Elon Musk ve Jack Dorsey'nin üzerinde ağız birliği ettiği Web 3.0 nedir?

Jack Dorsey ve Elon Musk, Web3'e karşı şüpheci duruşlarıyla sosyal medyada yeni bir tartışmanın fitilini ateşledi (Reuters)
Jack Dorsey ve Elon Musk, Web3'e karşı şüpheci duruşlarıyla sosyal medyada yeni bir tartışmanın fitilini ateşledi (Reuters)
TT

Elon Musk ve Jack Dorsey'nin üzerinde ağız birliği ettiği Web 3.0 nedir?

Jack Dorsey ve Elon Musk, Web3'e karşı şüpheci duruşlarıyla sosyal medyada yeni bir tartışmanın fitilini ateşledi (Reuters)
Jack Dorsey ve Elon Musk, Web3'e karşı şüpheci duruşlarıyla sosyal medyada yeni bir tartışmanın fitilini ateşledi (Reuters)

Son dönemde popülerliği artan Web 3.0 tartışmaları iki teknoloji devini, Twitter'ın kurucusu Jack Dorsey ve Tesla CEO'su Elon Musk'ı sosyal medyada yan yana getirdi.
Web 3.0, kripto paralarda kullanılan blok zincir özelliğiyle merkeziyetsiz şekilde çalışması öngörülen bir internet hizmeti sistemi.
Web 3.0'ın savunucuları, bu özellikleriyle sistemin Facebook, Google ve Amazon gibi dev şirketlerden bağımsız olarak çalışabileceğini iddia ediyor.
Öte yandan bunun gerçeği yansıtmadığını düşünenler de var. ABD merkezli sermaye şirketi Andreessen Horowitz, Web 3.0'la ilgili çalışmalara 3 milyar dolardan (yaklaşık 33,5 milyar TL) fazla yatırım yapmış, bu da Web 3.0'ın iddia edildiği kadar merkeziyetsiz ve büyük şirketlerden bağımsız bir platform olmadığına dair eleştirilere neden olmuştu.
Dorsey ve Musk da Web 3.0'a şüpheyle yaklaşanlar arasında.
Çevrimiçi ödeme şirketi Block'un CEO'su Dorsey, 21 Aralık'ta paylaştığı bir tweette Web 3.0'ın sahibinin kullanıcılar değil risk sermayesi şirketleri olduğunu söylemişti.

Dorsey paylaşımında, "Web 3.0'ın sahibi siz değilsiniz. Bunun sahibi sermaye şirketleri ve onların limitet ortaklık yaptığı şirketler. Asla onların teşviklerinden kaçamayacak. Nihayetinde bu, farklı etiket altında merkezi bir oluşum. Neye bulaştığınızdan haberiniz olsun" ifadelerini kullanmıştı.

ABD'nin önde gelen gazetelerinden The Wall Street Journal'ın Web 3.0'la ilgili haberinde kendi fotoğrafını kullanmasını da eleştiren Dorsey, "Web 3.0'la bir ilgim yok" diye yazdığı bir tweet de atmıştı.
Dorsey ayrıca Türk çizer Ercan Baysal'ın Web 3.0'la ilgili bir karikatürünü de paylaşmıştı.

Tesla CEO'su Elon Musk da 21 Aralık'ta Twitter hesabından yaptığı bir paylaşımda Web 3.0'ın "bir pazarlama sözcüğünden ibaret olduğunu" yazmıştı.  

Musk'ın ertesi gün attığı "Web 3.0'ı gören var mı? Bulamıyorum" tweetineyse, Dorsey "a'yla z arasında bir yerde" diye yanıt vermişti.
Dorsey'nin yanıtı,  Andreessen Horowitz şirketinin sosyal medyada kullandığı "a16z" adına gönderme yapıyor.

Peki tartışmalara neden olan Web 3.0 tam olarak nasıl bir sistem?
Avrupa Nükleer Araştırma Merkezi'nden bilgisayar programcısı Tim Berners-Lee, 1989'da Dünya Çapında Ağ (World Wide Web) adı verilen bir internet servisi kurmuştu.
Web 1.0 olarak kabul edilen bu sistem 1999'da yerini, daha sonradan Web 2.0 diye anılan çığır açıcı bir ağ sistemine bırakmıştı.
Son dönemde kripto para piyasasının popülerliğinin artmasıyla gündemden düşmeyen blok zincir sistemi Ethereum'un kurucusu Gavin Wood da ilk defa 2014'te Web 3.0 fikrinden bahsetmişti.
Temel olarak Web 3.0, şu an kullanılan Web 2.0'ın NFT ve kripto paralarda bulunan merkeziyetsizlik özelliği ve blokzincir teknolojisi üzerine kurulmuş yeni bir versiyonu.
Web 3.0'daki en yenilikçi özelliklerden birinin "dapp" (merkeziyetsiz uygulama – decentralized app) sistemi olması öngörülüyor.
Buna göre Web 3.0'da üretilen her içeriğin ve hizmetin ücreti Amazon, Google, Facebook ve Microsoft gibi şirketlere değil doğrudan içerikleri üreten ve hizmetleri sağlayan kişilere gidecek.
Web 3.0'ı destekleyen kişiler, merkeziyetsiz bir blok zincir temelinde çalışacak bu sistemin dev teknoloji şirketlerinin internet üzerindeki tekelini ciddi ölçüde zayıflatacağını düşünüyor.  
Independent Türkçe, CNBC, Times of India, The Verge



James Gandolfini televizyon tarihine geçen rolünü neredeyse alamıyordu

Gandolfini'nin menajeri Nancy Sanders, ünlü aktörün Tony Soprano rolünü kabul edip etmeme konusunda kararsız kaldığını söylüyor (HBO)
Gandolfini'nin menajeri Nancy Sanders, ünlü aktörün Tony Soprano rolünü kabul edip etmeme konusunda kararsız kaldığını söylüyor (HBO)
TT

James Gandolfini televizyon tarihine geçen rolünü neredeyse alamıyordu

Gandolfini'nin menajeri Nancy Sanders, ünlü aktörün Tony Soprano rolünü kabul edip etmeme konusunda kararsız kaldığını söylüyor (HBO)
Gandolfini'nin menajeri Nancy Sanders, ünlü aktörün Tony Soprano rolünü kabul edip etmeme konusunda kararsız kaldığını söylüyor (HBO)

Televizyon tarihinin en ikonik karakterlerinden Tony Soprano'yu, James Gandolfini dışında birinin canlandırdığını hayal etmek bile imkansız. Ancak dizinin yaratıcısı David Chase, başta bu konuda o kadar da emin değildi.

"Tony Soprano'yu buldum galiba"

New Jersey'li bir mafya babasının özel hayatı ve iş dünyasındaki çatışmalarını konu alan The Sopranos'un yaratıcısı Chase, Gandolfini'yi başrol için ilk izlediğinde tereddüt yaşamış. Jason Bailey'nin yeni kitabı Gandolfini: Jim, Tony, and the Life of a Legend'da (Gandolfini: Jim, Tony ve Bir Efsanenin Hayatı) yer alan ve Vulture tarafından yayımlanan bir bölüm, dizinin oyuncu seçim sürecini ve Chase'in başlangıçtaki çekincelerini detaylandırıyor.

Gandolfini'nin adı, menajeri Nancy Sanders pilot bölümün senaryosunu okuduğunda gündeme gelmiş. Senaryoyu eline alır almaz "Aman Tanrım, Tony Soprano'yu buldum galiba" diye düşündüğünü anlatıyor.

Ancak Gandolfini'nin kayıtlarını izledikten sonra Chase, "Bence çok iyi bir oyuncu ama tek bir endişem var. Yeterince tehditkar mı?" diye sormuş.

Sanders bu söz karşısında şaşkına dönmüş. "Eğer bana 'Biraz kilolu' ya da 'Saçları dökülüyor' deseydiniz anlar, kabul ederdim. Ama yeterince tehditkar mı? Bu adam tam sizin aradığınız kişi" diyerek Gandolfini'nin rol için mükemmel seçim olduğunu savunmuş.

Üç aday kaldı

Gandolfini ise senaryoyu çok sevmesine rağmen rolü alacağından pek umutlu değilmiş. Asıl endişesiyse Chase'in çalışması zor biri olma ihtimaliymiş. Deneme çekimlerinden önce Chase'le kahvaltıda buluşması istendiğinde hiç de hevesli değilmiş. Ama buluşma düşündüğünün aksine son derece keyifli geçmiş. 

Sonunda Tony Soprano rolü için üç aday kalmış: James Gandolfini, Mike Rispoli ve daha sonra dizide başka bir karaktere hayat verecek Steven Van Zandt. Deneme çekimleri sırasında Chase'in tüm şüpheleri dağılmış:

Sonunda kendini verip gerçekten okumaya başladığında, işte o anda her şey belli oldu.

Sonrasında The Sopranos, televizyonun altın çağını başlatan yapımlardan biri oldu. 1999-2007'de 6 sezon süren dizide Tony Soprano'ya hayat veren Gandolfini, televizyon tarihinin en etkili karakterlerinden biri olarak anılıyor. 

2013'te 51 yaşında kalp krizi sonucu hayatını kaybeden Gandolfini, bu performansıyla üç Emmy, 5 SAG (Screen Actors Guild) ve bir Altın Küre kazanmıştı.

Independent Türkçe, Entertainment Weekly, Vulture