Biden’ın başını ağrıtan iki sorun: Rusya ve Çin

 (AP)
(AP)
TT

Biden’ın başını ağrıtan iki sorun: Rusya ve Çin

 (AP)
(AP)

ABD Başkanı Joe Biden yönetimini eleştirenler, geçtiğimiz yaz Afganistan'daki askerlerini geri çekmesinin ABD’nin güvenilirliğini sarsacağı ve rakiplerini Washington ve dostlarına karşı meydan okuyan eylemlerde bulunmaya cesaretlendireceğini söylediler. Peki, Ukrayna ve Tayvan'daki yeni gerilimlerin nedeni ABD’nin güvenilirliğinin azalması mıydı? Bu soruya doğrudan “hayır” yanıtını veriyorum. Eğer Rusya komşularını yalnızca Washington zayıfken işgal etmeye kalkışan bir ülke olsaydı, 2008 yılında Gürcistan'ın Abhazya ve Güney Osetya bölgelerini işgal eder miydi? O zamanlar George W. Bush başkandı, Irak'taki askeri varlığımızı artırmıştık ve kimse ABD’nin geri adım attığını söyleyemez. Rusya'nın ise Gürcistan ve Ukrayna gibi komşu ülkelerinde yüzlerce yıldır süregelen çıkarları söz konusu. Moskova, Oval Ofis’te kim oturursa otursun komşularına baskı yapmayı sürdürecektir. Moskova, ne tür baskı araçları kullanacağını içeriden ve dışarıdan gelecek siyasi tepkileri göz önünde bulundurarak belirlese de komşu ülkelere yönelik temel ulusal çıkarları hiç değişmiyor. Biden, Ukrayna'ya ABD askeri göndermeyeceğine söz verdi. ABD’nin Rusya’nın komşu olan ülkelere silah göndermek gibi dolaylı yollardan askeri müdahalede bulunmasının Rusya’dan askeri bir karşılığa yol açacağını bilmeliyiz.
Acaba Ukrayna, ABD’nin ulusal güvenliği için Moskova'nın eylemlerine yanıt olarak büyük bir askeri gerilimi gerektirecek kadar önemli bir konu mu?
70 yıl boyunca Sovyet cumhuriyetlerinden biri olan Ukrayna’nın Sovyet Birliği’nin kontrolünde olmasına rağmen ABD ulusal güvenliğinin güvencesi altındaydı. Cumhuriyetçi bir senatör Washington’ın Ukrayna’da nükleer silah kullanmasını önerdiğinde diğer tüm Cumhuriyetçiler utanç verici şekilde buna karşı sessiz kaldılar. Biden, Amerikalıların Ukrayna savaşına büyük bir müdahaleyi desteklemediklerinin farkında ve bu yüzden Putin’i diplomatik bir yola yönlendirmeye çalışıyor. Putin 2014 yılından farklı olarak henüz işgal adımı atmazken Biden, Ukrayna'nın bağımsızlığına ilişkin ilkelerden taviz vermedi.
Analistler ve Washington DC'deki yetkililer daha çok Çin konusunda endişeliler. ABD’li diplomat George Kennan, 1946 yılında kaleme aldığı ünlü Long Telegram’da Sovyetler Birliği'nin er ya da geç iç sorunlar nedeniyle çökeceğini öngörüyordu. Fakat bugün Washington'daki hiç kimse Çin'in çökmesini beklemiyor. Çünkü Çin, Sovyetler Birliği'nden farklı olarak ABD dahil olmak üzere dünya genelinde büyük bir ekonomiye ve önemli ticari ilişkilere sahip bir ülke. Washington, küresel ısınma gibi konularda Pekin ile birlikte çalışması gerektiğini de çok iyi biliyor. Yani Washington, yeni bir soğuk savaş yerine stratejik rekabeti hedefliyor. Pekin ile yaşamak zorunda olduğunu da kabul ediyor. Yine de onu uluslararası ticaret ve güvenlik ilkelerini görmezden gelmekten caydırmaya çalışıyor.
Biden’ın ekibi, bu amaç doğrultusunda, uluslararası ticaretin ilkelerini kabul etmedikçe Pekin'in uluslararası pazarlara erişimini engelleyecek ekonomik ittifaklar kurmaya çalışıyor. Biden yönetimi, askeri açıdan ise Batı Pasifik'teki güç dengesini yeniden kuracak ve Çin'in deniz yollarını kontrol etmeye çalışmasını yahut ABD’nin müttefiklerine saldırmasını önleyecek bir askeri çerçeve oluşturmayı hedefliyor. ABD ordusunun Afganistan'dan çekilmesi, ABD'nin bu askeri çerçeveyi oluşturma çabaları karşısında bir sorun yaratmıyor. Örneğin Avustralya, ABD yapımı nükleer denizaltılar satın almak için Fransa ile yaptığı dizel-elektrik itme sistemine sahip denizaltıların satış anlaşmasından geri çekildi. Belki de bu çok kutuplu dünya düzenindeki en önemli gelişme, Taliban'ın Afganistan'daki zaferinin ABD'nin Hindistan'ın uzun süredir bölgesel rakibi olan Pakistan ile artık yakın ilişkiler kurmasına gerek olmadığı anlamasına gelmesidir.
Böylece Washington ve Yeni Delhi arasındaki daha yakın ilişkilerin önündeki büyük bir engel ortadan kalkıyor. Üstelik son yıllarda Çin’in Hindistan’ın Himalayalar'daki sınırına yaptığı saldırılar, Hindistan'ı ABD ile iş birliğinin çok daha faydalı olduğuna ikna etti. Rus lider Putin'in Hindistan'ın güvenmediği Taliban ve en büyük düşmanı Çin ile olan ilişkileri, onu ABD'ye daha fazla yaklaşmaya itiyor. Hindistan Dışişleri Bakanı Subrahmanyam Jaishankar, geçtiğimiz Eylül ayında Avustralyalı bir gazeteciye, ABD'nin 1970'li yıllarda Vietnam'dan çekildikten sonra güçlü bir geri dönüş yaptığını ve Afganistan'dan çekildikten sonra bunu tekrar yapmasının beklendiğini söyledi.
Hindistan, geçtiğimiz yıl Çin’in gücünü dengelemek için Avustralya, Japonya ve ABD’nin QUAD olarak adlandırılan ittifakına yönelirken Washington, Yeni Delhi ile daha yakın ilişkiler kurmaktan mutlu. ABD Dışişleri Bakanı Blinken ve Savunma Bakanı Lloyd Austin, Hint mevkidaşlarıyla sık sık görüşmeler gerçekleştiriyorlar. Hindistan’ın bu yöneliminin yanı sıra Biden yönetimi, Hindistan gibi demokrasileri Rusya ve Çin gibi otoriter devletlere karşı iş birliği yapmaya teşvik etmeyi amaçlayan bir demokrasiler zirvesine de ev sahipliği yapıyor. Çin’e yapılan öfkeli eleştiriler, Pekin'in Batı tarafından ‘Savaşçı Kurt’ (Wolf Warrior) diye adlandırılan saldırgan diplomasisine karşı uluslararası toplumdan gelen olumsuz tepkilerin ABD’nin buna karşı uluslararası örgütler oluşturmasına yardımcı olduğunun farkına vardığını gösteriyor.
Şuan ise en acil soru Tayvan. Burada bu konuda çok endişeli olduğumu itiraf etmeliyim. ABD, Afganistan'dan çekilmeden çok önce, Çinli liderler Tayvan'ı anakarayla yeniden birleştirme sözü verdiler. Çin Devlet Başkan Şi Cinping, 9 Ekim'de bu politikayı bir kez daha vurguladı. Ancak her ne kadar Çinli yetkililer ABD’yi Tayvan'ı bağımsızlık arayışına teşvik etmemeleri konusunda uyarsalar da Başkan Biden, Ekim ayında ülkesinin Tayvan'ı Çin’in olası bir saldırısına karşı savunacağı sözü verdi. Daha önce bir ABD başkanının bunu açıkça ifade ettiğini hiç hatırlamıyorum. Ardından ABD'nin Hint-Pasifik Bölgesinden Sorumlu Savunma Bakan Yardımcısı Ely Ratner, 8 Aralık'ta ABD Temsilciler Meclisi’ne Çin'i caydırmak için Tayvan ordusunu güçlendirmenin ABD ulusal güvenliği için hayati önem taşıdığını söyledi. Dolayısıyla tansiyon giderek yükseliyor. Çin savaş uçakları, temkinli davranan Tayvan savaş uçaklarını korkutmak amacıyla genellikle Tayvan sınırlarına yakın semalarda uçuşlar gerçekleştiriyor. Ya bir pilot bir hata yapıp karşı tarafa ateş açarsa?
Sovyetler Birliği ile Soğuk Savaş sırasında Moskova ile Washington arasında acil durum iletişim sistemleri vardı. ABD’li ve Sovyet liderler, 1962 yılında patlak veren Küba Füze Krizi sırasında askeri bir çatışmaya sürüklenmeyi önlemenin yolunu sessizce buldular. Aynı şekilde Ortadoğu'daki 1973 yılında yaşanan Arap-İsrail Savaşı sırasında ABD ve Sovyetler Birliği nükleer kullanımına karşı alarma geçtiler. Fakat Pekin ile Washington arasında özel bir iletişim mekanizması yok. Burada ABD Savunma Bakanı Austin'in geçtiğimiz yaz Çinli mevkidaşının kendisiyle görüşmeyi reddettiğini açıkladığını söylemekte fayda var. Öte yandan Biden ve Şi'nin geçtiğimiz Kasım ayında telekonferans aracıyla gerçekleştirdikleri toplantıda, iki ülke arasındaki ilişkilerin istikrara kavuşturulması çağrısında bulunmaları olumlu bir adımdı. Liderler, iki ülkenin savunmadan sorumlu yetkililerinin yakında bir araya gelmeleri konusunda anlaştılar. Bununla birlikte ABD Senatosu geçtiğimiz hafta ABD'li üst düzey diplomat Nicholas Burns'ün Pekin'e yeni büyükelçi olarak gönderilmesini onayladı. Washington ve Pekin’in aralarında özel iletişim kanalları kurup kuramayacaklarını ve nükleer silahlar gibi zor konularda görüşmelere başlayıp başlayamayacaklarını önümüzdeki haftalarda göreceğiz.
2022 yılında Tayvan, Ukrayna veya İran'da büyük bir kriz görebileceğimizin farkına varırken, Washington ile Moskova ve Washington ile Pekin arasındaki diplomatik süreci iyileştirmeye yönelik adımların da hayati önem taşıdıklarını çok iyi biliyoruz.



Magen Oz... İsrail neden Han Yunus'ta yeni bir eksen inşa ediyor?

TT

Magen Oz... İsrail neden Han Yunus'ta yeni bir eksen inşa ediyor?

Magen Oz... İsrail neden Han Yunus'ta yeni bir eksen inşa ediyor?

İsrail ordusu bugün, aynı bölgede Hamas'a ait üç kilometreden uzun büyük bir tünelin imha edildiğini duyurduktan bir gün sonra, kuvvetlerinin “Majin Oz” adı verilen yeni bir eksenin açılışını tamamladığını açıklayarak Gazze Şeridi'ndeki Filistinlileri, özellikle de Han Yunus sakinlerini şaşırttı.

İsrail ordusundan yapılan açıklamada, “188. Tugay ve Golani Tugayı güçleri Han Yunus'un doğusu ve batısını ayıran Majin Oz ekseninin açılışını tamamladı. Eksen yaklaşık 15 kilometrelik bir mesafe boyunca uzanıyor.”

Yeni “Majin Oz” ekseni Han Yunus'un doğusunu batıdan ayıracak ve Han Yunus'un Refah'tan ayrılmasını “Morag” ekseniyle de devam ettirecek.

Resim  İsrail ordusu tarafından yayınlanan, soldan sağa çapraz olarak uzanan ve Morag ekseni ile bir noktada kesişen Magen Oz ekseninin görüntüsü

Han Yunus bölgesindeki son hamleler, İsrail'in “insani şehir” olduğunu iddia ettiği ve Refah'taki (Gazze Şeridi'nin güneyi ve Han Yunus) yüz binlerce Gazzeli’nin bir çadır alanına tıkıştırılmasına yol açacak planla aynı zamana denk geliyor.

İsrail ordusuna göre bu yeni eksen, Hamas üzerindeki “baskının” ve Han Yunus Tugayı'na karşı yürütülen savaşın çözümünün merkezi bir parçası.

Bir parçalama politikası

Ancak İsrail, Gazze'yi parçalamak ve Doha'da devam eden dolaylı müzakerelerde İsrail'in Şerit'ten tamamen çekilmesinde ısrar eden Hamas üzerinde baskı kurmak için tesadüfi coğrafi eksenler dayatma politikası izliyor.

Gazze'deki saha kaynakları Şarku’l Avsat'a yaptıkları açıklamada, "Yeni eksen İsrail'in kontrolü altındaki birçok bölgeyi kapsıyor: Kizan en-Neccar, Curti el-Lut, Şeyh Nasır, Mean, Menara, Huza'a, Absan, al-Kara'a ve Beni Suheyla." Kaynaklar, “bu bölgenin, herhangi bir Filistinlinin sınıra yaklaşmasını önlemek için sınırdan 2 kilometreden daha uzağa ulaşan geniş tampon bölgeler oluşturmayı amaçladığını,

bunun da Han Yunus'un doğu bölgesinde yaşayan yüz binlerce kişinin İsrail güçlerinin orada kalması halinde, evlerine dönmesini engellemek anlamına geldiğini” belirtti.

İsrail ordusundan yapılan açıklamaya göre yeni “Magen Oz” ekseninin ilan edilmesiyle Hamas üzerinde daha fazla baskı kurulması amaçlanıyor.

İsrail, Refah'ı Han Yunus'tan ayıran Morag ekseninden çekilmemekte ısrar ederken, İbrani medyasının Refah'ın yaklaşık 2 kilometreye kadar olan bazı bölümlerinde askeri kontrolü sürdürmesi koşuluyla “eksenden çekilmek için müzakerelerde esneklik önerdiği” yönündeki haberleri Hamas reddediyor. Hamas, tamamen çekilene kadar kademeli bir çekilme için harita ve belirli tarihler konusunda ısrar ediyor.

Hamas, özellikle geçtiğimiz ocak ayında gerçekleşen ateşkes sırasında İsrail ordusu tarafından kurulan Netzarim ekseninin (Gazze Şehri'nin güneyinde, Gazze Şeridi'nin kuzeyini merkezinden ve güneyinden ayıran) büyük bir kısmı ve Gazze Şeridi'nin kuzeyinde geçici olarak kurulan eksenlerin bir kısmını ortadan kaldırmayı başardıktan sonra, kademeli geri çekilme ve bu yeni eksenlerin ortadan kaldırılması taleplerinde ısrarcı görünüyor.

Büyük Tünel Yıkıldı

Bu arada İsrail ordusu dün, iki aydan uzun bir süre önce Han Yunus'ta yapılan operasyonlar sırasında keşfedilen büyük bir Hamas tünelini yıktığını duyurdu.

İsrail ordusundan yapılan açıklamada, güçlerinin "merkezi bir yeraltı yolunda bulunan tüneli keşfettiğini ve tamamen yok ettiğini" belirterek, tünelin "yaklaşık 3,5 kilometre uzunluğunda olduğunu ve içinde birkaç sığınak bulunduğu" kaydedildi.

Şarku'l Avsat'a konuşan Filistinli saha kaynaklarına göre “bu tünel Hamas'ın askeri kolu olan El Kassam Tugaylarına ait en uzun tünellerden biri ve tünelden birçok tünel ve açılım bulunuyor, savunma tünelleri, komuta ve kontrol için kullanılan tüneller var.”

“Tünelin Mean, Al-Menara ve Han Yunus'un güneydoğusundaki diğer bölgelerde yer aldığını” belirten kaynaklar, “tünelin Kassam Tugayları savaşçıları için savaş düğümleri içerdiğine ve bu tüneli gerek bu bölgelerde gerekse büyük tünelin açıldığı yakın bölgelerde İsrail güçleriyle savaşmak için kullandıklarına” işaret etti.

Kaynaklar, son birkaç haftalarda bu bölgelerde çok sayıda operasyon gerçekleştirildiğini ve İsrail araçlarının patlayıcı düzenekler ve tanksavar füzeleriyle hedef alındığını belirtti.

Kaynaklar, savaşın belirli bir döneminde, büyük tünelin içinde, saha komutanlarının İsrail güçlerine karşı muharebeleri yönettiği, bu güçlerin hareketlerinin izlendiği ve onlara karşı saldırı planlamak için hareketlerinin belgelendiği komuta ve kontrol için özel tüneller bulunduğuna dikkat çekti.

rtgy6u
Gazze tünelinin içindeki bir İsrail askeri, Kasım 2023 (Reuters)

İsrail güçleri, savaşın başlangıcında ve Netzarim ekseninin kontrolünde duyurulduğu gibi, bazıları 2 ve 3 kilometre uzunluğa ulaşan, bazıları Gazze Şeridi'nin kuzeyi ile merkezini birbirine bağlayan ve araçların geçtiği çeşitli büyüklükteki tünellerin imha edildiğini sık sık duyurdu.

İsrail güçleri Gazze Şeridi'nde 20 aydan fazla bir süredir faaliyet göstermelerine, Hamas'ın kabiliyetlerini önemli ölçüde yok etmeyi başardıklarını iddia etmelerine rağmen, Han Yunus örneğinde olduğu gibi girdikleri bölgelere her yeniden girişlerinde daha fazla tünel ortaya çıkarmakta ve bunları yok etmek için çalışmaktadırlar. Saha kaynakları İsrail ordusunun daha önce bu bölgede en az bir kez, bazı bölgelerde ise iki kez operasyon düzenlediğini vurguluyor.