Tunus’ta, hükümetin kemer sıkma kararı tartışmaya neden oldu

Başkent merkezinde Cumhurbaşkanı Kays Said’in kararlarına karşı yapılan gösterilerden bir kare (EPA)
Başkent merkezinde Cumhurbaşkanı Kays Said’in kararlarına karşı yapılan gösterilerden bir kare (EPA)
TT

Tunus’ta, hükümetin kemer sıkma kararı tartışmaya neden oldu

Başkent merkezinde Cumhurbaşkanı Kays Said’in kararlarına karşı yapılan gösterilerden bir kare (EPA)
Başkent merkezinde Cumhurbaşkanı Kays Said’in kararlarına karşı yapılan gösterilerden bir kare (EPA)

Tunus hükümetinin ekonomi programının özelliklerini açıklanması, siyasi ve toplumsal çevrelerde geniş çaplı tartışmaya neden oldu. Tartışmaların nedeni, açıklanan hükümet prosedürlerinin, devlet harcamalarında azaltma, yeni vergi prosedürleri uygulama, enerji ürünlerin ve sübvansiyonlu ürünlerin fiyatlarının artırılması ve kamu sektöründe maaşların düşürülmesi gibi kararları kasıyor olmasıydı.
Tunus Genel İşçi Sendikası (UGTT) Genel Başkanı Nureddin Tabubi, çalışan kadınlara yönelik bir konferansta, UGTT liderlerinin hükümet tarafından sunulan ekonomi programını kabul etmeyeceklerini belirterek “Hükümet hangi maaştan bahsediyor? Daha da düşürmek istediğiniz aylık ücret zaten ne kadar ki?” sorularını yöneltti. Tabubi ‘imkansız bir prosedür’ olarak değerlendirdiği maaşların düşürülmesi önerisi karşısında, UGTT’nin sessiz kalmayacağını zira Tunus’taki maaşların uluslararası düzeyde en düşükler arasında olduğunu belirtti.
Hükümet’in UGTT’ye sunduğu belgede birçok tartışmalı öneri yer alıyordu. Bunlardan en dikkat çekenleri arasında, enerji maddelerindeki sübvansiyonları kademeli olarak kaldırılarak, endüstriyel ve evsel tüketime yönelik akaryakıt, elektrik ve gaz fiyatlarında yüzde 5 yerine yüzde 3 oranında sübvansiyon sağlayarak ürün fiyatını otomatik ayarlama mekanizması artırmanın yanı sıra elektrik ve gaz fiyatlarının otomatik kontrolü için bir komite oluşturulması yer alıyordu.
Hükümet tarafından hazırlanan belgede ayrıca, binlerce çalışanın işten çıkarılması veya erken emekliliğin verilmesinin yanı sıra kamudaki atamaların dondurulması yoluyla çalışanların maaş ödemelerinin yapılmasına yönelik bir teklifi kapsıyor. Sosyal kurumlar bunları, Tunus’ta sosyal istikrar açısından sıkıntı yaratacak acı verici bir yapısal reform olarak değerlendirdi.
Hükümetin uygulamayı istediği planlar arasında, yüzde 10’luk bir ücret kesintisi, 5 yıllık bir süre için ücret ödemelerinin dondurulması, bazı maddelere yönelik devlet sübvansiyonlarının gözden geçirilmesi ve başka reformlar oluşan diğer bir paket de yer alıyor.
Tabubi “Toplumun gelirlerinde net bir düşüşün yanı sıra satın alma gücünde bir kötüye gidiş durumu hakim. Bu nedenle, ülkede önemli ve etkili bir kurum olarak UGTT bu mücadelenin ön saflarında yer alacak” açıklamasında bulunurken, ülkede gerginlik durumu nedeniyle sosyal çevrelerde bir patlama yaşanmasına karşı uyarıda bulundu.
Açık bir şekilde hükümete meydan okuyan Tabubi: “Eğer bir kalkınma, ilerleme ve gelişme savaşı istiyorsanız, UGTT en önde alır ancak kemiklerin kırıldığı bir savaş istiyorsanız, buna da hazırız zira başka bir seçeneğimiz yok” ifadelerini kullandı.
Tunus hükümeti, Cumhurbaşkanı Kays Said’in 25 Temmuz’da istisnai kararlar aldığını açıklamasının bu yana, bir ekonomik ve yapısal reformlar paketi karşılığında Dünya Bankası ile bir borç alma programına yönelik müzakerelerin yeniden başlatılmasını talep etmişti. Söz konusu reform paketinin, maaşlar, vergiler, sübvansiyonlu maddelerin yanı sıra kamu kurumlarının reformlarına değinmesi bekleniyor.
Diğer yandan, Enas el-Hiras hapisteki müvekkili, El-Kerame (Onur) Koalisyonu Başkanı Milletvekili Seyfettin Mahluf’un hapsedilmesinin arkasındaki sebeplerden bazılarını açıkladığı bir mektubu içeriğine dair bilgiler paylaştı.. Avukat el-Hiras, Maluf’un mektubunda, sivillerin askeri mahkemelerde yargılanmasını engelleyen yasa tasarısıyla güvenlik birliklerini, çek yasasının gözden geçirilmiş bir taslağıyla Tunus bankalarını, mali muhasebe kanunu taslağı ile siyasi partileri rahatsız etmiş olduğunu itiraf ettiğini belirtti.
Maluf mektubunu alaycı bir şekilde, Tunus halkına hizmet etmeye yönelik yeminini yerine getirdiği için özür dilediğini belirterek sonlandırdı.



Türkiye Dışişleri Bakanı: Suriye'deki durum “kırılgan ve tehlikeli”

Türkiye Dışişleri Bakanı Hakan Fidan (Türkiye Dışişleri Bakanlığı)
Türkiye Dışişleri Bakanı Hakan Fidan (Türkiye Dışişleri Bakanlığı)
TT

Türkiye Dışişleri Bakanı: Suriye'deki durum “kırılgan ve tehlikeli”

Türkiye Dışişleri Bakanı Hakan Fidan (Türkiye Dışişleri Bakanlığı)
Türkiye Dışişleri Bakanı Hakan Fidan (Türkiye Dışişleri Bakanlığı)

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Suriye'deki durumu "kırılgan ve tehlikeli" olarak nitelendirerek, ülkesinin güney komşusunun birliğinden yana olduğunu ve Şam'daki yeni yönetimi uluslararası topluma açılmaya teşvik ettiğini söyledi.

Fidan, Türkiye'nin Suriye'ye yaklaşımının, Suriye'ye ilişkin temel kararların Suriyeliler tarafından alınması ilkesine dayandığını belirtti. Hem Suriye hem de Irak'ta "kaygan zemin" ve "kırılgan ve tehlikeli" bir durum olduğunu, Türkiye'nin genel olarak bu durumu ele alma ve iyileştirme kapsayıcılığına dayanan son derece yapıcı bir dış politika izlediğini vurguladı.

Suriye tarafının Türkiye'nin kendileri için neyi temsil ettiğini iyi fark ettiğini vurgulayarak, "Oradaki kardeşlerimizle (yeni Suriye yönetimi) bazı istişarelerde bulunuyoruz ve Suriye bölgesinin birliğine önem veriyoruz" ifadelerini kullandı.

Görsel kaldırıldı.
Fidan, dün gece televizyon röportajında ​​konuşuyor (TC Dışişleri Bakanlığı)

Fidan, dün gece 24TV'ye verdiği röportajda, yeni Suriye hükümetinin diğer ülkelerle çıkarlarını ilerletmek için atacağı adımların önemli olduğunu söyledi.

Türkiye'nin, Suriye hükümetinin üçüncü ülkelerle görüşmeler yapmasını, uluslararası topluma yeni Suriye'nin mahiyetini anlatma çabalarının doğal bir adımı olarak gördüğünü ve bunu önemli bulduğu için açıkça teşvik ettiğini ifade etti. Fidan, hedeflediği üçüncü ülkelerin hangileri olduğunu belirtmezken, Suriye Devlet Başkanı Ahmed el-Şara son günlerde ülkesindeki durumu yatıştırmak için İsrail ile dolaylı temaslarda bulunduğunu söyledi. Şara yönetimi, İbrani devletiyle dolaylı temasların yanı sıra Batı ve Arap ülkeleriyle de temaslarını sürdürüyor.

Eski rejim döneminde Suriye'ye uygulanan yaptırımların kaldırılması gerektiğini vurgulayan Fidan, Avrupa Birliği ve ABD tarafından uygulanan yaptırımların kaldırılması için çaba sarf edilmesi gerektiğini, bölgedeki bazı ülkelerin tutumlarındaki ayrışmanın diyalog ve ikna yoluyla çözülmesi gerektiğini kaydetti.

PKK'nin Suriye'deki varlığına, örneğin Suriye Demokratik Güçleri'nin (SDG) öncülüğündeki Kürt Halk Koruma Birlikleri (YPG) üzerinden ve Suriye Kürt Demokratik Birlik Partisi'nin (PYD) Türkiye'de devam eden PKK'yi tasfiye sürecine yönelik izleyeceği yola ilişkin soruya Fidan, "Bizim için önemli olan, Türkiye'yi başından beri etkileyen silahlı terörist unsurların artık bölgede olmamasıdır" dedi.

"PKK kendini feshedip silah bırakmaya karar verirse, bunun Suriye ve Irak'taki varlığını nasıl etkileyeceğini zamanla hep birlikte göreceğiz."

Fidan, "Suriye ve Irak'taki durum istikrarsız ve Kürdistan İşçi Partisi'nin (PKK) Türkiye içindeki varlığı neredeyse imkânsız hale geldi. Ancak bu iki ülkenin toprakları hala işgal altında. Onlara adım atmaları gerektiğini söylüyoruz ve topraklarının işgalinden de rahatsız olduklarını kaydediyoruz" diye devam etti.

Görsel kaldırıldı. Amerikan güçleri Suriye'nin kuzeydoğusundaki Kamışlı'da (AFP)

Geçtiğimiz hafta Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile ABD Başkanı Donald Trump arasında Suriye'deki durum ve ABD'nin çekilme planlarını ele alan telefon görüşmesiyle ilgili olarak Fidan, "ABD'nin Suriye'deki askeri varlığı mutlak gereklilik değildir" ifadelerini kullandı.

ABD'nin, terör örgütü DEAŞ'a karşı mücadelede müttefik olarak Kürt birliklerine verdiği destek, Ankara ile Washington arasındaki tartışmalı konulardan biri. Türkiye, DEAŞ'a karşı mücadelede Suriye hükümetine destek vermeyi ve binlerce DEAŞ üyesi ve ailelerinin tutulduğu cezaevlerinin güvenliğini SDG yerine sağlamayı teklif etti. Türkiye ayrıca Suriye'de örgütle mücadele etmek için Ürdün, Irak, Suriye ve Lübnan'ın da aralarında yer aldığı beşli bir mekanizma oluşturmak için çalışıyor. 

Fidan, Türk-Amerikan ilişkilerinin mükemmel olması gerektiğini belirterek, Erdoğan ve Trump'ın, eğer sorunlar varsa bunların çözülmesi gerektiği konusunda mutabakata vardıklarını söyledi. Trump yönetiminin, ABD'de yıllardır görülmemiş, klasik Cumhuriyetçi yaklaşımdan daha devrimci, radikal değişimi hedefleyen bir dış politika yaklaşımı benimsediğini kaydetti.

Trump'ın politikalarının Türkiye üzerindeki olası etkilerinin Türkiye tarafından yakından takip edildiğini ve birçok alanda yankılarının neler olabileceğinin görüşüldüğünü belirtti.