Sudan ordusu, sokak gösterilerine boyun mu eğdi?

Gözlemciler, halkın gereksinimlerini karşılayan bir siyasi liderliğe ulaşılması ve dağılmayı sona erdirecek seçimlere geçilmesi gerektiğini vurguladı.

Sudan sokakları, eylemleriyle ülke içindeki siyasi denklemde önemli bir ivme haline geldi (AFP)
Sudan sokakları, eylemleriyle ülke içindeki siyasi denklemde önemli bir ivme haline geldi (AFP)
TT

Sudan ordusu, sokak gösterilerine boyun mu eğdi?

Sudan sokakları, eylemleriyle ülke içindeki siyasi denklemde önemli bir ivme haline geldi (AFP)
Sudan sokakları, eylemleriyle ülke içindeki siyasi denklemde önemli bir ivme haline geldi (AFP)

İsmail Muhammed Ali
Hartum’daki Cumhurbaşkanlığı Sarayı çevresindeki ‘milyonluk 19 Aralık yürüyüşüne’ katılan devasa kalabalığın yansımaları, hala Sudanlıların sosyal medyadaki tartışmaları, sokaklardaki konuşmaları, toplumsal olaylar ve diğer birçok konu üzerinde hâkim. Diğer bir yandan da bu kalabalık, siyasi denklemde önemli bir ivme olarak sokakların gücünü gösterdi.
Peki sokaklar, sürekli yürüyüşler düzenleyerek orduyu siyaset sahnesinden uzaklaştırabilir mi, yoksa bu imkânsız mı? Askeri bileşeni yönetimden izole etmeden Cumhurbaşkanlığı Sarayı çevresine ulaşmanın sonuçları neler? Ayrıca gelecek dönemde beklenen senaryolar neler?

Sokak uyumu
Sudan Ümmet Partisi siyasi bürosunda Politikalar Komitesi Başkanı İmam el-Hilu, yaptığı açıklamada “Devam eden devrim hareketi çerçevesinde bu günlerde sokaklarda yaşananlar, eylemcilerin son milyonluk yürüyüşte Cumhurbaşkanlığı Sarayı çevresine gelmesiyle önemli bir istasyona ulaştı. Bu durum, çok önemli işaretler içeriyor. İlk olarak sokaklar, 25 Ekim darbesini ve herhangi bir askeri yönetimi reddedici bir tavra bağlı olduğunu çok net bir şekilde ortaya koydu. İkinci olarak Cumhurbaşkanlığı Sarayı çevresindeki kitlesel eylem, halkın sesinin bu askeri kuruma ulaşması sonucunda en azından güç kullanımını reddeden düzenli bir gücün varlığının büyük bir göstergesi oldu. Üçüncü olarak siyasi güçler, sokaklar sivil yönetim çağrısı yapsa da farklılıkları nedeniyle parçalandıkları göz önüne alındığında sokaktaki devrimci dalganın gerisinde kalmaktadır. Dördüncü olarak sokakların yükselttiği üç ‘hayırın’ (ortaklık yok, müzakere yok, orduyla pazarlık yok), askeri kuruluşa değil, başta Genelkurmay Başkanı Abdulfettah el-Burhan ve yardımcısı Muhammed Hamdan Dakalo (Hemedti) olmak üzere ordu liderliğine karşı olduğu görüldü. Bu, ülkenin şu anda tanık olduğu tıkanıklık ve gerginlik durumundan çıkış yolu bulmak için siyasi güçleri ve direniş komitelerini askeri sistemle bir araya getiren bir diyaloğun mümkün olduğu anlamına geliyor” ifadelerini kullandı.
Hilu, “Artık geçiş döneminin geriye kalanını korumak önemlidir. Bu, demokratik dönüşüme ve meşruiyete geçiş için ülkeyi siyasi, ekonomik ve güvenlik açısından hazırlama aşamasıdır. Bu durum, ilgili tarafların (askeri kuruluş, siyasi ve gençlik güçleri, barış sürecinin tarafları) saflarının ‘geçiş aşamasının mutabakatla gerçek ve sakin bir ortaklığa dayalı olarak nasıl yönetileceği hakkında bir anlaşmaya varmak için’ gerekli bir hızla düzenlenmesini gerektirmektedir” dedi.
Milyonluk 19 Aralık yürüyüşünün, ‘bu yürüyüşlere büyük bir cesaretle liderlik eden her iki cinsiyetten gençleri temsilen’ güç dengesinin ortak hale geldiğini gösterdiğine vurgu yapan yetkili, “Dolayısıyla devrimi sona ve hedeflerine ulaştıracak hızlı bir atılım yapmak mümkündür” dedi. Hilu, siyasi hayatı etkileyen siyasi güçleri de çeşitli yönelimleri ile, zararlı karmaşalardan uzak, hızlı bir siyasi vizyon üzerinde anlaşmaya çağırdı.
İmam el-Hilu, gerçek bir atılım yapılmazsa, ister bir iç savaşın patlak vermesi, ister güvenlik ihlalleri ve diğer kötü senaryolar olsun, uçuruma kaymanın mümkün olduğunu söylerken, “Bu, durumun tüm askeri ve sivil güçlerin elinden kurtulacağı ve sefil ve ölümcül koşullara yol açan asi güçlerin mevcudiyeti sonucunda ülkeye hâkim olan bir kaos yaşanacağı anlamına geliyor” şeklinde konuştu.

Yurttaşlık
Şarku’l Avsat’ın Independent Arabia’dan aktardığı habere göre,  Sudanlı yazar Abdullah Adem Hatır, “19 Aralık yürüyüşlerinde, sokaklarda gerçekleşen ve doruk noktasına ulaşan kitlesel hareket bence verimli ve büyüktü. Sudanlıların ‘merkezi, totaliter ve tek boyutlu devletten herkesi kucaklayan federal sivil demokratik bir devlete geçme’ arzusunun genel hedeflerine ulaşıldı. Bu sürekli harekette gerçekte yaşanan şey, gerçek yurttaşlık durumuna ulaşma yolunda bu dizginsiz arzunun doğru bir ifadesidir. Cumhurbaşkanlığı Sarayı’na yaklaşma, otoriteye yaklaşma, ister egemen ister yürütme tarafında geçiş otoritesinin herhangi bir köşesine ulaşabilecek bir mesaja yaklaşma verileri göz önüne alındığında bu, geri çevrilemeyecek bir hedeftir” değerlendirmesinde bulundu.
Hatır, “Dolayısıyla bugün her zamankinden daha fazla ihtiyacımız olan şey, ister sivil ister askeri olsun, devrimin bileşenlerini korumaktır. Bu, sadece bireylerle değil, kurumlarla da ilgilenmek anlamına geliyor. Silahlı kuvvetler tarihi değerleri ile önemlidir. Aynı şekilde siyasi güçler, eksiklikleri ve zayıf vizyonları nedeniyle sokağın öfkesine maruz kaldı. Ancak partizanlık deneyiminden yararlanmamız ve onu geleceğe taşımamız kaçınılmazdır. Ayrıca başta gençler ve kadınlar olmak üzere her renkten sivil toplum kuruluşları ve dernekleri, yeni açılardan sorumlulukla yüzleşmek için özellikle şu anda gelişmeye ihtiyaç duyuyor. Bunların yanı sıra Sudanlı araştırmacılar, düşünürler ve aydınlar herhangi bir kurumdan daha az role sahip değil. Sivil toplum kuruluşları, merkeziyetçiliğin karanlık çevrelerinden çıkmak ve demokrasi ve federalizme dayalı yeni anayasal deneyimi inşa etmek için teknik alternatifler sağlayabilen, oldukça takdir edilen bir kurumu temsil ediyorlar” dedi.
Sudanlı yazar, “Anayasal belgede açıkça sınırlandırılan, devrimin temel anayasal eksenleri çerçevesinde siyasi ve partizan güçler arasında daha büyük bir yakınlaşma olmalıdır. Yalnızca siyasi güçler ile geniş sokaklar arasında da çok acil diyalog ve müzakereye ihtiyaç vardır. Bundan da ziyade ‘dönemin gerekliliklerini karşılayan bir siyasi liderliğe ulaşmak ve anayasal, sivil, federal ve demokratik devleti inşa eden ve dağılmaya son veren seçimlere geçmek’ için bu diyalog ve müzakere, başkent Hartum ile sınırlı kalmamalı, temel bir giriş noktası olarak ülkenin tüm farklı bölgelerini kapsamalıdır” şeklinde konuştu.

Gerilim programı
19 Aralık Pazar günü başkent Hartum ve onlarca şehir, kalabalık yürüyüşlere tanık oldu. 11 Nisan 2019’da eski Devlet Başkanı Ömer el-Beşir iktidarının devrilmesinin önünü açan 19 Aralık 2018 devriminin kıvılcımının alevlenmesinin üçüncü yıl dönümünde halk, sokaklara akın etti. Öyle ki binlerce Sudanlı eylemci, yoğun güvenlik varlığına, köprülerin kapatılmasına, göz yaşartıcı gaz, gerçek ve plastik mermilerin kullanılmasına rağmen başkentin merkezindeki Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nın çevresine ulaşmayı başardı.
Eylemciler ayrıca, sarayın girişinin önünde oturma eylemi düzenlemeye çalıştı. Sudan Merkezi Doktorlar Komitesi’ne göre güvenlik güçleri, eylemcilere aşırı şiddet uyguladı. Sudan Sağlık Bakanlığı’nın Facebook üzerinden yaptığı açıklamaya göre 1 eylemci öldü, 121’i Hartum’da ve 2’si Kassala’da olmak üzere 123 eylemci yaralandı.
Milyonluk 19 Aralık yürüyüşü, Genelkurmay Başkanı Abdulfettah el-Burhan’ın 25 Ekim’de ilan ettiği uygulamalarına karşı Aralık ayı içerisinde bu harekete öncülük eden Direniş Komiteleri ve Sudan Meslek Grupları Birliği’nin koordinasyonunda hazırlanan devrimci tırmanış programının devamı niteliğinde gelişti.
Aralık ayı kapsamındaki tırmanış programı, ilki 6 Aralık’ta, ikincisi 13 Aralık’ta ve üçüncüsü 19 Aralık’ta başlayan milyonluk yürüyüşleri kapsadı. Son olarak askeri darbeyi kınama amacıyla ve ‘askeri bileşenin ellerini hükümetten geri çekmesi, tam yetkinin sivillere devredilmesi ve devrim şehitlerinin intikamının alınması’ talepleri çerçevesinde 25 ve 30 Aralık’ta da yürüyüşler düzenlenecek. Sudan Merkezi Doktorlar Komitesi’ne göre Burhan’ın son kararlarının ardından patlak veren tırmanış nedeniyle şu ana kadar 46 kişi hayatını kaybetti.



Magen Oz... İsrail neden Han Yunus'ta yeni bir eksen inşa ediyor?

TT

Magen Oz... İsrail neden Han Yunus'ta yeni bir eksen inşa ediyor?

Magen Oz... İsrail neden Han Yunus'ta yeni bir eksen inşa ediyor?

İsrail ordusu bugün, aynı bölgede Hamas'a ait üç kilometreden uzun büyük bir tünelin imha edildiğini duyurduktan bir gün sonra, kuvvetlerinin “Majin Oz” adı verilen yeni bir eksenin açılışını tamamladığını açıklayarak Gazze Şeridi'ndeki Filistinlileri, özellikle de Han Yunus sakinlerini şaşırttı.

İsrail ordusundan yapılan açıklamada, “188. Tugay ve Golani Tugayı güçleri Han Yunus'un doğusu ve batısını ayıran Majin Oz ekseninin açılışını tamamladı. Eksen yaklaşık 15 kilometrelik bir mesafe boyunca uzanıyor.”

Yeni “Majin Oz” ekseni Han Yunus'un doğusunu batıdan ayıracak ve Han Yunus'un Refah'tan ayrılmasını “Morag” ekseniyle de devam ettirecek.

Resim  İsrail ordusu tarafından yayınlanan, soldan sağa çapraz olarak uzanan ve Morag ekseni ile bir noktada kesişen Magen Oz ekseninin görüntüsü

Han Yunus bölgesindeki son hamleler, İsrail'in “insani şehir” olduğunu iddia ettiği ve Refah'taki (Gazze Şeridi'nin güneyi ve Han Yunus) yüz binlerce Gazzeli’nin bir çadır alanına tıkıştırılmasına yol açacak planla aynı zamana denk geliyor.

İsrail ordusuna göre bu yeni eksen, Hamas üzerindeki “baskının” ve Han Yunus Tugayı'na karşı yürütülen savaşın çözümünün merkezi bir parçası.

Bir parçalama politikası

Ancak İsrail, Gazze'yi parçalamak ve Doha'da devam eden dolaylı müzakerelerde İsrail'in Şerit'ten tamamen çekilmesinde ısrar eden Hamas üzerinde baskı kurmak için tesadüfi coğrafi eksenler dayatma politikası izliyor.

Gazze'deki saha kaynakları Şarku’l Avsat'a yaptıkları açıklamada, "Yeni eksen İsrail'in kontrolü altındaki birçok bölgeyi kapsıyor: Kizan en-Neccar, Curti el-Lut, Şeyh Nasır, Mean, Menara, Huza'a, Absan, al-Kara'a ve Beni Suheyla." Kaynaklar, “bu bölgenin, herhangi bir Filistinlinin sınıra yaklaşmasını önlemek için sınırdan 2 kilometreden daha uzağa ulaşan geniş tampon bölgeler oluşturmayı amaçladığını,

bunun da Han Yunus'un doğu bölgesinde yaşayan yüz binlerce kişinin İsrail güçlerinin orada kalması halinde, evlerine dönmesini engellemek anlamına geldiğini” belirtti.

İsrail ordusundan yapılan açıklamaya göre yeni “Magen Oz” ekseninin ilan edilmesiyle Hamas üzerinde daha fazla baskı kurulması amaçlanıyor.

İsrail, Refah'ı Han Yunus'tan ayıran Morag ekseninden çekilmemekte ısrar ederken, İbrani medyasının Refah'ın yaklaşık 2 kilometreye kadar olan bazı bölümlerinde askeri kontrolü sürdürmesi koşuluyla “eksenden çekilmek için müzakerelerde esneklik önerdiği” yönündeki haberleri Hamas reddediyor. Hamas, tamamen çekilene kadar kademeli bir çekilme için harita ve belirli tarihler konusunda ısrar ediyor.

Hamas, özellikle geçtiğimiz ocak ayında gerçekleşen ateşkes sırasında İsrail ordusu tarafından kurulan Netzarim ekseninin (Gazze Şehri'nin güneyinde, Gazze Şeridi'nin kuzeyini merkezinden ve güneyinden ayıran) büyük bir kısmı ve Gazze Şeridi'nin kuzeyinde geçici olarak kurulan eksenlerin bir kısmını ortadan kaldırmayı başardıktan sonra, kademeli geri çekilme ve bu yeni eksenlerin ortadan kaldırılması taleplerinde ısrarcı görünüyor.

Büyük Tünel Yıkıldı

Bu arada İsrail ordusu dün, iki aydan uzun bir süre önce Han Yunus'ta yapılan operasyonlar sırasında keşfedilen büyük bir Hamas tünelini yıktığını duyurdu.

İsrail ordusundan yapılan açıklamada, güçlerinin "merkezi bir yeraltı yolunda bulunan tüneli keşfettiğini ve tamamen yok ettiğini" belirterek, tünelin "yaklaşık 3,5 kilometre uzunluğunda olduğunu ve içinde birkaç sığınak bulunduğu" kaydedildi.

Şarku'l Avsat'a konuşan Filistinli saha kaynaklarına göre “bu tünel Hamas'ın askeri kolu olan El Kassam Tugaylarına ait en uzun tünellerden biri ve tünelden birçok tünel ve açılım bulunuyor, savunma tünelleri, komuta ve kontrol için kullanılan tüneller var.”

“Tünelin Mean, Al-Menara ve Han Yunus'un güneydoğusundaki diğer bölgelerde yer aldığını” belirten kaynaklar, “tünelin Kassam Tugayları savaşçıları için savaş düğümleri içerdiğine ve bu tüneli gerek bu bölgelerde gerekse büyük tünelin açıldığı yakın bölgelerde İsrail güçleriyle savaşmak için kullandıklarına” işaret etti.

Kaynaklar, son birkaç haftalarda bu bölgelerde çok sayıda operasyon gerçekleştirildiğini ve İsrail araçlarının patlayıcı düzenekler ve tanksavar füzeleriyle hedef alındığını belirtti.

Kaynaklar, savaşın belirli bir döneminde, büyük tünelin içinde, saha komutanlarının İsrail güçlerine karşı muharebeleri yönettiği, bu güçlerin hareketlerinin izlendiği ve onlara karşı saldırı planlamak için hareketlerinin belgelendiği komuta ve kontrol için özel tüneller bulunduğuna dikkat çekti.

rtgy6u
Gazze tünelinin içindeki bir İsrail askeri, Kasım 2023 (Reuters)

İsrail güçleri, savaşın başlangıcında ve Netzarim ekseninin kontrolünde duyurulduğu gibi, bazıları 2 ve 3 kilometre uzunluğa ulaşan, bazıları Gazze Şeridi'nin kuzeyi ile merkezini birbirine bağlayan ve araçların geçtiği çeşitli büyüklükteki tünellerin imha edildiğini sık sık duyurdu.

İsrail güçleri Gazze Şeridi'nde 20 aydan fazla bir süredir faaliyet göstermelerine, Hamas'ın kabiliyetlerini önemli ölçüde yok etmeyi başardıklarını iddia etmelerine rağmen, Han Yunus örneğinde olduğu gibi girdikleri bölgelere her yeniden girişlerinde daha fazla tünel ortaya çıkarmakta ve bunları yok etmek için çalışmaktadırlar. Saha kaynakları İsrail ordusunun daha önce bu bölgede en az bir kez, bazı bölgelerde ise iki kez operasyon düzenlediğini vurguluyor.