Matrix serisinin 4. filmi 'The Matrix Resurrections' yarın vizyona girecek

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA
TT

Matrix serisinin 4. filmi 'The Matrix Resurrections' yarın vizyona girecek

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA

The Matrix serisinin uzun yıllar sonra gelen dördüncü filmi "The Matrix Resurrections", orijinal üçlemenin ana karakterleri Neo ve Trinity'nin dönüşünü beyaz perdeye taşıyacak.
Türkiye'deki sinema solanlarında bu hafta biri yerli olmak üzere 3 film vizyona girecek.
Keanu Reeves ve Carrie Anne Moss'un başrollerini paylaştığı, Jessica Henwick, Jonathan Groff ve Yahya Abdul-Mateen gibi isimlerin de rol aldığı bilim kurgu ağırlıklı aksiyon filmi "The Matrix Resurrections" izleyici ile buluşacak.

Sinema tarihinde kendine has bir yeri olan "The Matrix" serisinin uzun yıllar sonra gelen dördüncü filmi "The Matrix Resurrections", orijinal üçlemenin ana karakterleri Neo ve Trinity'nin dönüşünü merkezine alıyor.
Gerçeklik dünyasına geri dönüşün anlatıldığı filmde, Bay Anderson karakterini canlandıran Keanu Reeves, gerçekliğinin fiziksel mi yoksa zihinsel bir kurgu mu olduğunu anlamak ve kendini gerçekten tanımak için bir kez daha beyaz tavşanı izlemeyi seçmek zorunda kalacaktır.
Lana Wachowski'nin yönettiği filmin, Wachowski kardeşler tarafından oluşturulan karakterlere dayanarak yazılan senaryosu David Mitchell, Aleksandar Hemon ve Lana Wachowski imzası taşıyor.

"Her Şey Yolunda"
François Ozon tarafından yönetilen Fransız yapımı "Her Şey Yolunda" bir dram hikayesini sinemaya taşıyacak.
Sophie Marceau, Andre Dussollier, Geraldine Pailhas, Charlotte Rampling ve Eric Caravaca'nın rol aldığı yapım, Başka Sinema dağıtımıyla beyaz perdedeki yerini alacak.

"Dalgalar ve İzler"
Emre Kavuk'un yönetmenliğini üstlendiği "Dalgalar ve İzler" bir başlarına hayatta kalma mücadelesi veren bir anne ve kızının hikayesini anlatıyor.
Pelin Karahan, Cem Zeynel Kılıç, Meral Çetinkaya, Goncagül Sunar ile Damla Alibeşe'nin başrollerinde oynadığı filmin senaryosu Yasemin Zorlu ve Ayhan Zorlu tarafından kaleme alındı.



Ünlü oyuncu psikopat bir karakteri canlandırmak istiyor

Dakota Johnson, son filmi Tam Bana Göre'de "mükemmel eşle kusurlu eski sevgilisi arasında kalan" bir çöpçatanı canlandırıyor (A24)
Dakota Johnson, son filmi Tam Bana Göre'de "mükemmel eşle kusurlu eski sevgilisi arasında kalan" bir çöpçatanı canlandırıyor (A24)
TT

Ünlü oyuncu psikopat bir karakteri canlandırmak istiyor

Dakota Johnson, son filmi Tam Bana Göre'de "mükemmel eşle kusurlu eski sevgilisi arasında kalan" bir çöpçatanı canlandırıyor (A24)
Dakota Johnson, son filmi Tam Bana Göre'de "mükemmel eşle kusurlu eski sevgilisi arasında kalan" bir çöpçatanı canlandırıyor (A24)

Daha önce bir hippiyi de canlandırdı bir cadıyı da... Hatta kör ve medyum bir mutanta bile hayat verdi... Dakota Johnson bu kez de kanlı bir karakterin peşinde.

35 yaşındaki ABD'li oyuncu, şu sıralar Celine Song'un romantik komedisi Tam Bana Göre'deki (Materialists) performansıyla kariyerinin en iyi eleştirilerini alıyor. 

Yakında Michael Angelo Covino'nun Cannes'da büyük ilgi gören komedisi Splitsville'de de seyirci karşısına çıkacak.

Aksiyona göz kırpıyor

Hafta sonu katıldığı bir etkinlikte konuşan Johnson, bir "psikopatı" oynamaya hevesli olduğunu söyledi. Ayrıca bir aksiyon filminde rol almayı da çok istediğini belirtti:

Her şeye açığım. Sadece bazı şeylerin bir araya gelmesi gerekiyor.

Johnson bu açıklamayı, Çekya'daki Karlovy Vary Film Festivali'ne katıldığı sırada yaptı. Festivalde kendisine prestijli Başkanlık Ödülü verildi.

Johnson'ın annesi Melanie Griffith ve babası Don Johnson da kariyerleri boyunca psikopat diye tanımlanabilecek karakterlere hayat verdi. Griffith, Brian De Palma imzalı Sahte Vücutlar (Body Double) ve Jonathan Demme'nin yönettiği Vahşi Bir Şey (Something Wild) gibi filmlerde akıl sağlığı sorgulanabilir karakterleri canlandırmıştı. 

Babası Don Johnson ise 1993 yapımı gerilim filmi Günahkarlar'da (Guilty as Sin) intikamcı bir tehdit unsuru, Ustura'da (Machete) ise acımasız bir adalet savaşçısı rolünde karşımıza çıkmıştı.

Johnson'ın büyükannesi Tippi Hedren da Alfred Hitchcock'un iki filminde başrol oynamıştı: Kuşlar (The Birds) ve Hırsız Kız (Marnie).

Dakota Johnson şimdiye dek farklı türlerdeki rollerde gösterdiği başarısıyla dikkat çekse de tam anlamıyla kötü bir karakteri henüz canlandırmadı. Johnson, psikopat bir karaktere en çok korku klasiği Suspiria'nın Luca Guadagnino uyarlamasında yaklaşmıştı. Filmde Berlin’deki gizemli Markos Dans Akademisi'ne katılan genç bir dansçıyı canlandıran Johnson, kendisini büyücülük, komplolar ve cinayetlerle örülü karanlık bir dünyanın içinde buluyor. 

Independent Türkçe, Entertainment Weekly, Hollywood Reporter, Variety