Misk Sanat Haftası Suudi Arabistan’ın sanat potansiyelini açığa çıkarıyor

Misk Sanat Enstitüsü’nün Kreatif Direktörü Meşail el-Yahya: Amaçlarımızdan biri de sanatı herkes için erişilebilir kılmak

Afra ed-Zahiri "Okulun Sonu İşareti" eseri (Fotoğraflar: Ömer Al-Tamimi)
Afra ed-Zahiri "Okulun Sonu İşareti" eseri (Fotoğraflar: Ömer Al-Tamimi)
TT

Misk Sanat Haftası Suudi Arabistan’ın sanat potansiyelini açığa çıkarıyor

Afra ed-Zahiri "Okulun Sonu İşareti" eseri (Fotoğraflar: Ömer Al-Tamimi)
Afra ed-Zahiri "Okulun Sonu İşareti" eseri (Fotoğraflar: Ömer Al-Tamimi)

Gökten sanat yağıyor! Suudi Arabistan'da Aralık ayının ilk haftasında kendini böyle hissettirdi. Sanatseverler, Riyad ve Cidde'de ve ülkenin diğer şehirlerinde en yeni çağdaş ve modern sanat eserlerinin öne çıktığı ve birbiriyle yarışan sergiler ile diyalog oturumları ve atölye çalışmaları gibi çeşitli farklı etkinliklerle meşgul oldu. Riyad ve Cidde’de seyirciler en keyifli sanatsal etkinliklere sahne oldu.
 “Misk Sanat Haftası” ile başlayan kutlamaları, daha sonra birçok sergi ve etkinlik, heykel sempozyumu ve ardından da Suudi Arabistan’da bir ilk olan Diriye Bienali takip etti. Tüm bu hareketlilik katılımcıların birbiriyle çatışma veya rekabet halinde olmadıkları tek bir sistem içinde tek bir amaç halinde ortaya çıktı.  Ancak tüm bu yaratıcılık, çeşitli kurumların planları ve her birinin yeniyi üretmeyi amaçladığı kimlik hakkında sorular ortaya çıkardı.

Kültürel Diyalog Merkezi
Misk Sanat Enstitüsü keşfedeceğim ilk durak. Enstitü, sanatçıları eğitmek üzere bir yol haritası belirlemiş ve nerede olurlarsa olsunlar yetenekli kişileri öne çıkarmayı kendine görev edinmiş. Peki Enstitü yetkilileri eşzamanlı sanatsal etkinliklere nasıl bakıyorlar, herhangi bir şekilde bir sorun ve daha fazlasını sunmak için baskı oluşturuyorlar mı? Sorumu Misk Enstitüsü'nün yaratıcı direktörü Meşail el-Yahya'ya yöneltiyorum. Yahya, Misk Sanat Haftası’nın kendini farklı kılan şeye sahip olduğunu, eleştirel bir yaratıcı platform olarak, sanat alanındaki gelişmelerden gurur duyduğunu ve sanat haftamızın diğer etkinliklerinin tamamlayıcı bir hesabını temsil ettiğini düşünüyor. Misk Sanat Haftası’nın Aralık ayında sezonu başlattığını, Suudi Arabistan'da ve dünyadaki sanatsal etkinlikler takviminde yaratıcı fikirlerin ve yetenekli kişilerin bir araya gelmesine olanak sağlayan bir kültürel diyalog merkezi olarak hak ettiği yeri aldığını belirtti.
Bağımsız sergiler ile Bienal veya Heykel Forumu arasında yükselen ve kıdemli Suudi sanatçıların isimlerinin sunulduğu çok sayıda atölye vardı. Misk Sanat Haftası’nın performanslarını farklı kılan ve güçlü yönleri nelerdi? Yahya, “Misk Sanat Haftası herkese sanata erişim imkanı sağlayan açık bir alan ve davetkar bir atmosfer” diyor. Sanat haftasının, yaratıcı sektör unsurlarının toplu bir diyalog içinde halka sergiler ve eğitim programları şeklinde temsil edilen özel bir topluluğun bina edilmesine katkı sağlayan eğitici niteliği ile ayrıcalık kazandığını sözlerine ekliyor.
Etkinliklerle dolu haftanın Suudi Arabistan'dan ve dünyanın dört bir yanından çeşitli disiplinlerden on sanatçı ve yazarının katıldığı Ben buradayım, ikametgah “Mesaha”, ilgililer “Vatan: Varoluş aidiyet” başlıklı sergilerle ve Misk Art Grant ödüllü sanatçıların eserlerinin yer aldığı üç sergi aracılığıyla eserlerini sunan sanatçılar için bir ilham kaynağı olduğunu da sözlerine ekliyor.
İlk oturumunda ve mekanın kuruluşu içerisinde eserlerini sergileyen sanatçıları ve gelişimlerini takip edip etmediğini sorduğumda şöyle diyor: “Sanatçılarla ilişkimizi sürdürmek ve sanat kariyerlerindeki gelişmeleri takip etmek istiyoruz.”

İkinci sanat kütüphanesi yayını
Sanat sezonunda Enstitü, Arap görsel sanatlar sahnesinde modern ve çağdaş sanatın en önde gelen sanatçılarından bazılarını öne çıkaran öncü bir dizi sanat kitabının ilk projesi The Art Library’nin ikinci kitabını piyasaya sürdü. Bu vesileyle Suudi sanatçılar okuyuculara, sanatçının kariyerinin başlangıcından günümüze kadar modern ve çağdaş Arap sanatını etkilemiş ve şekillendirmiş olan yönlerinin bütünleşik bir resmini sunan güvenilir kaynaklar sağlamayı amaçlıyorlar. İlk kitap, öncü Suudi sanatçı Abdurrahman el-Süleyman ve Mısırlı sanatçı Adem Henin hakkındaydı. İkinci kitap, seçkin Suudi sanatçı Lulva el-Hammud ve Iraklı sanatçı Rai en-Nasiri'yi tanıtıyor. Acaba ikinci kitap da bütünüyle birinci kitaptaki gibi sanat sergilerinin temasına dönüştürülecek mi diye sormaktan geçemiyorum. Al-Yahya “Hayır” diyor ve gelecekle ilgili bir açıklama yapmamakla birlikte kitabın bölümlerinin okunmasına tanık olan bir sanat salonunun kurulması ve sanatçı Lulva el-Hammud'un katıldığı bir imza töreninin eşlik edeceğini ifade ediyor.
Misk Sanat Enstitüsü’nün sergileriyle ilgili ayırt edici şeylerden biri de, sergiye katılamayanlara veya belirli bir gösteriy, tekrar görmek isteyenlere sanal katılım sağlayan tam elektronik altyapısı.
Sergiden fiilen uzak olmasına rağmen son derece profesyonelce yürütülen sanal sunumun, izleyiciye büyük zevk verdiğini ve ona büyük bir yaratıcık ve farklılık içeren etkileşimle güzel bir deneyim yaşattığını söylemek gerekir. Pek çok kişi açısından pandemi döneminde kaygıyla dolu gerçek dünyadan uzaklaşmak için en yeni sanatsal performansları izlemek ve takip etmek adeta bir çıkış noktası oldu. Ancak sanal sergilerin varlığı, fuarlara gelen ziyaretçi sayısını etkileyecek mi? Yahya sanal gösterinin gerçek ziyaretlerle çelişkili olacağını düşünmüyor ve “Mizyonumuzun bir parçası sanatı herkes için erişilebilir kılmak. Ülkenin her yerinden ve dünyadan sanal gösterilerimize katılan ve talep eden izleyicilerimiz var. Bizim için elektronik sergiler sanat ortamını arşivlemenin bir yolu” diyor.



Sakhir Deklarasyonu: Körfez güvenliği bölünmez bir bütündür

Körfez ülkelerinin liderleri ve temsilcilerinin dün Manama zirvesinde çekilmiş hatıra fotoğrafı (SPA)
Körfez ülkelerinin liderleri ve temsilcilerinin dün Manama zirvesinde çekilmiş hatıra fotoğrafı (SPA)
TT

Sakhir Deklarasyonu: Körfez güvenliği bölünmez bir bütündür

Körfez ülkelerinin liderleri ve temsilcilerinin dün Manama zirvesinde çekilmiş hatıra fotoğrafı (SPA)
Körfez ülkelerinin liderleri ve temsilcilerinin dün Manama zirvesinde çekilmiş hatıra fotoğrafı (SPA)

Körfez İşbirliği Konseyi (KİK) üye ülkelerinin liderleri, dün Bahreyn'in başkenti Manama'da bir araya gelerek, KİK'in güvenliğinin bölünmez olduğunu vurguladılar. Altı üye ülkenin ve bölgedeki diğer tüm ülkelerin egemenliğine saygı gösterme, içişlerine karışmama ve güç kullanımını veya güç kullanımı tehdidini reddetme taahhütlerini teyit ettiler.

"Sakhir Deklarasyonu", Körfez ülkelerinin ortak güvenliği güçlendirme, Filistin devletinin kurulmasını ilerletme ve Arap dünyasındaki savaşları sona erdirme yönündeki yönelimini yansıtan çeşitli mesajlar içeriyordu.

Körfez İşbirliği Konseyi Genel Sekreteri Casim el-Budeyvi, Körfez Sivil Havacılık Otoritesi'nin kurulduğunu, Katma Değer Vergisi ve Seçici Vergi Birleşik Anlaşması'nın bazı maddelerinde değişiklik yapıldığını, Körfez Sanayi Platformu'nun başlatıldığını, Dördüncü Sanayi Devrimi için Körfez Merkezi'nin uygulanmaya başlandığını ve Gümrük Veri Değişim Platformu 2026'nın işletilmesiyle Gümrük Birliği projesinde ilerleme sağlandığını duyurdu.

Öte yandan Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Prens Muhammed bin Selman bin Abdülaziz ile Bahreyn Veliaht Prensi ve Başbakanı Prens Selman bin Hamad, dün Manama'da iki ülke arasındaki Koordinasyon Konseyi'nin dördüncü toplantısına başkanlık etti.


Veliaht Prens Muhammed bin Selman ve Meloni uluslararası gelişmeleri görüştü

Suudi Veliaht Prensi, Çarşamba günü Bahreyn'in başkenti Manama'da İtalya Başbakanı ile yaptığı görüşmeden bir kare  (SPA
Suudi Veliaht Prensi, Çarşamba günü Bahreyn'in başkenti Manama'da İtalya Başbakanı ile yaptığı görüşmeden bir kare  (SPA
TT

Veliaht Prens Muhammed bin Selman ve Meloni uluslararası gelişmeleri görüştü

Suudi Veliaht Prensi, Çarşamba günü Bahreyn'in başkenti Manama'da İtalya Başbakanı ile yaptığı görüşmeden bir kare  (SPA
Suudi Veliaht Prensi, Çarşamba günü Bahreyn'in başkenti Manama'da İtalya Başbakanı ile yaptığı görüşmeden bir kare  (SPA

Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Muhammed bin Selman bin Abdülaziz, Çarşamba günü İtalya Başbakanı Giorgia Meloni ile bölgesel ve uluslararası gelişmeleri ve yürütülen ortak çabaları değerlendirdi.

Görüşme, Bahreyn’in başkenti Manama’da düzenlenen Körfez İşbirliği Konseyi Yüksek Konseyi’nin 46. oturumu kapsamında gerçekleşti. Taraflar, iki ülke arasındaki ortak iş birliği alanlarını ve çeşitli sektörlerde ilişkilerin geliştirilmesi için atılabilecek adımları ele aldı.

u768ı
Suudi Veliaht Prensi ile İtalya Başbakanı arasındaki görüşmelerde, çeşitli alanlarda işbirliğinin boyutları ve bunların geliştirilmesi yolları ele alındı ​​(SPA)

Görüşmeye Suudi tarafında Enerji Bakanı Prens Abdülaziz bin Selman, Savunma Bakanı Prens Halid bin Selman, Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Ferhan, Devlet Bakanı ve Ulusal Güvenlik Danışmanı Dr. Musaed el-Aiban ile Yatırım Bakanı Halid el-Falih katıldı.


Manama Zirve Bildirisi: Körfez’in geleceğini çizen 162 madde

Körfez liderleri ve temsilcileri Çarşamba günü Bahreyn'in başkentinde düzenlenen 46. Körfez Zirvesi'ne katıldı (BNA)
Körfez liderleri ve temsilcileri Çarşamba günü Bahreyn'in başkentinde düzenlenen 46. Körfez Zirvesi'ne katıldı (BNA)
TT

Manama Zirve Bildirisi: Körfez’in geleceğini çizen 162 madde

Körfez liderleri ve temsilcileri Çarşamba günü Bahreyn'in başkentinde düzenlenen 46. Körfez Zirvesi'ne katıldı (BNA)
Körfez liderleri ve temsilcileri Çarşamba günü Bahreyn'in başkentinde düzenlenen 46. Körfez Zirvesi'ne katıldı (BNA)

Manama’da Çarşamba günü düzenlenen Körfez Zirvesi’nin sonuç bildirisi, ortak güvenliğin güçlendirilmesine yönelik daha açık bir Körfez yaklaşımı, Filistin devletinin kurulmasına destek, Arap dünyasındaki savaşların siyasi yollarla durdurulması ve dış müdahalelerin reddi gibi çok sayıda mesaj içerdi.

Siyasi çerçevenin yanında, Körfez içi bütünleşmeye yönelik dikkat çekici adımlar da öne çıktı. Bunların başında Körfez Sivil Havacılık Otoritesi’nin kurulması ve birleşik bir sanayi platformunun kabul edilmesi geliyor. Bu adımlar, üye ülkelerin ekonomik işbirliğini kurumsallaştırma ve daha geniş bir seviyeye taşıma iradesine işaret etti.

162 maddeden oluşan bildiride, başlangıçtan itibaren Körfez ülkelerinin güvenliğinin “bölünemez bir bütün” olduğu vurgulandı. Bir üyeyi hedef alan herhangi bir tehdidin, tüm üyelere yönelmiş bir tehdit sayılacağı ifade edildi. Bu ilke, Konsey’in temel nizamnamesi ile ortak savunma anlaşmasına dayandırıldı.

Bildiri, Kral Selman’ın ortak Körfez çalışmasını güçlendirme vizyonunun hassas ve sürekli biçimde uygulanmasının önemine dikkat çekti. Bu kapsam, savunma ve güvenlik sistemlerinin tamamlanması, siyasi tutumun birleştirilmesi ve geniş uluslararası ortaklıkların inşasını içeriyor. İlgili kurumlara, uygulamanın tamamlanması için net bir zaman çizelgesi hazırlama görevi verildi.

Ortak Körfez Çalışması başlığı altında, Konsey’in “işbirliği aşamasından birlik aşamasına geçiş” konusunda yürüttüğü istişarelerin sürdüğü belirtildi. Gerekli adımların tamamlanması için Bakanlar Konseyi ile teknik komite görevlendirildi.

frg
Bahreyn Kralı Hamad bin İsa, Çarşamba günü Manama'da düzenlenen 46. Körfez İşbirliği Konseyi zirvesine başkanlık etti (BNA)

Bildiride, gümrük veri değişim platformunun 2026’nın ikinci yarısında çalışmaya başlaması kabul edildi. Ayrıca gümrük birliğinin gerekliliklerinin tamamlanması, acil bir zaman planı hazırlanması, sınır ötesi hizmet ticaretinin düzenlenmesi ve mesleki yeterliliklerin karşılıklı tanınması talimatı verildi.

Ekonomik açıdan öne çıkan bir diğer adım ise, “Körfez’de Üretildi” forumu ve fuarının Ekim 2026’da düzenlenmesi önerisinin memnuniyetle karşılanması oldu. Bu etkinliğin, sanayi kapasitesini öne çıkarması ve ekonomik entegrasyonu güçlendirmesi bekleniyor. Ayrıca, merkezinin Birleşik Arap Emirlikleri’nde olacağı Körfez Sivil Havacılık Otoritesi’nin kurulması kabul edildi. Körfez Demiryolu Projesi’nin genel anlaşması ile ortak mülkiyetli gayrimenkuller için birleşik kurallar da onaylandı.

Bildiri, ilk Körfez yargı, adli ve yasama işbirliği konferansının sonuçlarını; parlamentoların çalışmalarını; dini değerlerin güçlendirilmesine yönelik girişimleri; yolsuzlukla mücadelede ortak strateji ve rehberleri övdü. İnsan ticaretiyle mücadele alanındaki ilerlemelere de dikkat çekildi.

Çevre ve enerji bölümünde, “Yeşil Orta Doğu” girişimi kapsamında işbirliğinin artırılmasının önemi vurgulandı. Küresel enerji piyasalarının istikrarının desteklenmesi, tüm enerji kaynaklarını dışlamayan dengeli bir yaklaşım benimsenmesi ve emisyon yönetimi teknolojilerinin geliştirilmesi gerektiği ifade edildi.

Üye ülkelerin karbon döngüsü ekonomisi yaklaşımına bağlılığı yenilendi. Bu kapsam, emisyonların azaltılması, yeniden kullanımı, geri dönüşümü ve giderilmesini içeren yöntemler; yenilenebilir enerji projeleri, temiz hidrojen ve karbon yakalama teknolojileriyle desteklenecek.

Siyasi dosyalar arasında Filistin meselesi öne çıktı. Liderler, Filistinlilerin 1967 sınırlarında, başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız bir devlet kurma hakkını desteklediklerini vurguladı. İki devletli çözümün uygulanması, işgalin sona ermesi ve İsrail ihlallerinin durdurulması çağrısında bulunuldu.

Gazze’de kuşatmanın kaldırılması, geçişlerin açılması ve insani yardımın girişine izin verilmesi gerektiği ifade edildi. Ateşkes anlaşması, Şarm eş-Şeyh Barış Zirvesi’nin çıktıları ve ilgili BM Güvenlik Konseyi kararları memnuniyetle karşılandı. Uluslararası tanımaların artması olumlu bulundu, UNRWA’ya destek ve Gazze yetimleri için bir fon kurulması onaylandı.

dfgt
Çarşamba günü Bahreyn'in başkenti Manama'da düzenlenen 46. Körfez İşbirliği Konseyi Zirvesi'nden bir kare (BNA)

Yemen konusunda, KİK’in Başkanlık Konseyi ve Yemen hükümetine tam desteği yinelendi. Ortak teknik komitenin kalkınma ihtiyaçlarını belirleme çalışmalarının sonuçları memnuniyetle karşılandı. Suudi Arabistan, BAE ve Kuveyt’in ekonomik ve insani desteği övüldü; Kızıldeniz’deki Husi saldırıları, silah kaçakçılığı ve BM personeline yönelik saldırılar kınandı.

Bildiri, İran’ın işgal altında tuttuğu üç Emirlik adası konusundaki sabit tutumu yineledi; İran’ın tüm uygulamalarının geçersiz olduğu vurgulandı. Avrupa Birliği’nin BAE’yi destekleyen pozisyonu memnuniyetle karşılandı.

Dorra (Dora) Gaz Sahası konusunda, sahadaki tüm alanların Kuveyt karasuları içinde olduğu ve mülkiyetin yalnızca Suudi Arabistan ile Kuveyt arasında paylaşıldığı vurgulandı.

Bildiride Irak, Suriye, Lübnan, Sudan, Libya ve Somali dosyaları da ele alındı. Bu ülkelerin birliği ve egemenliğinin desteklendiği; dış müdahalelerin reddedildiği ve çatışmaları sona erdirecek siyasi süreçlere çağrı yapıldığı belirtildi. Rusya–Ukrayna savaşında Körfez’in arabuluculuk girişimleri övüldü; esir değişimleri, tahıl ihracatının kolaylaştırılması ve insani destek hatırlatıldı.

Uluslararası ortaklıklar başlığında, İtalya Başbakanı’nın zirveye katılımı memnuniyetle karşılandı. ABD, Avrupa Birliği, ASEAN ve Çin ile yapılan ortak zirvelerin sonuçları övüldü ve kararlaştırılan eylem planlarının hızla uygulanması istendi.

Son olarak bildiri, 162 maddede yer alan hükümler uyarınca, Körfez’in hem ortak güvenliğini güçlendirme hem de ekonomik entegrasyonu derinleştirme yönündeki isteğini yansıttı. Aynı zamanda Filistin davasına verilen desteği ve bölgesel çatışmaların sakinleştirilmesine yönelik çabaları bir araya getiren, siyasi gerçekçilikle kurumsal çalışmayı birleştiren bir yaklaşım ortaya koydu.