü:
“Yargıç Abbud’un yerine bir yargıcın atanması, Temyiz Mahkemesi Yüksek Heyeti başkanlığında gerçekleşti. Heyet, Beyrut Limanı’ndaki patlama konusunda başbakanlar ve bakanların yargılanma ve Yüksek Konsey’e sevk edilme adımını diğer sanıkların yargılanma sürecinden ayırma kabiliyetine sahip.”
Yetkili ayrıca Yargıç Uveydat’ın yerine bir yargıç atama hedefinin ise Avn’a ‘Lübnan Merkez Bankası Başkanı Riyad Selame’yi kara para aklama suçlamasıyla yargılamak ve onu görevden almak’ için kapı açacağını söyledi. Mikati’nin arkasından hazırlanan çözümün, yargının bağımsızlığını ortadan kaldırarak yargıya, Bakanlar Kurulu’na ve Anayasa Konseyi’ne darbe indirme amaçlı olduğuna dikkat çekti. Kurul, daha önce büyük devlet kurumlarını yok etmek için dikte edilenleri kabul etmeyeceğini belirtmişti.
Yetkili sürece dair açıklamalarının devamında şu ifadeleri kullandı:
“Mikati’nin ‘Bakanlar Kurulu oturumlarını aksatacağı gerekçesiyle’ anlaşmaya direnişinin ve takası reddetmesinin yansımaları, Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Antonio Guterres’in başbakanlar Emin Cemayel, Mişel Süleyman, Fuad Sinyora ve Tammam Selam ile yaptığı görüşmenin oturum aralarına da etki etti. Öyle ki söz konusu isimler bazı ayrıntıları Genel Sekreter’e anlatmak zorunda kaldı.”
Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgilere göre Mikati, anlaşmanın bir tarafı değildi ve Guterres ile yaptığı görüşmede anlaşmanın bazı detaylarını kendisine açıkladı. Ardından alelacele bir şekilde Meclis Başkanı Nebih Berri ile görüştü ve kendisinden ‘bu konudaki temasların varlığını’ saklamadı. Berri ise Mikati’ye ‘bu yolla ilerlemenin kendisine ne kazandıracağını’ sordu.
Berri de daha sonra Mikati ile temaslarını hızlandırırken Temsilciler Meclisi Başkanı, Başbakan’a ‘kendisiyle aynı fikirde olmayacağını ancak yaşananların da iş birliğinin devam etmesine engel olmayacağını’ söyledi. Bu bağlamda bazı gözlemciler, Berri’nin Basil’i kurtarmanın yanı sıra siyasi etkisini kullanmaktan vazgeçmeyen müttefiki Hizbullah’ın arzusu doğrultusunda Mikati’nin nabzını yokladığını ifade etti.
Bununla birlikte Mikati, Berri ile görüşmesinden memnun değildi. Ancak ‘yalnızca protesto olarak değil, hiçbir şeyin arkasından ilerlemediğini ve kurumları korumak yerine yok etmekle suçlanamayacağını belirtmek için’ Avn ile temasa geçmek üzere inisiyatif aldı.
Anlaşma, kâğıt üzerinde kaldı. Yalnızca Avn döneminin son yılını kurtarmayı amaçlayan bir anlaşmadan ve onu tek başına savunan Basil’i yüzüstü bırakmak için yapılmış bir uzlaşıdan başka bir şey değildi. Eski hükümet yetkilisinin de dediği gibi anlaşma ‘meçhul tarafların ellerinde doğdu.”
Öyle görünüyor ki Basil, Başbakan’ı ve Şii İkili’yi ‘kendisini yalnız bıraktıkları için cezalandırma girişiminde bulunmaya’ başladı ve saldırısında ‘dörtlü ittifakı’ andı. Kendisi, Avn’ın Paris sürgününden Beyrut’a dönüşünün ve 2005’teki yasama seçimlerine katılmasının hemen ardından Avn’ın ortaya koyduklarına benzer bir şekilde, Hristiyan sokaklarında sinir uçlarıyla oynadığına inanıyordu. Avn, bu seçimlerde (böyle bir ittifak olmasa da) kendisini zayıflatmak için ittifak kurdukları gerekçesiyle rakiplerine karşı yarışmıştı. Her ikisi de Sünni mezhebine mensup ve Anayasa Konseyi’nin iki üyesi. Ayrıca Basil’in parlamento bloğu tarafından sunulan itirazı kabul etmek üzere yeterli sayıda güven elde edemeyen Anayasa Konseyi Başkanı Yargıç Tannus Meşleb’in de yanında yer alıyorlar.



ABD Savunma Bakanı, ülkesinin ‘Lübnan'da diplomatik çözüme’ bağlılığını vurguladı

ABD Savunma Bakanı Lloyd Austin, İsrailli yetkililerle daha önce yaptığı bir toplantıda (AP)
ABD Savunma Bakanı Lloyd Austin, İsrailli yetkililerle daha önce yaptığı bir toplantıda (AP)
TT

ABD Savunma Bakanı, ülkesinin ‘Lübnan'da diplomatik çözüme’ bağlılığını vurguladı

ABD Savunma Bakanı Lloyd Austin, İsrailli yetkililerle daha önce yaptığı bir toplantıda (AP)
ABD Savunma Bakanı Lloyd Austin, İsrailli yetkililerle daha önce yaptığı bir toplantıda (AP)

ABD Savunma Bakanı Lloyd Austin dün (Cumartesi) İsrailli mevkidaşı Yisrael Katz ile yaptığı telefon görüşmesinde, ABD'nin ‘Lübnan'da diplomatik bir çözüme’ olan bağlılığını yineleyerek, ülkesinin Hizbullah'a karşı ‘kararlılıkla’ hareket etmeye devam edeceğini bildirdi.

Lübnanlı yetkililere göre bu açıklama, İsrail ile Hizbullah arasındaki savaşın kızıştığı ve İsrail ordusunun Beyrut'un yanı sıra güney ve doğu Lübnan'da gerçekleştirdiği saldırılarda onlarca kişinin öldüğü bir dönemde geldi.

ABD Savunma Bakanlığı (Pentagon) Sözcüsü, Austin'in ‘ABD'nin Lübnan'da İsrailli ve Lübnanlı sivillerin sınırın her iki tarafındaki evlerine güvenli bir şekilde dönmelerini sağlayacak diplomatik bir çözüme olan bağlılığını yinelediğini’ söyledi.

Katz ise İsrail'in ‘kararlı bir şekilde hareket etmeye devam edeceğini’ vurguladı.

Şarku’l Avsat’ın AFP'den aktardığına göre Katz, İsrail'in kuzeyinde yaşayanların evlerine dönebilmeleri için ülkesinin ‘Hizbullah'ın terör altyapısını hedef alma ve terörist liderleri ortadan kaldırma’ konusundaki kararlılığını yineledi.

Gazze savaşı sırasında Hizbullah ve İsrail arasında bir yıl süren sınır ötesi bombardımanın ardından İsrail ordusu eylül ayı sonunda askeri operasyonlarının ağırlık merkezini Lübnan ile olan kuzey cephesine kaydırdığını duyurdu. O zamandan bu yana Beyrut'un güney banliyöleri, doğu ve güney Lübnan'daki Hizbullah kalelerini merkez alan yıkıcı bir hava saldırısı kampanyası başlattı ve ardından Güney Lübnan'da kara operasyonlarına başladığını bildirdi.

Lübnan Sağlık Bakanlığı'na göre Ekim 2023'ten bu yana Hizbullah ile İsrail arasındaki çatışmalar Lübnan'da en az 3 bin 650 kişinin ölümüne neden oldu.

Konuyla ilgili olarak Lloyd Austin, İsrail hükümetini Gazze Şeridi'ndeki vahim insani durumu iyileştirmek için harekete geçmeye devam etmeye çağırdı ve ABD'nin Amerikan vatandaşları da dahil olmak üzere tüm esirlerin serbest bırakılmasını sağlama konusundaki kararlılığını bir kez daha yineledi.

Bu açıklama, Washington'un geçen hafta İsrail'in Gazze Şeridi'ne insani yardım konusunda ABD yasalarını ihlal etmediğini açıklamasına rağmen, askeri yardımın bir kısmını askıya alma tehdidinden bir ay sonra geldi.

Birleşmiş Milletler (BM) ve diğer örgütler, özellikle İsrail'in cuma günü Filistin topraklarındaki mevcut savaşı tetikleyen 7 Ekim 2023 tarihli Hamas saldırısına karışan iki komutanı öldürdüğünü açıkladığı kuzey Gazze'de kötüleşen insani durumu kınıyor.

Pentagon'a göre Katz ile yapılan telefon görüşmesinde İsrail'in mevcut operasyonları da ele alındı ve Austin Washington'un ‘İsrail'in güvenliğine olan sarsılmaz bağlılığını’ yineledi.