Riyad’da Arap ülkeleri İnsan Kaynakları ve Sosyal Kalkınma Bakanları Konseyi: Koronavirüsün savunmasız gruplar üzerindeki etkileri endişe verici

Suudi Arabistan İnsan Kaynakları ve Sosyal Kalkınma Bakanı Mühendis Ahmed el-Racihi açılış konuşması sırasında (Şarku’l Avsat)
Suudi Arabistan İnsan Kaynakları ve Sosyal Kalkınma Bakanı Mühendis Ahmed el-Racihi açılış konuşması sırasında (Şarku’l Avsat)
TT

Riyad’da Arap ülkeleri İnsan Kaynakları ve Sosyal Kalkınma Bakanları Konseyi: Koronavirüsün savunmasız gruplar üzerindeki etkileri endişe verici

Suudi Arabistan İnsan Kaynakları ve Sosyal Kalkınma Bakanı Mühendis Ahmed el-Racihi açılış konuşması sırasında (Şarku’l Avsat)
Suudi Arabistan İnsan Kaynakları ve Sosyal Kalkınma Bakanı Mühendis Ahmed el-Racihi açılış konuşması sırasında (Şarku’l Avsat)

Riyad’da Arap ülkeleri İnsan Kaynakları ve Sosyal Kalkınma Bakanları Konseyi’nin 41. oturumu kapsamında, dün gerçekleştirilen Sosyal Dönüşüm Yönetimi Formu (MOST) kapanış oturumunda yayınlanan bildiri de  yeni tip koronavirüs (Kovid-19) pandemisinin toplumun tüm fertleri üzerinde, iş kaybı ve maaşlarının düşmesi gibi doğrudan bıraktığı olumsuz etkilere yönelik endişeleri  dile getirdi.
 Bakanlar salgın ve krizlerde başta engelliler, yaşlılar, çocuklar, mülteciler ve sığınmacılar olmak üzere zayıf ve savunmasız grupların desteklenmesinin ve pandemiden iyileşme sürecinde gençlerin, kadınların ve ailelerin rolünün güçlendirilmesinin önemine vurgu yaptılar.
Bildiride, sosyal güvenlik sistemlerinin güçlendirilmesi, işgücü piyasalarının desteklenmesi, reforme edilmesi ve yeniden yapılandırılmasının yanı sıra 2030 Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri’nin uygulanmaya devam edilmesi ve çeşitli seviyelerdeki yoksulluğa son verilmesi için çalışılması çağrısı yapıldı. Bakanlar bildiride, Kovid-19 karşıtı aşıların sağlanması gereğini belirtirken, uluslararası kuruluşların, aşıları küresel bir kamu yararı olarak ele alınması ve sadece aşılar için yüksek meblağlar ödeyen gelişmiş ülkelere değil, tüm ülkelere adil bir şekilde dağıtılması çağrısını yineledi.
Sosyal Dönüşüm Yönetimi Formu (MOST) dün Arap ülkeleri İnsan Kaynakları ve Sosyal Kalkınma Bakanları Konseyi’nin 41. oturumu kapsamında “Kovid-19 Pandemisinin Farklı Etkileri” adı altında düzenlendi. MOST’da, Arap bölgesinde Kovdi-19 etkilerinin kurtulma yollarının belirlenmesinin yanı sıra salgın hastalıklar ve krizler sırasında zayıf ve savunmasız grupların desteklenmesi amaçlanıyordu. Suudi Arabistan İnsan Kaynakları ve Sosyal Kalkınma Bakanı Ahmed el-Racihi, Kovid-19’un ortaya çıkması ve yayılmasından bu yana, dünyanın çeşitli alanlarda tanık olduğu değişimlerin, krizle mücadele için belirlenen mekanizma ve prosedürlerin yeniden gözden geçirilmesini ve Arap halklarının sosyal alanlar başta olmak üzere istek ve ihtiyaçlarının karşılanması gerektirdiğini belirtti.
Bakan Ahmed el-Racihi, Forum’un açılışı sırasında yaptığı konuşmada, Konsey’in belirleyeceği plan ve programlarının, mevcut durumda Arap bölgesinde meydana gelen değişimler karşısında kalkınma, sosyal barış ve sürdürülebilir kalkınmanın sağlanmasına yönelik yeni vizyonlar ve hedefler ile, gerçek bir yanıt sağlaması gerektiğini belirtti.
Racihi “Bugün sadece bu pandemi karşısında değil, ortaya çıkabilecek diğer salgın hastalıklar ve krizler karşısında da zayıf ve savunmasız grupları desteklemeye odaklanmak ve Arap bölgesinin bu salgının etkilerinin kurtulma yöntemlerini birlikte planlamak için bir araya geldik” ifadelerini kullandı. Forum iki oturum olarak gerçekleştirildi. Forum başlığı altında bir dizi konu tartışılırken, birçok bakan ve üst düzey katılımcı konuşma yaptı. Kovid-19 pandemisini ve toplumsal yansımalarını kontrol altına alma ve bu etkilerden kurtulma yollarının belirlenmesine yönelik oturumda, Bahreyn Çalışma ve Sosyal Kalkınma Bakanı Cemil bin Muhammed Humidan Kovid-19 etkilerinden kurtulma programının, zor zamanlardan çıkarılan bazı derslere ve insanlığın yaşadığı deneyimlere dayanmasına gerektirdiğini söyledi. Bakan ayrıca bu amaçla, mevcut aşamadaki işsizlik oranları ve Arap ülkeleri arasında ve diğer ülkelere karşılaştırmalı olarak iyileşme seviyelerinin incelenmesinin gerekli olduğunu de belirtti.
Bahreynli Bakan eğitim ve eğitime yönelik reforma odaklanılmasının, birçok mezunu çekebilecek etkili faaliyetlerin incelenmesinin, koruyucu fonlar ve sosyal sigortalardaki dengesizliklerin giderilmesinin, gelecekteki zorluklarla başa çıkılmasını sağlamak ve vatandaşları başka krizlere maruz kalmaktan korumak için zorunlu bir görev olduğunu vurguladı.
Arap Sosyal Sorumluluk Konseyi (The Arab Council for Social Responsibility) Genel Sekreteri Randa Rizk ise, Arap ülkelerinde sosyal güvenlik önlemleri belirlemeye ve uygulamaya koymaya yönelik yenilikleri, öğrenilenleri ve deneyimleri paylaşmaya devam etmenin yanı sıra sosyal güvenlik konusunda yeniden düşünmenin son derece önemli olduğunu söyledi. Randa Rizk Arap ülkelerinin, hükümetler Kovid-19 pandemisinin etkilerinden kurtulmaya ve herkes için adil, dengeli ve sürdürülebilir bir sosyal güvenlik erişimi sağlamaya çalıştığı bir zamanda sosyal sözleşmelerini geliştirme yollarını göz önüne alma çağrısında bulundu. Bakanlar ve üst düzey yetkililer konuşmalarında, Kovid-19 pandemisin etkilerinin üstesinden gelme, bireylerin yaşam standartlarını yükseltme, yoksulluk sorunlarını ortadan kaldırma, Arap ülkelerinde kalkınma oranlarını yükseltme ve bunların sürdürülebilirliğinin sağlanması gibi Arap bölgesinin, her düzeyde karşı karşıya olduğunu sorunları gidermek  için önerilen mekanizmalar ve çözümleri ele aldılar.



Bir inanç yolculuğunun ardından... Danimarkalı mühtedi kadın, İslam’la tanışalı henüz bir yıl olmadan hacca gitti

Arafat'ın huzur dolu atmosferinde bir hacı adayı (Fotoğraf: Beşir Salih)
Arafat'ın huzur dolu atmosferinde bir hacı adayı (Fotoğraf: Beşir Salih)
TT

Bir inanç yolculuğunun ardından... Danimarkalı mühtedi kadın, İslam’la tanışalı henüz bir yıl olmadan hacca gitti

Arafat'ın huzur dolu atmosferinde bir hacı adayı (Fotoğraf: Beşir Salih)
Arafat'ın huzur dolu atmosferinde bir hacı adayı (Fotoğraf: Beşir Salih)

Mekke: Ömer el-Bedevi

Danimarka vatandaşı Liz Christensen, bir yıldan kısa bir süre önce, bir inanç sığınağı arayışı yolculuğunun ardından İslam'ı seçtiğini açıkladı.

Şarku’l Avsat ile yaptığı sohbette, dünyanın farklı yerlerinden dua ederek gelen hacıların görüntüsü de dahil olmak üzere İslam'a ait olmanın tüm tezahürlerini anlatırken sözleri gözyaşlarıyla karıştı.

Liz, bu yıl dünyanın 100 ülkesinden 2 bin 443 hacı adayını ağırlayan İki Kutsal Caminin Hizmetkârı Misafir Programı'nın bir parçası. Misafirlerin her birinin inançlarının özünü ve çevreleri üzerindeki etkisini yansıtan bir hikayesi var.

Bu misafirlerin arasında, Danimarka'dan Suudi Arabistan'a yaklaşık on saatlik bir yolculukla gelen ve Haccın büyük rüknünü yerine getirmek üzere Arafat'ta vakfeye duran, inanç atmosferiyle dolu, huşu ve sükûnet içinde, takdir-i ilahi ile kuşatılmış hacılara katılarak, kendilerine af, mağfiret, merhamet ve ateşten kurtuluş bahşetmesi için Allah'a dua etmesine vesile olan kendi hikâyesine sahip Liz de bulunuyor.

Danimarkalı mühtedi Liz Christensen, yıllarını inanç yolculuğu üzerine düşünerek geçirdi. (Şarku’l Avsat)Danimarkalı mühtedi Liz Christensen, yıllarını inanç yolculuğu üzerine düşünerek geçirdi. (Şarku’l Avsat)

Şarku’l Avsat'a konuşan Liz gözyaşlarına hâkim olmaya çalışarak şunları söyledi: “Mutluluktan ağlıyorum. Çünkü küçüklüğümden beri Tanrı'yı arıyordum. Pek fazla insanın Tanrı hakkında düşünmediği ya da konuşmadığı bir toplumda büyüdüm ama ben Tanrı'yı arıyordum.”

Liz, inanç yolculuğu boyunca yıllarını düşünerek ve tefekkür ederek geçirmiş, mantığa aykırı olduğuna inandığı şeyleri eleştirmeye cesaret etmiş ve doğayı tefekkür etmesi onu gerçeğin özünü aramaya yöneltmiş.

Liz şöyle diyor: “Dünyadaki güç her zaman galip geldi ve sonra bu güce sevgi demeye başladım. ‘Sevgi en büyük güçtür’ dedim ve bundan tatmin oldum. Sonra doğaya geçtim ve ağaçlardan çok etkilendim. Bu yüzden ağaçlara baktığımda ‘Bir şey var, bir yaratıcı var diyorum’. Zira doğaya baktığımda bunun kendi kendine olması imkânsız.”

Yaklaşık iki milyon Müslüman bu yıl Hac ibadetini yerine getirmek üzere kutsal topraklara gitti. (Fotoğraf: Beşir Salih)Yaklaşık iki milyon Müslüman bu yıl Hac ibadetini yerine getirmek üzere kutsal topraklara gitti. (Fotoğraf: Beşir Salih)

Liz kendi inanç yolculuğuna devam ederken, oğlu geçen yıl şubat ayında İslam'ı seçtiğini açıkladı ve bu onun hareketi hakkında konuşmak için bir fırsat oldu. Liz şöyle diyor: “Bana bunu anlattığında ağlıyordum ama şimdi bunun gerçek olduğunu biliyorum.”

Bu yıl yaklaşık iki milyon Müslüman'ın Hac ibadetini yerine getirdiği kutsal topraklara gelen Liz, mekânın dinginliği karşısında şaşkına döndüğünü ifade etti. “Burada olduğum ve bu kadar çok kız kardeşle konuşabildiğim için çok mutluyum” diyen Liz, Haccın inanç arayışındaki uzun yolculuğunun doruk noktası olduğunu söyledi.